16 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Zümrütten Akisler Çiklet çiğnemek belleği güçlendiriyor Ingiliz araştırmacüar British Psychologıcal Socıety konferansmda çiklet çignemenın lasa ve uzun vadede belleği %35 oranmda güçlendirdigini açıkladüar. Fakat Northumbria Universitesı arastırmacılanndan Andrew Scholey'e göre çiklet çiğnemek sanıldıgı gibi korısantrasyonda olumlu etki yaratmıyor. Denekler araştırma sırasında üç ayn gruba ayrüdüar. Btrinci grubun çiklet çıgneyerek, ıkmci grubun çıgneme hareketi yaparak üçüncü grubun ise çiklet çignemeden bazı sözcükleri, telefon numaralannı ve resımlen ezberledikleri test, çiklet çıgneyenlerın ezberlediklerini daha iyi hatırladıklannı gösterdi. Çıgnemenin belleği ne şekilde güçlendirdigini henüz kesin olarak çözemeyen bilim adamlan iki teorı uzerinde duruyorlar. Birincı teoriye göre çigneme hareketlen kalp auşlarını hızlandırarak beyne daha fazla oksijen ve besin maddelerinın ulaşmasını sağlıyor. Deney sırasında da çiklet çigneyerüerın kalplerı dalakada uç kez daha fazla atmıştı. Ikinci hipoteze göreyse de çiklet çignerken bedendeki ensülin üretimi teşvik edilmekte. Bu süreç yemek sonrasmda kan şekerini düşürür, Fakat ensülin aynı zamanda bellek oluşuınunda önerrüi bir rol oyrıayan hipokaınp bolgesini de uyaı makta. Fakat ensülin uyancılannın neden daha çok hipokamp bölgesine sızdıklan henüz açıklanamadı. A.M. Celal Şengör A.B.D. Ulusal Bilim Madalyası sahibi Nancy C Andreasen Geçenlerde 'A Beautiful Mind' (Cüzel bir Akıl) filmini görmeye gittiydim. Nobel ödulu sahibi büyük matematikçi john Nash'in acıklı yaşam öyküsünü anlatan enfes bir film. Nash'in yaşam öyküsünün acıklı yanı ağır bir şizoireniden mustarip olmasından kaynaklanıyor. 0 kadar ki, MIT'deki profesörlüğünü terkederek bir akıl hastanesine düşüyor. Sonunda kendisini kurtaran sey gene muhtesem zekâsı oluyor. Hayallerinde gördüğü insanlann yaşlanmadığını tesbit ettiği an neyin hayal neyin gerçek olduğunu ayırabileceğini görüyor ve hayalleriyle yasamayı öğreniyor. Akıl hastalıkları pek korkunç hastalıklardır. Insanı insan yapan yegâne özelliğini alırlar kişinin elinden. Akıl hastalıkları yüzyıllarca dinsel düşünce çerçevesinde çok zırva yorumlara konu olmuş, bunun neticesinde bunlardan mustarip olan insanlara akıl almaz işkenceler edilmiştir. Bu talihsiz insanlann içine şeytan girdiği varsayılarak şeytanın kovulması için vücutları hırpalanmış, hattâ yakılmıştır. Yalnızca Islâm aleminde arada bir daha merhametli yöntemler denenmiş, meselâ Edirne tımarhanesinde, müzikle delilerin tedavisine çalısılmıştır. Kadında kalp nakli daha Kalp nakillerinde meydana gelen ölümlerin ana nedem krorak transplantasyon reaksiyonlandır. Bu sorunu gıdeıecek çozunı henüz bulunamadı. Ancak kadın bedeni yabancı kalbi daha kolay kabul edıyuı. VVurzbuıg Universitesı doktorlarmdan Sonja Schrepfer bu durumu kadındakı östrojen honnonunun, aktarılmış olan kalptekı damarlann daralmasıru engellemesine bağlıyoı. Faıeleıle yaptığı deneylerde araştırmacı östrojen hormonurıuıı daınar cidarlaı mdaki kaygan kas hucre üretımını yavaşlattıgmı görrnüş. Genelde kalp naklinden sorıra çogalan kaygan kas hucrelen damarları daraltır. Kalbe yetersiz oksijen ulaşımı da boylece kalp yetersızlıgıne ve anı olumlere yol açmakta. Ancak östrojen terapisinin uygulanabilmesı için önce yan etküerinirı giderilmesi gerekiyor. Horrnon, erkcktc "kadınlaşrnaya" kadında ıse rnerne ve rahırrı karıserırıe neden olabiliyor. Sessîz uçuş Önce beyni anlamak gerek Ancak akıl hastalıkları, tüm diğer hastalıklar gibi vücudun belirli fonksiVahşi doğada yaşam yonlannı normal düzeyde yapamamaucuzdur. Birey pek sının sonucudurlar. Hepsinin dolayısıyla kolay ortadan insan biyolojisi içerisinde fizikokimyasal nedenleri olmalıdır. Amerika'da kaldırılır. llkel insan 2000 yılının Ulusal Bilim Madalyasını toplumunda da alan Nancy C. Andreasen yaşama loböyledir. Cidenden wa Üniversitesinde Ingilizce Profesörü olarak başlamıs. Bu arada insan aklı ile t.... geriye hiçbir şey ilgilendiğinden bu konuda biyoloji ~* kalmaz. Yaşamı derslerine devam etmiş. "Akıl hastalıkdeğerli kılan, doğa larının nedeninin beyin içinde olduğunu düşündüm" diyor. Beyni anlamadan, ile diyalog içerisinde onu kemiren hastalıkları anlayamayayaşayan bireylerin cağımız ortadaydı." marifetleridir. Ingiltere'de yapılan ilk manyetik rezonans kesitlerini görünce çok heyecanlanmıs: "Tam benim istediğim çalısmaları yapıyorlardı" diyor. Bayan Andreasen alan değistirerek psikiyatriye girmis. İlk yaptığı iş, beynin fiziksel yapısını ve bu yapının beyin fonksiyonlanna etkisini incelemek olmuş. Kısa zamanda john Nash'in yasamını perisan eden sizofreninin daha önce sanıldığı gibi psikolojik nedenlerden (bu artık ne anlama geliyorsa!) doğan bir rahatsızlık değil, doğrudan beyindeki fiziksel bazı yapı bozukluklarından kaynaklandığını ve dolayısıyla tedavisinin mümkün olduğunu göstermiş. "1950'lerdeki farmakolojik devrim, akıl hastalıklarının tedavisinde de büyük değişiklikler yarattı" diyor Bayan Andreasen. Hastane koğusları boşaldı ve ölüm oranlannda büyük düsüsler görüldü. Bu da hastalıklann temel nedenlerinin beyni olusturan biyolojik sistemdeki fizikokimyasal aksaklıklardan kaynaklandığı tezini güçlendirdi. Bu konuda Prof. Andreasen'in yeni bir kitabı çıktı: Brave New Brain: Conquering Mental lllness in the Era of the Cenome (Yeni Cesur Beyin: Genom Devrinde Akıl Hastalıklarını Fethetmek). Kökleri sosyal sanılan bir problemin daha aslında doğanın bizlerin basına açtığı bir dert olduğu anlaşıldı. Saatte 1 lOOkm'lik hızı aşan bir uçak, yaıattıgı yüksek basınç nedeniyle korkunç bir gürültü yayar. Amerikalı muhendısler şimdi bu muazzam hız sesinı önleyecek yeni bir F5E modelı gelıştırdiler. Bu amaçta jetin burnunu bir nıetre kadar uzattılar. Ek uzunluk basınç dalgasını daha uygun bir biçimde bıçimlendırerek hız guı ultusunu duşurebilecek. Deneme uçuşlarınm Eylul ayına kadar tamamlanmıs olması bekleniyor. Egeı dorıey başarılı olursa, gürültüsüz yolcu uçakları da geliştirilebilecek. İkizler ana karnında rekabet etmiyor Yeni bir araştırma sonucuna göre eger bir kadında aynı anda iki yumurta olgunlaşmışsa, ikisinin de döllenrne ve embnyoya gelışme şansına sahıp oldugu anlaşüdı. Oysa şırndıye dek bırçok durumda yalnızca tek yumurtanın gelisebildiği düsünülüyordu Beş ila dokuz haftalık 504 hamıle kadım itıceleyen Morıash Ümveısıtesi bilim adaınlarından Stephen Tong ve çalışma arkadaşları, 48 kadının ultrason goıuntusunde iki yumuı tacık ve çıft ovülasyon tespit ettiler Yumurtacık döllenmış bir yumurtanın folıkulden atılmasıyla oluşuı ve döl yatagmda kalaıak hormon üreten bir doku olarak gelışır. Bu kadmlarda, her ıkı yumurta hucresinin de döllenip embı iyona gelişme olasılığı %20 30 idi. Ortaya çıkan değer bir defada atüan yumurtalar ıçın geçerlıydı. Araştırmacılar Nature deıgisine yaptıkları açıklaınada tek embriyonun ikizlerin gelisiminde olumsuz etkilemedigini ögrendıklennı söylediler. Oysa daha oncekı kanıya gore her ıkız doguma kaışılık yasanan on ila on ıkı tek dogum, hamileliğin başlangıcmda ikizlerden birinin gelişmemesine bağlı olarak gerçekleşiyordu. Ikı tane döllenmış yumurtanın tek yumurtaya göre hamılelik olasüığını artırabilecegi sorusu ıse henuz yanıtsız kaldı. Önemli olan doğa ile diyalog Doğa ile olan diyaloğumuz geliştikçe, doğayı daha yakından tanıdıkça, nedenlerini muğlak toplumsal tepkilesimlerde aradığımız bir çok sorunun kendiliğinden ortadan kalktığını göreceğiz. Eskiden depremin de tanrıların (veya tannnın) insanlann sosyal davranışlanna verdiği bir ceza olduğu sanılırdı. Hulâ bunun böyle olduğunu sanan ilkel kafalar var. 0 ilkel kafaların egemen oldukları yerlerde depremler aamasızca insan katlediyor, zavallı akıl hastaları iskence içinde birer ömür sürüyorlar. Buna karsılık doğa bilimine temelini yaslamıs toplumlann insanları depremlerde yasamlannı kaybetmedikleri gibi, akıl hastalıklarıyla doğan hemcinslerini iyilestirip toplumlanna kazandınyorlar, hattâ onlara Nobel Ödülü kazandırabilecek önemli isler yaptırtabiliyorlar. Vahşi doğada yaşam ucuzdur. Birey pek kolay ortadan kaldırılır. llkel insan toplumunda da bu böyledir. Gidenden geriye hiçbir şey kalmaz. Yaşamı değerli kılan, doğa ile diyalog içerisinde yaşayan bireylerin marifetleridir. Bu toplumlarda bireyler gider, marifetin ürünleri geride kalanlan durmadan zenginleştirir. 785/5 Sayfa haberleri: Nilgün Ozbaşaran Dede
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle