Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Dikkat etmek, hayatı farketmektir! nternette dolaşan çocuklarda dikkat, hiperaktıvıte diye bilinen davranış ve öğrenme sorunlarınm tedavisine muha lıf yazılaı hakkında bır şeyler soylememı ısteyen mesajlar yağdı "Bir şeyler" soyleyeyim: Bu yazılaı ilk bakışta ilaç tedavilerinin kotüluğunu göstermek içın yalan yanlış bir takım bilgilerin iyi bir ifade ile dile getirilmesi ..gıbi gozukuyor. Mesele ılaçlar değü oysa. Dalıa dıkkatlı okuduğunuzda, çocuklarm gelişımlerıni zorlaştıran sorunların çözülmesine karşı çıkan, hayatın akışı uzennde bır denetim kurrrıaya çalışmayı tehlikelı gören bır söylem beliriyor. Tartışmaya kapalı, dogmatik ve tutucu bir içerik hakkında bir doktor olarak ne diyebilirim? I Dikkati dağınık, ya da aşın hareketlı çocuk ve yetişkin bireyler, bazen canlarmm ne istediğini bilemedikleri için, bir istekten diğerine geçer durur, çok isteyip eriştikleri hiçbir şey Dikkatimiz dağızuk kalsa ne zaran o l a b i l i r k i ? Bir bakış açısıyla, hiç... Olacaklar den tad almazlar. kazanabıleceklerimizden kayıplardır, tâcirlerin "kârdan zarar" dedıkleri... Diger yandan, kazanacaklanmız, bdsitçe bu kaı ulmadığı için, asıl zarar ciddi boyutlara varabilır. Farkettiginizde, zararın azaltümasının daha kolay oldugu dönemlerden epeyce uzaklaşmış olabilirsiniz Bir çocugun hayatınca ışıne yarayacak hangi bilgi varsa öğrendiği bir donemden soz edıyoruz sendromdur, bazı çocuklann kolayca etkı alanına girdiği Bu etküenışı belirleyen genetık mekanizmalar tasmen bellidir. Genetikbiyolojik etkilerin varlıgı ise âşikâr Bu duruma dilerseniz hastalık deyın, dilerseniz bozukluk, dilerseniz gıiçlük. Ben bır tur "huy" (temperament) oldugu izlenimindeyiın, butun huylar gıbi son derece biyolojik olarak belirlenen; hayat boyu çeşitli biçimlerde kendini belli eden (malum, can çıkar, huy çıkmaz !). ama annebabanın ve eğitim düzeninin de roluyle, bir rahatsızlık yaratabılen veya yaratmayan... Işaretini erkenden veren veya vermeyen... Akademik unvanlann Üniversite dışında kullanılması 1 Kararlaı nasıl verilecek? Pekı, dikkat dağınıklığı ya da hiperaktıvite, ne zaman bir problem sayılmalıdır9 Tedavi edilmelı midir? Kim tedavi etmelidir'3 Nasıl etmelidir'' Ilaç mı kullanılmalıdır? Nasıl, ne zaman kullanılmalıdır? Bu çok onemlı sorularm cevaplarını aramak, her annebabanın, çocukla ılgıli herkesin beraberce gıreceği bir süreçtir Bu sureçte, bir çocukla ilgili karar verilirken, eğıtımı ve deneyımı olan bırılerıne kulak vermek gerektiğinı hatırlatmakla yetinmeyeceğim Daha önemli bir şey var Sorumluluk almak. Ilaç ya da başka bır yontem hakkındaki taıtışmaları, sorumluluk sahıpleri ile yapmak en doğrusu olur Sorumluluk sa hiplerine (biz doktorlara ve çocuk ruh sağhğı alanında çalışan diğer disiplinlerden meslekdaşlanma) duşen ıse, annebabanın ve çocugun bılgılendınlmesine, her türlü seçejıek hakkında özgürce ve sorumlulukla karar verecek hale getirilmesine onayak olmaktır. 6 Şubat 2002 tarihli CBT'de Prof. Dr Hulusi Koçak makalesinde, unıversıte dışından akademik unvan kullanan kişılere yönelik haklı eleştirilerde bulundu. YÖK tarafından duzenlenen sınav sonucu doçentlik unvanı alanlar, bu unvanlarıni universitenin temel görevi olan eğitim amaçlı değıl, tamamen idari ve ticari amaçlı kullanmaktadır, Doçent olarak devlet hastanelerinde kadrosunu bularak, klinik şefi olan ya da özel sağlık kuruluşlarında ve özel muayenehanelerinde bu unvanı kullanan hekinı sayısı azımsanmayacak kadar çoktur. Temel yanlış, doçentlik ya da profesörlük gibi unvanlann eğitim amaçlı olmasının dikkate almmamasıdır. Bazı devlet hastanelerinde klinik şefi olarak çalışan hekimlerin özveri ile asistan eğitimi verdikleri de unutulmamalıdır. Ancak bu, eğitımin eksık bir yonuduı ve oğrencı eğıtımını kapsamamaktadır. Dikkat dağınıklığı üzerine Dikkat dağınıklığı diye bir problem olabilir nü? Herkesin dıkkatı dağuabılır; eğer dağılan dikkatın toplanmasmda bır gecıkme ya da zor luk varsa, dikkat dağınıklığı bır problem sayılabilir. Aşırı hareketlilik diye bir problem olabilıı mi? Herkes aşın hareketlı olabıür; ama aşırı hareketüliğini durdurması bek lendiğinde veya gerektiğinde duramayan, buna da "canım istediğınde durabilirım aslındı diye bir açıklama getuenleıin, ama yirıe de duramayanların "aşın hareketlilik problemi" olabilir. Habırsızlık. yeterince/gereğince bekleyememek, biı problem sayılabilir mı 9 Herkes sabırsız ve aceleci olabilir; ama gereğınde bekleyebılırız. Sadece, gorebüdığımız somut yararlar oldugunda değü, göremediğimiz ama düşünebildiği miz gelecekteki yaraılaı oldugunda ya da başkaları içın de gerektiğinde bekleyebılmek... Bunu yapamamak pekalâ bir prob lem sayılabılır , Hayatta ne lüzunüu, ne lüzumsuz; nasıl Öğrenme denince nedense herkesin aklına okuldaki deısleı gelıyoı; davranış denmce de annebabanın ya da ogretmenin istedıgi gıbi olmak anlaşılıyor. Keşke derdimiz dersler ya da sınıfta uslu durmdk vsden ıbaret olaa, tedavi muhalıflerinın "anladığı kadarıyla"... Çocugun kendi değerini öğrendiği. bu degeri de büyükleriküçukleti ve yaşıtldiıyld ilıskılerı içeıısınde yaşadıklarıyla, kaybettıklerı ve kazandıklarıyla pekıştirdıgi bır döneml nasıl geçirdigi (ne kadar dikkat ederek, ne kadar farkında olarak geçirdigı) bence çok önemli Celecekte ona bugunden kalmış olan, ogrendıgi çarpım tablosundan ziyade, başkasını dinleyebilme ve anlayabılme becerısi olacaktır, Bu beceriyi tam geliştiremedığınde, ustelik bunun da ayırdında olmayıp kendisine ya da başkasına kabahat bulmakla omrünü geçırdıginde, anlaşılmamış, "sevilmiş ama sevildiğinı hıssetmemiş" olma olasılığı artaı Dıkkatı dağınık, ya ; • • • ::• • . • ,•.:•;!• . L yetişkin bıreyler, bazen canlarınm ne ;. . • . : •. istediğini bilemedikleri için, bir istekten diğerine geçer durur, çok isteyip eriştikleri hiçbir şeyden tad almazlar. Hayatın tadını alamayarak, ama bır tad arayışı ıçınde geçen omrun bir noktasında, hayatm bir tadı olmadığına hukmedıp. hayatın tadını aramaktan vazgeçmeleri en ttrkütücü olandır: o vazgeçişin adma ise depresyon denmekte Talihliler istisna oluştuıabilırler, elbette Ama doktor olarak ıstısna ile kuralı ayırd etmek, planları ikisıne de göre, ama tehlıkeli olan olasılıgı unutmaksızın, yapmak öğretilmiştir bize. Haksız rekabet Ben konuyu karşı yönden de değerlendirmek istiyorum Üniversitede oğretim uyesi olmuş. çalışmaları ve yayınları ile yukselerek, doçentlik ya da profesorluk unvanını kazanan hekimlerin, bu unvanlarını üniversite dışında aynen üniversite dışından unvan kazananlaı gıbi kullanması etik açısından doğru değıldır ve haksız rekabet yaratmaktadır. Fğer bu unvanlar eğitim içın veriliyorsa, muayenehane tabelalarında yer alırıamalıdır, Bu hekımler, unvanları ile daha fazla vızite ücreti almak hakkını kendınde görmektediıier. Kendileı ini gercekten daha iyi hekim olarak değerlendınyorlaısa, aız talep aısterrunın geçerlı oldugu ozel sağlık sektöründe unvanlarını kullanmamalıdırlar Üstelik kimi öğretim uyeleri, parttime uygulamasından yararlanıp, kendüerinı var eden ya da çalışmaları gereken kurumları dışlayıp, herhangi bir özel sağlık kurumunun bireı elemanı gıbi faaliyet gostermektedırler Neden: Ekonomik yetersizlik Oğretim uyelerının neden bu yola başvurduğu da ırdelenmelidir. Tüm eforunu ve zamamnı mensup oldu ğu kuruma veremeyen hekimlerin, temel duşuncelen ekonomik yetersizlıklerdır Bu noktada, devletın ve üniversitelerın elemanına sahip çıkamadığı ve maddi yönden desteklemediği gozler önundedir, Eğer bır oğretim uyesi yeterli ekonomik kazancını, sadece çalıştığı üniversiteden elde etse, neden 35 özel kurumda daha gorev yapsınf Gediklı sağlık sıstemımizde, sağlık hızmetini talep edenler yani hastalar bu sistemin işlemesıne yardımcı olmaktadırlar. Bir hastalığın "profesorüne" gidince, tum problemlerının çözüldüğıinu sanmakta ve yapılan tıbbi hatalar da gözden kaçabilmektedir. Çozum; eğitimli ve bilinçli hasta ile sağlam temellere oturtulmuş hekimhasta dıyaloğundadır Unutmamak lazım, profesörlerin de hastalaıı olebilir ya da ameliyat masasında kalabılır. Dr. Altay Yüceyaltınk Aile Hekimliği Uzmanı k a r a r v e r i l e b i l i r ? I lerhangı bır durumu ya da kişiyi de ğerlendınrken "şu anda, şu sanıyede bemm işıme yanyor mu yaramıyor mu'" soruüuna aldığı cevaplara gore hayatını yonlendiren (bunun da pek farkında olmayan) biı çocuk/birey yeJjştirmek isteyip istemediğinize siz karar verin. Yeterince bekledığirnizde gorebüeceklenmızı gorememek, bir kıtabı (sırf başını sıkıcı, kıtabı da kalın bulduğu için) sonuna kadar okuyamamış olmak, matematiğı sadece muhen dislerin, edebiyatı sadece yazarlaım, resımi sadece ressamlann işine yarayacağı düşüncesiyle lüzumsuz addeden bir zihni yete sürükleyecektir kişiyi Dikkat dağınıklığı ve/veya aşırı hareketlilik; ya da hiperaktıvite, ya da adına ne derseniz deyin; (meselâ, hayatın tadına varma güçlüğü, hayatı öğrenme güçlüğü), bir Dr Yankı Yazgan Okurlaıa notlar: Ilaç tedavılenyle ılgıli daha aynnüh bir yazırn, bu kaç halta ıçıııde kıtapçüarda bulunabılecek olan "hıpc raktıf çocuk okulda" adlı kollektıf kıtapta yer alacak. Annebabalar tarafından kıırulmuş olan dikkat eksıkliğıhıperaktıvıte derneğmm wwwhıperakblxxg da~ başka bır kaynak, daha geniş bazı yazüarı o sıteye gönderıyorum (yy). 780/12