23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Zümrüt'ten akisler tam olarak belırtmck her ne kadar olanaksız ıse de bu konudakı egılımın buyuk olçude duıum bılıncının daha gelışmış oldugu aygıtlar yonunde olacagı sanılıyor Teknoiojının ozun de, ınsanların neler duyup neler gorduklermı algılayabılen ve boylece onlara daha yararlı olabılen aygıtların uretılmesı yaratıyor A. M. C. Şengör Atatürk ve Virgilius Via prıma salutis Quod mınıme rens, Craiâ pandetur ab urbe^ AeneıdB VI 1 96 Beden elektriği Gıyüebılır saglık dygıilarının gıderek yaşamımızın vazgeçılmez bıı parçası durıununa gelecegıne ınanılıyor Gunumuze çok kışı hekıme ancak yüda bır kez gorunuyor ve "ustunkoru' bır gozlemden geçıyor Oysa yeru yenı ortaya çıkan bır hastalıgın belırlenmesı açısından bır sure oldukça uzun Bu sure durumları goz açıp kapayıncaya dek degışebılen yaşlılar ıçın çok daha buyuk bır tehlıke oluşturuyor Son gunlerde gelıştırılen rrunık aygıtlar sayesırıde artık çok onemlı kımı belırtıler anında saptanabılıyor Ancak sureklı olarak bederan verdıgı sınyallerı ızleyen bır sıstem son derece yararlı Yelek feklinde çevirmen: Bu yelek, kullanıcının konuşmasını bafka blr dlle çeviriyor. Yeleğin önündeki mlkrofonlar sesl kaydedlyor, omuzlardakl hopariörler çevlriyi yayınhyor. Danseden ayakkabılar: MIT'den Joe Paradlso tarafından geliştlrilen bu mudıe ayakkabılar dans odımlanm müziğe çeviriyor. Bu yazının amacı Atatürk'ün tarih tezi diye bilinen Turk tarihi yorumunun jeolojik koklerini göstermek ve Atatürk'ün kendi savunduğu teze hangi gozlerle baktığını anlatmaktır. Büyük Roma şaıri Publius Virgilius Maro (MO 7019) ise, Atatürk'ün bır tarih tezi oluşturmaya niçin gereksinim duyduğu konusuna ışık tutacak. Atatürk'ün tarih tezi bilhassa 1930 yılından 1936 yılına kadar yayımlanan bir seri eserde ifâdesini bulmuş olan bir varsayımdır: "Orta Asya Türklerin ana vatanıdır. Bu ana vatanda Türkler büyük bir uygarlık yaratmışlardır. Daha sonra iklimde görülen kotuleşme Türklerin burayı terketmesi zaruretini doğurmuş, buradan dünyanın dört bir yanına dağılan Türk kolları tüm dünyaya uygarlık taşımışlardır." Bugün hemen tum onerimlerinin yanlış olduğu neredeyse kuşku götürmez bir kesinlikle bilinen bu varsayım, önce 1930'da Türk Tarihinin Ana Hatları adlı buyücek bir kitapta dile gelmiş, bundan yalnızca 100 adet basılarak uzmanların eleştirisine sunulmuştur. Kitabı bir yıl sonra 150 adet basılmış olan renksiz fakat güzel baskılı bir Atlas ile Tarih I başlıklı lise ders kitabı ve Türk Tarihinin Ana Hatları Methal Kısmı adlı ufak giriş (30.000 nüsha) iztemiş, bunların aldıkları eleştiriler sonucu, Türk Tarihinin Ana Hatfarı Müsveddeleri adı altında uç değışik serı halinde araştırma broşurleri 1932 (I. seri 63 broşur), 1934 (II. serı 43 broşur) ve 1936'da (III. seri 15 broşur) yayımlanmıştır. Projenin hedefi olan buyuk bir Türk tarihi kitabının yazılması, Atatürk'ün yapılanların bilimsellığinden tatmin olmaması sonucu gerçekleşememiş, Turk Tarih Kurumuna araştırmalara gerçeği asla çarpıtmadan devam emri verilmiştir. Türklerin Orta Asya'dan yayıldıkları tezi Atatürk'ün değildir. Buyük Fransız Sinologu joseph de Guignes'in 17561758 yıllarında yayımlanan dort ciltlik Hunların, Türklerin, Moğolların ve Diğer Batı Tatarlarının Cenel Tarihi (Turkçesi Huseyın Cahit [Yalçın], 1924, 8 cılt) adlı eserinde Türklerin Nuh Tufan'ından sonra Toros Dağlarının (Eratosten'ın Toros'u! Yanı Tıbet/Hımalaya Sistemi) kuzeyine doğru yayıldıkları anlatılmıştır. De Cuignes'in fikri de sistematik biyolojik smıflamanm babası Carl von Linne'nın (Linneaus) 1744'de yayımladığı Oratio de Telluris Habitabilis Incremento (Dunyanın meskun kısımları uzerine nutuk) adlı esere (kısmen de Leibniz'in olumunden sonra, 1749'da yayımlanan Protogaea'sına) dayanır. Von Linne, bu eserinde tum canlıların başlangıçta yuksek bir dağ olan Cennette yaşadıklannı (çunku Âdem hepsini isimlendirmişti) ve Cennetinbilhassa bizim Nusaybin'lı Aziz Efrem'e gore! Tufan'da sularla kaplanmadığını, Tufan'dan sonra sular çekildikçe, Cennetin ust kısımlarının soğuması nedeniyle tum canlıların daha aşağı irtıfalara çekildiklerini iddia etmişti. Bu ilk canlı dağılım teorisi hem bıyolojide hem de jeolojide çok tutulmuş, 19. yüzyıl başına kadar da etkisini surdurmuştu. Buradan de Guignes tarafından tarihe alınan şekli ise jeolojik temelinden koptuğundan hem batıda, hem de bizde bu yuzyıla kadar etkili olmağa devam etmıştir. Atatürk'ün de Guignes'in teorisini esas kabul etmesinde bilimsel olmayan hıçbir şey yoktur. O zaman bu teorinın çoktan bayatlamış jeolojik temellerini Max Schmaler gibi bıriki dar alanlı uzman dışında hemen hiç kimse bilmiyordu. Bu teorinın inceden inceye tetkikini istemesi ve umulan sonuçlara ulaşılamayınca projeyi terk etmesı ise, Atatürk'ün ne derece bilimsel duşünen, ne derece gerçek âşığı bir kişiolduğunu gosterir. Peki, Ataturk bu buyuk tarih faaliyetiyle ne yapmak arzusundaydı? Virgilius nasıl Roma'nın doğuşunu anlatan buyuk destanı Aeneid'de Roma'yı Aeneas'ın ülkesi Troia'ya bağlayarak Romalı'nın Yunanlı karşısında duyduğu ezikliği yenmek istemişse, Atatürk de Türk'e Avrupa karşısında kendine guven duygusu verecek bir tarih vermek istiyordu. Gerçekçi Ataturk şair Virgilius olamadı, ama bence bu girişimi sonunda bize çok daha kıymetli bir şey bıraktı: Ne uğruna olursa olsun, bilimsellikten, gerçekten ayrılmamamızı, çok onem verdiği kendi tarih projesini terkederek, ama tarihçilere gerçekten kopmadan araştırma yapmayı sürdurmelerini emrederek vasiyet etti; bize öncelikle gerekenin görkemli fakat uydurma birgeçmiş değil, iyi çahşan gerçek bir akıl oldugunu imâ etti. Bu vasiyette milletçe en buyuk ozguveni, bize yapılan en yuce iltifatı bulmalıyız. ' Beklenmeyen umıt geltyor çabanı odullendırmek uzere, Yolunu bir Yunan şehrinden kurtuluşa çevırmek uzere Bllardo oynayan bilgisayarlar: Başa monte edllen kamera masa üzerlndeki toplann pozisyonunu kaydedlyor. İşaret dllini çevlren bilgisayarlar: MIT'ın Medya Laboratuvarlarında Thad Starner tarafından geliştlrilen blr "çevirmen" basa monte edllen blr vldeo kamera aracılıyla el Işaretlerini kaydedlyor; daha sonra bu Isaretleri İnglllzceye çeviriyor, Fotoğrafta Starner "bisiklet" sözcüğünü dlle getlrlyor. aygıtların yaşam bıçemımıze uygun bır bıçımde uretılmelerı gerekmektedır Unutmayın kı, kıtaplar ılk kez taşınabılır ucuz eşyalara donus tuklerınde çok kışı, ınsanlann artık konuşmak yerıne kıtaplara sıgmacagı gerekçesıyle, aüe yaşantısı ve kulturun çokecegınden korkmustu Gelgelelım, ınsanlann bır zamanlar dehşete kapıldıkları eşyaların hemen hemen tumu şımdı yaşamamızın vazgeçılmez bır parçası durumunda Olaya bu açıdan bakıldığında, gıyılebılır akıllı aygıtların da aynı yolun yolcusu oldugunu soylemek yanlış olmasa gerek Çeviren: Rita Urgan Scıentıftc Amerıkan Present olmasına karşın, kışıyı ışlenmemış verüerle bunaltıp karar almasını guçleştırebılır Dahası bu tur aygıtlar bıreyın kabuguna çeküıp kendısını toplumdan soyutlamasına da neden olabüır lyı tdsdrldnmdmış gıyüebılır aygıtlar bu tur sorunlara yol açabüır Ancak, sorunlaım çogu bügı ve ıletışımın gundelık yaşama gerektıgı gıbı aktarılamamasından kaynaklanacaktır Bu tur sorunlann engellenmesı ıçın gıyüebılır * 623/5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle