Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
O J I nlandı da ışık organları azalmıştır veya yoktur. Işık organlarının daha iyi bir kamuflaj sağlaması için çevredeki ışığın şiddetine göre daha az veya daha çok parlayabilmesı gerekır. Çünkü suların ışıklanma şiddeti gün boyunca değişir; örneğin şafakta ve günbatımında sulardaki ışık miktarı 1 saatte 1 milyon kat azalıp çoğalabılır. 1980'de Havvaii'de R. E. Young, Abriolipsıs türü murekkep balıklarının (lolıgo, kalmar), çevredeki ışık şiddetine göre karın fenerlerinın parlaklığını değıştırerek kamuflajı devam ettirdiğini gösterdi; bu hayvanda çevredeki ışık şiddetini ölçebilen bir kesecik bulunmaktadır. "Sen her şeyi düşünürsün doğa!" demek geliyor insanın içınden. Deniz hayvanları verdıkleri ışığın yalnız şiddetini değil, rengini de değiştırebılmektedır. Balık ve mürekkepbalıklarının karnındaki fenerler (fotofor'lar) mormavi bir boya içeren dokularla örtülmuştür; bu dokular renk filtresi rolü oynayarak fenerlerin verdiği ışığın rengını deniz rengıne uydururlar. Abriolipsıs gündüz güneş, gece ise ay ışığına benzer bir ışık saçar. Karından kamuflaj düşüncesi 1944'te Amerikan torpil atıcı bombardıman uçaklarında kullanılmak istendi. Bunların denizden görülmesini onlemek ıçın, uçağın karnı, göktekı ışık şiddetine uygun olarak aydınlatılacaktı. Radarın bulunuşuyla bu düşünce demode oldu. Işık saçmanın eş bulmak içın kullanılı şını ateşböceklerınde görüyoruz. Daha 1647'de Danimarkalı anatomist T. Bartholınus, De Luce Animalium adlı kitabında, dişi ateşböceklerinin erkekleri kendine çekmek için ışık saçtıklarını düşünmüştü. Son 20 yılda Amerikan bıyologları J. Buck, E. Buck (Bethesda) ve J. E. Lloyd (Florida Üniv.) ateşböceklerinin ışık saçması olayını incelediler ve ateşböceklerinin ışıkla haberleşmesının ayrıntılarını ortaya koydular. Haftaya ateşböceklerinin sırrı Recherche Nisan 1992'den çeiren Doç. Dr. Selçuk Alsan ı sık olarak okyarastlanır. "Balıkışık veren baktellilerden (zehiıii e mercanlar) ışık saçar (Reıs ışık saçar. Renda, gün ışığınitilen mavi bir • (Resim C). Balı'otofor (ışık orgaikırmtzı görülen k uzun dalgalı \r. Deniz hayvan•rlı olduklarından lece Malacosteıridesleh aydın3W ışığa duyarlı liş enfraruj "proar. parçasını feda ederler; vücuttan kopan parça yanıp sönerek yüerken saldırgan bu yalancı yemin peşıne ikılır, bu sırada hayvanın kendısi de kaar. Orneğin çok kıllı halkalı solucanlarlan (polıket annelıd'lerden) Acholoe'nin ırtında büyük pullar vardır; hayvan saldıya uğrayınca bu pullar serbest kalıp yüzleye ve fener gibı yanıp sonmeye başlar e "alık" saldırgan bu kabukların peşinden liderken pulsuz Acholoe kaçıp gıder. Bazı denız hayvanları, örneğin derin su arideslerinden Oplophorus, Systellaspıs eya Acanthephyra saldırıya uğrayınca gzındakı bezlerden bırdenbire ISIK.II bir kaybettırır. (Saldırgan karşısında balıkların bıle ışık yakıp söndürmesi ne ilginç! Ç.N.) Zararları da var Işık saçma bazen duşmanları aldatmaya yaramakla beraber, bazen de aksine ışık saçan canlıyı ele veriyor. Burada bir kez daha "doğanın, aklı varmış" gibi davrandığına tanık oluyoruz; tabıı bu aslında evrimin gücünü yansıtıyor. Şöyle kı 0 ile 1000 m derınlık arasında yaşayan canlıların sırtları daima siyah oluyor; boylece onlara ustten bakan düşmanlar, deniz dıplerinin koyu karanlık zemıni (fon'u) üstunde onları farkedemiyor. Demek ki sırtlarında ışık organları olmasının denız canhlarına yararı değil, zararı olabilir; bunun için de sırtlarında ışık organları yoktur. in yüzeysel sularında yaşayan Peki, ya karınlarındaki ışık organları? Onlar tabii ki yararlı: ler, karanlıkta tutulan bir akvarAlttan bakan düşman, deniz yüvideo teknikleriyle incelenebilir. zeyinden gelen doğal ışık zeminınde koyu renk bir canlının geIdeki verilerin çoğu ateşböceği çişinı hemen farkederdı; karındaki ışık organları, hayvanın deada yaşayan türlerle ilgilidir. niz yüzeyinden gelen ışığa karşı bir karaltı olarak görülmesini önler. Tıpkı gündüz bir ampulün yanmakta olduğunun zor anlaşılması gibi. iadde püskürtür ve gözleri kamaşmış Bu nedenle 300 m'den daha derınde yaüşmanı bocalarken kaçar. şayan deniz hayvanlarının çoğunun karKızıl Deniz'de yaşayan gececi balık nında ışık organları vardır. Balıkların yassı 'hotoblepharon'un savunması J. G. Mooluşları ve böyle yüzüşleri, üstten ve altin'ce incelenmiştir. Bu balık inanılmaz bir tan bakılınca zor farkedilmek (hedef küurmazlık gbsterır. Balığın gözünün altınçültmek) içindir. Bu hususlar çok önemliaki ışık organı sürekli mavi ışık saçar; fa dir; çünkü 750 m derinlikteki bir insan, koat bu ışık, sıyah bir "gözkapağfnın ritmik yu renk, sınek kadar bir cismı, deniz yîizelarak açılıp kapanması nedeniyle yanıp yi aydınlığına karşı, 1 m'den görebilir; tabii önüyor gıbı gözükür. Bu balık büyük bir kı balıklar içın de bu böyledır. üşmanın (örneğin 1 m uzunluğundaki bir Işık organlarının sayısı, dağılım ve ayarikarmos balığının) saldırısına maruz kalanması türe göre değişir. Orneğin 300nca hem dümduz yüzmeye başlar, hem 600 m derinliklerde yaşayan (mezopelajık) e "ışığını açar"; sonra ışığını maskeler ve Argyropelecus balığının karnındaki ışık orızla eskı rotasını terk eder; yeni bir rota ganları, daha derin suların balıklarına Jtturduktan sonra ışığını tekrar açar. Rooranla daha gelişmiştir ve daha geniş bir asını karanlıkta terkettiğınden ve verdiği yüzeyi kaplar. Çok derin suların balıklarınota sinyalleri şaşırtıcı olduğundan ızini 20 10OO metre derinlikte yaşayan birçok deniz hayvanının karınlarında ışık organları vardır. Bu bayede alttan bakan bir düşmün, deniz yüzeyinden sızan ışığa karşı onları göremez. Resim A 'daki Argyropelessus balığının karnındaki ışık organları yandan görulüyor. Resim B'de aynı balığa karından bakıyoruz bütün ışık organları pembe bir filtreyle kaplanmış. Bu filtre yalnız mai ışığı geçirir, böylece denizin rengini taklit e balığı kamufle eder (Resim 4C). Watasenia murekkep balığının karnındaki mai ışık organları da kamuflaja yaramaktadır. '(Resim 4D) 5297