Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAĞLIK bır ağaya kısa aralıklarla celp görevlılerı gelmış gıtmışler Ağanın oğullarını teker teker askere almışlar Sonunda ağa demış kı "Soyleyın padışahınıza, benım erkeklı ğıme guvenıp zırt pırt savaş ılân etmesin" Bu sozun paralelını ağanın karısı (veya karılarından/kumalarından bırısı) de soyleyebılırdı "Sultan benım doğurganlığıma guvenıp boyuna savaş açmasın" dıyebılırdı Gene de askerlik bir başka Burası böyle amma, en nıhayet "şiddetın yönetımi" demek olan askerlik, ağırlıklı olarak erkeksılık sıfatlarını korumaya devam etmektedır Savaş sosyoloğu Charles Moskos (1988), Honduras'dakı Amerlkan ussunde (Palmerola) bayan askerlerle ılgılı 1987 tarıhlı saha araştırmalarında gerçekçı çarpıcı bulgular ortaya koymuştur Uzun mesaı saatlerı ıçınde, mahremıyet şartlarının yokluğunda, bayan askerler ıçın, hııyenık bağ değıştırmenın bıle sorun olduğunu sapta mıştır Tabıatıyla erkek askerın lehıne tecellı eden bır çıfte standarda da parmak basmıştır Erkeklerın, ızın zamanlarında, kılometrelerce uzaklıktakı Comayagua kentının umumhanelerıne gıdebılme olanağını, bır alternatıf avantaj olarak belırt mıştir Anne Campbell (26 Ekim 1976), kadının erkekten daha az saldırgan oluşunu korkaklığına bağlamıyor Annelık duygusuna, neslın devamlılığına daha duyarlı oluşuna bağlıyor Kadının mucadeleye gırse bıle doğrudan çarpışma yerıne dolaylı yontemlerı yeğledığını yazıyor "Kadın savaştan kaçmaz ama kaçınır" dıyor Demek mesele özunde bır göreve yatkınlık sorunu Statu sorunu değıl Lıder/yönetıcı olarak kadın asla ve kat'a erkekten aşağı kalmaz Tarıh kralıçeler gordu Çarıçeler gordu Cengız Han (Tımuçın) "bu devletı ben ve annem kurduk" dedı llkçağda Orta Asya'da Turk kadını kurultaylarda ağırlığını ortaya koydu Osmanîı Sarayı'nda bıle harem el altın dan yonetıme zaman zaman nufuz ettı 1574'te 3 Murad'ın tahta geçmesıyle yuzyıl surecek "kadınlar saltanatı" başlamış oldu Valıde Sultan Nurbanu guçlu bır kadındı 3 Mehmed'ın annesı Safıye de öyle 4 Murat ve I Ibrahım kardeşlerın an neleri Kösem de oyle (Barber, 1973) [Buna rağmen sarayda bırkaç ıstısna dışında kadınlar "nıkâh" elde edemedıler Hukukî anlamda butun dereceler (acemı, kalfa, hazlnedar, hasekı, kadın) kole/carıye hukmundeydı Pakalın (1983). "aılesı bellı kadınlar hareme alınsaydı sarayın sırları harıce sızardı, bu da olmazdı" dıyor "(öte yandan) asıl ve nesıllerı veya mıllıyetlerı muhtelıf kadınlara nıkâh yapılması sarayın gururuna yakışmazdı" dıyor Tarıhçı W Sperco 1972) ıse padışahların nıkâhtan kacınmalarını talıhsız bır hatıraya bağlıyor Vıldırım Bayazıt'ın nıkâhlı karısı Devlet Hatun'u (Sırp krahnın kızkardeşı) Tımur'un aşağılamış olmasını gerekçe gosterıyor Sultanlar bır daha aynı duruma duşme olasılığını göze alamamışlar] Gelgelelım, yaşlı gezegenımız (askerhkte dooığu temsıl eden) general rutbesının, bırkaç bayanın omuzuna konması örneğıne yenl yenı tanık olmaya başladı Askerlik, esas itıbarıyla dışıl değıl, elbette erıl bır uğraşı alanıdır 1 BARBER Noel (1973) The Sultan, Sımonand Schuster N Y 2 CAMPBELLL Anne (26 Eklm 1996) 'Savaşı Başlatan Neden Kadınlar Değıl? (Çev URGAN Rıta) Cumhurıyet BillmTeknik, Sayı 501 3 DORNBUSCH Sanford M (1956) "Soclalizing the Cadet (BROOM Leonard anda SLZNICK Phılıp Sociology A text with Adapted Readings, Row Peterson and Company New York 4 FUKUYAMA Francıs (1995) Trust The Socıal Vırtues and the Creation of Prospority, The Free Press New York 5 JAMIESON Ruth (March 1996) The Man of Hobbes Masculımty and Wartıme Necesslty (Journal of Historıcal Sociology, v 9 No 1) 6 MOORE Robert ve GILETTE Douglas (Kasım 1995) Kral, Savaşçı, Yenlden Keşfedillyor (Çev ZENGİN Fatma) Sls tem Yayıncıhk Istanbul 7 MOSKOS Charles C Sıtma, tüberküloz ve AIDS günümüzün salgın hastalıkları. Geçmişte hep salgın hastalıklarla boğuşup durdu dünya. Çiçek hastalığı, veba ve kolera, sıtma, frengi, AIDS... Enfeksiyonlara kurban olan insanların sayısı tüm savaşlarda ölenlerden çok daha fazla. Salgın hastalıklar: Mahşerin atlıları mahşerin atlıları. "Kara ölum" veba 1348 ve 1349 yılla rında 25 mılyon Avrupalı'nın olumune neden olmuştu Sonrakı 300 yıl boyunca Avrupa'da pek çok kez veba salgınları oldu Son yuzyılda bılımdekı ılerlemeler, mıkroskobun bulunması ve çoğu tanınmayan araştırmacılar sayesınde salgınların nedenı bulundu, insanların etrafı mıkroplardan oluşan bır gölge orduyla çevrılıydı, gözle gorulemeyen bu mık roplar ınsanlara hastalık ve ölumu taşıyorlardı Enfeksıyon hastalıklarının sayısı çok fazla Bazıları çok nadır görulse de bazı ları bır yılda mılyonlarca olume neden olabılecek kadar sık ortaya çıkıyor Dunyada yılda 2 milyon ınsanın sıtmadan olduğu tespıt edıldı Tuberkuloz ve AIDS'ın neden olduğu ölum sayısı ıse yıldan yıla artmakta Insanhk tarıhınde salgın hastalıklar savaşlar, açlık, deprem, sel ve dlnı kurbanlardan, kısaca ınsan ve doğanın tum oldurucu sılahlarından daha fazla ölume neden olmuştur Dunya Sağlık Örgutu'nun hedefı, onumuzdekı yuzyılda salgın hastalıkları ortadan kaldırmak Bazı uzmanlar buna şupheyle bakıyorlar Bılınen 50 000 mıkroorganızmanın yuzde 99'u ınsanlarla ılgılı değıl, ama bırkaç yuz tanesı çok tehlıkelı ve görunuşe göre öyle kalacaklar Kaynak Spıegel 24/1997 I .ö 430 yılında Atına'nın "altın devnne" bır hastalık son vermıştı Salgın her üç kışıden bırının ölumune neden olmuş, Peloponez savaşından bıle daha fazla zarar vermıştı Atına demokrasısının lıderı Perikles ve oğulları da vebaya yenık duşmuşlerdı Roma, temız suları, duzenlı kanalızasyon sıstemı, zenglnliğı ve hamam eğlencelerıyle mılyonlarca ınsanın yaşadığı bır metropoldu Imparator Augustus'un danışmanlarına gore "Balnea, vına venus" uygarlıklarını tehdıt edıyordu, ama hamamlar, şarap ve aşk bu ışı Anofel slvrısıneğıne bırakmışlardı Sıtma bır felaket gıbı çoktu şehrın uzerıne Sınekler ve mıkroplar ıçın tum ınsanlar eşıt olduğu ıçın sadece Romalılar değıl duşmanları da nasıplerını aldılar İS 410 yılında Vızıgotlar ve komutanları Alarlch, 452'de Hunlar ve 455'de Vandallar sıtmadan kırıldılar Sıtma bu buyuk metropolu harabe bır kente çevırdı 1350 yılında Roma nın nufusu 17 000 di Papalar bıle Guney Fransa'ya, Avıgnon'a taşınmışlardı Yunanlılar ve Romalılar gıbı pek çok insan bugune dek salgınlarda hayatlarını kaybettıler Tarih kitaplaştı Hamburg'lu salgın hastalıklar uzmanı bakterıolog Stefan VVİnkle mıkroplar hakkında 60 yıldır topladığı bılgılerı bır kıtapta bır araya getırdı Bu kıtapta VVınkle eskı çağların korkunç salgınları nın yanı sıra şarbon, tıfus, dızanten gıbı unutulan, bazıları tanınmayan, uyuz glbı garıp ve daha bırçok enfeksıyon hastalığının bılançosunu çıkarıyor Hastalık salgınlarının tarıh yazdığına tum kalbıyle ınanan VVınkle, dunyanın her yerınden topladığı eskı ve yenı zamanlara aıt bınlerce vakayla bu ınancını desteklıyor Her ne kadar çıçek hastalığı 1980 yılında yok edıldıyse de, kanlı savaşların ve dığer başka felaketlerın yaşandığı Afrıka, Balkanlar ve eskı Sovyetler Bırlığı'nde frengi, dıfterı tuberkuloz, çocuk felcı ve kolera gerı geldıler Trahom, cuzam, loğusa hastalığı gunumuzde uçuncu dunya ulkelerını pençelerı altına alıyor Bakterıolog Wınkle'ye göre sıtma, tüberküloz ve AIDS Alev Kınm Yeninesil mühendis = teknoloji aracısı M. Atılla Öner KAYNAKÇA T Buyücü, Asık Olgun Erkekhk Arketipleri (1988) Soldlers and Sociology, U S Army Research Instıtute for the Behavıoral and Socıal Scıences 8 MOSKOS Charles (June 8 1997) "Smart Rules for Soldlers and Sex" (The Was hıngton Post) 9 KLAIN Edward (199?) Yugos lavıa A Group ın Turmoıl (Croation Medlcal Journal, War Suppl 1, Zagreb) 10 PAKALIN Mehmet Zekı (1983) Osmanlı Tarıh Deylmlerl ve Terlmlerı Sözlüğü, c I ve C M Mıllı Eğıtım Basımevı Ist 11 SPERCO VVılly (197?) Roxelane epouse de Solıman le Magnlflque, Nouvelles Edıtıons Latines Parıs eknoloji oncelıkh olarak beşerı ilişkilerı ıçeren bır kavramdır Konunun bu yönunu gözonune almadan yapılacak yorumlarda satıcı ve alıcı anlaştığı takdırde teknoloji transferinın çok kolay bır faalıyet olduğu yanılgısına duşebılırız Transfer edıldığı zannedılen teknolojinın kulanımı ve yönetımi transferınden daha karmaşık bır sureçtır otoyol yapma teknolojısıne sahıp olmakla bırlıkte otoyol kullanma teknolojısine henuz sahıp değılız Teknolo|i transf2erl urecını mumkun olan en az sıkıntıyla (mutlaka bıraz sıkıntı yaşanacaktır 1 ) ve başarıyla yaşayabılmek ıçın teknolojı yönetımi görevını ustlenmış kışılerın aşağıdakı yetenekferı kazanmış olmalarına dlkkat etmelıyız A Multıdısıphner teknık yetenekler 5teknık bılgı derınlığı teknık bılgı genışlığı, uygulama bılgısı) B Pazarlama ve yonetım bılgısı (ış dunyası perspektıfı, fınansal bakış açısı) C llışkılerde yetkınlık (kendlnı ışe adayabılme, değişlk koşullara uyabilme, çok fonksıyonlu ekıplerde çalışabllme, ıletışım ve beşerî llışkılerde yetkinlik) Endustrının teknolojık ınovasyonu başarıyla uygulayabılmesi, yenı nesıl bılimsel ve teknoloji bılgılerıne sahıp yenınesll araştırmacı ve muhendıslerın unıversıtelerde yetıştırılmesıyle mumkun olacaktır 2000 yılında kullanılacak teknolojllerın % 70'ının henuz bılınmedıği, buna karşılık 2000 yılında bugunku Yeninesil mühendisler arasında Muhendıslık fakültelerının ders programları modıfıye edılmesı, Muhendıslık kulturune yenı bir tanım getırılmesı ve Muhendıslık öğrencılerıne konunun bu yönunu göz önune alan karıyer danışmanlığı verilmesı, sayılabılır Yenınesıl muhendıslere batıdan alınmış bir deyımle "Technology Broker" (= Teknoloji Aracısı) unvanını vermeyı uygun buluyoruz Teknoloji Aracısı tanımına uygun muhendıs sayısı arttıkça, çok konuşulan unıversıtesanayı ışbırlığınde daha somut adımları bılınçlı bır şekılde atma şansımız da artacaktır Uçuncu ve dörduncu sınıf muhendıslık öğrencılerıne (lısans ustu çalışma yapanlara da) aşağıdakı onerılerı yapmak ıstıyoruz 1. Sanayıyı tanımak uzere mumkun olan en çok sayıda firmayı ziyaret et ve sorunları ve ıhtıyaçlarını dinle Uretım bırımlerıne ve ArGe bırımlerine ayrı ayrı ziyaret yap 2. Pazar araştırması çalışmalarını ıçeren dersler al 3. En az uç teknolojık alanda bılgını derinleştır Teknoloji sınıflandırmasını öğretım uyelerınden öğrenebılırsın 4. Heyecan ve kendıne guveninl kontrol etmenı sağlayacak der sler al (sosyolojı bölumunden, psıkolojı bölümunden, felsefe bolumunden ) 5. ortak çözum aramaya yonellk pazarlık yapma yeteneklerını gelıştır 6. Aldığın derslerde anlatılanlarla gerçek hayat arasında 5blrlnci önerıll) mutlaka bağlantı kur 1999 yılı temmuz ayından ıtıbaren "teknoloji yönetimı ve transfer surecını çok lyı öğrencılere duşuyor çalışan nüfusun % 70'ının çalışmaya devam edeceğı ıddıası karşısında karamsarlığa duşmemek elde değıl Sorunun çözumune yönelık adımlar 5529