Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
UZAY ARAŞTIRMALARI BOTANIK Uzay serüveninde 40. yıl Sputnik1 fırlatılalı 40 yıl oldu 4Ekim19574Ekim1997 Dünyamn en yaşlı ağacı "çoğaltıldı1 »II Nail Koker I u yıl, sessiz sedasız, insanoğluknun uzay serüvenine başlayışı'nın 40. yılını kutluyoruz. Insanoölu, tabii kendi kendini yoketmezse, varlığını ancak uzay yolculuğu şayesinde Evren'in sonuna dek surdürebilecek. Çünkü Güneş'in gelecekte büyüyüp bır kırmızı dev olmadan ye belki de Dünya'mızın yörüngesi Güneş'in içinde kalmadan önce yeryüzünü terk edip yaşanacak yeni dünyalar bulmak zorunda kalacağız (Hemen heyecanlanmayın, milyarlarca yıl sonra olacak bu olay). Belkı Sputnik1 ilk tekerleğin, ilk kayıöın ve insanoğlu'nun gelişiminde büyuk emeği bulunan birçok buluşun "ilk"inin hatırlanmadığı gibi bundan binlerce yıl sonra uzayın sonşuzluğuna açılan insanlar tarafından hiç hatırlanmayacak; ancak yine de 40. Vılında Sputnik'e ve yolaçtığı olaylara şöyle bir gözatmakta yarar var: Sputnik Zemni Rusça'da "Dünya'nın yolculuk arkadaşı eşi" anlamına gelmektedir. Zamanın Sovyetler BirliğİTiin yaptığı radyo yayınlarından. olacak, daha sonra herkes tju uyduyu "Sputnik" olarak adlandırmış. Yapay uydu sözcüğü uzaya çıkmaktan çok farklıdır. Eğer çok uzun bir eliniz olsaydı, bir taşı 200 km yüksege koyunca onu uzaya çıkarmış olurdunuz; ancak siz bırakınca taş tekrar Dünya'ya düşerdi. O taşın yapay bir uydu olabilmesi için o yükseklıkte yatay olarak belirli bir hızda fırlatılması gerekmektedir. Böylece taşın kaçma eylemi yerçekimi tarafından dengelenmiş olacak ve taş ne Dünya'dan uzaklaşacak ne de Dünya'ya duşecektir. Bu yönüyle Sputnik tam bir "yapay uydu"dur. Belirli bir hıza ulaşıp (yaklaşık saniyede 8 km) yörüngeye oturmuştur. Sputnik1 fırlatıldıktan hemen sonra zamanın Sovyetler Birliği Haber Kuruluşu TASS dünyaya şöyle seslenmişti: "Bir yapay uydu, dünyada ilk kez, başanlı bır şekilde (iki saat önce) Sovyetler Birliğı'nden fırlatıldı. Taşıyıcı roket uyduya saniyede 8 km. lik bır hız vermiştir. Uydu şu anda eliptik bir yörünge izlemektedir. Gün doğumu ve batımında basit bir dürbünle kolaylıkla izlenebilir. Haşsas ölçümler uydunun 800 km yüksekliğe kadar çktığını göstermekte dlr" 4 Ekim 1957'de uzaya fırlattlan Sputnik1 Dünya'ya radyo sinyalteri göndermek, kozmik ışınlan, ust atrnosferin yoğunluöunu, sıcaklıgını ve küçuk göktaşlarını (meteoroids) ölçmek ıçjn tasarlanmıştı. Sinyalleri kalkışlan 21 gün sonra sustuysa da birçok bauKrv sız radyo amatörünün ve Amerikalılar'ın duymasına yetecek kadar çakşmayı başardı. Aynca uydu, söylenikfigj gibı basıt bir dürbünle görülebilmekteydi. 4 Ocak 1958'e kadar Dünya'mn yörüngesi nde kalmayı başaran Sputnifc1 yaklaşık 84 kg agırltgında, 58 cm ça~ pında bir alüminyum küreydi ve sinyal gönderme amacıyla birkaç anteni var dı. Bütün Sputnik uydulan SS6 ya da Şapvvood adı verilen iki kademew balistık roketlerle uzaya fırlatıldı. Bu roketler savaş başltğı taşımak için tasarlandıöından dolayı, taştyıa kısımlamn şekli Sputnik'ler için hanfçe degiştiridi. Sputnik Uydu Programı ashnda dört uydudan oluşuyordu. Bunlardan sadece üçüncüsü yönjngeye oturtıiamadı. Sputnik2, 3 Kasım 1957'de uzaya hr latıldı. Laika adlı bir köpek taşıyordu. Bir hana boyunca biyolojik verileri alındıktan sonra, Laika uyutuldu. Ikinci Sputnik 162 gün yörüngede kaldı. Amerikalılar, Sputnik2 hâlâ yörüngedeyken 31 öcak 1958'de ilk uydulan olan Explorer1'i uzaya gönderdiler. O sıralar Amerikalıların ağır bir uyduyu yörünaeye taşıyacak roketleri olmadıöı için, Explorer1 sadece 14 kg ağırlığındaydı (Dünyamızı çevreleyen Van Allen radyasyon kuşakları onun sayesinde bulunmuştur). Sputnik3, bir jeofizik laboratuvarı olarak tasarianmış ve ilk uydu olarak fırlatılması planlanmıştı. Ancak firtatılması sıkça ertelenince yörüngeye ancak üçüncü olarak 15 Mayıs 1958'de girebildı. Bu uyduyia Dühya'nın manyetik alanı, radyasyon kuşakları ve iyonosfer uzerinde deneyler yapldı. 6 Nisan 1960 a kadar yörüngede katan Sputrak3'ün roketryle binıkte toplam kaluş ağvkğı 267 ton uzunluğu ise 29metreydi. Uzaya para akıyor! SputrHkten sonra uzay araştırmalannadaha fada para aynlmaya başlandL ÛkeJer uzaya uydu göndermek için adeta birbirtenyle yanştılar. Sovyetler Brfui sadece dört yıl sonra uzayadamı Yun Gagarin'i başarıyla yörüngeye oturtup Dünya'ya sağliKİı bir biçımde dOnmesini sagladılar. Amerikalılar, Ikinci Dünya Savaşı'ndan sonra Almanya'dan göç eden uzay mühendislerinin yeni brboyut kazandırdıöı uzay çalışmalannı topartamak ve hızlandırmak zorunda kak*lar; 1958'de ancak birkaç kg ağrtğında bir uydu gönderebilirterken 1969'da insanoğlunun Ay'a ayak basmasmı sağiadılar (Neil Armstrong). TASS Haber Ajansı tarafından sade bir dBe verikfyse de dünya basını başlıklannı şöyle atmışlardı: "Uzay Çağı B l A r nnaWorqual.cc.metu.edu.tr ünyadaki tek örneği olan 'Lomatia tasmanica' veya yerel adı ile Kutsal Kral, Tasmanya'nın batısındaki kıyı boyunca uzanan yağmur ormanlarında bulunmakta ve bir tek Kutsal Kral, bir kilometre karelik alanı kaplamakta. Bilim adamlan, yaşının 43 bin olduğu tahmin edilen fosilleşmiş bir yaprağın ağacın genetik yapısına tıpa tıp benzediğini buldular. Tasmanya Park Servisi'nde çalışan botanikçi Stephen Harrls'e göre kutsal kral ağacı, önceki en yaşlı ağaç olan 13 bin yaşındaki Pennsylvania'daki 'huckleberry'den üç kat daha yaşlı. Kutsal kral ağacının yaprakları dört santimetre boyunca ve opak. Her yıl paslı pembe renkte çiçek vermekle birlikte, çiçeklerin çekırdekleri yok. Bu nedenle kökünden verdiği filizlerle büyü ' mesine devam ediyor ve genişlıyor. Ağaç, ormanda yürüyüş yapanların yolu üstünde olduğu için, ayakkabılardan geçebilecek olan ve köklerin çürümesine neden olan 'phytophthora' hastalığına yakalanma ihtirnalı var. Başka örneği olmayan ağacın tamamen yok olmasın engellemek için, ağaç Tasmanya Kraliyet Botanik Bahçeleri tarafından başka yerlerde de yetıştirilmeye çalışılıyor. Bu işlemin çok zor olduğu ama şu ana kadar 20 kadar filizin yetiştırildiği Dr. David Bedford tarafından açıklandı. Ağaç ilk defa 1934 yılında bölgeniatanınrnış botanikçilerinden Deny King tarafından örneklenmiş. buna karşılık 1967 yılına kadar ağaç hiçbir botanikçinin ilgisini çekmemiş. Bu ağacın bulunuşu Tasmanya'nın batısında bulunan ormanların eskiliğini göstermekte. Adı geçen bölgede bulunan 'huan' camının da 10500 yaşında olduğu bulunmuştu. Bu ormanların hepsi ulusal park olarak koruma altına alınmış halde. Ömer Sarıcılar » Bitkileri salyangozlardan kurtaran robot Bahçe işleri ile uğraşan herkesin hayalleri içinde güzelim çiçeklere danana salyangozlardan kolay kurtulmak vardır. Işte bir yöntem. Sonuç olarak Sputnik'in haberi I Uzay araştırmaları yanşının unutulmaz iki ismi Yuri Oagarin fnMty m NeaAntstrong. ngiltere'de Ticaret ve Endüstri Bakanlığı tarafından desteklenen bir proje ile "salyangoz yokedeci" bir robot uzerinde çalışmalar yürütmekte. Plana göre robotlar bahçe içinde devamlı dolaşacaklar ve yolları üzerine çıkan salyangozları toplayacaklar. Robot, salyangozlarla dolduğunda ise merkeze geri dönecek ve burada özel bir kimyasal madde salyangozları yok ederken, çıkan gazla bir jeneratör çalıştırılıp robotun pıllerı duldurulacak. Bristol'daki West Of England Üniversitesi "Bağımsız Akıllı Sistemler Mühendisliği Laboratuvarı'nda projeyi yöneten Dr. Ovven Holland'a göre bir çıft robot bahçede "volta" atarken, diğerleri kendini doldurmakta olabilecekler. Bu ekim ayında ilk saha denemeleri başlayacak olan robot ticari amaç için geliştirilmedi. Projedeki asıl amaç, görüntüyü kullanabilen bağımsız robot sistemlerini geliştirebilmek. Salyangozların seçilmesinin nedeni ise çok yavaş hareket ediyor olmaları. Yavaş hareketleri, "gerı zekâ"lı robotların bile onları yakalayabilmesine olanak sağlıyor. Diğer bir neden ise robotların enerjiden yoksun kalma şanslarının çok düşük olması. Bristol'de Long Ashton Araştırma Istasyonu'nun son incelemelerine göre bır metre karelik buğday tarlasında 200 cıvarında salyongoz bulunuyor. Bu yeni yöntemin şu ana kadar en popüler yöntem olan ezme yönteminden daha 'temiz' olduğu ise şüphe götürmez. Ömer Sarıcılar 55212