02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TARTI ŞM A E D İ T Ö R E M E K T U P Yine Tünkçe üzerine. Osman Cığeroğlu * veya kongre duzeyınde bır toplantı bıle yetersız kalabılır Tıp etiği ve Tiirkçe Erdem Avdın* Profesör olmanın dayanılmaz ağırlığı Baria Öztaş * 2 4 Şubat 1996 tarıhlı BılımTeknık ekınde yayımlanan göruşlerıme Sn Ercan Türecı ve Sn Halit Çakır'ın belırttığı karşıt goruşler nedenıyle yenıden bır karşı cevap yazısı yazmayı uygun buldum Bu karşı cevaba gerek duymamın en onemlı nedenlerı, Tartışma' bolumunun kapsamı ıçınde bu konuda ıfade edılebıleceklerın sınırlı olması nedenıyle bazı goruşlerımın yanlış anlaşıldığını sanmam ve sayın yazarların bazı konularda tabırı caızse (eskı ama guzel bır deyımdır) sapla samanı bırbırine karıştırdıklarını duşünmemdır Hıçbır bılım dalında Sn. Turecı'nın belırttığı gıbı yalnızca 'ıkı koltuk' bulunamayacağıdır Boylesı bır yaklaşım, bılımde saf doğrular ve saf yanlışlar var olduğu gıbı oldukça yanlış bır ızlenım doğurabılır Bu nedenle. dıl ve bılım dılı gı bı kanımca bılımın verılerı ve yontemlerı ıçınde değerlendırılmesı ve tartışılması gereken bır alanda 'ya bu yanda olursun ya da obur yanda' gıbı bır yaklaşımı kabul edebılmek oldukça guçtur Bu konuda Sn Turecı'ye verebıleceğım tek cevap benım ve benım gıbı duşunduğunu bıldığım pek çok ınsanın da kendı koltukları olduğu ve bu koltuklarda da oturmaya devam edeceğıdır Sn Çakır'ın yazısında ıse katılmadığım ve daha da onemlısı yanlış bulduğum pek çok göruş ve düşunce mevcut ancak bunların dışında asıl uzerınde durmak ıstedığım ıkı nokta, bu belkı benım suçum, ama yazımda ıfade ettığım kışısel goruşlerımın barındırdığını duşünmemdır Bu ıkı ıfade arasında kanımca ıçerık ve mantık açısından fark bulunmamaktadır; tek fark, benım bu yaklaşımı eleştırmem, Sn Çakır'ın ıse savunmasıdır. Uçuncu paragraftakı 'eskı dıl ıle bağları tümuyle koparma' ıfademı eleştırırken ıse yazar hem çelışkıye duşmüştur hem de sanıyorum goruşlerımı yanlış anlamıştır. Buradakı 'eskı dıl' ıle kastım, Cumhurıyet sonrası ozleştırme akımı başladığı sıradakı ve ondan oncekı bırkaç yuzyıllık donemın dılıdır Yazar, Batı dıllerının Latınce ve eskı Yunanca'dan yararlanmasını olumlarken, aynı yaklaşımı Turkçe ıçın yalnızca 'çok eskı Turk kokenlı' olarak adlandırdığı (ancak Turk kokenlı olmak ıle ne kastet tığını behrtmedığı) toplulukların dıllerı ıçın olumlamakta, buna karşın bolgesel komşuluk ve dınsel etkıler nedenıyle ortaya çıkan Arapça ve Farsça etkısı ıçın aynı durumu yermektedır Turklerın Muslumanlığı kabul etmesınden sonrakı donemde, bu dın tarafından Arapça'dan başka bır dılle okunması yasaklanmış olan bır kutsal kıtabı en azından anlayabılmek ve yorumlayabılmek ıçın elbette kı en çok okuryazar kesımın ama dolaylı da olsa genış halk kıtlelerının de Arapça'dakı sozcukler ve dılbılgısı kurallarından etkılenmış olması da doğal sayılmalıdır Aynı durum, yuzyıllar boyunca ıç ıço veya komşu yaşa mış olan Farsı dılı, toplumu ve kulturu ıçın de soz konusudur Yanlış anlaşılmasın, bunun 'doğru' oldugunu savunmuyonjm, ancak kanımca olmuş olan budur Örnek olarak verdı ğım tıp terımlerıne gelınce Eskı TDK'nun 'hekımlık terımlerı kılavuzu'nda katılmadığım çok sayıda terım mevcut Bunları tartışmak ıçın degıl bır dergı makalesı, bır sempozyum "Yangı" yerine "irinleşme" Yalnızca benım verdığım ve Sn Çakır'ın da uzerınde durduğu terımlerı ele alırsak, dıl ve ozleştırme konusundakı bır başka yanlışa değınmek gerekecek Sn Dr. Sureyya Ulker'ın 198O'lı yılların başında yayımlanan 'Dılgıbılım Adlığı' (Anatomı Sozluğu anlamına gelıyor) adlı kıtabına bakıldığında tıp ve dolayısıyla da bılım dılı konusunda farklı kışılerın 'yorumlarının' ne denlı buyuk farklılıklar ıçerebıleceğı rahatlıkla gorulebılır TDK sozluğu 'yapıbılım' derken (kı bu karşılığın da ne kadar uygun oldugu tar tışılır) Sn Ulker 'dılgıbılım' demektedır, acaba hangısı daha doğrudur? 'Hucre' sözcugu ıçın ıse, sozcugun Batı dıllerındekı karşılığının Latınce 'cellulae'den turedığı ve bu sozcugun ıse oda, hucre anlamına geldığını hatırlatmak gerekıyor sanırım 'Inflammatıon' karşıhgı olarak onerılen 'yangı' yerine yıne ozturkçe olan 'ırınleşme' neden kullanılmasın? Görulduğu gıbı bu konularda fıkır bırlığıne varmak zaten çok guç, bu nedenle hekımlerın kendı aralarında enflamasyonu kullanırken aynı olguyu hastalarına yangı yerine ırınleşme veya ıltıhaplanma şeklınde anlatmaları kanımca çok daha uygun bır yaklaşım olacaktır Onkolojı ıse habıs urları ve ur oluşumu olmaksızın ortaya çıkan losemı gıbı dığer başka habıs hastalıkları da ıncele yen bır bılım dalıdır ve pek çok habıs olmayan ur, bu bılım dalının ılgı alanı dışındadır; bu nedenle de onkolo|i karşılığı olarak 'urbılım'ı kullanmak, en azından bu bılım dalına yapılan bır haksızlık olacaktır. Daha sonrakı orneklerde ıse sanı rım dızgı hataları nedenıyle bazı yazım hataları mevcut. Ancak hıçbır psıkıyatrıstın 'şızofrenı' karşılığı olarak 'ıçe kapanma sayrılığı'nı kabul edebııleceğını sanmıyorum, çunku bu karşılık, şızofrenı hastalığını tumuyle yanlış ve eksık tanımlamaktadır Yazarın bunun ardından getırdığı suçlamayı ıse kabul edebılmem mumkun değıl Mesleğını seven ve en azından hekımlığın 'zanaat' yonu ustunde duşunen hekımlerın hastalarını bılgılendırmemesı veya eksık bılgı vermesı duşunulemez Yazımda ıfade etmek ıstedığım şey, hekımın hastasını bılgılendırıp bılgılendırmemesı veya ne kadar bılgılendırmesı değıl, bılgılendırırken kullandığı dılın açıklayıcılığı ve nıtelığıdır. *Dr. U lkemızde hastaların muayenehanede, hastane ortamında ya da sağlıkla ılgılı herhangı bır konuda hekımlerın (ve otekı sağlık çalışanlarının) sozlerınden fazla bır şey anlamadıkları, bır yanda acı ve ızdırap çekerken, ote yandan da bılmedıklerı bır dılı çozmek zorunda kaldıkları bır gerçektır Cumhurıyet Bılım Teknık'te (20 4 1996) sayın Halit Çakır'ın ışaret ettığı, hekımhasta ılışkısı ıçerısınde kullanılan tıbbı termınolo|inın, hasta açısından anlaşılamazlığı doğru ve yerınde bır tespıttır Buradakı temel sorun, tıp eğıtım ve hızmetlerının Latınce uzerınden adlandırılmasından kaynaklanmaktadır Bu sorun bırakınız bızım gıbı anadılı Turkçe olanları, Latınce'ye daha yakın Batı dıllerınden bırını konuşan bır Avrupalı, bır Amerıkalı ıçın bıle soz konusudur Bu çerçevede karşımıza çıkan bır ozel durum tıp etığı yonundendır Bugun ıçın hekımhasta ılışkısı ıçerısınde; hastanın tıbbı mudahale ve ışlemler hakkında layıkıyla bılgılendırılmesı, tanı ve tedavıde ona karar fırsatının tanınması, ret veya kabul hakkının kullandırılması, Aydınlatılmış Onamının (Informed Consent) alınması gıbı etık ogelerın yerine getırılmesı gerekmektedır fum bunlar, hekım ıle hastanın bırbırlerını anlayabıleceklerı bır "dılle" konuşmalarını zorunlu kılar Oysa kı bu nokta ulkemızde son derece sıkıntı verıcıdır Neredeyse tamamına yakını yabancı sozcuklerden meydana gelmış mevcut tıbbı termınolojı ıle, tıbbı bır olguyu hastalarımıza anlatmak çok guçtur Hekım ıle hasta arasındakı ıletışım guçluğu artık terkedılmeye başlanan geleneksel hekımlık tutumunu; "babacıl" tutumu da (Paternalısm) kuşkusuz pekıştırmektedır Hasta daha edılgın duruma gelmekte, bıreysel haklarını kullanabılme şansını kaybetmektedır Yabancı sozcuklerle dıle getırılen tıbbı bır ışlem, hekım tarafından ne kadar anlaşılır bır şekılde açıklanmaya çalışılırsa çalışılsın, aktarılmış olanların nıtelığı hasta tarafından tam olarak algılanamaz ve kavranamaz Hekım etık yonden uzerıne duşenı yapmış olduğu mancını taşıyabılır. Ancak gerçek durum buyuk ıhtımalle arzu edılen nıtelıkte olmayacaktır. Çozum yolu: Hızla, Turkçe bır tıbbı "termınolojı" oluşturulmalı * Dr. Akdeniz Üni. Tıp Fak.Deontoloji S on zamanlarda Istanbul Unıversıtesı Istanbul Tıp Fakultesf nde, anabılım dallarının çoğunda 5 yılını dolduran doçentlerın, profesorluk atamaları yapılmaktadır Burada aranan krıterlerın başında doçentlıkte 5 yılını doldurmak esas alınmaktadır Bu kadar bılımden uzak koşullarla atanan profesorlele anabılım dallarında asıstan sayı sından çok profesör olacaktır örneğın, Fızyolojı Anabılım dalımızda 4 profesör varken, 4 profesör kadrosu daha ıstenmıştır ve yakın gelecekte 8 profesör olacağız Bunların ne kadarının SCI'ye gıren dergılerde ılk ısım yayınları vardır? Hıç sıtasyonları var m ı ' JMasıl eğıtım oğretım yapıyorlar? Kaç kı.şıye uzmanlık veya doktora yaptırmışfar? Hangı uluslararası kongreye katılmışlar? Dokumu somut krıterlerle yapılmadah, çok kolaylıkla 5 yıl krıterı uzerınden profesör olabılmektedırler Bu kadar kolay profesör olan kışılerın de, ılerde kursu yonetme, bılım adamı yetıştırme gıbı gorevlerı ne ölçude yapacağı tartışmaya açıktır. Dolayısıyla kalıtesız ogretım uyelerı nın yaptığı hasarı, fakultelerımız Sayın Orhan Bursalı'nın vurguladığı gıbı 40 50 yılda duzeltemeyecektır Akademık hayatında hıçbır yayını sıte edılmemış, hıç SCI'ye gıren dergılerde yayını olmamış kaç profesorun olduğunu tespıt etmek, bılgısayarlar vasıtasıyla bugun çok kolaydır Umarım bunların dokumlerı YÖK tarafından yapılır ve çalışan ıle çalışmayanın aynı kefeye konulması unıversıtelerımızde artık engellenır ve profesör olmanın dayanılmaz ağırlığını daha fazla çekmeyız. * Prof. Dr; IÜ Fizyolojı Yiiksek öğretimde finansman modeli M Atilla Öner Iğıtımın çok onemlı olduğu, yuksekoğretımın sorunlarının mutlaka Içözulmesı gerektığı yonundekı haber ve yorumları sureklı duyuyor, okuyor ve ızlıyoruz. Sorun çok buyuk Zaman Yönetımı konusunda verılen semınerlerde ışın buyukluğunun ışe başlamayı engelledığı belırtılır Nedenı de çok basıttır Ne zaman ve nasıl bıtıreceğını goremedıklerı bır ışe ınsanlar hıç gırışmemeyı tercıh edıyor. Bugun eğıtımde yaşadıklarımızı bu tespıtlerle açıklayabılırız Merkezı burokrası, yonetım kapasıtesının sınırlarına geldığını ve Büyük Problemı tek başlarına çozemeyeceğını kabul etmelıdır Hangı alanda olursa olsun, planlama ve yurutme yetısıne sahıp kurumlara merkezı hukumetın maddı yukunu azal tıcı devırler yapılmalıdır Galatasaray Lısesı yonetımının Galatasaray Unıversı tesı Vakfı'na devredılmesı doğru bır karardır Aynı uygulama Istanbul Erkek Lısesı veya camıasının sahıp çıkacağın dan şuphe duyulmayan tum lıseler ıçın yapılmalıdır Bu uygulama gonul rahatlığıyla unıversıtelerde de yaygınlaştırılabıhr Unıversıtenın kuruluş tarıhı camıayı oluşturan mezunlarının sayısına ışaret eder Istanbul Teknık Unıversıtesı, Orta Doğu Teknık Unıversıtesı ve Boğazıçı Unıversıtesı gıbı saglıklı mezunlar der neğı ve unıversıte vakfına sahıp unıversıtelerın yönetımı bu vakıflara devredıl melıdır Pratıkte bu unıversıteler bugun, Devlet Üniversitesinden Toplum Oes 4844
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle