25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ÇOCUK PSİKİYATRİSİ T Ü R K İ Y E ' D E B İ L İ M Bebekanne ilişkisi Yankı Yazgan Bebeğin anlattıkları1 O şımdı ne yapıyor, şu anda, şım dı, şımdu Nâzım'ın Bursa Cezaevı'nden Pıraye ıçın art arda dız dığı bu soruları her sorduğumdakt O, sevdığım kışıdır Sevdığım kışının nesı varsa, ne yaparsa, her bır şeyı benım ılgı alanıma gırer Kaçmılmazdır bu, çunku oyle oğrenmışım Ne zamandan ben mı? Neredeyse doğduğumdan bu yana Kımden mı? Kımden olacak, ılk sevdığimden Bugun anlatacaklanmı ılk sevdığım kışıyı sevmeyı öğrenırken yaptıklarımdan seçtım Önce gozgoze geldıydık, ben daha gençtım o zaman, o ıse annem olacak yaştaydı "Aman," dedıler, "fel fecır oku yor bunun gozlerı, nasıl da dık dık bakıyor oyle " Sonra, aradan epey bır zaman geçtı Yedı sekız ay ftlan, ona o kadar bağlandım kı, o nereye baksa ben de bakmak ıstıyordum o neyı duysa ben de aynısını duymak ıstıyordum Ne goruyordu, ben de bılebılır mıydım? Benım gorduğumu o da goruyor muydu, anlayabılır mıydım'? Gozlerını oynatıp, başka bır tarafa kaydırsa, benımkıler de aynı yone gıderdı Sırf onunla aynı mek ıçın kullandığım bu yetımı O'na borçluyum, O'na olan merakım ve sevgım olmasaydı, hıç umursamazdım kım nereye bakıyor, neyı gösterıyor fılan dıye herhalde Bebeğin yukarıda yazdıklarını okuyurv ca kımsenın zıhnınde bır şey canlanıyor mu, bılmek zor Ama kendı bebeğınızle sınayabıleceğınız bır suru şey var o hıç hatırlanmayan geçmışten eşeleyıp çıkar dıklarında Bebek ıle annenın bırbırıne bakışlarının hayatın 7 8 ayından ıtıba ren ortaklaşa bır şeylere bakmaya donuşmesı bıreysel tarıhlerın onemlı donum noktalarından bırını oluşturur O ana değın karşılıklı gozunun ıçıne bakmaktan ıbaret gıbı gozuken bır ılışkı ortaklaşa bır şeylere bakmaya dönuşur Aynı sıralarda, bebegın beynınde belırgın değışıklıkler başgösterır Elbette, bebeğin değışıklık gostermedığı bır an bıle yok, ama frontal korteks'tekı sınır hucresı uretım faalıyetı dokulara çıkar Örneğın, PET adı verılen goruntuleme çalışmalarında bu bolgelerın enerjı tuketımının dığerlerıne gore en azından bırkaç katına çıktığı saptanmıştır Ener|i tuketımının artması genellıkle "orada bır şeyler oluyor, bır ınşaat faalıyetı surmekte" gıbı bır anlama gelır Erışkın yaşamdakı dıkkat ışlevlerınde çok krıtık bır rol oynayan frontal korteks'ın gelışımınde sıçrama olan bır donem Tam da o sırada bebeğin dıkkatını ötekı kışılerle ortaklaşa kullanabılmeye başlaması beyındavranış ılışkılerıne ılgınç bır ornek oluşturuyor, bebeğin dıkkatını baş kalarıyla paylaşabilmesı, "otekı"nın ayrı bır kışı olduğunu farkedıp O'na gore davranmaya başlaması ıse bakışmaktan öte ışlevler taşıyan bır gelışme Universitelerimiz tartışılıyor R Kazım Türker* j u makalede, yuksek öğretım kuırullarımız ıçın, tarafsız ıkı uluslara'sı ad sahıbı yabancı bılım adamının yazmış olduğu raporlardan alıntılar yapılarak 1933 yılından oncekı Darulfu nun donemı ıle gunumuzdekı unıversıteler arasındakı ılgınç benzerlıkler bazı yonlerı ıle vurgulanmaya çalışılmıştır Bu bılım adamlarından bırı Isvıçrelı Prof Alfred Malche dıgerı ıse halen yurdumuzda Ege Unıversıtesı Tıp Fakultesı nde anlaşmalı olarak çalışan tanınmış bır bılım adamı, hekım nefrolog (bobrek hastalıkları uzmanı) Hollandalı Prof. Dr. Evert J. Dorhout Mees'dır Geçmişte ve günümüzde iki yabancı bilim adamının universitelerimiz hakkındaki görüşleri... tulmesını ve bu ıkı onemlı akademık uğraşının bırbırını tamamladığını belırterek bu konuda denetımın onemını vurgulamaktadır Uluslararası yarışmaya gırme nın zor olduğunu, uzun surelı planlamayı ve ekıp çalışmasını gerektırdığını ve her şeyden once bunun bır kultur meselesı olduğunu vurguluyor Gençler yetıştırılır ken yerleşmış klasık bılgıler aktarllıp en guncel ve akademık konulara mutlaka yer verılmelıdır Yetışen gençlerın olayları kuşku ıle karşılaması ve kendı kendıne oz eleştırı yapabılmesının son derece onemlı olduğunu belırtıyor Zaman değerlendırmesı kavramının yetersızlığınden yakınarak bunun kolay bulaşan ama karşı koyulamayan bır hastalık olduğunu vurguluyor Kendı uğraşı alanını ılgılendıren tum konularda bu genelde, kalıte kontrolu kavramının yerleşmemesınden yakınıyor Prof Mees'ın korkunç dıye nıtelendırdığı onemlı bır nokta fakulte uyelerını azımsanmayacak bır kısmının ozel ışlerı ıçın aslı gorevlerınden daha fazla zaman ayırmalarıdır Bu durum gelışmeyı en çok engelleyen bır eylemdır 63 yıl önce ve bugün Prof Malche, 1933 unıversıte reformundan once, yüce Atatürk'un emır ve dırektıflerıyle o zamankı Oarulfunun'un bılımsel ve eğltsel etkenlığı hakkında rapor yazmak uzere davet edılen bılım adamıdır Bu rapor, Darulfunun'un gunumuzden 63 yıl oncesını şoyle tanımlıyor Darulfunun'da bazı ıdarı gorevlere seçılmenın oğretım uyelerı arasında çekışme nedenı olması Bılımsel unıteler arasında bır eşgudumsel bağlantı olmaması ve bazılannın meslekokulu nıtelığınde olması öğretım uyelerının kendılerınısadece belırlı saatlerde ders vermekle yukumlu saymaları ve başka hıçbır aktıvıtede bulunmamaları öğretım uye ve hatta yardımcılarının unıversıte dışındakı meşkulıyetlerı nedenıyle unıversıteye gereklı zamanı ayıramamaları Bır kısım oğretım uyelerının yıllarca unıversıtede kadro ışgal etmelerıne karşın hıçbır eser çıkaramamaları Basıt tercumelerın eser olarak kabul edılıp akademık aşamalarda kullanılması •Ve daha pek çokları Yararlı önerıler Prof Mees yurtdışına eğıtım ıçın gonderılecek genç elemanlar ıçınde son derece yararlı onerılerde bulunuyor Amaç ve eğıtım planı çok detaylı olarak belırtılmelı ve gonderıleceğı kurumun bu amacı daha da gelıştırecek konumda olup olmadığı çok lyı ıncelenmelıdır Bu kışıler unıversıtesının mutlak denetım ve kontrolunde olmalıdır Kışı eğıtımını alıp dondukten sonra gonderıldığı kurumda zorunlu hızmete tabı tutulmah ve bu kurumda dısıplınını kurması sağ lanmalıdır Eğer başka bır kurum tarafından gon derılmış ve eğıtımını almışsa ve bılgı bırıkımı onemlı akademık gelışmeyı ıçerıyorsa bu kışılerın zorunlu hızmetler unıversıtelere devredılmelıdır Akademık personele ekonomık koşullar dıkkate alınarak gelecek endışesıne kapılmadan ra hat bır yaşam sağlanarak tam sure ça lışmanın mutlaka yerleştırılmesı zorunlu luğu vurgulanmıştır Prof Mees somut bır ornek vererek akademık yukseltmelerde onemlı hata ların yapıldıgı her unvan taşıyan kımsenın jüri üyesı olamayacağını, unıver sıtelerde bu ve benzerı değerlendırmelerın çok subjektıf ve duygusal ol duğunu vurgulamıştır Unıversıtelerde kutuphanelerın son derece yetersız olduğu bunun mutlaka gıderılmesının gerektığını onemle belırtmıştır Tarafsız ıkı yabancı bılım adamının 63 yıl ara ıle universitelerimiz hakkındaki göruşlerı bazı yonlerıyle bunlardır Daha pek çok benzer tarafları da vardır Unıversıteler başta olmak uzere hanqı akademık kurum olursa olsun, verılen hızmetın kalıtesı dınamık olarak ızlenmeden ve kışılere, akademık erklerı dıkkate alınmadan tamamen duygusal veya sıyası gucu nedenıyle paye verılır ve yukseltılırse sonuçta o kurumlarda sık sık kullandığımız "negatıf seleksıyon" urunu çoğunluk ortaya çıkar Demokrasılerde parmak adedı geçerlı bır kural olmakla bırlıkte, yıne gerçek demokrasılerde en az parmak sayısı kadar onemlı olan kışının nıtelığı ve akademık erkıdır Hak etmeyen veya akademık olçutlere uygun olmayan kışılerı sırf parmak adedı ıle bır yere getırmek kurumlara ve demokrasılere yapılan en buyuk fenalıktır * Prof. Dr. A.U. Tıp Fakultesı Farmakolojı Anabilim Dalı Emekli Öğretim Üyesı Ortaklaşa dıkkat Bır başkasının varlığının bızımkınden ayrı, duşuncelerının ve duyuşlarının kendıne ozgu olduğunu an lama yoluna gırışımızın başlangıcı sayılan bu davranış bılımsel lıteraturde "ortaklaşa dikkat" adıyla anılıyor bır başka deyışle otekının varlığını tescıl ettıQımız ılk durum O bızden ayrı enlem ve boylamlarda yaşayan dolayısıyla gorduklerı, baktıkları bızden farklı olan bırısı, yanı otekı Bu kapasıteyı tam olarak gehştırıp otekı'ne tamamıyla ayrı bır kımlık verebılmemız ıçın yaklaşık 4 yaşını beklememız gerekecek Bu tun bunları yapabılırhğımızın bır on şartı norobıyolojık duzeyde frontal kortpks ve baajantılı sınır yapılarının gereken olgunluga ulaşması sonucunda dıkkatın anneyle ortaklaştırılabılmesı Ama bır başka on şart daha var Boyle bır ortakhğın ıkı tarafça da ıstenmesı Elbette bebeğin "ıstemesı"nı bır erışkının ıradı eylemme benzetemeyız üaha zıyade anne ıle karşılıklı etkıleşım ıçerısınde ortaya çıkıp, etkıleşımın gelışmesıyle çogalan bır ısteklılıktır bebegınkı Annenın bır depresyon ıçerısınde ol duğu ya da herhangı bır nedenle duygularını ıstedığı şekılde ortaya koyamadığı durumlarda, anne tarafındakı ısteklılığın de azalması kaçmılmazdır Bu ısteksızlık bebekten karşılık gormekte gecıkmez Işte bu "ıkılı oyun"un ıkı tarafının kendı rollerını şaşırmaları durumunda da ortaklaşa dıkkat'ın gelışımınde aksaklıklar kolayca ortaya çıkabılıyor Ortaklaşa dıkkat bır bılme ıhtıyacının ve merakın sonucuymuş gıbı gozukse de, o "mekanızmayı" çalıştıran ya da kullandırtan, O'nu ne kadar merak ettığımız? Yazının başındakı dızelerde olduğu gıbı ancak "O şımdı ne yapıyor, şu anda, şimdi, şimdi?" dedırten duygu ortaklaşa dıkkat'ın yonlendırıcılıgını yapıyor O duyguya sevgı dıyoruz Okurlara not: Yorum ve sorularınız ıçın eposta psıkiyate@servis2.net.trye veya Fax 0216325 03 23e yazabılırsınız Bugun hepsi var! Tum bu olumsuz durumlar gunumuzde unıversıtelerımızın çoğunluğunda rnevcuttur Bunun tek nedenı verılen hızmetım kahtesını olçme ve değerlendırmeye yonelık denetım dıye bır kavramın yuksek oğretım kurumlarında kesınlıkle yerleştırılmemış olması ayrıca hangı duzeyde olursa olsun yonetımle ılgılı seçımlerde kışılerın nıtelıklerının hıçbır zaman dıkkate alınmamasıdır Gunumuzde bazı unıversıtelerde çoğunluğu elde etmış nıtelıksız oğretım elemanları ıle, bılım adamlığını bır meslek değıl bır yaşam bıçımı olarak kabullenmış azınlıgın karşılıklı savaşı vardır Gerçek ve evrensel olçutler, gelışmış ulkelerdekı gıbı odun verılmeden uygulansa unıversıtelerde bu savaş kısa surede bıter Bu savaş devam ettığı surece bugun ulkemızın çeşıtlı yorelerınde uluslararası duzeyde bılımsel araştırma yapan genç ınsanlarımızı harcıyor ve onları uretımden uzaklaştıran kısır çekışmelerın ıçıne ıtıyoruz Geleceğımız ıçın en buyuk ve en acımasız tehlıke budur Prof Mees tıp doktoru, bobrek hastalıkları ve hıpertansıyon alanında ad yapmış dunyaca tanınan buyuk bır bılım adamıdır Prof Mees'ın, yurdumuzda çalışmaya başladığı 1990 tarıhınden ıtı baren yazdığı yıllık akademık faalıyet raporları sadece uzmanlık alanı nefrolojı ıçın değıl ama tum universitelerimiz ıçın mutlaka okunması değerlendırılmesı gereken bılgılerı ıçermektedır ve son derece yararlı bır belgedır Prof Mees raporunda, bılımsel araştırmalar ve eğıtımın paralel olarak yuru şeyleyıe bakabıleyım dıye Sonra, parmağıyla gosterırdı bır şeylerı, "bak kuş" dıye mesela1 Bakardım, o salak kuşlara bıle Parmağına değıl, parmagının ucun dan hayalı bır çızgı uzatır, o çızgının sonuna ne ısdbet ederse ona Çunku o da bır bana, bır de parmağıyla ışaret ettığı her neyse ona bakardı Bırbırımızle oyle bakışır, baktığımız şey hakkında "fıkır alışverışı"nde bulunurduk Benden baş kalarının, otekılerın ve de bılhassa O'nun, kendılerıne ozgu ve ayrı bır dunyalan olduğunun ıpuçlarını ılk böyle farkettım Ayrı ayrı ınsanlardık, ama aynı şeylere bakabılırdık Bızı bırleştıren bır şeyler bulabılırdık Sonrakı hayatımda çok ışe ya rayan bır deneyımdı bu Isteklerımı belırtmek uzere de kullanmaya başlamam aynı zamanlara denk duşuyor Gozume kestırdığım bır kurabıyeye bakışlarımı dıkerdım, sonra da O'na bakardım Hafıfçe gözlerımı kurabıyeye kaydırırken, O'nun gozlerının de benımkılerı takıp etmesını sağlardım Ve ışte kurabıye elımde veya ağzımdaydı1 Sonra pencereden dışarı baktığımızda kapının onunden geçenler den kımısını ben, kımısını O seçer, sonra da bırbırımızle bakışıp, a şu kadına bak amma şaşkın bakıyor, eteğı sokulmuş, ya da karşıkı apartmanın kapıcısının Almanya'ya gıtme sırası gelmış de eşyalan denk edıyorlar gıbısınden karmaşık bılgılerı bırbınmıze aktanrdık ötekılerı gözle 2758
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle