03 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

HAFTANIN G Ü N D E M İ Kuzey Anadolu Fayı ve bazı yanlış iddialar üzerine Bu hafta dikkatinizi, değerli bilim adamımız Ihsan Ketin 'ın Kuzey Anadolu Fayı (KAF) konusunda yaptığı bilimsel çalışmalar üzerine düşürülmek istenen gölgeye çekmek istiyoruz. Okurlarımız KAF'ın önemini bilirler. Anadolu'nun kuzeyinde doğu batı doğrultusunda uzanan bu fay hattı, bölgedeki depremlerin çoğuna kaynaklık eder. Bu nedenle, bu fay hattının iyi bilinmesi ve doğru tanımlanması bölgenin can ve mal güvenliği açısından da büyük önem taşır. Dergimizde yayımlanan çeşitli yazılarda, Ihsan Ketin KAF'ın esas keşifçisi olarak tanımlanmıştı. Ketin 'in bu önemli katkısı, Dünyanm önde gelen yerbilimcileri tarafından bile uzun yıllardır kabul edilmektedir. 16 Aralık 1995'te yitirdiğimiz Ihsan Ketin, bu çalışması nedeniyle, dünya yerbilimcileri tarafından çeşitli biçimlerde onurlandırılmış, kendisine şeref üyelikleri payeleri ve madalya verilmiştir. Ancak, Ketin'in KAF konusuna getirdiğiyorumdan bu yana neredeyse 50 yıl geçmesıne rağmen, ülkemizde yerbilimci diye geçinen bazılarımızın kafalannın hâlâ karışık olduğunu ya da özellikle kasıtlı olarak kafa kanştırdıklarını görerek üzülüyoruz. Şimdi konuya girelim: Dergimizde Kuzey Anadolu Fayı ve Ihsan Ketin üzerine ötedenberi yazılar yayımlanır. Sevgili dostum Yalçın Pekşen'in 18 Kasım tarihlı Hürriyet gazetesindeki köşesinde, "KAF Dağının ardında ne var?" başlıklı yazısında, dergimizde yayımlanan yazılara gönderme yaparak, KAF'ın varlığını ilk kez keşfedenin Ihsan Ketin olmadığını belirtti ve "Bilimsel masalın sonunun" geldığını ilerı sürdü. KAF'ın varlığının ilk kez 1940'da Salomon Calvi'nin ve 1944'de H.N.Pamir'in bilimsel makalelerinde duyurulduğunu öne sürdü. Tabii, sevgili Pekşen yerbilimci degil, konuyu derinlemesıne araştırmasının zorlugu da anlaşılabilir; bu kanıya ıse adı açıklanmayan biri tarafından kendisine ulaştırılan bazı belgelerden ve ıddialardan yola çıkarak vardı. Aynı belge ve iddialar sonra bıze de gönderildi. Belgeleri inceledik ve incelettik. Ortada yüzeysel değerlendirmeler vardı. Bu sayımızda gerçeklerın gün ışığına çıkması için hem iddiaları yayımlıyoruz hem de hakem olarak başvurduğumuz Prof. Dr. Sırrı Erinç'in değerlendirmesini sunuyoruz. *** öncelikle kendi açımızdan şöyle bir saptama yapmakta yarar var: Haftanın Gündemi yazarı ne yerbilimcidir ne de bilim adamı. Bilim, özellikle de popüler bilim yazıları/haberleri yayımcısıdır. Bilim dallarında olan bitenleh/ gelişmeleri izler, onların günlük yaşamla bagiantılarını kurmaya çalışır; bilim politikası konusuna daha aynntılı eğilir; ülkemizde bilimin gelişmesi, bilimsel bakış, tutum ve düşüncenın yaygınlaşması ve bilimin uluslararası standartlara ulaşması ıçin çalışır. Safsatalara karşı da savaşır. Kendı •açımızdan, yayıncı olarak baktıgımızda, dergimizde yayımlanan makaleler birinci derecede yazarlarını ilgilendirir Ikinci derecede de, dergimizde yayımlandığı için bizi. Ancak, Haftanın Gündemi köşesinde konu ile ilgili yazılarımızda biz de Ihsan Ketin 'in KAF'ın ortaya çıkartılışındaki katkılarını savundugumuz ve bunu yazıp çizdigimiz için, bu tartışmada taraflardan biri haline geldik. Gerçek durum neyse ortaya çıkmalı ve gerekiyorsa özür dilemeliydik. Sevgili Pekşen'in yazısı üzerine iddiaların hedefi durumunda olan, İTÜ Yerbilimleri profesörlerinden, kendi alanında dünyaca ünlü değerli bilim adamımız Celal Şengör'e aynntılı bir yazı ismarladık. Bu yazı, dergimizin 30 Aralık 1995 tarihli 458. sayısında "Kuzey Anadolu Fayı Hakkında" başlığı ıle.ayrıca TÜBİTAK Bilim Teknik Dergisinin 338. sayısında da "Kuzey Anadolu Fayı'nın Keşfi" başlığı ile yayımlandı. Şengör, KAF'ın tarihsel gelişimı içınde yabancıyerli çeşitli bilim adamlarının KAF üzerindeki araştırmalarını ve yorumlarını ele alıyor, Ihsan Ketin 'in katkısını vurguluyordu. Konu bizim için kapanmıştı. Sözü olan, bilimsel Prof. Dr. Ihsan Ketin tartışmanın gereklerıne ve adabına uyarak itirazlannı bıldirmekte tabii ki özgürdü. Dergimiz her zaman bilimsel tartışmaya açıktı, dahası bilimde ciddi, eleştirel tartışmanın bir platformunu oluşturma çabası içindeydi. önünde niçin savunamasın da imzasız mektuplar göndersin? Bunu anlamak çok zor. Akla gelen şu: Yazdıklarına kendisi de inanmıyor, ve açık tartışmada yanlışlanmaktan çekiniyor. Veya amacı dürüst ve bilimsel bir tartışma sürdürmek değil, bazı kişisel nedenlerden ötürü sadece perde arkasından suyu bulandırmak... Bu kişi, eğer KAF'ın Ihsan Ketin'in değil de başkalannın adıyla anılması gerektiğını gerçekten düşünüyorsa, bu hatayı düzelten ve üstelik böylesine büyük bir tahhfatı ortaya çıkartan kişi olarak Türkiye ve Dünya yerbilimleri ve hatta bilim tarihine geçme fırsatını yakaladı demektir. Çünkü KAF üzerine çalışmaları Ketin 'e dünya çapında ün kazandırmıştır ve hiç kimse böyle bir "tahrifata" kayıtsız kalamaz. Bu iddia sahibimiz, çok mu alçakgönüllü de, kendisini gızleyerek böyle bir tarihi fırsatı tepiyor?! Uzun süre bize gönderilen bu "dosya"yı, içeriğine kısa bir göz attıktan sonra ciddiye almadık ve bir kenara koyduk. Ayrıca, iddialarda çok kaba hatalar vardı ve iddia sahibi KAF'ın tarihinden de habersiz görünüyordu. Ancak iddialar başka yayın organlannı da gönderiliyor örneğin, Barometre 'nin eki Eksen 'de sahte bir isimle yayımlanıyordu. Gerçek hiç araştırılmadan. 0 halde ilerı sürdüğü savlann üzerine yine ğitmeli ve bir kez daha ve son olarak KAF konusunu tartışma gündeminden çıkarmalıydık. Olay dergimiz için bir etik soruna da dönüşmüştü. Bu konuda hakemlik yapabilecek en iyi bilim adamının Prof. Dr. Sırrı Erinç olduğunu düşündük. Sayın Erinç, KAF'ın tarihini çok iyi biliyor; Pamır'i, Ketin'i sahsen yakından tanıyordu. Sayın Erinç fiziki coğrafya ve /eoloji okumuş, 10 Coğrafya Bölümü Başkanlığı, Edebiyat Fak. Dekanlığı ve senatörlük ile Deniz Bilimleri Enstitüsü'nün Kurucu Müdürlüğünü yapmış; jeomorfoloji.jeoloji, klimatoloji, hidrografya, bıyocoğrafya, toprak coğrafyası, çevre bilimleri, haritacılık ve jeoekoloji konusunda yüzü aşkın orijinal makale yazmış ve kalıteli ders kitaplan üretmış bir bilim adamımızdı. Üstelik, KAF'ın yaşlandınlması konusunda da çalışmıştı. Çok geniş yelpazede ürün veren Erinç, aynı zamanda Türkiye Bilimler Akademisi 'nin de şeref üyesidir. İddiaları Hocamıza ilettik; araştırdı ve dördüncü sayfamızdaki raporunu yazdı. Konuya zaman ayırdığı için kendisine teşekkür ederiz. Bazı önemli noktalar Sayın Erinç 'e eklenecek bir şey yok. Burada, bazı noktaların altını bir kez daha çizmek gerekir. 1) Kuzey Anadolu'da doğu batı doğrultulu bir fay kırığı olduğunun anlaşılmasının tarihi, imzasız ve isimsiz kahramanımızın iddiasının aksine, Pamir döneminden de çok önce, 1906'lara kadar gidiyor. 0 halde, burada tartışılan esas konu, fay çizgisini ne olduğunu söylemeden gösteren haritalar değil. Böyle haritaların sadece Ketin'den değil Pamir'den de önce yapıldığını herkes biliyor. Ancak, burada gözardı edilen, hahtaların niteliğidir. Ketin 'ın katkısı,. önceki haritalar üzerinde bir takım rötuşlar yapmak değildir. 2) Ketin'in KAF konusundaki bulguları, kendisinden önceki bilim adamlanndan oldukça farklıdır ve temelde ayrılmaktadır. Pamir dahil önceki bilim adamları, KAF'ı, AlpHimalaya dağ yapısının bir parçası olarak görmüşlerdir. Ketin ise, bu eski sistemin artık aktif olmadığını, güncel depremlere neden olan bugünkü KAF'ın daha yakın zamanınve tamamen değişim bir mekanizmanın bir oluşumu olduğunu görmüştür. Ketin'in yorumu, veya Ketin'in gördüğü ve saptadığı güncel fayın Alp Himalaya sistemiyle ilişkisi yoktur; iki sıstem yer yer örtüşmekte ancak birbirınden ayrılmaktadır. Sırrı Erinç hocamız, KAF hakkında ilk doğru yorumu Ketin'in yaptığını belirtmektedir. Ayrıca bu fayın kuzeyindeki bölgenin doğuya, güney bölgesinin de batıya doğru yer değiştirdiğini ğördüğünü de belirtmektedir. İsimsiz mektup sahibinin "harita üzerinde bazı rötuşlar" dediği de, Ketin 'in bölgenin hareket yönünü belirten oklarıdır. KAF, Ketin 'in saptadığı bu özellikleri ile dünya literatürüne geçmiştir, yoksa Ketin'den önceki bilim adamlarının yorumlarıyla değil. İmzasız kişi, bunu görmüyor, bilmiyor mu? Durumu şu örneğe benzetebiliriz: Kepler, Güneş sisteminde gezegenlerin hareketlerinı, elips şeklinde bir yörünge izlediklerini Kepler kanunlarıyla belirlemıştir. Böylece yer merkezli güneş sistemi teorilerini bitirmiştir. Ancak Kepler'den önce, Tycho Brahe gezegenlerin hareketlerini doğru ğözlemlemiş, Kopernik de ğüneş merkezli sistemi ilk ortaya atmıştır. Ancak olayın doğru ve tam yorumu Kepler Kanunları ile sona ermiştir. Newton da bu kanunlar üzerine genel çekim kuvvetini bulmuştur. KAF üzerine Ketin'den önce de çalışmalar yapılmış, yorumlarda bulunulmuş, haritalar çizilmiştir. Ancak, KAF'ın ne olduğunun ilk ve tek doğru yorumunu yapan, dogru haritayı çizen Ihsan Ketin 'dır. Sırrı Hoca'nın deyımıyle tartışılan konuya "getirdiği ve devrim niteliğindeki bu teşhis ve yorumdur", Ihsan Ketin 'in yaptığı. Zaten bilimin de tam aradığı bu değil midir? *** Gelecek cumartesı yeniden birlikte olmak umuduyla, mutlu bir hafta diliyoruz. "•1 Imzasız mektubun sahibi kim ? Bu makaleden 20 gün sonra, elimize imzasız bir mektupla birlikte, yukarıda sözünü ettiğimiz bazı iddialar ve belgeler ulaştırıldı. Adını açıklamaktan her nedense çekinen veya korkan, ancak yerbilım dünyasından (lü'den) biri olduğunu hatta adını bile tahmin ettiğimiz kişi, bizi ve Celal Şengör'ü gerçeklen tahrıf etmekle suçluyor ve KAF'ı keşfedenin Ihsan Ketin olmadığını belırtıyordu. Bu iddiaları ve eleştirisini dördüncü sayfamızda bulacaksınız. Bu köşeye yazılan mektubu ise, aşağıya alıyorum: "Sayın Orhan Bursalı, Kuzey Anadolu Fayı (KAF)'ın keşfı ile ılgılı gerçekerı bılmedığınız, Prof.Dr.A.M.Celal Şengör'ün etkisı altında kaldıgınız anlaşılıyor. Gazetecı, ele aldıgı konuyu "önemsetmek" zorundadır. Fakat, aslını bılmedığı bir konuda tek taraflı tutum takınmamalıdır. Böyle yapmazsanız, "Bay Fracktal'ın keşfı" başlıklı yazınızdaki duruma duşersıniz. Prof Ihsan Ketin, muhakkak ki büyük bir bilim adamıdır Fakat KAF'ı keşfetmemiştir. 1948'de yazdığı makalede böyle bir iddiası yoktur. Sadece, Ord. Prof. Dr. H. Nafız Pamir'in keşfettiği KAF'ın çeşitli özelliklerının belırlenmesıne katkıları olmuştur... Prof. Şengör'ün "Türk yerbilimlerinın büyuk zaferlerınden binnı temsıl ettiğını" söylediği ve Ihsan Ketin'in çizdığı 1948 tarihlı harita ise Prof. Pamir'in 1944'te çizdığı haritanın yenı verılerle rotüşlanmış halidir... Prof. Şengör neden gerçekleri görmezden gelmektedır?... Not: Umarım bu yazıyı kimlik bildirmediğim için sümenaltı etmezsiniz. Gerçekleri kimın açıkladıgı önemli değildir. Farzedın ki siz araştırdınız ve ekteki bilgileri buldunuz. Gerçeği görmek ıçın jeolog olmaya gerek yok." Q>SL Yukarıdaki mektupla ve içeriğfyle burada polemik yapmayacağız. Ancak bir bilimsel tartışmada, sav sahibi kişi, doğru olduğuna inandığı bir görüşü toplum e posta: [email protected] Cumhuriyet BİLİMTEKNİK • No: 475 27 Nisan 1996» Basan ve Yayan: Yeni Gün Haber A|ansı A.Ş. • Genel Yayın Yonetmenı: Orhan Erinç • Genel Yayın Koordinatörü: Hikmet Çetinkaya • Yazı Işlerı Mudürü Ibrahim Yıldız (sorumlu), Dinç Tayanç • Yayın Yonetmenı: Orhan Bursalı • Grafık Yönetmeni: Tüles Hasdemir • Reklam Medya C. I 4753
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle