03 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

T A R T I Ş M A ED İ T Ö R E M E K T U P Eğitimin yönetimi üzerine... Sistemi, değişiklik ve yeniliğe açık hale getirmenin koşulları.. Arıf'Yükseler* Bilimlerde yöntem tartışmasına katkı... Yaman Örs ^ergımızın son aylardaki sayılarınJa Toplum Bilımlerı konusunda bır tartışma ortamı yaratan yazılar çıktı Bunlardan ıkısınde A.M.C. Şengör ve Bozkurt Güvenç (sırasıyla, "Sosyal bılımcıler ve doğa bılımı yontemı", s 460 45, 13 Ocak 1996, "Sosyal bılım ve yontem konusu", s 464 8, 10 Şubat 1996), bu alanları ozellıkle bılım felsefesı açısından ve temel bır yontem kaygısıyla ele alıyorlar Sayın Şengor, Profesor Nilüfer Göle'nın bır toplantıda ılerı surduğu goruşlerın eleştırel bır degerlendırmesını yapıyor Sayın Guvenç her ıkı yazıya değındıkten sonra Şengor'un toplum bılımlerinı genel olarak bılım kumesı ıçınde gorme eğılımını paylaşıyor Ben, tıp gıbı, temel bılımlerın gerek ya da olmazsa olmaz koşul olduğu bır alanın akademısyenı ve bır felsefecı olarak, konuya kendı yontembılgısı ("metodolojı") yaklaşımımın ışığında bakabıleceğım Toplum bilımlerı doga bilımlerı karşıtlığı, ozellıkle felsefedekı olgucu ("pozıtıvıst') yaklaşıma karşı çıkan çok değışık çevrelerce sık sık dıle getırılır Ona gore, ınsanı konu edınen toplum ya da ınsan bilımlerı, bu varlığın oznellık, kendıne ozgu amaçlarının olması, kulturel tarıhsel bır evrımının bulunması, yaşamına anlam verebılmesı gıbı ayırıcı nıtelıklerınden dolayı "otekı" bılımlerden ayrılır. Yıne bu nıtelıklerın bır sonucu olarak ınsanlar, doğa bılımlerının konu bırımlerıne benzer bıçımde bırer "nesne" olarak ele alınamazlar Butun bu ve benzerı temel noktaların yanında, ınsanı konu edınen bılımler onun oznellığını açıklayamayacakları gıbı, toplum bılımcının kendı oznel yorumları onun kuramsal yaklaşımlarındakı ve/veya vardığı yasa duzeyı genellemelerdekı nesnellığı etkıleyecektır Ayrıca, onun elde ettığı sonuçlar "kesın doga bılımlerındekı" gıbı evrensel değil, ancak ıstatıstıksel genellemeler olabılmektedır Belkı bır ılk bakışta doğru gıbı gorulebılecek bu savlar temel bır eleştırel yaklaşımın suzgecınden geçırılınce, anlamlarından ya da ıçerıklerınden çok şey yıtırmektedırler, Bır başka anlatımla, onlardakl doğruluk payı bu yolla çok kuşkulu bır konuma gelmektedır Bir kez, yalnız temel bılımler anlamındakı bılımde değil sanat dalları, teknık uygulamalar vb tum ınsan etkınlıklerinın "nesnelerı" vardır Boyle genış bır bağlamda bu sozcuk, "ozne'nın" karşıtı anîamına gelmemekte, konu bırımı anlamında kullanılmaktadır Ikıncisi ınsandakı oznellık, yaşamına anlam yukleme, toplumsallık gıbı nıtelıkf Bilim, toplum bilimleri ve insan lenn, evrım açısından kendısıne az ya da çok yakın otekı hayvanlarda da değışık ölçulerde bulunduğu soylenebılır Üçüncü olarak, ınsanı konu alan temel bılım alanlarının yalnız ınsan ya da toplum bılımlerınden oluşmadığını, orneğın onun ozellıkle evrımını konu edınen bır ınsan bıyolojısının bulunduğunu bılmelıyız S ıstem, butunluk nıtelığı taşıdığından, sıstemı oluşturan parçaların hedefler doğrultusunda gorevlerını gerçekleştırmesı beklenır Parçaları arasındakı ıletışım kopukluğu ya da surtuşmelerınden dolayı her sıstem enerjı kaybına uğrar Sıstemın en tehlıkelı bzellığı, kapalılık ızlenımı bırakması, çevresıne açık olmamasıdır Açık olmak, statükoyu korumakla değil, öğrenen bir yapı kurmakla olanaklıdır. Değışıklığe ve yenılıklere karşı dırenme, sıstemın yaşamasını guçleştırır Klasık kavram ve ılkelerden kurtulamamış ve geleneksel yapıya sahıp eğıtım orgutlerı/kurumları değışıklığe dırenme eğılımı gosterırler Bunun sonucunda da durgunluk gorulur Durgunluk, klasık ve ge leneksellık temelıne dayanmış kurumların yakalanmış olduğu ve yonetıcılerın de tum çabalarına karşın, bır turlu kurtulamadığı bır hastalık olarak yorumlanır Durgunluğun temel nedenlerınden bırı, eskı alışkanlık ve değer yargılarının pekışmış olması, "büyük resmi görme" çabasına gırılmemesıdır Sıstemde, kalıte kontrolunun yapılması yaşamsal oneme sahıptır Sıstem kontrolu ıçın gereklı olan ıç oğeler ve ozellıkle dış ogeler (çevrenın ısteklerı, bı lımsel teknolojık gelışmeler) ıncelenmek durumundadır Bu yaklaşım, eylemlerın sureklı olarak hedef/amaçlara göre ırdelenmesını ve değerlendırılmesını gereklı kılar Bılımsel olçutlerle ızlenmeyen ve değerlendırılmeyen uygulamalar her zaman tartışmaya açıktır Sıstemımızde bazı sloganlar yerleşmış bır ozellık gostermektedır Bunun en be lırgın olanı "meslekte esas olan öğretmenliktir" sloganıdır Bu slogan, uz manlık bırımlerının sısteme geç gırmesıne, uzmanların geç ıstıhdamına neden olmuştur Genellıkle uygulamalarda merkeze öğretmen alınmış, sıstemde ogrencı ve uzman grubu ve teknolojı ıkıncı plana ıtılmıştır Sıstemde, oğretmen yonetıcı uzman gorevlerıne, yetkı ve sorumluluklarına ılışkın analızler de gereğı gıbı yapılmadığından her rol ve gorev ıçın oncelıkle oğretmen kaynağına başvurulmuş ve bu da uygulamalarda rol çatışmalarına neden olmuştur, ol maktadır Sıstemın, oğretmenlerı ve yonetıcılerı değerlendırme, etkınlıklerını belırleme ve yonlendırme konusundd açık bır yakldşı mı da bulunmamaktadır Uygulamalarda tek belırleyıcı oge olarak oğretmen kabul edılmış, sıstemın urunu olan öğrencı genelde hesaba katılmamaktadır Sıstemde, "malıyetverımlılık" analızlerının yapılmasına gereksınım vardır netıcısı onune getırılen bır sorunu, hangı uzman ya da uzmanlara vereceğını bılen kışı olmak durumundadır Okul yonetıcısının, "kürek çeken değil, dumenı tutan kışı" olması gerekır Oysa, okullarımızda yonetıcıler dumen tutmaktan çok, kurek çekme eylemı ıçerısınde bulunmaktadır Bu da sonuçta, ayrıntılarla gereğınden fazla uğraşma ortamı yaratmakta, butunluğun gozden kaçırılmasına neden olmaktadır Bılimlerin bütünselliği Geleneksel felsefenın yaklaşımlarını savunan ussalcılar ("rasyonalıstler"), yuzyılımızda Viyana Çevresi'nın getırdığı yenı olguculuğun ("neopozıtıvızmın"). daha genış kapsamıyla mantıksal empırısızmın "bılımsel butunsellığı" savına hep karşı çıkmışlardır Oysa orneğın ınsanın sağlık ve hastalık sorunlarına, daha doğrusu bunların çozumune yonelık bır alan olarak tıbbın gerek kuramsallığında gerekse çeşıtlı uygulamalarjnda fızık, kımya, bıyolojı, ruhbılım, toplumbılım ("sosyolo]!") gıbı belkı tum temel bılımle rın yaklaşım ve genellemelerınden yararlanılmaktadır Bugun, bıyofızıkten norobıyolojıye, bıyokımyadan molekuler psıkobıyolojıye, ınsan fızyolojisınden toplumsal psıkolojıye dek şunu gözluyoruz Bırçok temel bılım ya da onların altdallarının bırleşmesı, duzeylerarası denen ve daha ılerı bır karmaşıklık gosteren yenı bılım dallarını ortaya çıkarmıştır Kuşkusuz bu, temelde olgular dunyasındakı (doğadakı, evrendekı) karmaşık ılışkısellığın kaçınılmaz bır sonucudur. Dunyayı doğrudan dıyebıleceğımız bıçımde anlama ve açıklama çabası olan temel bılımdekı bu gelışme yalnız konu bırımlerı ya da "nesneler" duzeyınde değil, etkınlığın genel yaklaşım ve kuramları, verı toplama ve genellemelerı gıbı temel yontembılgısel yonlerınde de gerçekleşmıştır. Okul Yonetıcilerınin Yetıştırılmesı Içın Neler Yapılabılır? 1. Okul yonetıcısı görevinin analizi yapılmalıdır Bu konu dort boyutta ele alınabılır * Gorev boyutu: Yonetım sureçlerı (kararplanamaıletışımeşgudumdeğerlendırme ve dış çevre ıle olan ılışkıler ve etkıleşım) * Süreç boyutu: Durum saptama, değerlendırme, duzeltmegelıştırme, bılgı teknolo]isını kullanma * Davranış boyutu: Yol gosterme, lıderlık, guduleme, yonlendırme, ornek olma, ıletışım becerılerı * Rol grupları boyutu: Rehberlık hızmetıçı eğıtım, araştırmagelıştırme 2. Bu boyutları kapsayan gorev analızlerı yapıldıktan sonra, her gorev aşağıdakı başlıklarda sorgulanabılır * Ne yapıhyor? * Nelerı yapmaları gerekir? * Yeterlilıkler nelerdir? * Sınırhlıklar nelerdir? * Gereksınmeler nelerdir? * Çozümoneriler nelerdir? (Kısaortauzun donemde) 3. Okul yonetıcılerı yetıştırme paternı hazırlanmalıdır. Bunun ıçın ıkı yol onerılebılır Bırıncısı, halen gorevde olan ve asıl meslegı oğretmenlık olan yonetıcılerın yetıştırılme paternı Ikıncısı, bundan sonra gorev verılecek yonetıcılerın yetıştırme koşul ve ortamlarını gosteren patern 4. Her ıkı durumda da okul yonetıcilerınin yetıştırılmesı ıçın gereklı olan yeterlik alanları şu şekılde onerılebılır * Bır yabancı dıl bılmelı * Bılgısayar, bılgı teknolojısını kullanabilmeli * Iletışım becerılerıne sahıp olmalı * Sistem düşuncesini bilmeli * Oavranış bılımlerinı bilmeli * Insan llişklleri konusunda eğitim almalı * Organızasyon ve yönetim bilimi eğitimi almalı * Eğitim bilımlerı formasyonuna sahip olmalı * Rehberlik ve psıkolojık danışma konusunda bılgi sahibi olmalı Oznellik oznellık, ınsan yaşamının tum yonlerınde soz konusudur, bu arada, ruhbılım ve toplumbılım vb ınsan bılımlerındekı olçude olmasa da fızık, kımya, bıyolojı gıbı doğa bılımlerınde de Belkı tum bılım alanlarındakı öznellığın, etkınlığın qenellık ve kuramsallığı, dolayısıyla yorum yo nu arttıkça daha çok onem kazandığı soylenebılır Zamanımızda kuramsal fızıktekı kuram ve "modellerın" bır bakıma bolluğunu burada anımsamak yerınde olacaktır Kuramsallığın artmasının bilımlerı felsefeye yaklaştırdığını ılerı surmek de yersız olmayabılır Felsefenın temelde ınsan usuna dayalı, dolayısıyla gerçekleş tırılışı açısından ınsan merkezlı bır etkınlık olduğunu da gozden uzak tutamayız Toplum bılımlerınde de "otekı" bılımlere gore bır tur ınsan merkezlılıkten soz edebılırız Ancak bu onların gerçekleştırılme bıçımlerınden çok konu bırımlerı yonunden soz konusudur Onları ınsana yonelık olmayan bılımlerden değışık kılan, konuları gereğı en başta yöntemlerının ya da teknıklerının değışık oluşudur Geleneksel, ussalcı, ınsanmerkezlı yaklaşımlarda, bu arada "postmodernızm'de" toplum bilımlerı konusundakı en buyuk yanılgı, bu alanları ve genel olarak ınsan etkınlıklerını kumelendırmedekı temel yanlışlarından kaynaklanmaktadır Toplum bilımlerı otekı bılımlerle bırlıkte "bılım" kumesının ıçın dedır Ancak bu onların ınsanı daha değışık açılardan konu alan sanat vb otekı etkınlık kumelerıyle daha başka duzeylerde kesışmedıklerı anîamına gelmez Eğitım Yönetimi Gunumuzde eğıtım yonetımı bılım dalı halıne gelmıştır Okul sıstemının onemlı parçalarından bırı okul yonetıcısıdır Okul yonetıcısının gorevı okulu amaçla rına uygun olarak yaşatmaktır Okul yonetıcısının bu gorevı geregı gıbı yapabıl mesı, sıstemın butununu gorecek bır formasyona sahıp olmasını gerektırır. Bu anlamda bakıldıgında, okullarda meslegı oğretmenlık olan ve eğıtım yonetımı formasyonu bulunmayan yonetıcılerın ço ğunlukta olduğu gorulebılır Yonetımın genel ılkelerınden bırı "hasta ile doktorun" aynı kışı olmamasıdır Uygulamalara bakıldıgında, "hasta ılp doktor" aynı kışı olmakta sorunlara ılışkın çozumlerın tek yonlu, uzman bırımlerın ve araştırıcıların katkıları olma dan uretıldığı gorulmektedır Gunumuzde yonetıcı, sorun yaratan değil, sorun çözen kişidir. Bu anlamda, eğıtım yo Sonuç: Bır sıstem ıçın sadece ayakta kalma yeterlı olamamaktadır Ozellıkle eğıtım sıstem lerı ıçın, ayakta kalma yanında ureticı oğrenme ve yaratma kapasıtesını artırma, degış me ve gelışmelere uyurn gıbı ozellıklerın gereklılıgı de açıktır *TED Ankara Koleji Vakfı Ozel llkokulu Mudur Yrd. 4734
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle