Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
PSİKOLOJI Yaşanmış iki üfürükçü öyküsü Dr Ahmet Çelıkkol |Utun modernleşme, Batılılaşma kçabasına rağmen, ulkemızdekı "sağlık uygulamalan, çağdışı uygulamalardan kendını kurtaramamaktadır Yaşanmış oyle oykuler vardır kı, ınanması güçtür ve bu öyküler yayımlanmalıdır Eğıtım duzeyının duşükluğu, yetersız sosyal ve ekonomık yaşama koşulları, bır de yurttaşlanmızın duyarsızlığı, yurttaşın sağhğını koruma ve kollamakla görevlı devlet orgutlenme sının olayları görmezlıkten gelmesı ya da ustune gıtmemesı, sorunu lyıce çozumsuz hale getırmektedır Birçok kasabada, koylerde, kentlerde, hatta modern gorunumlü buyuk kentlerımızde bıle, "ufurukçu"ler kolayıkla barınabılmekte, "ıcrayı meslek"te bulunabılmektedır Yakın yıllarda, Izmır yakınlarında bır kasabada, unluf1) bır üfürukçu, zamanın devlet başkanının cıddı rahatsızlık geçıren eşını tedavı etmış olmakla övunuyor, adını duyuruyor, bu konuda sadece gazetelere, televızyona reklam vermedığı kalıyordu Ne uzucudur kı, yakın zamanlarda, "ufurukçu" sıfatı yerıne "medyum" vb gıbı sıfatlarla, benzer uygulamalar TV reklamlarında da görulmeye başlandı Ulkemızın en batıdakı uçuncu büyuk ve modern ılı Izmır'de, 1992 tarıhınde yapılan bır araştırmada, Ege Unıversıtesı Tıp Fakultesı Psıkıyatrı Polıklınığıne başvuran psıkıyatrık hastaların yarıdan fazlasının, daha önceden ufurukçulere başvurmuş olduğu saptanmıştır Benzer yontemı kullanan Erzurum'da yapılmış başka bır araştırmada da benzer sonuç ortaya çıkmıştır Ne var kı, bu tur araştırmalar urkutucu fa kat bır anlamda kuru rakamlar ortaya koymaktadır Bu tur başvurular, bırey sel olarak ele alındığında, ınanılmaz, skandal öykulerle karşılaşınz Işte bunardan ıkısı Ampul ve tablet formunun yanında, damlası da olan değerlı bır ılaçtı bu Her ılaç gıbı, yanlış yerde ve kuralsız uygulandığında zararlı olabılırdı, en azından cıddı yan etkıler doğurabılırdı Tıtremelerın başladığı gunlerde, herhangı bır ılaç, özellıkle damla kulanıp kullanmadığını sordum Cevabı "hayır"dı Göruşmeler surdukçe, kuşkum lyıce arttı Böyle bır yakınma, başka turlu ortaya çıkamazdı Sorumda ısrar ettım Cevabı gene hayırdı Kullanmış olduğundan kuşku duyduğum ılacın damla formu, renksız, kokusuz ve lezzetsız, dolayısı ıle suya damlatıldığında ılaç ıçıldığını farkettırmeyen bıçımdeydı, bu ozellıklerı ıle ılaç, uygun kulanımda benzersız yararlara sahıptı Bırkaç goruşmeden sonra, bır akşam telefon ettı Heyecanlıydı ve değıl goruşme gununu, sabahı bıle bekleyememıştı lyıce duşunmuş, eşıyle tekrar tekrar hatırlamaya çalışmış, sonunda hatırlamıştı Ufurukçu, kendısıne, "okunmuş(')" bır su ıçırmıştı, bu sudan ıçınce lyı olacağına ınandırmıştı Bu suyun ılaçlı olup olamayacağını suru yordu Bu soruyu yanıtlayamazdım Bır hafta sonra geldığınde, hayal kırıklığına uğramış ınsanların psıkolojı sındeydı Kafaya takmış, ılk taşıtla haylı uzak ılımıze gıtmış, kendı ıfadesıyle "ufurukçunun kapısına dayanmış" sonra gene kendı ıfadesıyıle "boğazına sanlmış", "kendısıne ne ıçırdığını" sor muş Ufurukçu, çaresız ıtıraf etmek zorunda kalmış, "can korkusuyla" Evet, ufurukçunun ıçırdığı suya, kuşkulandı ğım ılaç damlatılmıştır, kaç damla olduğunu da kımse bılmez Kımbılır, ufurukçu, nefesı daha etkın olsun dıye fazla fazla koymuştur Çok trajık bır oyku bu, keşke duymasaydım, en azından keşke tahmınımde yanılsaydım Üfürükçünün kutsanmış(!) suyunda bir geleceğe mal olan psikiyatrik ilaç Henuz 30 yaşına varmamış, en kuçuk bır bedensel ve ruhsal rahatsızığı kaldırmayan, en yuksek teknolojı uygulanmasını gerektıren bır mesleğı surduren devlet görevlısıdır Bana başvur duğunda, sılık, ılımlı bırtakım beden yakınmaları, özellıkle ellerınde tıtreme yakınmaları getırmektedir Dahası, yaklaşık ıkı yıldır suregelen rahatsızlığı, çok hassas olan görevını yerıne getır mesını engellemıştır ve mesleğınden ayrılmamakla bırlıkte, pasıf bır goreve ayrılmak zorunda kalmıştır Ikı yıl kadar once, eşının annebabasının yaşadığı kente mısafır olarak gıttığınde, sağlıkla doğrudan ılgısı olma yan bır sorunu nedenıyle, nasılsa, yörenın ufurukçusune başvurur Ufuruk çuden fayda ummayacak kadar eğıtımlıdır fakat kayın annesının ısrarını kıramamıştır Ufurukçu majık bırtakım ış lemlere başvurur Hemen o gunlerde, butun vucudunda, özellıkle ellerınde bır tıtreme başlar Bu tıtremeler, mesleğı açısından sonun başlangıcı olur Meslekı deneyımlerım, ufurukçuye başvurmanın hemen ardından ortaya çıkan tıtremelerın, cıddı psıkıyatrık bo zuklukların tedavısınde kullanılan bır ılaca bağlı olabıleceğını duşundurdu vurucu yakını boyle anlatmış Bır yerlerde gızı bır mıkrofon var mıdır?, Hanı bazı fılmlerımızde karıkaturıze edıldığı gıbı Beklemede, başvurucular dertlerını bırbırıne anlatır, ufurukçu, gızlı bır mıkrofonla bu konuşmaları dınler, sonra bılmış görunur Hayır, boyle bır konuşma yok Merak eder, tum dıkkatını toplayıp kendı gıder, tabı para odemesını yapar, sessızce sırasını bekler Sı ra kendısıne geldığınde, ufurukçu, ya rım A4 buyukluğunde bır kâğıt verır, ortasına bır çember çızer Bu çemberın ıçıne, derdı neyse yazmasını soyler Başvurucu, kâğıda, mızahçılığı nedenıyle, "kabızlık ılletı" olduğunu yazar Ufurukçu kâğıdı alır, hıç bakmadan ve bakmadığını gosterır abartılı davranışlarla kâğıdı alır, once ıkıye sonra dorde katlar Kâğıdı avucunun ıçınde yırtar, parçalannı başvurucuya venr "Bu kâğıt parçalarını, bıtışık odada hazır bekleyen ateşe atıp yakmasını, boylelıkle derdının de o ateşle yanıp bıteceğını" söyler Başvurucu, tembınlenenı yapıp tekrar ufurukçunun huzuruna gelır Ufurukçu, derınlere dalıp, "artık kabızlık ılletınden kurtulacağını söyler Ufu rukçu derdını anlamıştır ama başvurucu, nasılını anlayamamıştır Ayrılır, gunlerce duşunur Tekrar başvurur ışın hılesını anlamak ıçın ve bu defa kavrar Kışı, bana başvurduğunda, bır mizahçıya taş çıkartırcasına olayı anlattı, bır tatbıkatta bulundu ömek dıye yazdığı, ortasına daıre çızılmış kâğıdı aldı, bırkaç kere katladı, yırttı, attı Sonra avucunda sakladığı, kâğıdın ortasına gelen daıreyı ıçeren parçayı gosterdı Basıt fakat etkıleyıcı bır "el çabukluğu" ıdı Ben de bırkaç kışıye tatbıkatta bulundum, hoş bır numaraydı Sonuç Bılımsel yazılar, bu başlıkla sona erer Yurttaşlarımız, sosyoekonomık zorluklarından, eğıtımsızlığınden.ulke koşullarından, böyle çağdışı, zararlı, tedavıde zaman kaybettıren, tıbbı tedavıyı guçleştıren bazen ımkânsız hale getıren, bazen ılk ornektekı gıbı geleceğe malolan davranışlara başvurabılıyor Zararını onlar çekıyor, fakat en buyuk sorumlu onlar değıl, kamu görevlısıyle, meslek odasıyla, aydınıy la, hukukçusuyla, medyasıyla hepımız sanıyorum Üfürükçü değil, sihirbaz Bu vaka trajıkomık Kahramanımız, ufurukçunun methını ışıtır, başvuranın sorununu hemen anlar, ayrıntısıyla, "senın derdın şudur" dıyebılırmış Baş Hayat uzaydan mı, denizden mi geldi? dı), hayat uzaydan geldı, hayat okyanusların dıbınde sıcak su kaynakları cıvarında başladı ve hayat Dunya kabu ğunun derınlıklerınde başladı Chyba ve Sagan hayatın uzaydan geldığını duşunmektedır Hesaplar Dunya uzerıne toplam 1 mılyon trılyon ton goktaşı veya kuyruklu yıldız duştuğunu gostermektedır Dunya'ya duşen bu göktaşlarından bazıları uzerınde "kullanılmaya hazır" organık (karbon ıçeren) maddeler bulunması olasılığı fazladır (Canlılar kımyasının temelı karbonlu bı leşıklerdır, Ç N) 50 yıl once olsaydı bılım adamları bu hayalperest duşunceyı reddederdı Fakat şımdı her şey değıld Uzaydan gelen yuzlerce karmaşık molekul bulundu 1962'de Toulouse yakınlarında Orgueıl'e duşen bır göktaşında hıdrokarbonlar (C ve H ıçeren organık molekuller) bulundu uzerın dört hıpotez vardır )hıpotezı (hayat atmosferdeMıller'ın başla unya uzerınde hayatın başlangıcı Dünya üzerinde hayat nasıl başladı? Hayatın denizaltında başlamış olmasının bir diğer önemli kanıtı da fosilleri bulunan en eski canlı varlıklann çoğunun deniz canlıları olmasıdır. 3.5 milyar yıllık mikrofosiller bugünkü denizaltı bacalan çevresindeki canlılara benzemektedirler. 1969'da Avustralya'ya duşen Murchıson göktaşında, amınoasıtler ve karmaşık yağ asıtlerı dahıl 400'den fazla organık molekul gosterıldı Her yıl Dunya'ya 100 ton kadar 100 gr 'dan ağır goktaşı duş tuğune gore, muhtemelen dunyamıza hâlâ organık molekuller gelmektedır Ayrıca spektrometrı yontemıyle (ışıgın bellı molekullerce bellı bır şekılde emılmesı) uzayın organık moleullerle dolu ol duğu gosterıldı Temmuz 1994'te lllınoıs Unıversıtesı'nden Lewıs Snyder galaksı mızın bır yıldız bulutunda (Sagıttarıus B2) buyuk molekul tayfları buldu Bunlar arasında 20 amınoasıtteen en basıtı olan ve canlılardakı proteınlerın bıleşımı ne gıren glısın de vardı Fakat hepsınden şaşırtıcı Stanley Dermott un keşfı oldu prebıyotık (hayat öncesı) molekullerı aramak ıçın uzaklara yıldızlararası uzaya, gıtmeye gerek yok Dunya'nın yorungesı Guneş'ı kuşatan bır tozbulutunun ıçınden qeçmektedır Dunya geometrık olarak bır torus (oto Denız dıbı kayalarının yuzeyıne ulaşan kaynar su, metrelerce yukseklıkte bacalar oluşturmaktadır. Işte bu bacaların etrafında hayat oncesı (prebıyotık) kimya ıçın gereklı butun koşullar oluşmuştur: lastığı veya sımıt bıçıımı) oluşturan tozların ıçınde yol almaktadır) Bu tozlar kuyrukluyıldızlardan goktaşı çarpışma larmdan ve galaksımızın yıldızlararası tozlarından gelmektedır Dunya, arkasında bu tozlardan ouşan ve halkanın kendısınden daha yoğun olan bır "kuyruk" bırakır Bu gozlemler enfrarujlu İRAS uydusunun yolladığı verılere dayanmakta ve organık maddelerın bu yo la dunya atmosferıne gırebıleceğını duşundurmektedır Guneş Sıstemının kuyrukluyıldızlarında (kı gezegenlerle aynı yaştadır) karmaşık organık molekuller (sıyanhıdrık asıt, formaldehıd ve polı merler) bulunmuştur 1986'da Haley kuyrukluyıldızını gözlemlemek uzere gonderılen Gıotto ve Vega sondalarının gonderdığı verıler bu kuyrukluyıldızın uçte bırının organık olduğunu göster mektedır Kuyrukluyıldızlar Guneş e ya kın geçerken gaz ve toz salarlar bunlar "bıze kadar" erışebılır Chyba ve Sagan'a gore uzaydan Dunya'ya gelen prebıyotık (hayat oncesı) molekuller, pn az Dunya'da oluşanlar kadar onem taşı maktadır Ingılız astronomu Fred Hoyle daha ılerı gıderek uzaydan gelen vırus