24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

T A R T I Ş M A E D İ T Ö R E M E K T U P limciler ve doğa bilimi yöntemi herhangı bır gelışme garantısı, okullarda, derslerde oğretılebılecek kesın ve katı kuralları yoktur Bunu belk! de en guzel Einsteın ıfade etmıştır "Kuramcı, yontemı gereğı, ıçınden sonuçlar tureteceğı prensıpler denen genel bazı varsayımlan kendısıne temel olarak almak zorundadır Dolayısıyla faalıyetı ıkı bolume ayrılır önce prensıplen arayacak, sonra da bu pren sıplerden çıkan sonuçlan gelıştırecektır Ikmcı görevı yenne getırebılmek ıçın okulda fevkalâde teçhız edılır Fakat ışte o ılk gorev, yanı sonuçlan turetmeye temel teşkıl edecek olan prensıplerı bulmak, bambaşka bır ıştır Burada bızı amaca göturebiiecek oğrenılebılecek sıstematık bır yontem yoktur ' 2 Işte bu prensiplerı keşfetme surecınde, doğa bılımcının kışılığı, subjektıflığı ışın ıçıne gırmekte, hem de çok buyuk olçude gırmektedır Aynı verı topluluğundan ıkı değışık doğa bılımcı, ıkı tamamen değışık teorı uretebılmektedır Zıra, bunların yetışmelerı, karakterlerı bılgılerı bırbırının aynı değıldır Daha tyı duşunebılen daha genış bılgı sahıbı olan, daha lyı bır teorı gehştırebıhr Ama bu demek değıldır kı, gerçek, kışıden kışıye değışır Gerçek tektır, ama kışı buna ulaşmakta çok değışık nedenlerden öturu zorlanır Bu nedenle, bılım dunyasında bılımcıler sureklı bırtMrlerının gözlemlerını, fıkırlerını, kuramlannı eleştırırler Bır bılımcının goremedığını, bır başkası gorup duzeltebılır Demek kı doğa bılımcı uğraştığı problem hakkında gozleyebıldıklerının, duşunduklerının kendı kışılığınden, kendı çevre koşullarından, kendı yetışmesın den, kendı sınırlı bılgı ve yeteneklerınden etkılenmesıne mânı olamaz Objektıvıte ancak ve ancak geniş bır grubun yapılan gözlemlerı ortaya atılan goruşierı süreklı denetlemesı ve eleştırmesı sayesınde edınılebıltr Ama bu ortamda da her kuram, her "çözum" nıhayet geçıcıdır, geçerlılığı, bır daha lyısı ortaya çıkana kadardır Bu da bılımı dınamık, bılım ortarnını açık bır tartışma ortamı yapar dev ve gıderek hızlanan adımlarla ılerlemesının bır sıhırlı değnek sayesınde olduğunu sananlar, kendı kafalarında yarattıkları pozıtıvıst yontemlerı bu sıhırlı değnek sanmaktadırlar Doğa bıhmlerını, bılımcının kışılığınden etkılenmeyen kesın ve doğruluğu tartışılamaz bazı ıfâdelerden ıbaret zanneden sosyal bılım cıler bu konuda yanılgıya duşmekle kalmamışlar, bılımcının kahınlık yapmaya, peygamberlık taslamaya yetkısının oldugunu da sanmışlardır Bu yanılgı mılyonlarca ınsanın acı çekmesıne veya olmesıne neden olmuştur3 Doğa bılımlerının yontemını pozıtıvızm cılere fazla mı gormektedır? Bır sosyal bılımcının, doğa bılımcılere zekâ ve anlayışı fazla görmesı, sosyal bıhmcılerın bazılarının doğa bılımlerıne ve doğa bılı mı yöntemlerıne gunumuzde dahî ne derece yabancı olduğunun altını çızmektedır Sosyal bilimcinin yanılgısı Sosyal bıhmcılerın ne yazık kı pekçoğunun kronık olarak anlamakta guçluk çektıklerı, doğa bılımının yapısının bır parçası olan bu belırsızlıktır Doğa bılımlerının ozellıkle 16 yuzyıldan ıtıbaren Butun dunyada ve ozellıkle Turkıye'de sosyal bllımlerın ıçınde bulundukları krızın en onemlı nedenlennden bırı, Sayın Göle'nırv sozlerının sergıledığı derın doğa bılımı bılgısızlığıdır Ama Göle burada yafnız değıldır, kendı mes leğınin en buyuk ısımlerı de aynı bılgısızlığın kur banları olmuşlardır Sokrat da Klazomenaılı 4 memleketlımız Anaksagoras ın doğa bılımı oğretılerının yetersız olduğunu aslında doğanın ıncelenmesınden once ınsanın ıncelen mesı gerektığını, lyı ınsan olmanın şartlârının saptanması gerektığını dUşunmüş, belkı o da Sayın Gole gıbı doğa bıhmcılerın pek de entellektu Alessandro Magnasco "Masumlann Katli" 173542 el olmadıkları kanaatıne varmıştı Sokrat kendı aklınzannedıp onun peşıne takılan sosyal bıca lyı ınsan olmanın şartlarını ararken hmcılerın dışında kalan sosyal bılımcjleAtına'da önce sekulârızmı, arkasından rın çoğu da, Sayın Gole gıbı, gene doğa da bır nesıl ıçınde demokrasıyı katleden bilımlerinln yöntemlennin pozıtivızm oltotalıter "entelektuel" hareketlerın doğduğunu sanıp, sosyabılımın bundan fazmasına neden oldu 5 6 Halbukı doğa bı la veya en azından değışık blrşeyler ollımlerıne ve gerek kuramsal gerekse de ması gerektığını savunmaktadır Gole tarıhsel sosyal bılımlere bakıldığında "Bız sosyal bılimcıler, toplumsal sorunbunlar arasında aslında yontem mantığı lara bır doğa bılımcısı, bır teknısyen, açısından herhangı bır fark olmaması kımlıksız bır uzman, bır profesyonel gıbı gerektığı gorulur, zıra hepsımn amacı yaklaşamayız, bır entelektuel gıbı yaklaş belirlı bazı problemlerı çozmek doğanın malıyız" derken acaba entelektuel sözve ınsanın davranışını duzenleyen yasacuğunden ne anlıyor? En az 14 yuzyıllar aramaktır7 Bunların hepsının temel dan berı ortalıkta olan bu kelıme "zekâ yöntemi denemeyanılma, yanı tahmın ve anlayış gerektıren veya zekâ ve anlave eleştırı yontemıdır Bu yontemı lyı yış sahıbı" anlamlarında kullanılagelmış kullanabılmek kuşkusuz hem zekâ, hem tır Sayın Gole bu ozellıklerı doğa bılımbılgı, hem anlayış gerektırır Göle, yalnız değil! Gole sosyal bılımcılere toplumun genel eğılım ve ınanışlarına ters duşse de bılımsel ınceleme sonuçlarını açıklıkla ortaya koymanın gereklılığınden bahse derken, bunun yalnızca sosyal bıhmler ıçın geçerlı olduğu ızlenımını verıyor Yazısını okurken acaba yazdığı doğabılım kıtabı yuzunden dınsızlıkle suçlanıp olume mahkum olmaktan ancak öğrencısı Perıkles sayesınde kurtulduğu halde Atına'dan kovulan Anaksagoras'ın, kâınatın yapısı hakkındakı fıkırlerı yu zunden Campo dı Fıore'de yakılan Giardano Bruno'nun, teleskopundan gor duklerını anlattığı ıçın engızlsyon karşısına çıkarılan Galıle'nın ve gözlem ve fıkırlerı "doğruluğundan şuphe edıl meyen" sosyal kuramlarla çelıştığı ıçın yaşamlarını yltıren acı çeken nıce doğa bılımcının ruhları sızlamış mıdır dıye geçti aklımdan' 1 Hume, D. 1739(1978] A Treatıse of Human Nature 2 Baskı Cambrıdgo Unıversıty Press Cambridge, s 89 2 Ein*toln, A. 1981 Meın VValtbıld Ullsteın Frankfurta M s 110 111 3 B u konuda bılhassa bkz Popper, K R (Sif) 1961, The Poverty of Hıstoncısm 3 Baskı Harper Torchbooks New York x+166s 1966 (xı+361s) c ll(v+420s) Prınceton Unıversıty Prsss Prınceton 1992 Gegen den Zynısmus ın der Interpretatıon der Geschıchte Eıchstatter Matenalıen c 14 s 25 35 Popper, K R ve Kreuzer, F 1986 Offene Gesellscha/tOf fanas Unıversum Pıper Munchen 99 s Bu gunlerde Slr Davıd Frost tarafından NBC televız yonunda yayınlanmakta olan Frost s Century 20th Century The Century of the Common Man adlı belgesel dızı de yuzyılımızda bılımsellik ıd dıasında bulunan pekçok sosyal teorının ınsan lığın başına açtıklannı en çarpıcı gorsellerie goz önune semnektedır 4 Urla ıskelesı yakınlarında eskı lyonya kentı 1 ? uyelı lyonya Bırlığı uyelerındendı ^Bılhassa şu kuçuk kıtaba bkz Comford, F M 1932 Before and After Socrates Cambridge Unıv Press X+113s ayrıca bkz Russel B 1945, A Hıstory of Western Phılosophy Sımon & Schuster New York ozellıkle s 87 93 °Yalnız Eteslı Herakleıtos un halkın buyuk bır kısmının duşunce ozurlu olduğu ve bu nedenle de devlet yönetırnıne karıştırılmaması doğrul tusundakı fıklrlerının Etlâtun un fıkırlennın on cusu olduğu kabul edılır Bu konuda Popper ın The Open Socıety and Its Enemıes adlı eserının 1 cıldının 2 bölumune bkz lyonya dakı doğa bılımlerı ıle demokratık şehır yonetımlerı arasın dakı ılışkıler ıçın bkz Vemant, J P 1982 The Orıgıns ol Greek Thought Cornell Unıv Press Ithaca 144 s 7 B u konuda tarıhsel dısıplınlerı ırdeleyen benım şu yazıma bkz Şvngor, A. M C 1993 Tarıhsel Dısıphnlerın Bılımsellığı Uzerıne Bılım Tanru no 25 s 11 30 The Open Socıely and Its Enemıes c I * İTU Maden Faküttesı, Jeoioji Bölumu oğretım uyesı, Avrupa Akademisi Uyesı, Türklye Bllımler Akademisi Aslı Uyesı Yer bjümleni toplantısı 0'lı yıllarda Alman ve Fransız yerbılımcılerm başlatttğı Ege Kollokyumunu 7890 arası onıkı yıllık bır aradan sonra 1990'da yenıden başlatmıştık Dokuz Eylul unıversıtesı Jeolojı Muhendıslığı Bölumu'nun önculuğunde gerçekleşen bu Ege Bölgelerı Uluslararası Yerbıhmleri Kollekyumu (Ingılızcesının kısaltılmış rumuzu ıle IESCA90) ve ardından basılan ıkl bıldırı kıtabının yankısının da katkısı ıle Ekım 95'ın başında Gulluk'tekı TPAO tesıslerınde, başarıh bır IESCA95'ı gerıde bıraktık Bılımsel katkının daha da arttığını görmek bızler ıçın sevındırıcı ıdı Bu kez daha genış tabanlı uluslararası katılım ıle, ozellıkle denız jeolojısındekı (Akdenız ve Ege) son çalışmalar ve bunların Anadolu'dakı karasal uzantılan ele alındı Ulkemızın (ozellıkle Ege'nın) jeotermal potansıyelı de ağırlıklı konularından bırı ıdı önumuzdekı yıllarda çok daha fazla şehrın bu temız ve ucuz enerjı ıle ısıtılması hepımızın dıleğı, bu konuda ulkemızde surdurulen çahşmalann yanı sıra, Almanya'da ordınaryus kadrosunda gorevlı ıkı enstıtu dırektöru meslektaşımızın çabaları, bızlerı onurlandırdı Onca yoğun programlarına rağmen Berlın 7 M Yılmaz Unıversıtesı'nden Prof Dr Asaf Pekde ğer ıle Tubıngen Unıversıtesı nden Prof Dr Muharrem Satır'ın Batı Anadolu'nun jeotermal po tansıyelıne el atmaları tesıslerın omurlerını arttırmak ve çevre sorularını çozmek gıbı çalışmalar yapmaları, ustehk en yeteneklı öğrencılerını bu konuda sürdurduklerı araştırmalara yönlendırmış olmalarının değerı, umanm burokratık ust duzey lerde de anlayışılır Kendllerının Avrupa'da yenı bır Turkıye ımajı ıçın goster dıklerı çabayı da bılen bırı olarak, barı bılımsel katkılannın yabana atılmamasını umut edıyoruz Isparta uçgenı olarak adlandırdığımız bolge ıle ılgıh çok sayıda teblığın gelmesı sonucu, ozel bır Isparta oturu mu gerçekleştırıldı Bu oturumda Akdenız'dekı jeolojık hareketlerın Anadolu ıle ne kadar uyum ıçınde olduğunu görduk ozellıkle İTU'den Aykut Barka ve arka daşlarının yanı sıra Isparta'dan Fuzulı Yaömurlu ve arkadaşlarının sundukları bıldırılerde Burdur Fayı'nın tekduze normal bır fay ormadığının (yanı salt duzey yonde alçalan ve yukseien blokların oluşturduğu bır kırık sıstemı değıl) yatay duzlemde de ılerı gerı hareket eden ozellıklerı olmasının onemı vurguanır ken, uzucu Dınar depremı de bu soru nun önemıne ışaret eder gıbıydı (Bkz Şekıl ^T Toroslar ve Anadolu Bloku ılışkıle Normal fıult rınde Isparta yoresın j^, Actlve »ubductlon zonq den daha bırçok ılgınç Thortt» çalışmanın çıkacağı ^ Mlcropiata movtm«nt anlaşılıyor Kollokyumun bır sevındırıcı yonu de yurtdışı toplantılara katılmaları nerede ıse olanaksız olan genç araştırmacıların kendı ulkelerınde uuslararası bır toplantıda boy gosterebılmelerı oldu ODTU'lu genç arkadaşla nn, uzay fotoğraflan ıle )eolo|i çalışmalarındakı başanlarını yurtdışına da taşımalannı dılenz TPAO ve MTA'dakı meslektaşlarımızın da bu tur bılımsel aktıvıtelerde, her zaman oldu ğu gıbı katılımcı tavır ve çalışmaları ıle des teklerını görduk Kollokyum sonrası Akşehir veBurdur kırık sistemleri boyunca, üçgen bılımsel gezıler de ol sekllnda sıkışarak KuzeyOüney yönlü yırtılan Isparta uçgenl ve aynı kınk sıstemleri boyunca üçgen şeklinde dukça ılgı çektı özel lıkle B Anadolu volka genlşleyen Ege Bölgesinde çokuntu havzalarının nızması ve ılgıh cev (Oraben) otuşumu. (F. Yağmurlu ve dığerleri, 1996) herleşmeler gezısıne katılanların çoğu Yunanıstan da, Avusttutkunu bırı olarak bu konuda söyleyeralya'da, Italya'da yenı bulunan altın yaceğım tek şey kaldı Umanm ulkemızde taklarını ışletmeye hazırlanan şırketlerın kı bu onemlı potansıyele, Van Gölu'nde temsılcılen ıdı Bıhyorum bu konuda çok Canavar arayanların garıp heyecanhhk yazıldı ve çok anlamsız tartışmalarla zalarından daha sağduyulu yaklaşırız man tuketıldı Hatta çok ağır suçlamala * Prof. Dr., O. E. Unıversıtesı Jeolojı ra hedef olduk Doğabılımcı ve çevre Bölümü Izmir. t \ 4605
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle