Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
HAYVANLAR DÜNYASI haksızlık sonucu üniversitedeki görevleri sona erdirilen doçent ve profesör meslektaşlarına üniversıtenin gösterdiği dayanışma bu mudur? Onların akademik kariyerlerini yok saymak mıdır? Gelecekte siz (veya sizin gibi düşünenler) şu veya bu haksızlık sonucu üniversiteden ayrılırsanız, yine "akademik unvanlar üniversite dışında kullanılmasın" diyebilecek misiniz? Üniversiteden her ayrılan kendi hatası sonucu mu ayrılıyor veya ayırtılıyor; yoksa asıl üniversiteden ayrılması gereklı bazı çağdışı bilgisiz, ilgisiz ve kalpsiz öğretim üyeleri onların ayaklarını mı kaydırıyor? öğrencilerini ve meslektaşlannı yalan yanlış ihbar eden öğretim üyeleri görmedik mi? öyle dönemler ve öyle kuruluşlar vardır ki o dönemlerde o kuruluşlardan ayrılmak veya ayırtılmak, insan olan için bir şereftir. Izin verin de bu şerefli insanlar titrlerini taşısınlar. 4 Dünyadaki uygulamanın tam tersi bir şey istediğinizin farkında mısınız? Hiçbir ülkede üniversite dışına taşrnış bilim adamlarının bilimsel titrlerini geri aldırtacak bir yasa yok. Tam demokrasiye geçmek içın büyük çabalar sarf ettiğimız böyle bir dönemde, kazanılmış bir hakkın gerı alınmasını nasıl demokrasiyle bağdaştırabiliyor, nasıl savunabiliyorsunuz? Sizin istediğiniz tür bir uygulama askeri rejimlerde bile yapılmadı. 5 Avrupa ve ABD'de, üniversite dışında kamu ve özel sektörde çok sayıda araştırmacı bulunduğunu (örneğin ABD'de NIH, Fransa'da CNRS vb) ve bunların titrlerini taşıdıklarını bilmiyor musunuz? Bilim yalnız üniversite duvarları içine hapsedilecek kadar küçük ve zayıf bir şey midir? Bilim birkaç sitasyon almaktan mı ibarettir? Üniversite dtşında araştırma yapılamaz mı? Makale, kitap vb. yazılamaz mı? Buluş yapılamaz mı? Üniversite dışında var olan bilimi yok saymakla neyi kanıtlamak istiyorsunuz? Üniversitenin bilimde üstünlüğünü mü? Üniversitelerimizin yeterli araştırma yapmamasına ve dünya biliminde daha 34. oluşumuza, bu üniversite dışındaki "cahil, akılsız, dil bilmez, kendini beğenmiş, kitapsız" bilim adamı bozuntulan mı neden oluyor? Türkiye'deki tıp yayınlarının % 95'inln olgu öyküsü ve derleme ve ancak % 5'inin gerçek araştırma oluşunu üniversite dışı bilim adamları mı kışkırtıyor? Üniversitenin kendisi değil mi bu üniversite dışı kalmış "bilim yetimleri"ne bu titrleri veren? Üniversiteden ayrılınca bu insanların bilgi ve deneyimleri cüppelerinin cebinde mi kalıyor acaba? Eğer modern bilgileri kazanmıyorlarsa, halâ 15 yıl önceki çalışmalarıyla övünüyorlarsa, üniversitede bu sakıncaları taşıyanlar, hem de bol miktarda, yok mu? 6 Türkiye'de TÜBİTAK başta olmak üzere (25 üniversite dışı doçent), Lalahan Araştırma Enstitüsü'nde, Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü'nde, Devlet Planlama Teşkilatı'nda, çeşitli devlet ve sigorta hastanelerinde vb. meşale olan yüzlerce üniversite dışı doçent ve profesörü bir anda yok mu sayacaksınız? * Doç. Dr., TÜBİTAK Tıp Enformasyon Başuzmanı ANKARA İnek mi kuş mu? Hoakzin adı verilen bu kuş geviş getiriyor. Bu hayvanın bir gugukkuşundan ineğe dönüşmesi için ne gibi evrim geçirdiği ise henüz bilinmiyor. K anomuz Venezüella'nın Orinoço ırmağında sessizce yol alırken izlendiğimızin ayırdındaydım. Irmağın bulanık sularından başını uzatmış kocaman bir timsah gözlerini kırpmadan salımızı inceliyordu. Yanımdaki iyi dostlar dışında tek savunma silahımız bir sapan, bir de bitki makası idi. Kanomuz ırmağa sarkan dalların arasından süzülürken ansızın ortalık pis kokulu inekkuşlarının akınına uğradı. Uçmayı başaramayan bu yaratıklar yukandaki yuvalarından ırmağa dalarak yüzüyor, sonra pençeli kanat uçlarıyla maymunlar gibi kendilerinl önce kıyıya, ora "maya teknesi" işlevi görür. Bu organ sayesinde inekkuşları, başka kuş ya da memelilerin sindiremediği bitkileri sindirirler. dan da ağaçların üstüne çekiyordu. Oerken kuşlardan biri kanomuza iniş yaptı. Uzanıp elime aldım. Hoatzin adı verilen kokulu inekkuşu ya da kokulu sülün yavrusu, yüzünden boynuna inen mavi tüyleriyle bir punk'ı andırır. Büyüdükçe boyundan aşağısı sülün ile hindi arası bir görünüm alır. Bu hayvanın en belirgin özelliği ise inek dışkısını andıran kokusudur. Bu, "rayiha" benzerine inekte rastlanan cebimsi kursak ve yemek borusundan kaynaklanır. Kursak, lifli bitki yapraklarını kokulu, ama son kerte besleyici yağlı asitlere dönüştüren bir Gugukkuşu soyundan gelen hoatzin, 1989 yılında bir grup araştırmacının bu kuşun kursakta mayalanma sürecini uygulayan bilinen tek kuş örneği olduğunu öne sürmesiyle bir gecede üne kavuştu. Geviş getiren hayvanlar, kimi maymun türleri ve kanguru gibi memelılere özgü olduğu sanılan bu özelligin hoatzinde nasıl geliştiği, bu hayvanın bir gugukkuşundan ineğe dönüşmesi için ne gibi bir evrımden geçtiği kesin olarak bilinmiyor. Hoatzinler çiğnedikleri zehirli ve çözülmesi son kerte güç bitkileri tıpkı bir mutfak ublender"i gibi sıvı bir öze dönüştürüyor. Hoatzinlerde bakteri ve enzimleri çözen yapışkan maddenin kimliği saptanabilse çok önemli bir sonuca varılabılecek, belkı genetik bir işlem uygulanarak zehirli sanayi ve petrol atıklarının yok edilmesi için yeni bir yöntem oluşturulabilecek. Hoatzinlerin sindirim sisteminin nasıl işledıği anlaşılırsa, hayvan yetiştiricilerine de büyük bir kolaylık sağlanacak ve hayvanların pahalı ithal besinler yerine her koşulda yetişen bitkilerle beslenmesine olanak tanınacak. Hoatzinlerin sü Guguk kuşundan ineğe Oevif getirme: Bitki, geviş getiren memelilerde bulunan enzimlere benzeyen enzimler içeıiyor. per "greyder" gücünden ilk yararlanacak kuşkusuz, yağışlı mevsimlerde zehirli bitkiler yiyerek felç olan ya da ölen Pinero sığırları olacak. Kokulu inekkuşundan alınan toksin çözücünün sığırlara nakli öyle sanıldığı gibi uzun boylu bir uğraş gerektırmiyor. Araştırmalardan elde edilen son gelişmeler toksin çözücüleri değerli bir mal nıteliğine dönüştürdü. Hoatzinler, sahip oldukları bu kimya fabrikasını kendi yararları için kullanmakla kendi içlerinde bir ekosistem yaratmışlar. Zehirli damaklan, belki de bir şans eseri olarak, bu kuşlara ek yararlar sağlıyor. Buna bir örnek, hoatzinlerin bağırsak ve kursağının zararlı mantar ve asalaklardan tümüyle annmış olması. Hoatzinler geviş getiren hayvanlardan tümüyle bağımsız bir evrimden geçmiş olmakla birlikte, mayalama sistemleri ineğinkini yakından andırıyor. Yapılan araştırmalar, hoatzin ve geviş getiren hayvanların mayalama sistemlerinin evrim sürecinin belli bir noktasında birbirlerine yaklaştığını ortaya koyuyor. Çalı çırpıdan oluşan yuvalanndaki hoatzinler çoğu hayvanat bahçesi ziyaretçilerinin gözünden kaçıyor. Bu durum hoatzinlerin işine geliyor. Zira bu hayvanlar, personel, ısı ve yemekteki en ufak bir değişikliğe karşı bile son kerte duyarlı. Birçok hayvanat bahçesi pandalarıyla övünüyor. Oysa ki kimilerine göre, hiçbir şey hoatzinlerin yerini tutmuyor. Hoatzin öylesine ilginç niteliklere sahip ki, insan zaman zaman "kötü kokunu" bile almıyor. Rita Urgan (New Sclentrtst 12 423 5