24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TARTIŞM AEDİTÖR E MEKTUP F ızıkte "demokratık lısansustu eğıtımı" sloganlarıyla yukselen bır lıder hayatta hıçbır şey yapmamışlara paye vererek popülıst bır devrımı gerçek ieştırmış ve dunyaca tanmmış bılım adamlarını derneklerının toplantısından dışarı çıkartmiştır 15 Nısan 1995 günu Akbank Emeklıler Lokah'nde yapılan Türk Fızık Derneğı Istanbul Şubesı Toplantısı'na, aralarında bırı Istanbul unıversıtelennde FenEdebıyat Fakultesı dekanı, ıkısı fızık bölumu başkanı, bırı Turkıye Bılımler Akademısı (TUBA) kurucu üyesı, dördu TUBA Asosye uyesı, dordu Istanbul unıversıtelennde fızık profesöru bulunan bır grup "eskı" uye sokulmamışlardır Çoğu bu kışılerın öğrencısı olan ıçerıdekı uyeler aıdatlarını ödemedıklerı bahanesıyle toplantı salonuna bıle gırmelerı sakıncalı bulunan bu uyeler hakkında Yonetım Kurulu'nun aldığı kararı desteklemışlerdır Içerıdekı bazı uyelerın kendılerının de yıllardır aıdatlarını ödemedıklerını beyan etmelerı ve dışarıda bırakılanlardan bazı uyelerın eskı fakat ıçerıdekılerındekılerden daha yenı tarıhlı aıdat makbuzlarını göstermelerı bu kararı değıştırememıştır Bu uyelerın nıçın atıldıkları uzerıne açıklama yapması ıstenen Şube Başkanı, sorumluluğun Dernek Başkanı'nda olduğunu belırtmış, Dernek Başkanı Prof Dr K Gedız Akdenız de bu konuya bır açıklık getırmemıştır llgılı kararı alan Dernek Yönetım Kurulu ıkl yıl önce resmı tatıl ılan edllen Kurban Bayramının, arıfe gunu, ancak "arkadaşlara" haber verılen ve 30 kadar uyenın buiunduğu bır toplantıda seçılmıştı Bu toplantıya 200 uyenın yaptığı ıtırazın haberı daha once gazetenızde yayınlanmıştı Bu seferkı toplantının yapılacağı tanh öğrenılınce ıstenılen yönetım ve delegelerın seçılebılmesı ıçın bu yola başvurulmuştur Derneğın 1950 yılında kuran beş kışıden hayatta kalan tek uyesı olan Prof Dr Alı Rıza Berkem'ın çeşıtlı uyarıları, "Turk Fızık Derneğı" ıçın hapse duşmekten çekınmeyeceğını beyan eden Dernek Başkanı tarafından dıkkate alınmamıştır "Demokrası", "Derneğı Halka Yaymak" gıbı sloganlarla başlayan temızlık hareketı ıle Dernek Başkanı'nın beyanına göre 1200 kışılık lıste ayıklanıp 375 uyeye ındırılmıştır Unutulmamalıdır kı Fızık Derneğı'nin amacı polıtıka uretmek değıl bılım yapmaktır Bılım yapanlar ıle bılım yapmayanlar bu cıns derneklerde bır tutulurlar Ancak bılım yapanların tamamen sılınmesı, katılınması olanaksız bır karardır. Hıç kımse bu kararı "Halka Açılmak" dıye gösteremez Fızık Demeğı'nın halka açılması herkesı kapsamalı, bu amaçla öğrencıler uluslararası saygınlıkları olan hocalarını dışarlamamalıdır duşuncesındeyım Saygılarımla, Prof. Dr. Mahmut Hortaçşu İTÜ Matematlk Fizik ABD Başkanı TÜBİTAK MAM Fizik Bölümü Başka Sansculotte*ların devrimi Fizik Derneği yönetimi flzlkçisiz okıştupuldu 15 Nısan 1995 Cumartesı gunu yapılan Turk Fızık Demeğı'nın Istanbul Şubesı'nın kongresınde tam bır skandal yaşandı Derneğı 1986'da ele geçırdıkten sonra, art arda yaptığı gızlıkapaklı genel kurullar ıle genel başkan seçılmeyı başaran Prof Gedız Akdenız bu kez de peşıne taktığı ve çok buyuk çoğunluğu Turk fızık camıasında hıç bılınmeyen kışılerden oluşan bır topluluk marıfetı ıle kendıne uygun bır Istanbul yönetimi oluşturdu ve genel kurul delegelerını seçtırdı Kongre salonuna gelen fızıkçılerın bır bölümü, artık uye olmadıkları söylenerek ıçerı alınmadılar Her nasılsa uyelıkten çıkartılmamış 25 kadar fızlkçının kongreyı şaıbesız bır yola sokarak bılımın namusunu kurtarma çabalan bır sonuç vermedı Başta ak saçlı kurucu uye Prof Alı Rıza Berker olmak üzere kongre salonuna gırebılmış bılım adamlannın seslenışlennın Gedız Akdeniz'ln getırdığı 36 sadık uye uzerınde hıçbır etkısı olmadı Sonuç olarak Turk Fızık Demeğı'nın Istanbul Şube yonetımı fızıkte esamesı dahı okunmayan kışılerden oluşturulmuş bır uye topluluğunun oylan ıle oluşturuldu. Prof. Dr. Ismail.Hakkı DURU TÜBA Asosye Üyesi Trakya Üniversitesi Matematik Bölümü Başkanı TÜBİTAK, Marmara Araştırma Merkezi, Fizik Bölümü * "Sansculotte"lar Franstz Devnmı'nde yer alan radıkal bır gruptur Üniversite dışındaki doçentlep tartışması Şakire Pöğün'ün yazısına bir yanıt... Seîçuk Alsan* S ayın Şakire Pöğun, Cumhuriyet Bılım Teknık ekı 18 Mart 1995'te çıkan bır yazımzda Turkıye'de unıversıte harıcınde çalışan doçent ve profesorlerın bu akademık unvanlarını kullanmamasını ıstıyorsunuz Bunu bılım aşkı adına lyı nıyetle ıstemış olduğunuzu kabul etsek bıle, aşağıdakı noktaları hıç duşunmedığınız anlaşıhyor 1 Bugun YÖK'te görevlı unıversıte öğretım uyelen, sırf ıdarı bır gorev yapıp bılım yolunu ızlemedıklerı halde akademık tıtrlerını kullanıyorlar Onların da akademık tıtrlerınden vazgeçmelerını neden tavsıye etmıyorsunuz? Bu bazı nedenlehe sızı zor duruma mı sokacaktır? 2 Bılime yaran değıl, zaran dokunan bazı "önemlı kışı"lere ucuz ucuz fahrl profesörluk dağıtılırken neredeydınız? Neden unıversıte dışında fahrı profesörluk almış devlet "buyuk"lerıne karşı çıkmıyorsunuz? Bu sızı zor duruma mı sokar? 3 12 Eylül'den sonra sıkıyonetım komutanlıkları bazı "sakıncalı" doçent ve profesorlerı görevden aldıktan sonra, bu mağdur kışıler ancak akademık tıtrlerı sayesınde ayakta kalabıldıler, hatta bu sayede aç kalmaktan kurtuldular dıyebılıriz 1402'lıklerın bır bölumu gerıye kursulerıne döndu ıse de bır bölumu şu veya bu nedenle hâlâ dönemedı Onlan tıtrlerınden yoksun bırakmak mı ıstıyorsunuz? Askerı veya sıvıl bır otontenın yaptığı "Yolanta " ve göz nakli 8 Nısan 1995 Cumartesı gecesı Ankara Devlet Operası'nda P I Çaykovskı'nln Yolanta adlı operasının Turkıye'de ılk sahnelenışinın galası gerçekleştırıldı. Eserın konusu 15 yuzyılda Guney Fransa'da yaşayan Yolanta adlı kör prensesın yaşamıyla ılgılı (1) Prensese kör olduğu hıç soylenmemış Işığı dahı göremedığı ve aslında göremedığı bırçok guzellığın varolduğu cennet gıbı bır yerde yaşadığını bılmıyormuş Babası, kör olduğunu öğrenmeslnın onu çok uzeceğını duşunerek, ona özel bır dunya yaratmış Ve o da herkesın kendlsı gıbı dokunarak yaşadığını sanıyormuş. Çevresındekı kımse ona bunun böyle olmadığını soylemıyormuş Sankı ıkı kat kör gıbı hem goremıyor hem de bunun eksıklığını bıle bılmıyormuş Yolanta'nın tesadufen tanıştığı ve çok hoşlandığı genç bır duk ona ışığı ve yaşamın dığer guzellıklerını anlatıyor Nelerı kaçırdığından ve kaçırdığını bıle fark etmedığınden sözedıyor Yolanta önce kör olduğunu ve goremedığını anlıyor, ardından da ışığı görmek ıstıyor Onu, ancak göremedığı gerçeğlnı anlaması ve görmeyı çok ıstemesı halınde tedavı edebtleceğını soyleyen Faslı bır doktor ('), bu tedavıyı gerçekleştırıyor. Mutlu sonda Yolanta artık görebılıyor, mutlu oluyor, bızler de yaşadığı cennet gıbl yerı bir sis perdesı ardından gormekten kurtuluyoruz, bız de o da yenıden doğmuş gibı oluyoruz Onun coşkusu ıçımıze kadar ışllyor Insanı huzunlendıren, ta yureğıne işleyen muzığın, sanatçıların duygulu ve heyecan doîu sesterının etkısıyle, yumuşak sakın rejıyie, bıraz da ruya gıbı dekor ve kostumle bırleşen duygularım benı kendl göremeyen hastalarıma göturdu Onlardan doğuştan berı göremeyenlennı, ne * Pınar Aydın Gediz Akdeniz tarafından üyelikten cıkartılarak kongreye alınmayan Istanbullu fizikçilerin bir kısmının adlan: Prof Dr SevımAKYUZ Dr. Hamıt ATASOY Prof Dr ÇetınARIKAN • Prof. Dr. Çetın BOLCAL (Istanbul Unıversıtesı Fen Fakultesı Dekanı) Prof Dr Taner BULAT Doç Dr ömer Faruk DAYI Prof Dr Ismaıl Hakkı DURU (TUBA Asosye Uyesı) Prof Dr Nıhal ERCAN Doç Dr Ayşe ERZAN (TUBA Asosye Uyesı) Prof Dr Idrıs GUMUŞ (Yıldız Unıversıtesı Fızık Bölumu Başkanı) Prof Dr Mahmut HORTAÇŞU (TUBA Asosye Uyesı) Prof Dr Yavuz NUTKU (TUBA Kurucu Uyesı) Dr NurtenÖNCAN Prof Dr Ibrahım ŞİMBİL Prof Dr önder PEKCAN (TUBA Asosye Uyesı) Iskender TOZ Prof Dr Şehsuvar ZEBİTAY (Istanbul Unıversıtesı Fızık Bölumu Başkanı) nı TÜBA Asosye Üyesi 1993 yılına dek TFD Bilim Kongreleri Birlik Kurulu Üyesi TFD'nin Istanbul Şubesi toplantısından dışarı çıkanlan üyesi lerı gormedığını bıle bılmeyenlerı duşündum Sonra aklıma sonradan görme bozukluğu olanlar geldı, onların neler göremedıklerını bıldıklerını ve buna nasıl yandıklarını anımsadım Aslında gören bırının hıç anlayamayacağt duyguları müzık, reji, oyun ve ozellıkle de dekorla nasıl hıssettırılebıldığıne şaşıp heyecanlandım Hastalarımdan ozellıkle goz naklı (gözun şeffaf tabakasının= kornea tabakasının öluden ahnanla değıştırılmesı) ıle dunyaya yenıden gelmış gıbı olabılecekler aklıma gelınce boğazımda bır şeyler duğumlendl Eserın verdığı coşku âdeta ıçimde dondu, kaldı Bu hastaların bır kısmının amelıyatla tedavı olmalarına en buyuk engel olen kışının yakınlarının goz bağışında bulunmamalarıdır llgınç bır tesaduf eserı operanın hemen ertesı gunu, Turk Oftalmoloji Derneğı'nln yıllık olağan mezunıyet sonrası kursunda bu konu bır kez daha tartışıldı Binlerce Yolanta, bugun ulkemızde ışığı görmek ıçın umutsuzca beklemekte ve bu amelıyatı yapabllecek yuzlerce hekım ellerınde gereklı alet edevatla umutla beklemektedır Ancak yakınları ölen kışıler göz bağışında bulunmayı reddedınce bir gün daha bır köre ışığı verememekle kapanmaktadır Oysa yakınının ölumune rağmen bır kışıye ışığı bağışlayabılmek en buyuk mutluluk ve yucelıktır Bence herkes Yolanta'yı görmelı Emınım sonra herkes göz bagışlamayı buyuk bır ıstekle ve mutlulukla yapacaktır * Doç. Dr.(Ph.D), Başkent Üniv. Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Kaynaklar 1 Çıftçıoğlu V "Yolanta" operası konu kitapçığı Ankara Devlet Operası, 1995, Tısamat Yayınevi, Ankara 4234
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle