Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
S AĞ L l K L I YAŞ AM Binalar bizi niçin ve nasıl hasta yapıyor? Dünya Sağlık Örgütü'nün bina hastalığı tanımı şöyle: Daha önceden sağlıklı olduğu bilinen kişilerin bazı binaların içinde yaşamaya başlamasıyla birlikte ortaya çıkan göz , deri ve üst solunum sistemine ait yakınmalarla birlikte halsizlik ve başağrısı Fuat Kalyoncu odern dünyada insanlar bir gündeki 24 saatin % 8090'ını kapalı ortamlarda yani binaların içlerinde geçirirler. Yapılan bazı araştırmalar insanların kapalı ortamlarda, açık ortamlara göre daha fazla ve yoğun miktarda uçucu organik bileşlklere maruz kaldığını göstermiştir. Geçmlşte sadece endüstriyel işyeri ortamlarında bulunduğu zannedilen bu kimyasal maddelerin, hemen hemen tüm binaların içlerinde de bulunduğunun anlaşılması son 15 yılda açığa çıkan bir konudur. Bugün tıbbın meslek, göğüs ve alerji hastalıkları ile halk sağlığı bölümleri artık sadece fabrikaları değil okulları, hastaneleri, işyeri bürolarını, kreşleri de bu nedenle araştırmaktadır. Hasta bina sendromu (HBS) 1986'da Dünya Sağlık Örgütü'ne bağlı bir çalışma grubu tarafından şu şekilde tanımlanmıştır; daha önceden sağlıklı olduğu bilinen kişilerin bazı binaların içinde yaşamaya başlamasıyla birlikte ortaya çıkan göz, deri ve üst solunum sistemine ait yakınmalarla birlikte halsizlik ve baş ağrısı. Henüz elde çok kesin veriler olmamakla birlikte özelllkle bazı binaların içinde yaşayanlarda daha fazla oranda bu rahatsızlıkların görüldüğü de bir diğer gerçek. Bu durum 1970'li yıllardan berı birçok araştırmacının dikkatini çekmiş ve tıp lıteratürüne çeşitli ısimlerle birçok bildirimde bulunulmuştur (dar bina sendromu, havasız ofis sendromu, binaya bağlı hastalıklar, bina hastalığı vs). Bazı araştırıcılar bu sendromu genel çevre kirliliğinin bir parçası olarak kabul etmekte ve "çevresel hastalık, kimyasal hipersensitivite, multıkimyasal duyarlılık" gibi isimler kullanmaktadır. Başlangıçta bazı ailelerin gözlemlerine dayanılarak yola çıkılmış ve kapalı ortamda hastalık yaratabilecek belirli risk faktörleri bulunmaya çalışılmıştır. Bugün artık bu risk faktörlerinin çoğu ortaya çıkmıştır. Bunlar; sigara dumanı, ev içinde (veya işyerinde) kalabalık nüfus, bina tipi ve yaşı, nem oranı, binada küf bulunması, işyerlerindeki fotokopi cihazı, havalandırma gibi aletler, çeşitli aerosoller, kişilerin alerjik bünyelı olması, evde hayvan beslenmesi, mikroorganizmalar, duvarlar/ boyalar ve mobilyalardan salınan uçucu organik bileşikler, binanın ısıtma sistemi, binanın hangi materyalden yapıldığı ve son olarak da bina içinde halının bulunması (özellikle duvardan duvara olan tipleri), tekstil yüzeylerindeki akarlar (mite) ve küf mantarlandır. Enteresan bir nokta da bu sendromun devlet memuriannda, özel sektör memurlarına göre daha sık olarak gözlenmesidir. Şimdi bu faktörleri teker teker inceleyelim. Artık günlük gazetelerde de gündelikhaber haline gelen bu konu yaşamımızın hemen her ayrıntısını ilgilendirmektedir. Sigara dumanı içinde 4000'den fazla zararlı madde vardır. Bunlar sadece içenleri değil etraflarında bulunan diğer kişileri de etkilemektedir. Bu nedenle gelişmiş Batı ülkelerinin hemen hepsinde sigara içenlerie içmeyenlerin yerleri aynlmış ve sigara içenlerin içmeyen kişi ve çocukları zehirlemeleri önlenmeye çalışılmıştır. Yaşamın bir parça haline gelen bu düzen nedeniyle sigara içenler eğer kendilerine aynlmış özel bir yer yoksa sigara içmek için dışarıya (balkon veya bahçeye) çıkmakta ve bu olayı olgunlukla kabul etmektedir. Ülkemiz parlamentosunda da benzer bir kanun tasarısı beklemekte ancak her nedense bir türlü kanunlaşamamaktadır. Bu nedenle ülkemizde sigara içmeyenler ve çocuklar daha bilınmeyen bir süre sigara içenler tarafından zehirlenmeye devam edecektir. Iki yıl önce Istanbul'da ilkokul çocukları üzerinde yapılan bir araştırmada, çocukların idrarlannda nikotinin idrarda atılan şekli olan "kotinin" miktarları ölçülmüş ve her çocuğun günde ortalama 5 sigara içmiş kadar sigara dumanına maruz kaldığı gösterilmiştir (anne, baba ve diğer yakınları tarafından zehırlenmenin kesin bulgusu, ne yazık ki kanun önünde suç değil). Ülkemizde ne yazık ki hâlâ çocukların en önemli ölüm sebeplerinden birisi, pnömonidir (zatürree, akciğer iltihabı) ve kesin olarak ev içinde çocukların yanında sigara içilmesi ve pnömonl riski artmaktadır. Günümüzde dünyenın yansından fazlasında ısıtma ve yemek hazırlamak amacıyla bina içinde çeşitli organik kökenli yakıtlar kullanılmakta (odun, talaş, Evişyeri ısıtma sistemi: Ayrıca kalitesiz ve içinde yanan maddenin gazlarını bina ıçine veren sobalar da bir başka kiriilik kaynağıdır. Uygunsuz ve standart dışı olarak üretilen sobalardan çok sık karbonmonoksit gazı (CO) kaçağı olmakta ve her yıl ülkemizde anarşi sonucu ölenlerden daha çok ölüme ve sakatlığa neden olmaktadır. Bina içinde devamlı olarak düşük miktarda karbonmonoksit bulunmasının birçok etkisi vardır. Bunların en önemlilerinden birisi gebe hanımların düşük ağırlıklı bebek doğurmasına neden olmalarıdır ki bu da hava kirliliğidir. bölgeden gelen birçok hanım hastanın, hastalığının esas sebebi işte bu ev tçi Sigara dumanı: Risk faktörleri neler? kömür, tezek) ve bunların yanması esnasında açığa çıkan bazı imyasal madde ve gazlar (karbonmonoksit, nitrojenin toksik oksitleri ve sülfür) iç ortam havasına kanşmaktadır. Bu maddelerin yanması ile ortaya çıkan hidrokarbonlar (özellikle benzofajpyrene) kanserojen etkileri iyi bilinen maddelerdır. Ülkemizde de hem şehirlerde hem de kırsal kesimde gerek ısınma ve gerekse yemek hazırlamak ıçin odun, çalı çırpı ve tezek kullanımı yaygındır. Bu tür yakıt kullanmak en çok, maruz kalan kadın ve çocukları etkilemekte ve bu kişilerde tekrarlayan akciğer hastalıkları, nefes darlığı ve kronik bronşite neden olmaktadır. Göğüs hastalıkları kliniklerine her gün başvuran hayatında hiç sigara içmemiş ama sanki hayatı boyunca sigara içmiş gibi akciğer hastalığı olan özellikle kırsal bebeklerın yaşama şansını kötü yönde etkilemektedir. Günümüzün en gelışen sektörlerinden birisi de inşaat sektörüdür. Her geçen gün daha hızlı ve ucuz inşaat yapmak için yeni metodlar ortaya atılmakta ve her geçen gün yeni maddeler bu alanda kullanıma girmektedır. İnşaat sektörünün çeşitli aşamalarında bugün için 25.000 civarında madde kullanılmaktadır. Betonun sağlamlığı, ısı ve ses yalıtımı, ısıtma ve havalandırma sistemleri için her ülkede değişik malzemeler kullanılmakta ve bunların büyük bir kısmı daha sonra binaların içine bazı gazlar vermektedir (örneğın göz, deri ve solunum yolları için Binaların yapısı: 4116