Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Deniz düzeyi ında devamı" adını verdiği dokuzuncusunu bu konuya ayırarak, Türkıye'nin kuzeyinde Ernst Novvack'ın tanımladığı Paflagonya nedbesinin aslında bir sinafi olduğunu vurgulamış, bu hattın doğuda tâ Iran içlerine, hatta Güneydoğu Asya'ya kadar izlenebileceğinı iddıa etmıştır16. Daha sonra MTA Enstitüsü içinde de çalışan SalomonCalvi'y© meşhur Rus jeologu Dimitri Muşketov başvurarak, Türkiye'nin yapısı hakkında derli toplu bir eserin bulunmadığını, SalomonCalvi'nin bu konuda bir eser yazmasını rica etmiştir 17 . SalomonCalvi bu konuda o zamana kadar yapılmış olan çahşmaların yetersiz olduğunu bile bile bir özet yazmaya karar vermiş ve o yıllarda ülkemiz hakkında kaleme alınmış en önemli tektonik sentezi oluşturan meşhur makalesini MTA dergisinde neşretmişti. Burada Pflagonya nedbesini ılgilendiren kısım, üstâdın makalesinin 57. ve 61. sahifeleri arasında verdiği yorum kısmıdır (Die Deutung der paphlagonischen Narbe: Paflagonya Nedbesinin Yorumu). Burada SalomonCalvi, Wegener teorisine göre Paflagonya Nedbesinin veya kendi terimi ile Tonale Hattının kuzey kıt'aları ile Gondvvana kıt'aları 18 arasındaki çarpışma zonu olduğu yorumunu detaylı bir şekilde tekrarlamış, ve bu nedbenin, makalesindekı sahıfe 61'de verılen depremlerın de guya gösterdığı gibi hâlâ faal olduğu tezıni, aynen selefi Novvack gibi tekrar ederek vurgulamıştır. Ihsan Ketin 'den önce Türk jeologlarının Kuzey Anadolu deprem kuşağı hakkındaki yayınları. Türkıye'de jeoloji bıliminın tanıtılıp teşkilâtlanmasında kuşkusuz en çok hizmeti geçen kişi olan Istanbul Üniversitesi Jeoloji Ord. Profesorü merhum hocamız Hamit Nâfiz Pamir'in (Şekil 8) 1944 yılında yaptığı yayın 1 0 , bir Türk tarafından Kuzey Anadolu deprem hattı üzerıne yapılan ilk sentez denemesidir, ancak bu deneme Nowack ve SalomonCalvı'nın (yanlış olduğu Ihsan Ketin'in 1948'deki makalesiyle ortaya çıkan) fezlerinin yeni deprem vak'alarıyla sözde desteklenen bir tekrarı olmaktan ileri gidememiştir . Ketin tarafından daha sonra geliştirilen, Kuzey Anadolu'dakı depremlerın bahsı geçen nedbeden tamamen bağımsız yepyeni bir yapı oldukları fikri, bu depremler uzerındeki atım lar detaylı haritalanarak kınematikmekanık yorumları yapılmadığı için, bu tarihlere kadar hiçbir jeolog tarafından anlaşılamamış, çoğu bu nedbeyi bir sıkışma zonu olarak yorumlamışlardır. 1944'den tam onaltı yıl sonra, Pamir'in ülkemizde o zamanlar yaygın kullanılan Dinamik Jeoloji ders kitabında doğrultu atımlı faylardan çok yuzeysel olarak bahsedip buna ülkemızden ömek vermemesi ve bu çerçevede Kuzey Anadolu Fayı'ndan hıç bahsetmemesı, 6O'lı yılların başında Türkiye yerbilimcilerinin Kuzey Anadolu deprem kuşagının karakteri hakkındaki fıkırlerının çok yalın ve duşun dürücü bir göstergesidir 20 . Buna karşılık, Ketin'in 1957 yılında ilk baskısını yapan Umumî Jeoloji ders kitabında Kuzey Anadolu Oeprem Çizgısi açıkça doğrultu atımlı bir fay olarak anlatılmıştır21. Kuzey Anadolu'da bir deprem kuşagının varlığı en azından geçen yüzyılın ortasında sismolojinin (=deprembilim) kurucularından Robert Mallet'in büyük eseri The First Prınciples of Observational Seismology (Gözlemsel Deprembilimin İlk llkelerO adlı kitabın ikinci cildinde bulunan "Akdenız'ın Sismik Şeritleri" adlı haritanın yayımlanmasından beri yaygın olarak bilıniyordu??. Ancak 28/29 Aralık 1939 Erzincan felâketi ve onu izleyen on yıl boyunca Kuzey Anadolu'yu kasıp kavuran ve onbinlerce yurttaşımızın hayatına mal olan deprem âfetleri oluncaya kadar bu deprem hattı, yukarıda sayılan bırkaç jeolog dışında kimsenin dikkatini çekmediydi. Bu tarihten sonraki âfetler yalnız Türkıye'de çalışan Turk jeologlarının değil, buradaki yabancıların da dikkatini çekmiş, başta SalomonCalvi ve Hamit Nafiz Pamir olmak üzere kuçuk bir jeolog grubu bu depremleri haritalayıp yayınlar yapmışlardır. Burada en çok emeği geçenler arasında Türklerden merhum üs tâd, Coğrafya Ord. Profesorü Ibrahim Hakkı Akyol'u, M. T. A. jeologu Necdet Egeran'ı, o tarihlerde asistan veya doçent olan Istanbul.Üniversitesi jeologlan ihsan Ketin, Enver Altınlı, Nuriye Pınar'ı ve yabancılardan, Istanbul Üniversitesi jeoloji Ord. Profesorü Edouard Parejas'ı, M.T.A. uzmanı Isviçreli usta jeolog Maurice M. Blumenthal'i ve MTA jeologu Emin llhan'ı (24 Aralık 1956'dan önce Erwin Lahn) saymak kadırşinaslık gereğidir. Bu yayınların istisnasız tamamı, yabancı tektonik üstadlarının eski yorumlanna bağlı kalarak bu deprem hattını artık son demlerini yaşmakta olan Alpin dağ oluşumunun Kuzey Anadolu Fayı'nın keşfinki tarihçesi son ölüm çığlıklan, Paflagonya nedbesinin son JEOSENKÜNAL depreşmeleri olarak yorumlamışlardır. Hamit Nafiz Pamir'in 1944 yılındaki yayınının basit bir NEDBE tekrarı olan ve 1948 yılında Londra'da toplanKANATI mış olan Uluslararası JeÖnülke önülkt ologlar Kongresi'ne sunduğu ve orada yayımlanan tebliğ 2 3 de maalesef bu daha o zaman bile geçersiz oldukları artık bazılarınca anlaşılmağa başlamış olan fikirleri tekrarlayan yazılar arasındadır. Yalnız burada Türkçe ve uluslararası literatürde sık tekrarlanan bir yanlışı düzeltmek geNEOBE TİPİ OROJEN (DAĞ KUŞAĞI: SIKIŞMIŞ JEOSENKLİNAL) rekir: Kuzey Anadolu deprem bölgesi boyunca 1939 Erzincan depreminden sonra deprem ARA MASİF merkezlerinin (episantr) Nedbe I I Nedbe II tedricen doğudan batıya KANATI kaydığı ilk defa Ketin (1948) tarafından değil, Önülke Önülke Egeran ve Lahn tarafından 1944 yılında vurgulanmıştır?/1. Yaygın olarak yazılanların tersıne, Ketin'in 1948 makalesinde bu konuya değinilmemiştir. Ihsan Ketin'in yayımladığı 1948 yılındaki makale ise yepyeni bir yo rumun, bir devrimin ilk ARA MASİF TİPİ OROJEN (DAĞ KUŞAĞI: SIKIŞMIŞ JEOSENKLİNAL) h a b e r c i s i d i r " . Ketin, Kuzey Anadolu'daki Şekil 1. A. Kober'in tasavvuruna göre henüz kıvrımlanmamış, Paflagonya nedbesi ile yani dağoluşum (=orojenez) geçiımemiş bir jeosenklinal. B. Aynı depremlerin ilişkısim jeosenklinal yanal daralma sonucu kıvrımlandıktan sonra. Nedbütünüyle reddederek, benin kıvnmlanmış dağ kuşagının birbirınden uzağa devrilmiş iki depremlerin o zaman kanadını ayırdığına dikkat ediniz. C. Ara masifli bir dağ kuşağı. dünyada pek az bili Bu tiplerde nedbenin âdeta genişleyerek bir ara masif\(Zwiscnen yepyeni bir fay tü hengebirge) oluşturdugu düşünülür. Ara masifle kanat arasındarünün, doğrultu atımlı ki hatta da nedbe denirdi. Kuzey Anadolu nedbesinin bu ikinci ve genç bir fayın hare tip nedbelerden olduğu düşünülürdü (Novvack'ın not 9'da verilen ketinden kaynaklandı makalelerine bkz). ğını, bu fayın eski dağ oluşum yapısının (tekla bir ilişkisi olmadıgını döne döne vurgulanik terimle orojenik yapının) bırakın bir mıştır. Burada verılen yorumun Salomonparçasını oluşturmayı, bil'akis bu yapıyı Calvi'nin sinafisi ve onu, Nowack'ı ve Bluparçaladığını 2 6 , orojenik hızda hareket menthal'i izleyen Hamit Nâfiz Pamir'in cieden epirojenik bir yapı olduğunu ve catrice'ı ile coğrafı yakınlık (yer yer Kuzey e s k i n e d b e y i her yerde izlemediğini Anadolu Fayı nedbeyi izledigi için de coğgöstermiştir Ketin 1948 makalesinde tarafı eşlik!) dışında hıçbır ılışkisı yoktur. Bu nımladığı doğrultu atımlı fayın eski yapılarnedenle bu yapının gerçek karakteri (bir nedbe veya bere zonu değil de doğrultu atımlı bir fay olduğu) Ihsan Ketin tarafından keşfedilmiştir. Ancak bunu anlayabilmek için kullanılan terımlerın tarıhçesını ve arkalarındakı kavram topluluğunu detaylı bir şekilde bilmek gerekir. Hele hele Kuzey Anadolu Fayının Iskoçya'da 1946 yılında Vvilliam Q. Kennedy tarafından ilk defa yayımlanan B Kontrol altına aldığınız enerji harcaması ile kendisini bir sene içinde finanse eden bir yatırım. Istediginiz hız ve ivmede çalışan ve uzun ömürlü motorlar. . Şebeke elektriginin dalgalanmalarına karşı korunan degerli elektronik cihazlar. Bütün bu avantajların arkasında EKA'nın size sundugu yüksek performans, uzun süreli garanti, , güçlü bir bakım hizmet agı... EKA tam 18 yıldır Motor Kontrol Üniteleri ile size VERlMLlLlKALlTE'yi sunuyor. EKA ELEKTRONİK KONTROL ALETLERİ SAN. VE TtC. A.Ş MariMl: Buyukdere Cad. Ayauğa Aslaft 3.Yol No: 19, Ö06/0 ktantaul. let 1212) 286 25 «0 (7 h*) Fab: (212) 27613 42 TlUa: 28182rtaktr Şub«;AtatuıtBulvanNo. 6*22 Kmlay 08410 TeK312|<361082 flk» 012)432 21 »«rtaca. 0n4Jn* Svvto AŞ Tel (242)321 1767 fab (242) 321 20 77An(atya, (^ytan EMdronk Ud. ŞtL Tel: (224) 25216 57 Faks:(224)2561378 Buraa, GdMşTf>TkH« Tet (412) 223 66 20 F»ks:223 66?0DıyartMkır, nmımHiül l i » I lll *ll Tııl ni~)""inTİ II tıi Hl") ~T m 'ÜT 1 ııılı| r i ı ı ^ ^ r M » Tııl (~1~)"nTl 10 7B82891 Istanbul. Blgl Boktron» Tel|216l326 8909(3hB0lstaıi>i. OzMkn Donnm «• EMMk SM. LM. Şü. Tet (212) 26S 02 48 274 15 55 FakK<212) 2667825 laanbul,TÜHidEMttm*ÜdŞttTet032)4332610 Faks.B32)46701 «farrn. Şekil 3. Kuzey Anadolu Nedbesini ilk keşfeden Avusturyalı jeolog Ernst Novvack (18911946). Great Glen fayından27 sonra ilk farkedilen büyük yanal atımlı fayların ikincisi, büyük faal yanal atımlı fayların da birincisi olduğunu (buyuk dâhi Wegener'in 1915 yılında yayımladığı, ancak 1953 yılına kadar buna bırkaç Avrupalı yerbılımcı dışında kimsenin inanmadığı Kalifornıya'daki San Andreas Fayı yorumu harıç!?ft) ve bunu bir Türk jeologunun o zaman hem tüm dünyadaki jeologların çoğunun, hem de kendı çalıştığı ünıversitedeki hocaların savundukları genel kanıyla çelişen bir şekilde, zamanının en az yirmı yıl ılerisınde bir görüşle yayımladığını bilmek, Ihsan 459 7