Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
B İ L İ M TARTIŞMALARI "Bilimin kimliği" üzerîne tartışmalar Bilim neden, sorusunun yanıtı hangi bilgi kümelerine bilim diyebileceğimiz konusunda bize sağlam bir ölçüt verebilir. Müslüm Aİancı * teden berı suregelen "bılimın kımlığı" konusundakı tartışmalar son zamanlarda yenıden gundeme gelmıştır Bılımsel bılgının nıtelığı ve diğer bılgı alanlarından farkının ortaya konabılmesı amacıyla yapılan bu tartışmalar Batı'da renklı duşuncelerın doğmasına neden olmuştur Bılım yenıden sorgulanmaya başlanırken Feyerabend gıbı bılım anarşıstlerının sıvrı çıkışlarına yer yer alkış tutulmakta, yer yer de sert karşı çıkmalar yaşanmaktadır. "Bılım nedır?", sorusuna vereceğımız yanıt bıze bılım dışındakı bılgı kumelerını de değerlendırmek ıçın bır şablon çıkarma olanağı sağlar Hemen belırtelım kı, bılimın tanımı uzerlnde yuzyıllardır suregelen tartışmalar nedenıyle henuz ortak bır anlaşma (consensus of opınion) sağlanmış değıldır Bılimın tanımlanmasındakı zorluk bilımsel bllgının devıngenlığı, olgu evrenlnde ele aldığı konuların sınırlarındaki süreklı genışleme ve bılımsel bılgı uretmek ıçın seçllen yontem ve uygulayımların farklı oluşundan kaynaklanmaktadır Ortak bır "bılım" tanımına ulaşabılmemız ıçın "bilımsel bılgı"nın nıtehklerını gözonunde bulundurmamız gerekır Bılımsel bılgının olgulara dayalı olması, tutarlı olması (dızgesel butunluğe sahıp olması), deney ve gozleme dayalı olması (bılimın gorgul nıtelığı), genellemede bulunrr , nesneffiği (yansız olması) gıbı özel kler bılım tanımının kapsamına sığdırılarak en gerçekçı tanım yapılabılır bızce O halde şoyle dıyebllırız Bilim, olgusal gerçeklığı konu alan ve bundan uygun yontem ve uygulayımlar (teknıkler) kullanılarak yapılan deney, gözlem ve dığer anlaksal sureçier aracılığıyla nesnel çıkarımlarda bulunan dızgesel (sıstematık) bılgıler kumesıdır Klasık anlamda bılimın konu olarak ele aldığı alanlara göre matematıksel bilimler, doğa bilimleri ve toplumsal bılımler (insan bilimleri) olmak uzere uç başlık altında toplanmaktadır Bu ayrım, bilımsel ılgiyi üreten bılım dallarının yontem ve konularına göre yapılan ust ayırımdır Gunumuzde bu bılım dalları deney ve gozlem olanaklarının gelışmesıne koşut olarak oldukça çok sayıda alt dallara ayrılmıştır Ancak bu ayrım bılım çevrelerınce tumden benımsenen bır ayırım değıldır Zaman zaman matematık, tarıh, dılbılım, mantık veya tıp bır bılım değıldır gıbı savlarla karşılaşıyomz (örs, 1994, 4, Yıldırım, 1988, 12) Bu turden savların neye dayanarak ılerı surulduğu de çoğu zaman açıklanmamaktadır Oysa hangı bılgı kumesının bilim olarak değerlendırılebıleceğı, hangılerınln bunun dışında tutulacağı bırtakım ölçutlere başvurularak yapılmalıdır ki savlarımız doğrulanabılsın Matematıksel bılımler, mantık ve matematık dallanndan oluşur Mantık, ussal yargılamada tutarlı çıkarımlar elde etme bılımi olarak tanımlanabılır Bırtakım oncullere dayanarak yenı bır önermeyı kanıtlamaya, belgelemeye yarar Matematık ıse sayı ve bıçım gıbı soyut nesnelerı belırleme, bunların ozellıklerını ortaya koyma ve mantıksal duşunme surecıyle kanıtlama bılımıdır Başlangıçta matematık bılgının "a prıorı" öncullerınden yola çıkılarak gelıştırtlmış olduğu savı genel onay gören duşuncedır "1+1 "ın bır arada bulunan durumu "2" olarak belırlenmıştır Olgusal dunyaya ilışkın bır belırlemedır bu Matematık evrendekı olgusal yapıyı ve ışleyışını ortaya koyan bılgıdır, olguların dılıdır yanı Bazı sıvrı zekalıların akıllarında urettıklerı fanteziler gıbı gerçeklıkle hıçbır ılgısı olmayan kurgular yığını değıldır matematık Ustelık matematıksel bılgının oluşumu gözlemlere dayalıdır, soyuttur, ancak nesnel gerçeklıkten kopuk değıldır Bır sava gore "doğada sayılar değıl, sayılabılır nesneler vardır" (Yıldırım, 1988, 18) Oysa bugun, sahıp olduğumuz bılımsel bılgının tumunu doğada "somut gerçek" olarak aramamız durumunda, bunların bırçoğunu bılım dışına atmamız gerekecektır Doğada matematık olmadığı gıbı fızık, kımya ve bıyolojı de yoktur, yazı ve dıl de Bunlar bızım mantıksal duşunme eylemımızın sonucu "nesnel gerçeklığe bağlı olarak" bulduğumuz belırlemelerdır Kuşkusuz matematıksel bılgıyı uretme yontemıyle, dığer bılım dallarındakı bılgıyı uretme yontemı farklıdır Bırınde tumdengelımcı (deduktıf) yontem geçerlı ıken, dığerlerınde tumevarımcı (ınduktıf) yontem geçerlıdır öte yandan matematığın bır bılım olmayıp, ancak bılım uretmede bır "araç" olduğunu ılerı surduğumuzde, bılımsel olmayan bır bılgıye "dayanarak" bılım uretmek ve açıklamak gıbı paradoksal durumla karşı karşıya kalınız Olgular, aksıyomlar ve önsayıltılardan yola çıkarak yenı bılgıler uretıp bunu bılım olmayan matematıksel kavram ve sımgelerle anlatmaya çalışırsak, bu bılgımızın "bılımsellığınden" şuphe etmeyız ml? O Ikıncl olarak tıbbın bılım olup olmadığı uzerındekı duşuncelerı sorgulamak gerekıyor Tıp, konusu insan ve hayvan sağlığı olan ve uygulayım yonu ağır basan bılımsel bılgılere dayalı çalışma alanıdır Temel doğa bılımlerıne llişkın bılımsel bllgılerden yararlanarak insan ve hayvan sağlığını bozan etkı ve etkenlerı gıdermeyı (ızale etmeyi) amaçlar Son yıllarda bu Tıp ve insan bilimleri alanda yapılan deney ve gözlemler özel bır bılgı alanının oluşumuna da neden olmuştur Farmakolojı, fızyolojı, psıkoloji, nörolojı, epıdemıyoloji vb gıbı bırçok bılımsel bılgı, fızık, kımya, bıyolojı ve matematıkten kaynağını ve gucunu almakla bırlıkte, "tıp bilimleri aenen y P bır bıGü lımsel bılgı kumesının çatısı altında toplanmıştır Bu durum bılımsel bılgının "devıngenlığının" doğal bır sonucu olarak açıklanabılır O halde dıyebllırız kı, tıp, muhendıslık gıbı uygulanım yonu ağır basan, ancak insan ve hayvan sağlığı ve yaşamı ıle ılgılı bılımsel bılgıler uretme çabaları bakımından bır bılımdır Bır başka bılım alanı olarak toplumsal bilimleri gözden geçırmemiz gerekır Toplumsal bılımler, bılınçlı bır varlık olan ınsanı ve davranışlarını "uç boyutlu zaman surecı ıçınde" (geçmış, şımdıkı ve gelecek zaman) ınceler Bu bılım alanında insan oğesı ya tekıl varlık olarak ya da topluluk olarak ele alınır urneğın ruhbılım tekıl bır varlık olarak ınsanın davranışlarına yansıyan butun ıç dunyası, duşuncelerı, endışelerı, korkuları, mutlulukları, sevgıleri glbı ruhsal dunyasına ilışkın yapıyı konu edınlr Insanı, topluluk olarak ele alan bılımler ıse toplumbılım (sosyolojı), tarıh, ekonomı, ınsanbılım (antropolojı), hukuk ve dığerlerıdır Bu bakımdan tarıh, geçmış zaman surecı ıçerısınde doğrulanmış bır olgular kumesı hakkındakı bılgılerden oluştuğuna gore, bılımsel nıtelık taşır Daha çok XX yy nın başlarında bılimın durağan ve zamandışı bır şeyle değıl de değışım ve gelışım surecıyle de ılgılenmesı, tarıhı bılım olarak benımsemenın gerekçesını oluşturmuştur Goruluyor kı bızım, herhangı bır duzenlı bılgı (organızed knovvledge) kumesıne bılım dıyebılmemız ya da reddedebılmemız ıçın sağlam bır olçut kullanmamız gerekmektedır Bılımsel bılgının nesnel olması gerektığı gıbı, bılım hakkındakı olçutumuzun de nesnel olması ve kapsamlı olması gerekır Salt dar bır çerçeveden bakarak yargılama yaparsak, bu durumda bılım cephesınde bırçok çabayı suya atmamız gerekır örneğın, bılımi "yenılık yaratıcı" bılgıler uretıp uretmediğıne gore değerlendırmeye kalkarsak bu olçutumuzun sınırlarındakı belırsızlık nedenıyle sağlıklı bır yargıda bulunamayız Gerçekten de hangı bılım olgusal dunya (evrenj'den kopuk olarak, sıhır ve keramet yoluyla yoktan var edıp ınsanların yararına kullanılabıleceğı bılgıyı uretebılir kl? Bır anda matematık, mantık ve dıl gibı kavramlar aklımıza gelebılır, ancak onlar da olgusal gerçeklıkten kopuk değıldırler (*)lnonu Unıversıtesı, IİBF Kamu Yönetımı Bolumu, Hukuk Bilimleri Anabilim Dalı Araştırma Görevlısı Yıldırım, Cemal (1988) Matematıksel Duşunme, Istanbul Remzı Yayınevı ÖRS, Yaman, (1994) "Bılım ve Unıversıte" Cumhurıyet Bılım Teknık Sayı 361 (19şubat)S 4 Jeotermal Enerji ENERJİ DOSYASI J eotermal enerji dunyanın yuzeyınin altında depolanmış ısı olarak bılinmektedır Jeotermal enerji mıktarı halen dur.yada ku!!2 n ' lm 5kta olan enerji toplamından çok daha fazladır Ancak bu kaynağın yoğunluğu tektonık tabakaların çevresi dışında çok duşuktur Tektonık tabakalar ıse volkan oluşumu ve zelzelelerın kaynağı olma ozellıklerı ıle bılınen sahalardır Jeotermal kuyulardan çekılen ısı dünyanın merkezınden sağlanan ısı ıle yenıden sağlanabılırse ve ısıyı yuzeye taşıyan su yenıden kuyuya verılirse, kaynak yenılenebılır olmaktadır 100°C'den az, duşuk sıcaklık kaynakları eskı zamanlardan berı banyo ve hacım ısıtılmasın da kullanılmıştır Son yıllarda ıse jeotermal enerjı sera ısıtma ve proses ısısı temını amaçlarıyla kullanılmaktadır Jeoter mal kaynaklarda 240 C sıcaklığında kuru buhar ve 90350°C yuksek sıcaklıkta su elektrık gucu uretımı ıçın tıcarı kullanımdadır Son on yılda 100°C sıcaklığında suyun ıkılı çevrım yoluyla guç uretımı ıçın kullanımına dönuk önemlı gelışmeler sağlanmıştır Jeotermal enerji en az 20 ulkede tıcarı kullanımdadır Dunyadakı toplam jeotermal elektrlk üretım kapasıtesi, 1991 yılı ıçın 5900 MVVe'a ulaşmıştır Jeotermal enerjının doğrudan kullanımı ıse 5 6 Mtoe (mılyon ton petrol eşdeğerı) mertebesindedır Ozellıkle yoğunlaştığı bölgeler olsa da, dunyanın tum bölgelerınde önemlı mıktarlarda jeotermal enerji rezervl bulunmaktadır Bu kaynakların değerlendınlebilmesı ıçin, * Arama, çıkartma ve çevrım teknolojılerının geliştırılmesının surdurulmesı, * H2S ve CO2 dahıl olmak uzere az mıktarda da olsa çözunmuş gazların ve prosesın yoğunlaştırılmış tuzlarının tasfıyesi veya jeotermal kuyuya yeniden verılmesinın yöntemmın gelıştirılmesı, * Basınçlı jeolojlk oluşumlar ve magma kaynaklarının değerlendırılmesı Jeotermar enerjinin potansıyel katkısını önemll ölçude artıracaktır •Yrd.Doç. Kocaeli Universitesl Teknik Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesl Tanay Sıdkı Uyar* 373 11