23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

B İ L İ M D Ü N Y A S I N D A N H A B E R L E R Devlet genetik bilimi sevdi... ... ama daha çok suçluları yakalamak için. Kalıtsal hastalıkların tedavisi gelişmeleri yavaş sürerken herkesin genetik parmak izinin alınmasına büyük önem veriliyor... Ingiltere'de yeni fişleme yöntemi.. ames Watson ve Francis Crick adlı ıkı bılım adamının kalıtımı etkıleyen DNA molekulunun yapısını keşfettıklerıni mu|delemelerının uzerınden tam 41 yıl geçtı, ancak bu keşfın sonuçları toplum tarafından henuz kavranmaya başladı. DNA'nın bulunmasıyla bırlıkte ortaya çıkan sonuçlardan bırı de Suç Adaleti Bildirgesi. Bu bıldırgenın yasallaşması durumunda, cıddı bır suç ışledığı yolunda kuşku duyulan herkesten DNA örneği alınacak, ıncelenıp kayıtlara geçıldıkten sonra da dosyalanacak. Boylece devlet, vatandaşlarla ılgıli genetik bır verı tabanı (database) toplanmış olacak. Suç belirleme, devletın genetik bılımden yararlandığı ıki alandan birinı oluşturuyor Ulusal sağlık hızmetlerine önemle eğılen Ingiltere ıse genetıkten, tıp alanında yarar sağlıyor. Bu ıkı kullanım alanının ikı farklı kutup o J luşturması son derece ilginç. Zira, suç ve ceza söz konusu olduğunda devlet bıreysel özgürlüklerı bir yana atarak kışının ozel yaşamına el atmaktan kaçınmıyor Ingıltere'dekı Ulusal Sağlık Hızmetlerı Örgütü, yöre sağlık yetkılılerinın kendı bölgelerınde yaşayan bıreylerın sağaltımı ıçın her tür olanağı edınmesıne olanak tanıyan bır "ıç pazar" oluşturdu. Ne yazık kı, Ingiltere'de çocuk ölümlerinin yansı genetik bo zukluk ya da ateşlı hastalıklardan kaynaklanıyor. Sağlık Bakanlığı kalıtımsal olarak geçen, orakhücre anemısı ve Akdenız anemisı (thalassaemıa) adıyla bilınen alyuvar bozukluklarından oluşan bır dizı genetik hastalığın sağaltımı konusunda gırışımde bulundu. Orakhucre anemısı daha çok AfroKaraıb kökenlılerı etkılıyor. Akdenız anemısı ıse, Asya ıle Yunanistan, Türkiye ve Kıbrıs gıbı Doğu Akdenız ulkelerınde yaygın. Orakhücre anemısınde esnek olmayan alyuvarlar kılcal damarlarda toplanarak kişıye korkunç acı venyor. Ingiltere'de bu hastalığı çeken yaklaşık 6000 kışıye gereken bakım sağlanamıyor Bu hastalar kıvranarak hekıme başvurduklarında hekım tarafından, uyuşturucu bağımlısı olmakla suçlanıp gerı çevrılıyor. Sağlık Bakanlığı bu tür hastalar ıçin bır kimlik kartı slstemi oluşturularak derhal sağaltıma geçılmesı yolunda çalışmalarını surduruyor. Teda'vı konusunda bu gelışmeler yavaş sürerken, devlet, polısıye önlemlerde genetik bılımden yararlanmada çok hızlı davranıyor. 1991 yılında, Avam Kamarası, her vatandaşın özünde suç işleme özelliği bulunduğu varsayımından yola çıkarak, herkesten ONA örneği alınması yolunda bır önerıde bulundu Bu akılalmaz önerı ağır ceza mahkemelerının kralıyet komısyonuna sunuldu. Geçen yıl alınan bir kararla, suça kesın kanıt oluşturmasına bakılmaksızın polıse herkesten DNA orneğı airnası yönunde yetkı verıldı. Verılen bılgılere gore, her yıl 500.000 kadar DNA orneğı verı tabanına gırılebılıyor DNA kanıtlarından yararlanılan suçların oranı yılda % 6'nın altında. Bu genış kapsamlı çalışmanın yanında tıp alanındakı gırışımler solda sıfır kalıyor. (Kaynak Independentru) Eyvah ateşim var! Her yıl milyonlarca kişi, benzi atmış duygusuna kapılır kapılmaz dereceyi ağzına sokup, cıvanın kırmızı çızgıyı aşmasıyla hasta olduğuna karar verip günü yatakta geçırıyor. Oysa ki, 1868 yılında normal ateş sınınnın 37 olduğunu ılerı süren Alman hekim Karl Rheinhold August VVunderlich'ın bu konuda yanılgıya düştuğü sanılıyor. Colorado Ünıversıtesı'nden Dr. Phllip Mackovviak, VVunderlich'ın çalışmalarına saygı duyduğunu, ancak termometrı alanındakı son teknolo|ik gelışmelerin, "normal" ateşin daha yüksek olduğu ve gün boyunca farklılık gösterdığı yolunda bulgular ortaya koyduğunu belırtıyor. Buna göre, sabahları 37.2, akşamları ıse 37.7'lik bir ateş "normal" sayılıyor. Mackowıak'ın bu buluşunun, zaten hastaların ateşını ölçmek gibı bir kaygısı olmayan, gunumüz hekimlerını pek fazla etkilemeyeceğı sanılıyor. Hastanelerde uygulanan düzenlı ateş olçme ışlemının bıle, amelıyatlı hastalar dışında, gereksiz bir zaman yıtımı olduğu düşünülüyor. Hipokrattan bu yana, ateşin tanı koymada can alıcı bır ışlevi olduğuna ve kişiye yarar sağladığına inanılıyordu. Hipokrat en ölümcül hastalıkların kendilerıni sürekli ateşle belh ettıgını savunmuş, farklı hastalıklarda ateşin izlediğı dalgalanmaları ıncelikli bir biçimde araştırmıştı. Elde ettiği farklı Hastalarda ateş korkusu, ateş fobisi, ateşin yararızararı ve normal vücut sıcaklığı üzerine bulguların yerını sonradan bakterıyolojık yontemler almış, hastalığa neden olan organızmaların anında saptanması olası kılınmıştır. 17. yy'da yaşayan Tommy Sydenham ıse, ateşi, düşmanların yok edılmesı ıçın doğanın ınsana bağışladığı güçlü bır motor olarak tanımlar. Bırçok hastalığın, yüksek ateş ve terleme nöbetlerınin görüldüğu bır dönemden sonra iyileştiği birçok hekim tarafından hayretle gözlenmiş ve bır süre hastalara ateşle sağaltım denen, yapay olarak ateşin yükseltildığı bir yöntem uygulanmıştır. Julius VVagner Jauregg bu yöntemi daha da ılerı gotürerek hastalarına sıtma mıkrobu aşılamaya kadar gitmiştir. Yöntem, hastaların yarısının yaşamını yitırmesine yol açmakla bırlıkte Jauregg'ın Nobel Tıp Ödülü'nü. almasını engelleyememıştır. Derken antibıyotikler hızla bakteriyolojının yerini almış, hekimlerın termometre kullanma ahşkanlıkları doğal olarak yok olmaya başlamıştır. 10 yıl önce Amerikalı çocuk hastalıklan uzmanı Barton Schmltt, yüksek ateşi ciddl bir hastalığın göstergesı sanarak yersız panığe kapılanlar ıçın "ateş tobmi" tenmını üretti. Kısa aralarla çocukların ateşini ölçen ana "Ateş fobisi" babalann olayı daha karmaşık duruma soktuklannı belirien Schımıtt, böyle bır yaklaşımdan uzak durmanın çok daha yarariı olacağı kanısında. Dahası, elını alnına koyup sıcak bulan anababa hemen çocuğun ağzına bir kaşık parasetamol vererek ateşi düşürmeye çalışıyor. Bedenin savunmasında ateşin gerçekten de etkili olduğu düşünulürse, bunu aspirin ya da parasetamolle düşürmeye çalışmak ne denli doğru olur? Ancak, bu tür ateş düşürme yöntemlen bugüne dek olumsuz bir sonuç yaratmadı Üstelik, metabolizmanın bozulması ve sıvı yıtimi gıbı yüksek ateşten kaynaklanan sorunlar insanın yaşamını tehlikeye düşürebilir. Ateşle sağaltım yöntemi kimı koşullarda olumlu sonuç verebilır, ama yüksek ateşe yol açan mikropların ateşin yükselmesınden hemen hemen hiç etkilenmedığı kesın. Durum böyle olunca, hastalıkta ateşin yarariı olup olmadığı sorusuna kesin bır yanıt vermek henüz olanaksız. (Kaynak Indapendentru) 3706
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle