Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
DOĞA VE YAŞAM BİLİM DÜNYASINDAN Cahit Arf'e bilim nişanı Pieterburen Fok Hastanesi'n de başan ile büyütülen öksuz fok yavrulan VVadden Denizi'nde doğaya geri salınırken... Ünlü matematikçimize, Fransa'da bilim adamlarına verilen en yüksek nişan olan "Commandeur de l'Ordre des Palmes Academiques" verildi. Cahit Arf 84 yaşında ve pırıl pırıl çalışan bir matematikçi beynine sahip. Haftada bir gün hala Gebze'ye, Marmara Araştırma Merkezi'ne gidiyor ve orada yıllarını geçirdiği odasında çalışmalarını sürdürüyor. Arf'i öğle yemeklerinde MAM'ın kantininde, elinde tabldot tepsisi, yemek kuyruğunda görebilirsinız. Bilimi hayat tarzı olarak yaşayan Cahit Arf TÜBİTAK bilim ödülü, Parlar Vakfı Bilim, Hizmet ve Onur Ödülü, Seha Meray ödülü vb. sahibi. Türkiye Bilimler Akademisi onur üyesi. Çeşitli üniversitelerden onur doktoralı. Cahit Arf'e şimdi de 5 Şubat'ta Istanbul'da "Fransız Sarayı"nda düzenlenen ve önde gelen bilim adamlarımızın da katıldığı törende, Fransa Büyükelçisi François Dopffer tarafından, Türkiye ile Fransa arasındaki bilimsel ilişkilere katkısı nedeniyle "Commandeur de l'Ordre des Palmes Academiques" ödülü verildi. Arf, lisenin son sınıfında gittiği Fransa'da, biraz da Türklerin de iyi bir matematikçi olabileceğini kanıtlamak için Ecole Normale Superior'de matematik okudu. Asıl ününü ise Almanya'da yaptı. Göttingen'deki doktora çalışmalarında, doktora hocasının adıyla birlikte anılan HasseArf teoremini geliştirecek ve klasik kitaplara geçecekti. Daha sonra matematiğe katkılarına "Arf envaryantı", "Arf Kapanışı", "Arf Halkalan" veya "Arf Teorisi" eklenecekti. Cahit Arf bir yandan çalışmalarını sürdürürken, sık sık da okullarda ezberci eğitime karşı öğrencileri, genç beyinleri uyarıyor ve gençleri araştırmaya, sorular sormaya, merak etmeye teşvik ediyor. Matematikçi Gündüz Ikeda Cahit Arf'ın kişiliğini tanımlarken şöyle diyor: "Tek tük problemler üzerinde, yani merak ettiği problemler üzerinde çalışanlar var. Şöyle anlatayım: Bazı dağcılar için Himalaya'lara çıkmak pek bir şey ifade etmese de, 'kimse tırmanmamış', denildiğinde birden heveslenirier. Bu, birinci tip matematikçiler için de geçerli. Çözülmemiş problemler onlar için dayanılmaz bir çekiciliğe sahiptir. Bir de, genel bir sistemi ele ala duyarlı olmasıdır. Bu durumda Ulusal Fok Komitesi'nin çalışmaları ve bir fok koruma stratejisi dahilinde Türkiye'de taşınabilen portatif bir kurtarma ünitesi (1 ya da 2 fokluk havuz, balıkların yem amacıyla korunması için gerekli derin dondurucu, gerekli veteriner malzemeleri vs.) kurulabilir. Hasta veya öksüz fok vakaları seyrek olsa bile hemen her yerden istihbarat gelebileceğınden, böyle bir kurtarma merkezinin portatif olması gerekliliği vardır. Merkezin portatif olması aynı zamanda götürüldüğü bölgede ilgili ve gönüllü yöre halkının da ilkyardım ve bakım konularında eğrtilmesine olanak sağlayacaktır. Ancak böyle bir taşınabilir bakım ünitesinin verimli bir şekilde hayatiyete geçirilmesi, yaralı veya öksüz yavru fokların hemen ilgili örgütlere haber verilmesi ile gerçekleşecektir. Bu da tüm Türkiye kıyılarında iyi bir haberleşme ağı kurmakla sağlanacaktır. Konu ile ilgili olarak Akdeniz Foku yavrusu hakkında kısaca bilgi vermekte fayda var. Doğduklarında yaklaşık 100 cm. boyunda ve 20 kg. ağırlığındadır. Renkleri koyu kahverengi ve siyah olup karın bölgesinde büyük bir beyaz leke mevcuttur. Yavrunun tüyleri 1.01.5 cm. uzunluğunda yumuşaklı ve havhdır. (Erginlerin tüyleri 0.5 cm. uzunluğunda olup daha serttir). Yaklaşık 6 haftalık olduklarında, tüyleri dökülerek sırtta açık kahverengi ve karın kısmında altın sarısı yeni bir morfolojik özelliğe sahip olurlar. Karınlarındaki beyaz leke tüylerin dökülmesinden sonra bazı bireylerde yokulurken, bazılarında ise aynen kalabilir. [4] öncelikle karşılaştığınız yavru fokların öksüz olup olmadığına iyice emin olmalısınız. Çünkü öksüz değilse, annesinden ayırdığınız için yavru fokun istemeden ölümüne neden olabilirsiniz. Sahile vurmuş veya açık denizde tek başına yalnız dolaşan ve yukarıdaki tanıma uyan yavru foklar için yapılması gerekenleri şöyle sıralayabiliriz: 1. Yavruyu sadece yüzgeçlerinden ve kuyruğundan başaşağı tutmayın. Yan sayfadaki fotoğrafta göruldüğü gibi tutulması Yavru Akdeniz Foku istihbaratı alırsanız... gerekmektedir. Yavru sakin değilse başına nefes almasını engellemeyecek şekilde bir havlu atarak hayvanı hareketsiz hale getirebilirsiniz. 2. Kalabalıktan ve gürültüden korktukları için stres ve şok altına girebilirler.Bu yüzden mümkün olduğunca sessizlığin sağlanması gerekmektedir. 3. Üstü açık büyükçe bir sepete koyulabilir. 4. Kesinlikle yüzmeleri için zorlanmamalıdırlar ve hatta yüzmelerine izin verilmemesi gerekmektedir. 5. Fokların yapısı itibariyle serinlemeye çabuk ihtiyaç duyarlar. Bu yüzden yavru fokun arka yüzgeçlerini belli sürelerle ıslak havluyla sarılması ve ayrıca üstüne hafiften su serpilmesi gerekir. 6. Foka kesinlikle hiçbir yiyecek verilmemeli veya zorla bir şey yedirilmemeli ve ya içirilmemelidir. 7. Eğer foku bulduğunuzda yalnız iseniz yukardakilere riayet ettikten sonra hemen aşağıdaki telefonlara müracaat ediniz. Yalnız değilseniz bir kişi gerekli işlemleri yaparken diğer kişi hemen verilen telefonla acilen durumu haberdar etmeli. [5] Ayrıca ölü ve yaralı fok bulduğunuzda aynı telefonlara acilen haber vermeniz durumunda, ODTÜSAT/AFAG ekip olarak en kısa zamanda size ulaşacaktır. Irtibat telefonları FOÇA Akdeniz Foku Pilot Projosi Bürosu Tel ye Fax: 0.232. 812 30 62 ODTÜSAT/AFAGAnkara Tel: 0312 490 85 67 Kaynakça [1] Avella, Fransisco J.. Reflectıons About The Dıspersıon of Conservatıon Inıtiatıves Concernıng The Medıtferanean Seal (Monachus monachus), 1986. [2] The rehabılıtatıon of an orphaned Medıterranean monk seal (Monachus monachus) ın the National Marıne Park of the Northem Sporades, Greece, SRRCHSSPMS 1991 [3) The rehabılıtatıon of two newborn Medıterranean Monk Seals (Monachus monachus) ın the Seal Rahabılıtatıon and Research Center (SRRC) in Pieterburen, The Netherlands, SRRC, January 1990 [4] Ronald K., Healy P.J , The Monk Seal (Monachus monachus), Mammals ın the Seas, Volume 4, FAO and UNEP, 1982. [5] SRRC (PıetrburenHollanda)'de sürdurülen "Fok llk Yardım ve Bakım Eğitimi" Notları, Temmuz 1993. * ODTÜ Sualtı Topluluğu I Akdeniz Foku Araştırma Grubu (ODTUSAT/ AFAG/ ODTÛ Blyoloji Bölumü 4. sınıf öğrencisl rak çalışanlar, bu sistemi nasıl karakterize edeceğim, benzer sistemler olduğunda bunları nasıl ayırtedebilirim, diye düşünenler var. Cahit bey bu ikinci sınıfa giriyor" (*). Prof. Turgut Önder, ODTÜ'de Cahit Arf'ın derslerinden neler aldığını şöyle anlatıyor: "Cahit bey'in her zaman anlatmaya çalıştığı şey, her matematiksel teoremin arkasında bir fikir olduğudur. Tesadüflerle kurulmuş, sınamayanılmayla bulunmuş şeyleri pek sevmezdi. Ondan aldığım en önemli şeylerden biri buydu, bir şeyi önceden keşfetmeye çalışmak. Bu, başanlı matematikçilerin genelde benimsedikleri bir şey; ama ben bu fikri Cahit bey'den almıştım. Ondan öğrendiğim ikinci şey ise o sıralar pek meraklı olduğumuz, soyut ispatların hayatla ilişkisini kurmaya çalışmak oldu. Somut üzerine eğilmemizi, daha sonra soyutla birleştirmemizi isterdi. Nitekim, doktora için Berkeley'e gittiğimde bunun ne kadar önemli olduğunu anladım. Birisi bir seminer verdiğinde ilk sorusu şu olurdu: Bunu neden yapıyorsun?" (*) Arf, 1960 yılında yazdığı "Matematiğin Şiir Yönü" başlıklı yazıda şunları belirtiyordu: "Bence matematikte anlamak denilen şey, çoşkuyu içeren bir ruh halidir; o ruh haline erişmek, dinlediğimiz veya okuduğumuz teoremin estetik unsurunu sezmek demektir... Matematiğin de müzik gibi kompozitörleri, virtüözleri vardır. Kompozitörler teorileri kuranlar, virtüözler de teorileri söylediğim manada anlayarak, hissederek ifade edebilenler, hissettirebilenlerdir". Cahit Art'e daha uzun ömürler ve uzun soluklu çalışmalar. (')Tübitak "Bilim ve Teknik", sayı 315. 3617