27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

BİLİM FELSEFESİ Karl Popper'in yanlışlamacı bilim Bilim felsefecisi Karl Popper'in iki temel konuda görüşleri ve eleştirisi üzerine... Giirol Irzık* özlem ve deney yoluyla doğrulama, belgeleme ya da benzerı bır temellendırmeye(1) dayanmayan bır etkınlık bılımsel nesnel ve rasyonel olabılır mı? Karl Popper'in yanlışlamacı felsefesı bu soruya cesur bır "Evet1" yanıtı vererek adeta sıhırlı bır anahtar gıbı hem sınır problemını, hem de David Hume'dan berı felsefecılerı uğraştıran tumevarım problemını çozduğu ıddıasındadır Nıtekım Popper da en çok bu ıkı problemı çoz mekle övunur O nedenle, Popper'ın bılım felsefesıne gırış amacı taşıyan yazımızın çerçevesını bu ıkı problem oluşturacaktır Yer azlığı nedenıyle Popper'in toplum bılımlerı hakkında goruşlerıne başka bır yazıda ele alacağız G bır erdem değıl kusurdur, mumkun hıçbır olayla çurutulemeyen, her olayı açıklayabılen bır kuram dunya hakkında bıze hıçbır şey soylemez, dolayısıyla bılımsel olamaz Oysa ampırık ıçerığı zengın bır kuram yanlışlanmış bıle olsa bıhmseldır Kepler'ın Newton'ın kuramları buna lyı bırer ornek oluşturur Bilimsel yöntem ve tümevanm problemi Bır kuramı bılımsel kılan nedır, ampırık bılımlerı sahtebılımlerden ve metafızıkten ayıran bır blçut var mıdır soruları sınır problemını oluşturur Popper'e gore bu problemın çok basıt bır çozumu vardır Sınanabılır, yanlışlanabılır, ya da çurutulebılır (Popper bu terımlerı eşanlamlı kullanır) kuramlar bılımseldır, bu olçute uymayan kuramlar bılımsel değıldır Bır kuramın [ya da hıpotezın) yanlışlanabılır olması ıçım ampırık ıçerığe sahıp olması gerekır Kuramın ampırık ıçerığı ne kadar fazlaysa, evren hakkında o kadar çok şey soyler, onu yanlışlama potansıyelıne sahıp onermeler kumesı o kadar zengın, kuramın yanlışlanabılırlık Bilim adamları Popper'i ciddiye alsalardı derecesı o kadar ellerinde tek bir kuram bile kalmazdı... yuksek olur örneğın, Nevvton'ın ku Yine de bilimsel düşüncenin özünde eleştirel Sınır problemi Tumevarımcı felsefeye gore bılımın yontemı tumevarımdır Bılım gozlemle başlar Duyudeneyımlerımıze dayanarak formule ettığımız gozlem onermelen bılım ıçın sarsıJmaz bır temel oluşturur llk aşamada, bılım adamı olayları hıçbır onyargıya kapılmadan gözler, sınıflandırır, sonra da tumevarımsal çıkarım kurallarını uygulayarak genellemelere, yasalara, kısaca bır kurama varır Ikıncı aşamada kuram, gozlem ve deneye başvurularak tumdengelımle sınanır Sınama sonucu olumluysa kuram doğrulanmış ya da doğru olma olasılığı artmış, yanı belgelenmış demektır Popper bu tumevarımcı bılım anlayışını şıddetle eleştırır Bır kere, Hume'un da gosterdığı gıbı tumevarım mantıksal açıdan geçerlı değıldır Genellemeye temel oluşturan gozlemler ne kadar çok ve çeşıtlı olursa olsun, henuz gozlemlemedığımız bır olgunun genellemeyı çurutme olasılığı hep vardır Ikıncısı, elımızde bır kuram ya da hıpotezın yol gosterıcılığı olma ve geçerlılığı su goturmez Popper bılımın gozlemle değıl bılımsel problemlerle başladığını soyler Bılımsel problemler, genellıkle, yerleşık goruş ya da beklentılerımıze ters duşen olaylardan, bırbırlerıyle ılışkısı yokmuş gıbı gorunen olayları bırleştırme çabasından, kımı olayları da daha derınlemesıne açıklama kaygısından doğaıiar Bı lım adamı ele aldığı problemi çozmek ıçın sınanabılır bır kuram ortaya atar ve kuramını deneysel olarak sınar Deney sonucu olumluysa yenı bır probleme yonelır kuramını yenıden sınar, herhangı bır aşamada deney sonucu olumsuz çıkarsa kuram yanlışlanmış sayılır, yenı bır ku"m arayışı başlar ve bu boylece surup gıder Bılımsel etkınlığı uç beş cumleyle özetleyen bu goruşlenn sıradanlığı okuyucuyu sıkabıhr Ama bu göruşler Popper'in tumevarımı reddı ıle bırlıkte alınınca ortaya çok çarpıcı bır tablo çıkar çunku Popper'a göre olumlu bır değıl bın deney sonucunun bıle kuramı destekledığı soylenemez Deney sonuçlarının kuramları mantıksal açıdan desteklemelerı (doğrulamaları, belgelemelerı, vb) mumkun değıldır çunku yarın başka bır deneyın kuramı çurutemeyeceğının hıçbır garantısı yoktur O nedenle derey sonuçlarının onemı kuramları sadece çurutebılır olmasında yatar Sınama sonucunda yanlışlanamayan kuram "kuvvetlendırılmış" (corroborated) olur Kuvvetlendırmenın doğrulama, belgeleme, ya da destekleme gıbı kavramlarla hıçbır ılgısı yoktur Bır kuramın kuvvetlendırılmış olması demek, sadece ve sadece henuz çurutulememış olması demektır Kuvvetlendırme kuram hakkında bunun dışında olumlu hıçbır şey soylemez Bılımsel yontem "cesur" kuramlar ortaya atmak ve onları "acımasızca" sınamaktan ıbarettır Bır kuramın cesur olması demek ampırık ıçerığının yuksek olması ve o anda aynı alandakı mevcut: yerleşık kuramlara ters duşmesı demek tır Sozgelımı Kopernık'ın 16 yuzyılda ortaya attığı Guneşmerkezlı model yöntemıne gore son derece cesurdu ,çunku Dunya'nın evrenını merkezınde hareketsız durduğunu ıddıa eden kuramlar açısından en beklenmedık, en az muhtemel sonucunun sınanmasını anlıyoruz Buna guzel bır ornek olarak 1818'de, Fresnel'ın ışığın dalga olduğunu ıddıa eden kuramından Potsson'un çıkarsadığı sonucu verebılırız Buna gore saydam olmayan bır dısk, bır tarafından bellı bır şekılde aydınlatıldığında, obur tarafında, dıskın tam merkezının karşısında parlak bır nokta gozlenmelıdır Boylesı bır so nuç o donemın en gozde kuramı olan ışığın parçacık kuramından beklenmeyen çok şaşırtıcı bır sonuçtur "Cesur kuramlar ortaya at, acımasızca sına!" Popper'in sloganı budur ve alıtında ancak ve ancak hatalarımızdan oğrenebıleceğımtz ınancı yatar Bır kuram ya doğrudur ya da yanlış Tumevarım mumkun olmadığına gore bır kuramın ne doğru ne de muhtemelen doğru olduğunu asla söyleyemeyız oysa kuram yanlışsa yanlış olduğunu sınamayla pekala oğrenebılırız kuram ne kadar cesur olur ve ne kadar acımasızca sınanırsa, yanlışlığı o kadar kolay saptanabılır Zaten bı lımsel ılerleme dedıgımız şey de yanlış kuramların elenmesıdır Yanlışlarımızı eleye eleye doğruyu arar dururuz, bulduğumuzdan hıçbır zaman emın olamasak bıle Popper ın felsefesınde boylesı bır anlayış, bılımın nesnellığını ve rasyonellığını kolayca açıklar Bılım sel nesnellık ve rasyonellık bılımsel eletırıden kaynaklanır Bılımde eleştırının en önemlı oğesı sınamadır. Yeterlı bılgı ve donanıma sahıp herkes bu sınama etkınlığıne katılabılır Bılımsel nesnellık oznelerarası sınanabılırlık demektır Bılım yıne bu sayede rasyonellık kazanır Sınama sonucunda çurutulen kuramları bır kenara atmaktan, henuz çurutulemeyen kuramlara ıse yenıden sınamak uzere ıhtıyatla sarılmaktan daha rasyonel ne olabılır? yanhşiana düşüncenin yattığı gerçeğini 2O.yüzyılda ,nk,nde^esl hiçbir felsefeci, Popper kadar coşkuyla daha yuksektır Newton kuramının potansıyel yanlışlayıcıları, Kepler'ın kuramının tersıne, gezegenlerın konumlarına ılışkın gozlem onermelerınden ıbaret değıldır Gelgıt olaylarına, sarkaçların salınımlarına, duşen cısımlerın hareketlerıne ılışkın dığer onermeler de Newton kuramını yanlışlayabılecek potansıyele sahıptır Öte yandan, Popper'a gore astrolo)i tıpık bır sahtebılımdır çunku sınanabılırlık derecesı sıfırdır Popper Marx'ın tarıh kuramı ıle Freud'un kuramını astrolojıyle aynı kefeye koyar, çunku onun gozunde Marksıstler ve Freaudçular, kuramlarını çeşıtlı ad hoc hıpotezlerle yanlışlanmaktan kurtarmayı hep başarırlar ve her olayı kolayca açıklarlar (Bır hıpotezın ad hoc olması demek başarısız ondeyılerını açıklamanın otesınde bağımsız bır bıçımde sınanabılır olmaması demektır) Oysa bır kuramın hemen hemen her olayda doğrulanabılır olması o kuram ıçın dan ışımıze yarayacak gozlemler yapamayız Bılım adamı dunyaya hıçbır zaman boş bır kafayla bakmaz Tersıne, kafasında onceden var olan hıpotezlerı dunyaya empoze eder, olayları kuramsal beklentılerı doğrultusunda algılar ve yorumlar Dolayısıyla tumevarımla gozlemlerımızden bır kuram çıkarsanabıleceğı duşuncesı boş bır hayaldır Uçuncusu, gozlemlerımız de zaman zaman bızı yanılgıya duşurebılır Yanılgılarımızın nedenlerı ve duzeltılmelerı çoğu zaman ancak kuramsal bır çerçeve ıçınde mumkundur Popper'e gore deneylerımız ve gozlemlerımız dunyaya empoze ettığımız hıpotezlerı pekâlâ yanlışlayabılır Bılımsel yontem dedığımız şey de zaten ortaya attığımız hıpotezlerı sınayarak yanlışlamaya çalışmaktan ıbarettır Bır tek karşıornek bıle genel bır hıpotezı yanlışlamaya yeter kı bu da tamamen tumdengelıme dayanır Popper yukarıda çok kaba olarak ozetledığımız goruşlerınde acaba haklı mı? Kanımca Popper sınır problemını one çıkarmakla onemlı bır meseleye dıkkatımızı çekmıştır ve çozumunde özunde haklıdır Sınanabılır olma tek başına bılımsellığın yeterlı bır olçutu değılse de kuşkusuz gereklı bır koşuludur Sınır problemi salt kuramsal değıl, pratık açıdan da son derece onemiıdır Sozgelımı, okullarda "bılım" adı altında neyın oğretılıp oğretılemeyeceğı bu problemın kapsamına gırer ve nıtekım Amerıka'da Hırıstıyan Yaratılış Efsanesı'nın bılımsel olduğu ıçın okullarda Darvvıncı evrım kuramıyla bırlıkte okutulması gerektığı ıddısı, bılım felsefecılerının de tanık olarak dınledığı çarpıcı bır dava konusu olmuştur Kaderın şu garıp cılvesıne bakın kı Yaratılış Efsane sı'nın bılımsellığını savunan koktendıncıler Darvvıncı evrım kuramına saldırırken en buyuk desteğı Popper'da bulmuşlardır; çunku Popper'a gore bu kuram sınanabılır olmadığı ıçın bılımsel değıldır' Bılımsel hıpotezler ortaya at Eleştiriler
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle