Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BİLİM DÜNYASINDAN HABERLER Çöpten elde edilen servet 1990'nın "Dünya Yıh" olarak kutlanmasının üzerinden tam 4 yıl geçti. Yıl boyunca düzenlenen etkinliklerde şarkılar söylendi, çevre korumacılığına ilişkin sergiler açıldı, vahşi doğanın korunması amacıyla alınması gereken önlemler dile getirildi. Derken 1992'de Rio'da Dünya Zirvesi yapıldı. Tıirn gelışmış ve gelişmekte olan ulkelerin devlet başkanları zirvede jyı nıyetlerını dile getirdiler, alınması gereken ortak eylemleri saptadılar. Ne var ki, bu iyi niyetli girişimler henüz ürün verecek olgunluğa erişmedı. 1990'da alınan kararların başında, kullanılmış maddelerın yeniden kullanıma sokulması geliyordu. Torunlarına temiz bir dünya bırakma sorumluluğunu yüklenen duyarlı insanlar kullanılmış kağıtları, içki şişelerini, konserve kutularını ayırıp özel kaplara boşaltmaya başladı. Önceleri para etmeyen bu atık maddelerin son yıllarda büyük değer kazandığı Izlenıyor. Çöplerın yeniden değeriendirilmesi için geliştirilen teknolojiler kârlı bir sanayinin ortaya çıkmasına yol açıyor. Dolayısıyla atık maddelerin hammadde olarak kullanılması, bu maddelerin fiyatlartnda çok büyük artışlar meydana getiriyor. Örneğin, ABD'de geçen yıl tonu 20 dolar olan eski gazete kağıtları, 90 dolara fırladı. Bürolarda kullanılan eski kâğrtların tonu ise 15 dolardan 85 dolara çıktı. Çöplerın içinde en istenmeyen madde olan plastikler de değerleniyor. Plastiklerin değer kazanmasının en önemli nedeni, bu yıl Çin'deki pamuk rekoltesinin çok düşük düzeyde gerçekleşmesı. Dünyanın en büyük pamuk üreticilerinden bırı olan Çin'in tekstil sanayiıne ihtiyacı olan pamuğu sağlayamaması üzerine sanayiciler pamuk yerine kullanacakları alternatif hammaddelerin peşine düştüler. Dolayısıyla eski plastik kapların özel bir işlemden geçerek pamuğu çağrıştıran bir nitelik kazanmasıyla plastik atıklar birdenbire bulunmaz bir "nimet" haline geldi. Geçen hafta New York'ta açılan bir tekstil fuarında, plastik şişelerden elde edilen dokuma maddesinden yapılan iç çamaşırları ve giysiler sergilendi. Fuarı gezenler, plastikten üretılen giysilerin doğal görünümü karşısında şaşırmaktan kendilerıni alamadılar. Eski cam şişeler de piyasada aranan hammaddeler sınıfına giriyor. Toz haline gelinceye dek ögütülen şişeler, sonradan şekillenerek yeniden şişe olarak (sarap şişesi gıbi) kullanılıyor. Los Angeles Katı Atık Yönetım Bürosu Başkanı Joan Edwards katı atıkların bu yıldan başlayarak son derece verimlı bir şekilde kullanıma sokulduğunu kaydedıyor. Bütün bu olumlu gelişmeler atık toplama konusunda çeşıtli merkezlerin ortaya çıkmasına yol açıyor. 1980 yılında ABD'de 600 merkez kâğıt ve şışe toplarken, bugün bu sayı 6.600'ye çıkmış bulunuyor. Benzer şekilde atık kâğıtlann çevirim oranı Ingiltere'de yüzde 35'e, ABD'de yüzde 40'a, Japonya ve Almanya'da yüzde 50'ya ulaşıyor. Kullanılmış maddelen yeniden kullanılır hale getirme konusunda başı Almanya çekiyor. Yerel belediyelerie ışbırlığı yapan şırketler, gerek atıkların toplanmasında gerekse değerlendınlmesinde son derece verimlı bir işbirliği sergiliyor. Ancak, "Ikili Sistem" adı verilen bu yöntemin işleyişinde bazı sorunlar da ortaya çıkıyor. Bu sorunlann başında çöp toplayıcılannın ayınm yapmadan tüm çöplerı toplamaları geliyor."Çöpçüler eski piyanodan, kedi cesetlerine dek önlerine ne gelirse topluyorlar" dıyen, sistemin sözcüsü Gunner Sohn yeniden kullanılması şimdilik düşünülmeyen çöpleri yok etme konusunda epey zorluk çektiklerini itiraf edıyor. ABD'de de özel şirketler Alman meslektaşlan gibı atık ışlemınden büyük kariar elde edıyortar. Özellıkle kâğıt ışinde büyük paraların döndüğünü açıklayan kâğıt sanayi sözcüsü Pete Grogan atık kâğıtlann değerlenmesı için uzun vadeli yatırımların gerektiğinı ileri sürüyor. Çevirim işlemının son yıllarda önem kazanrriası ve kârlı bir sanayi dalı haline gelmesı, her şeyin yolunda gıttığı anlamına gelmiyor. Fabrika sahiplerı daha ucuz olduğu gerekçesı ile hammadde olarak bâkir maddeleri tercih ediyor. Dığer taraftan insanların pek çoğu, çöplerıni ne şekilde toplayacakları doğrultusunda resmı organlar tarafından uyanlmaktan hoşlanmıyor. Son olarak, geri çevirim ışlemlerinin pahalı olması caydıncı bir rol oynuyor. Bazı durumlarda geleneksel yollarla imha edilen çöpler, çöp ayıklamaktan daha ucuza geliyor. Gelişmekte olan ülkeler dünya nüfusunun yüzde 20'sini banndırmakla birlikte dünyadaki kâğıt tüketimınin yüzde 80'ini, plastik yapımında kullanılan petrol tüketiminin de yüzde 75'inı gerçekleştiriyor. Bu ülkelerdeki sanayinin kullandığı hammaddelenn pek çoğu gelişmekte olan ulkelerin yerüstü ve yeraltı kaynaklanndan sağlanıyor. Gelışmış ulkelerin gelişmekte olan olan ulkelerin doğal kaynaklannı tüketmesi, gelışmış ulkelerin yukümlülük altına girmesini zorunlu kılıyor. Bu yükümlülüklerin başında atıkların yeniden kullanıma sokulması ve üretım ve tüketım asamasında atık düzeyinı en aza indirgeme geliyor. Hükümetler, kağıt ve plastik ambalaj tüketimini azaltmak amacı ile özendıricı önlemler alıyor. Bu çabalar sayesinde Almanya'da ambalajsız ürün satışı giderek yaygınlık kazanıyor. Örneğin tüp içındeki dış macunlan karton kutusuz satılıyor.(r.o.) İki kadeh içki faydalı Aşırıya kaçmamak kaydı ile içkinin zararlı olmadığı, hatta fayda sağladığı ileri sürülüyor. Yine de WH0 (VVorid Health OrganizationDünya Sağlık örgütü) şu uyanyı yapıyor:"Ne kadar az içki içerseniz, o kadar iyi". WHO, içkinin zararlarına dikkat çekmek ve alkol bağımlılanna yardımcı olmak amacıyla, son günlerde Zaraıiı Alışkanlıklara Son Programı'nı başlattı. Program sorumlusu Hans Emblad , alkolün kalp hastalıklarına etkisi konusuna değinerek, şunları söylüyor:"Va/n/zca çok küçük miktarda alınan alkol, kalp krizi riskini azaltır. Hiç içki içmeyen bir kişiye göre, her gün düşük oranda içki içen bir kişinin kalp krizi geçirme olasılığı daha düşüktür. Ancak yüksek dozda alınan alkolün yaran yoktur ve günde iki bardağı aşan içki zarar verir." Oxford Üniversitesi öğretim görevlilerinden Sir Richard Doll ve Richard Peto'nun yürüttüğü, içkinin zararlarına ilişkin bugüne dek yapılan en kapsamlı çalışmanın sonuçlan geçen ay yayımlandı. Bu çalışma çerçevesinde 12 bin doktor 13 yıl boyunca izlendi. özetle, günde bir iki kadeh içen deneklerin, hiç içki içmeyenlere oranla hayatta kalma şanslannın daha yüksek olduğu saptandı. Hans Emblad'ın duyurusu ile Oxford grubunun çalısması benzer sonuçlan içerdiğinden VVHO'nun bilimsel ekibi içki ile kalpdamar hastalıkları arasındaki ilişkinin kesinlik kazandığını, daha ileri araştırmalara gerek kalmadığını ileri sürüyor. Ne var ki Hans Emblad, düşük dozda içkinin zaraıiı olmadığını belirtmekle birlikte, içki propagandası yapmadıklannı şu sözleri ile belirtiyor: "İçki karşıtı görüşü destekleyenler, VVHO'nun içkiyi özendirdiğini öne sürüyor. Biz yalnızca az kullanılan alkolün kalp krizi olasılığını azalttığını tespit ettik. Dolayısıyla sorun, içki üreticilerinden kaynaklanıyor. Gelişmiş ülkelerde içki tüketimi düşünce içki üreticileri gözlerini gelişmekte olan ülkelere diktiler. Bugün bu ülkelerde alkolizm büyük sorun. "Diğer taraftan bir insan kalp krizi riskini azaltmak istiyorsa önce sigarayı bırakmalıdır, daha az yağ yemeiidir ve cimnastik yapmalıdır. Bu ilkelere uyan bir kişinin, bunlann üstüne, risk faktörünü azaltmak için günde bir iki bardak içki içmesi gerekmez." Ancak, bazı araştırmalar Emblad'ın bu son iddiasını çürütüyor. Oengeli bir gıda rejimi uygulayan maratoncuların günde bir iki bardak içki içmeleri kanlanndaki kolestrol oranını düşürüyor. Dolayısıyla maratonculann kalp krizi geçirme olasılıklan azalıyor. Ingiltere'de İçki Sanayii Işverenleri Örgütü'nün sözcüsü George Winstanley, Emblad'ın düşük alkole ilişkin görüşlerine tamamen katıldığını şu sözler ile belirtiyor: "Bugüne dek yapılan 66 çalışma da az miktarda alınan alkolün zarartı olmadığını ortaya koyuyor. Bu nedenle bir iki kadeh içki içen insanların huzursuz olmaları için hiçbir neden yok." (r.o) Meme kanseri geni ve bir öykii Araştırmalar meme kanseri olanların % 10'unun bu hastalığa kalıtım yoluyla geçen bir genin etkisiyle yakalandığını ortaya koyuyor. Bu konuda bir kitap yazan Gayte F«ldman, 40 yaşında ve sekız aylık hamıleyken meme kanserıne yakalandığını öğrenir. Yaşamı boyunca sigara içmeyen Gayle'ın annesinin de 47 yaşında bu hastalıktan öldüğü, anneannesi ve onun annesinın de kanserden yaşamlarını yitirdığı anlaşılır. Gayle araştırmacılar için biçılmış kaftandır. Hastaneye çağrılarak genlerı araştırılır. Genlerin saatler boyu mikroskop altında incelenmesi sonucunda bir meme kanseri geni bulunur. Ikincısı ise bulunmak üzeredir. Gayle ve onun gibiler için bu nasıl bir an4002 lam taşıyor? Kalıtımla geçen bir genın daha sonraki kuşaklarda da kansere yol açabıleceği belirtılıyor. Genin variığının önceden bılinmesi hastalığın erkenden onüne geçılmesi açısından her ne kadar yarariı ise de, kimj kanser türlerinde bu genin varlığı ancak hastalığın ileri aşamalarında saptanabiliyor. Hastalığa yol açan taşıyıcı gene sahıp olanlar "profilaktık (koruyucu) mastektomı" adı verilen bir amelıyatla bu genden kurtulabiliyor. Ancak bu çözüm de "Pandoranın kutusunu bıraz daha aralamaya" benziyor. Zıra sorur) yalnızca o bireyı bağlamakla kalmayıp yakınlarını da tehdit ediyor. Bu konuda kesin çözümün biraz daha fazla çaba, maddı özveri ve zaman harcanarak bulunacağı ümit ediliyor. (r.u.) Gaylo Foldman