Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ÇEVRE DÜŞÜNCELERİ Doğayı kurtarmayı amaclayan Birçok düşünüre göre "çevre doktorlarınıın" önerdiği reçeteler hastayı kurtaramaz; çok daha radikal çözümler gerekli Sargun A. Tont* Beni aydınlattın, ama kendimi hâlâ kötü hissediyorum. ZenBudistAtasözü Zira bu terazi bu kadar sıkleti çekmez. Zlya Paşa hareketlerinden dolayı basında ve telel r vizyonda ilgi görürler. K Amerika'daki çoğunluk çevre sorunlarının radikal yollardan değil, bugünkü düzen içinde çözülebileceğine inanır. Sierra Club, VVilderness Society, Audobon Society gibi dernekler, gerek halkı eğiterek gerekse lobi yaparak meclisi ve hükümeti etkilemeye çalışırlar. Üyeleri arasında Anayasa Mahkemesı yargıçlarından öğrencilere kadar geniş bir kitleyi kapsayan bu kuruluşlar Environmental Protection Act (Çevreyi Koruma . . . düzen gereklidir. Derin Ekologların aha felsefesi oldukça ilginç kaynaklara dayanır: Gandi, Spinoza, Aldo Leopold, Budizm, Gestalt Psikolojisi ve en önemlisi, ekolojik teoriler. Bu akıma göre bütün canlıların doğmaya büyümeye ve yaşamaya hakkı vardır. İnsanlar doğal ortamdan ayrı, özel bir yaratık olarak görülemez Doğada insan yerine, doğayla uyumlu, bütün yaratıkları içine alan doğasal bir bütün duşunmek gerekir. Derın Ekologlar'a göre bu kurallara mantık (reason) kullanarak varılması şart olmayıp sezgi (intuition) yeterlidir. Mantıktan ziyade sezgiye önem verilmesi onları klasik Batı felsefi görüşünden ayırır. Başka ilginç yönleri de, doğa sorunlarının merkezi otoritelerin dışında, halkın içinden kaynaklanan hareketlerle çözülebileceğine inanmalarıdır. Fen bilimlerine karşı değiller, fakat karar yetkisini uzmanların elinden alıp halka verilmesini tercih ederler. (6) Bu belirttiğimiz akımların hepsi getirmek isterikleri yeni düzenlerin demokratik bir ortamda, kaba kuvvete başvurmadan başarılı olabileceğine inanırlar. Ancak, bunlardan başka bir tür olan Ekoteröristler ise, bıçağın artık kemiğe dayandığını, doğayı kurtarmak için tek çarenin kuvvet, gerekirse terör olduğunu savunurlar. Ekoteröristler, kereste şirketlerinin traktörlerini bombalamak, ağaçlara kama gömüp testerelerin kırılmasına yol açmak, balina gemilerini batırmaya çalışmak gibi çeşitli olaylar düzenlerler. Bir peygamber düzeyine yukselttikleri doğa yazar ve filozofu Edward Abbey, "Ben bir çıngıraklı yılan yerine insan öldürmeyi tercih ederim" demekten bile kaçınmamıştır Sayıları çok az olmasına rağmen, düzenledikleri terör işsizlik gibi sorunlar ortaya çıkabilir. Kurtuluş için mahalle ve köy gibi ufak toplumların kendi ihtiyaçlarını, ana ekonomik düzenin dışında, kendi kurdukları tesislerle karşılamaları gereklidir. Devletin görevi, halkı eğitmek ve halkı kendi işlerini kendisinin yapabileceğı bir seviyeye yükseltmektir. (2) Demokratik sosyalist RudoH Bahro Alman Yeşiller'inin filozofu olarak bilinir. Bahro'ya göre çevre, hem kapitalist hem sosyalist ülkeler tarafından kirletilmiş ve sömürülmüştür. Bahro çevre hareketlerinin başarılı olabilmesi jçin çevrecilerin işçiler, feministler ve barış yanlıları gibi kuruluşlarla elbirliği yapmasını önerir. lllich gibi Bahro'da halkın kendi kaderini kendisinin tayin etmesinin en doğru bir hareket olacağını savunur. (3) Amerikalı Murray Boockhin son yıllarda etkisi gittikçe artan bir filozof ve sosyologdur Boockhin'e göre dünya kıtlıksonrası (postscarcity) çağına girmiştir. Teknolojide herkesi rahat geçindirecek potansiyel vardır ve teknolojik gelişmenin ortaya çıkardığı kirlilik teknolojinin akıllıca kullanılmadığındandır. İyi uygulanan bir teknoloji, çevreye zarar vermediği gibi kurtarıcı bir güç de olabilir. Boockhin otoriteden yoksun, herkesin dilediği gibi yaşayacağı, doğaya saygılı bir toplum özlemektedir. (4) Feminfst Ekolojl deyimi ilk olarak Fransız yazarı Francoise d'Eaubonne tarafından 1974'te kullanılmıştır. Ekofeministlere göre, kadınlar tarih boyunca erkekler tarafından yönetilen toplumlarda baskı altında yaşamışlardır. Nufusunun yarısını baskı altında tutan bir toplum doğaya da baskı yapar Bugünkü çevre sorunlarının çoğu, kadınların özellikle sahip olduğu sezgi, bakım ve sentez yapma kabiliyetlerinin toplumlar tarafından göz önüne alınmaması sonucudur. (5) Daha çok entellektüeller arasında yayılan bu akımın ileri gelenleri çevre kirlenmesinin insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini ilk defaoyuna sunanın bir kadın, biyolog Rachel Carson, olduğuna da sık sık dikkati çekerler. Derln Ekolojl (Doep Ecology), Norveçli filozof Arne Naess'ın 1973 senesinde Bükreş'te bir konferansta yaptığı bir konuşmayla başlar. Avrupalı ve Amerikalı aydınlar arasında epeyce ilgi gören bu akımın ileri gelen temsilcileri arasında Wllliam Devall (sosyolog), George Sessions (filozof) ve Gary Snyder (ozan) bulunuyor. Naess'a göre, çevre sorunları gelişmiş ülkelerin kendi çıkarlarına göre düzenledikleri kısa vadeli, yüzeyde kalan çözümlerle ortadan kalkmaz. Yepyeni bir C eçen yıl Brezilya'da yapılan çevre toplantısında doğamızın ne kadar hasta olduğu herkesin gözü önüne serildi. Bu toplantıya büyük küçük her milletin katılması gerçekten çok sevindirici bir olay. Yalnız, iyi niyetler her zaman iyi sonuçlar vermez. Son senelerde gittikçe yayılan ve özellikle Batıda oldukça etkili olm^ya başlayan bazı düşünürlere göre "çevre doktorlarının" önerdiği reçeteler hasta doğamızı ayağa kaldıracak nitelikte görülmüyor; doğanın kurulması için çok daha radikal çözüm yollarına başvurmak gerekmektedir. Memleketimizde çevre sorunları denince, belki de haklı olarak, akla sadece hava ve su kirliliği geliyor. Aşağıda göreceğimiz gibi çevre çok daha geniş bir anlamı kaplar ve bu yazar da dahil birçok düşünürlere göre kirlenme gibi sorunlar ancak geniş bir çevre felsefesinin benimsendiği toplumlarda daha kolfly önlenebilir. Kısaca tanıtacağım bu akımların memleketimizde de tanınıp tartışılmasında büyük fayda görüyorum. lllich'e göre kirleten varlıklar Ekolojik adaletsizliği en etkili bir şekilde ortaya koyan Meksika'da yaşayan Ivan lllich'dir lllich'e göre çevreyi en çok kirleten ve tüketen varhklı kişilerdir, bu gibi insanlar ekonomik güçleri nedeniyle seçme imkanına sahip olduklarından bu etkilerinden en az zarar görürler. Bir fabrika sahibinin kent dışında bir villa tutarak kendi kirlettiği havadan kaçması gibi). Ekolojik sorunların çözümü artık sağsol ideolojilerinde değil, uygulanacak teknoloji türünde aranmalıdır. Doğayı az kirleten, doğal kaynakları en az tüketen teknoloji türü (softtechnology) bugün geniş çapta uygulanan teknolojiye (hardtechnology) tercih edilmelidir. Aksi halde, bu gidişle dünyamız bir nevi hapishane olacaktır. Böyle bir felaketin önlenebilmesi halkın demokratik kurallar içinde idareyi ele alıp nerdeyse kendilerini bir çeşit din adamı zanneden uzmanlarla savaşması gerekir (1) Avusturyalı Andre Gorz şimdi Paris'te yaşamaktadır. Gazeteci olarak hayatını kazanan Gorz özgürlükçü sosyalistir. Gorz kapitalist sistemin ekolojik bir düzenle bağdaşamayacağını savunur. Kâr üzerine kurulan bir sistemde sorunları adaletli bir şekilde çözmek istense bile Kanunu), Endangered Species Act (Nesli Tükenmeye Yüz Tutmuş Canlıları Koruma Kanunu) gibi çok önemli ka 3308