24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OKURDAN BİZE HAFTANIN GÜNDEMİ Yayın = Bilim mi? Cumhurıyet BilimTeknik dergısmin 349 sayısında, sayın Yurtsever ve Karaaslan tarafından hazırlanmış "Universıtelerın Bilim Harıtalan" adlı çalışmayı ılgıyle okudum Emek ve özenle hazırlanmış bu değerlı çalışmayı yaptıkları ıçın yazarları kutlarım Bu konudaki tartışma ortamını canlı tutmak, bılım uretımı konusunda yeterlı kamuoyunu oluşturmak açısından kuşkusuz son derece gereklidır Bır unıversıteden yabancı bilim dergılerınde yapılan yayın sayısının, soz konusu universıtenın bılımsel araştırma duzeyını ne kadar gosterdığı konusunda cıddı kuşkularım var Zaten yazarlarımız da bu konudaki kaygılarını belırtmışler Çahştığım sağlık bılımlerı alanında, uluslararası dergılerde bırkaç tur yayın yapmak olası Bunlar, (a) bellı bir hastalığın nadır gorulen ya da daha once görulduğu bıldırılmemış bazı ozellıklerının ya da daha once denenmemış bır tedavı yontemının bır veya bırkaç hasta ozelınde aktarıldığı vaka sunumları, (b) yazarının dergıde yayınlanan bır yazı veya herhangı bır konudaki goruşlerını aktaran mektuplar, (c) bellı bır konuda yayınlanmış bellı başlı yazıların derlenıp yazarın bakış açısı ıçerısınde harmanlanarak sunulduğu gozden geçırme yazıları, (d) yazarların daha once ızledıklerı bellı bır hasta grubunu ya da uyguladıkları bellı bir tedavı yontemını geriye donuk gozden geçırerek saptadıkları bır veya daha çok ozellık ya da vardıkları bır sonucu tartışmaya açtıkları makaleler ve son olarak da (a) ozgun araştırma yazıları olabılıyor Bunların hepsı uluslararası taramalarda yer alır ve tum bu yazı turlerının konularındakı bılgı bırımıne katkıda bulunduğu açıktır Kuşkusuz hangı turde olursa olsun, uluslararası saygınlığı olan ve konusunda yetkın hakemlerın goruşlerıne gore yazı basan (kı uluslararası taramalarda yer alan tum dergıler bu ozellıklerı taşımayabılıyor) dergılere yazı yayınlatmak bellı bır duzeyın gostergesı Kışısel goruşume gore ozgun araştırmalar dışındaki tum yazı turlerı sadece yazarlarının konularındakı yetkınlık ve ustalıklarını gosterıyor Bu tur yazıları yazmak ıçın bılım adamı olmak. bılımle uğraşmak gerekmıyor Bılımsel haberleşme ıle bılımsel araştırmaların sonuçlarını sunmayı bırbırıyle karıştırmamakta sonsuz yarar var Ancak ozgun araştırma yazıları, bellı bır onermenın, doğru bılımsel yontemlerle test edılmesı sonucu ortaya çıkıyor Işte bılımsel düzeyi, bana gore sadece bunlar gosterebılır özellıkle klınık sağlık bılımlerınde çalışan kışıler ıçın sahıp olunacak bır akademık unvan, maddı manevı bır çok kazanım sağlıyor Kışısel gozlemlerıme gore akademık unvan sahıbı olabilmek için yayın yapmış olmak zorunluluğu getırıldığınden berı herkes birşeyler yayınlamak telaşında ama bu kaygı bılımle uğraşma, bılimsel uretım yapma duşuncesine aynı oranda yansımıyor Akademık unvan dağıtan ustkurulun da akademısyenlerin lyi araştırmacı veya lyı eğıtıcı veya en güzelı de herıkısi birden olmaları konusunda bır kaygı taşıdığını hıç sanmıyorum Bu güne kadar yaptıkları bundan sonra yapacakları hakkında yeterlı fıkır verıyor Butün bunların ışığında, tüm alanlarda ama özellıkle klınık sağlık bılımlerı alanında uluslararası dergılere gırmış yazılarımızın ne kadarının ozgun araştırma yazıları olduğunu ve bunların hangılerının Türkiye'de gerçekleştırılmiş araştırmalara dayandığını saptamayı önerıyorum Unıversıtelerımızın gerçek bılım harıtası ancak boyle ortaya çıkar. Cl'tlk Ter, Dr., Araa. Gör., Psikiyatri ABD, Hacettepe Ünv. Tıp Fak. Kim gözükara? Dalan mı? Sözen mi? İstanbul Anakent Belediye Başkanı Nurettin Sözen, İSKİ davasında suçlu veya kusurlu bulunur mu, bulunmaz mı bilmiyorum. Aklansa bile, ülkemizde çok geçerli yargısız infazın kurbanı olarak kamuoyunda itiharını geriye kazanması, bugünkü koşullarda olanaksız görülüyor. Henüz daha koltuğunda otururken, Sözen'in İstanbul için yeni bir kilometre taşı, çok önemii tarihi bir dönüm noktası olan iki uvgulamasının altını çizmenin zamamdır: 1) Metro yapımmın başlaması ve metroınm üstelık arlık bundan sonra seçilecek hıç bir başkunın durduramayacağı vevcı vazgeçemeyeceği bir noktaya getırıltnesi, 2) İSKI skandalını bile gölgede bırakacak bir talan dönemınin adamı olan Dalan'm kentin tam içine eden Park Otel pisliğinin temizlenmesi için hukuk savaşını sonuna kadar sürdürmesi ve bu garabete kazmayı vurması. Bu iki olay da kentin tarihinde koskoca iki çentiktır ve öncesi ve sonrası diye anılabilecek niteliktedir. *** tstanhuia, tramvay'ın ortadan kaldırıldığı 1960lardan beri dayatılan hep özel taşıma politikası oldu. Arabalar için veni, daha yeni, büyük daha büyük yollar açma politikası kentin yazgısı haline geldi. Boğaziçi köprüsü ve arkasından Fatih köprüsü de böyle bir anlayışm ürünüydü. Bazı tutucuların bugiin karşımıza "Bunlar Boğaziçi köprüsüne de kurşıydılar!" gibi eskimiş ve geçersiz bır gerekçe ıle karşı çıkmalarınm da bir anlamı yok. Körü körü'ne araba, yol ve köprü düşmanlığınm kent politıkasıyla hiç bir ilgisinin olmadığını, tartışmaları bir yere götürüp doğru çözümler iiretemeyeceğini herkes biliyor. Büyük kentte yaşayan insanlarm araba gereksinimi olsun, çağın araba tutkusu olsun, ekonominin bu sektörde yaşadığı büyüme olsun. kent içi yaşamı kolaylaştıncı yeni çözümleri doğal olarak gündeme getirecektir; yollar da açılacaklır, köprü de yapılacaktır. Ama bütün bunlar kentsel bütünlüğü gözeten bir görüş ve tutarlılık içinde uygulamaya Jconmalıdır. Örneğin toplu taşıma olmadan tüm ağırlığı özel taşımacılığa vermek kent yaşamını çıkmaza sokar. Toplu taşıma, batı ülkelerinde en kapitalist ve en liberal yönetimlerin bile öncelikle gerçekleştirdikleri büyük kent hayatımn en temel ve vazgeçilmez gereğidir. Çağımızda ulaşımın abc 'sidir toplu taşıma. istanbul gibi bir kent bile denizden kopanlmış, iki yaka arasında insanları taşıyacak doğru düzgün bir ulaşım sistemi kurulamamış, karayolu yerine kıyıdan ve denizden yolculuğun altyapısını geliştirecek düşünceler üretilememiştir.Üstelik hurada kasıt bile aranmalıdır! Dalan ve öncekilerinin dayattığı, salt araba ve araba sahiplerinin çıkarlarını ve vaşamını gözten bir politikaydı ve Ortaköy'ü yıkatak, kentin bağrını delip geçecek bir "Dalan Köprüsü" hayaletini de doğuruyordu. Dalan yenilikçi değildi. İstanbul için yenilikçilik ve gözükaralık, kentte ulaşım sorununu temelden çözecek metro yapımıydı. Kenti tarihsel dokusıt ve doğal coğrafi güzelliklerıvle korumak ve gelistırmekti. Bu açıdan olıonlu anlamda gözükara yakıştırması , Dalan'm değil, Sözen'in hakkıdır. Herkesin hakkı kendine. *** Park Otel'in yıkılması ise kentin her açıdan bütünselliğini gözeten doğru bir anlavışm uygulamasıdır. Ayrıca kent politikasında toplumsal bilinç sıçramasınm bir göstergesidir. *** Gelecek cumartesi yeniden birlikte olmak umuduyta, hoşçakalm. Cumhurlyet BİLİMTEKNİK #>No 353 25Aralık 1993 •Basan ve Yayan Yeni Gun Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A Ş •Genel Yayın Yonetmenı özgenAcar •Genel Yayın Koordınatoru Hlkmet Çeünkaya • Genel Yayın Danışmanı Orhan Erinç • Yazı Işlerı Muduru Celal Başlangtç •Yayın Yonetmenı Orhan Bursalı •Grafık Yonetmenı Tıile* Hatdemlr •Reklam: Reha Ifitman 3533
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle