17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

BİLİMİN ÖNCÜLERİ TARTIŞMA kadınlar Koreli dalgıç kadınlar Insan bedeninin özel koşullara uymada olağanüstü yetenekli olduğunu kanıtlıyor. dlplere dalarken bugün allelerlnl beelenmek Içtn kabuklu denlz Mceklerl ya da yoaun topluyortar. Kore ve Japon ya kıyılarında, bazı kadınlar, dördüncü yüzyıldan bu yana, dünyada eşl olmayan N* tür dalgıçlık yap iu kadın blr mekanlk araç gereç kullajımaksırın, aaatte 30 kaz 24,5 metreye kadar derine dalablllr, herdalifta nefealerlni 2 daklka tutablllrter. Kore ve Japonyanın dalgıç kadınları, dalmaya 11 ya da 12 yaşlarında, aığ aularda başlar va bazen 65 yaşlarına kadar dalmayı sürr. Denlz dlblnden yiyecek çıkarmak Içln dalmanın llk temel teknlğl, yardımaız olmaaıdır; kadınlar, aaatte 60 daha yapablllrler. Daha derlnlere yaptlan daliflarda lae kadınlar, kendllerinl dlbe Indiracek bir ağırlık takartar, ayrıca kendllerlni yüzeye çekmek Içln blr yardımcıları olur. Prof. Dr. Ahmed Yüksel Özemre TAEK eskl Başkanı ra kıyaala dlkkat çeklcl fizyolojlk üatünlükler geliftirmlş oldukları aanılan bu kadınları aimdl blllm adamlan Incalamakta... İlimde demokrasi olmaz! lmin ana amacı, toplumun ve devletin refahı, istıkrarı ve bekası değildir İlmin ana amacı ilmi gerçekleri keşfetmekten ibarettır. Bunun kendine özgü ve çok uzun bir tahsil ve deneyim döneminden sonra öğrenilebilen, bir yolu yordamı, bir metololijı, bir mantığı, bir diyalektıği, bir epistemolojisı ve bir de ahlakı vardır. Bilim adamlan arasında 'Imi gerçekleri keşıf ve tespit etmenin yol yordamına, metodolojisine, mantığına, kendine özgü diyalektiğine, epistemolojisine ve ahlakına hâkım olanlann bu gerçekleri keşif ve tespit edebilme imkân ve şansları daha fazladır. ilmi gerçeklerin keşfinden bahsediyoruz; zira ilmi bir gerçek, kendisini ya da etkilerini idrak edenlerin benliklerinin dışında, yani idrak edenden de bu idrakten de ve bunu idrak etmek için yararlanılan (hisler, gözlem ve ölçüm aletleri, aklın ve muhakeme yürütmenin kuralları... ilk gibı) araçların tümünden de bağımsız, onu gözleyip idrak edebilecek akıl sahibi tek bir varlık olmasa dahi var olmaya devam eden bir nesnedir. "idrak edenden bağımsız bir dış âlemin var olduğuna inanç bütün doğa bilimlerınin temelini oluşturmaktır" (A. Einstein: Mein VVeltbild, Amsierdam, Ouerido, 1934). işte bilim adamı bu bağımsız ve temelindeki düzenı değiştiremedığı dış dünyadaki gerçekleri yalnızca keşfe çalışır. İlmi bir gerçek, mılletvekillerınin geçerli şartlara göre vaz ya da değiştırdiklerı kanunların vaz'ına benzer şekilde, parmak kaldırmak ve oy çokluğu elde etmek suretıyle vaz ya da değiştirılemez. İlmi bir gerçeğın ister lehinde ısterse aleyhinde, velev kı hepsi de tlım adamı sıfatında kimseler olsun, bir kısım insanın ızharı reyleriyle ıttifak etmış olması dahi bu ilmi gerçeği ne etkıler ve ne de değiştirır. Eğer ilmi bir gerçeğın haksız yere bile bıle yalanlanması hususunda bir kamuoyu oluşturulmuş ve hatta ittifak dahi sağlanmış olsa sonuç bir ilmi gerçek, bir ilmi sonuç değil, olsa olsa kuyruklu bir yalan olur. ilmi bir gerçeğin bile bile, aksini savunarak basın aracılığıyla ya da herhangi başka bir şekilde propaganda ya da baskı yoluyla bir kamuoyu oluşturmaya kalkışmak yalnızca ilim ahlakına değil genel ahlak kurallarına da aykırıdır. İşte bu görüş açısından ilimde demokrasi yokturl İlmi gerçekler demokratik usullerle ne vaz olunabilir ve ne de iptal edilebilirler! Böyle bir şey hiçbir insanın tasarrufunda değildir! Kamu yönetiminde demokratik usullere hemen herkesin katılabilmesine karşılık, ilmi gerçeklerin araştırılıp keşfinde herkesin ve de özellikle bu işin hasbelkader cahili olanlann fikır beyan etmeye, ahkâm kesmeye kalkışmalarının ilme de, topluma da bir yararı olmadığı gıbı, zararları da sıralanamayacak kadar çoktur. İlim, ancak bu hususta yetenekli olan kımselere öğretitır ve ancak ehllne teslim edilir. I 12 metre derinllkie ok»l|an, kan tarahndan emlldlgl Içln, H11 '• düfer ama akclğerlere okal|en aıkıstırılmı* olduğundan »nlapl oksljen baaıncı, hâlâ bedene oksijen gönderebllecek kadar yükeektlr. Dalmadan önce kadınlar "hiperventllasyon" yaparlar, yanl akclğerlerlndekl oka(|en oranını %14.3'ten %16.7'ye çıkarırlar. Karbon dlokalt oranını Ise %6.2'dan %4'e Indlrlrlar. Hiç korunmasız olarak aü rekll 10 derece suda çalışan Koreli dalgıç kadınlar, yeryüzündeki ötekl ineanlardan çok daha yükaek blr günlük "aoğuk strees'e Yüzeye çıkıldığında basıncın ortadan kalkmaaı, kandan karbondloksldln hızla boşalmaaına yol açar. Bazı hallerde okal|en(n de boaalmaaına yol açar kl bu, beylnde tahribat yapablllr. Nekl dalgıç kadınlar kendl aıriîr larını gayat lyi blllrler ayrıca, olağanüatü büyüklükte akciğer kapaalteal gellştlrmlşlerdir. Bu eşalz "uyum'a, bu kadınların dışında başka hlçblr Inaanda rastlanmamıatır: Ikllm ne oluraa olaun, Inaanın bazal metabollzma oranı aynı En hayırlısı Daha da önemllal, bedende •aı üretmek Içln yağların "yakılması", yanl bazal metabollzma oranları kı« aylarında % 25 kadar yükaellr. "HavuztMt'Meri, bu ötekl Inaanlara oranla daha az ısı kaybettlğlnl göatermlatlr. Belkl de Koreli dalgıç kadınlann en llglnç yetenegl, denlz dlblnde bulundukları surede okai|eni koruma yollarıdır. Zoologlar, au dlbine dalan bazı memelllerln, otomatik olarak belll organlarına glden kan dolaaımını kapattıktarını, böyle c e eaa8 olarak beyinlerine ve j^kalplerlne daha çok oksijen gttmeslnl sağladıklarını blllyorlar. 0 ilektrokardiyoğrânirteatler,blr dalgıç kadının kalp atif larının au altındayken 100 vuruatan 60 vuruşa duştuğünu göatermlştlr. Suyun dlblnde nefealni tutan blr Inaanın kalbt lae yavaalamaz. Domek kl, Inaan bedenl, özel koyullara uymada olağanüatü yetenekli. Bu harika kadınlar da bunu goateriyorl Parmak kaldırmak suretiyle ilmi gerçeklerin yerine kendi vehimlerini nıhai gerçek olarak kabul ettirmek ısteyenlerin foyası er ya da geç, peşinden sürüklediği bütün vahim sonuçlarıyla birlikte ortaya çıkar. Galile'yi mahkum eden, Papa VIII. Urbano'nun başkanlık ettiği engizisyon mahkemesı, kararını demokratik (!) usulle parmak kaldırarak ittifakla verip de güneşte lekeler olmadığına demokratik bir biçimde hükmetmemiş miydi? Katolik kilisesı bu vahim hatanın sorumluluğundan el'an kurtulabilmiş değildir. Bundan dolayı, ilmin gelişmesini gerçek ilim adamlarına bırakmak ve ilmi cahillerın ağzında sakız haline getirmemek, ne kadar demokrasi aşığı olunursa olunsun, ilmin demokratik yöntemlerle değil de kendine özgü bir düzen içınde ilerlediğini teslim etmek en ısabetlı, en hayırlı ve de en temkinli hareket tarzıdır. İlmin ana amacının toplum ve devletin refahı, istıkrarı ve bekası değil de yalnızca ilmi gerçekleri keşfetmek olduğunu belirtmiştik. İlmi gerçeklerin sonuçlarından toplum ve devletin refahı, isttkrarı ve bekası için pratik sonuçlar ve ilim politıkaları çıkarıp bunları en uygun şekilde uygulamanın şorumluluğu ise devletin teknokratlarına ve hükümetlere aıttir. işte resmi karar mekanizmasında, ancak bu sorumlulukların alanı içinde ve mahiyetine uygun biçimde, demokratik usullere başvurmak gerekli ve mümkün olabilmektedir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle