Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ZOOLOJİ Leylekler yazlığa geldi 300 bin leylek iki büyük göç kolu halinde Afrika'dan Avrupa'ya geldi. Derleyen: Murat Arın uvanın yapımında kullanılmak üzere bir dal bulan erkek leylek, havada büyük bir daire çizdi ve sonra gaga darbeleriyle yuvayı hazırlayan dişi leyleğe yaklaştı. Çift, bir süre için yerleşme çalışmalarını bıraktı ve leylekler boyunlarını bükerek selamlaştılar. Aşk, mutluluk ve kastanyetler. Leylekler eski duvarın üstünde flamenko yapmaya başladıklarından beri, köy halkı yaşamın geri döndüğünü biliyor. Göçmen kuşlar olan leylekler, kışı Af Y Leyleklerin Avrupa'ya iki ana göç yolu V DAVRANISBİLİM Aslan avını ensesinden yakalar. Martılar sürü halinde avlanırlar. tsmail Murat Av dünyası rika'da, yazı Avrupa'da geçirirler. Avrupa'yı paylaşan 300 bin leylek iki göç topluluğuna ayrılırlar. Toplam leyleklerin yaklaşık onda dokuzunu içeren doğu grubu, kışı Doğu ve Güney Afrika'da geçirir ve her ilkbahar istanbul Boğazı'nı geçerek Doğu Avrupa ülkelerine yayılır. Batı grubu, Batı Afrika'dan Cebelitarık Boğazı'nı geçerek Batı Avrupa'ya ulaşır. Leylekler Akdeniz üzerinden uçmazlar; kasları pek güçlü olmayan bu göçmen kuşların karada dinlenmeye gere''sınimleri vardır. Leylekler şubat ayırıda kışlama yerlerinden ayrılırlar ve nisan başına kadar Orta Avrupa'ya taşınırlar. Ağustos başından itibaren ise güneye göç başlar. Leyleklerı çiftleşme sırasında görmedikçe erkekle dişiyi ayırmak çok zor, neredeyse olanaksızdır. Çiftleşme öncesinde genellikle erkek dişiyi kendi yuvasını paylaşmaya davet eder. Dişi ley Leylekler çiftleşme sırasında akrobatik hareketler yaparlar. i v "psikolojisi", davranışbilimcilerin öteden beri uğraştıkları bir konudur. Avlanma eylemi dikkatle incelendiğinde, aslında avcının avını "gelişıgüzel" bir bıçimde seçmediği ve hatta avın da işin başından beri "makus talihinin" farkında olduğu fark edilmektedir. Afrika'nın uçsuz bucaksız savanlarında bir aslan antilop sürüsüne yaklaştığında, sürünün içindeki bazı hayvanların ya da bir hayvanın özellıkle huzursuz olduğu ve kendini adeta sürü içinde gözden kaybetmeye çalıştığı görülmektedır. Buna karşın mesela aslana en yakın konumda bulunan bir antilopta benzeri bir huzursuzluk söz konusu değildir. Sankı hangi bireyin avlanacağına hem sürü hem de avcı (aslan) çoktan beri karar vermiş gibidir. Ve aslan birden hızla harekete geçerek hedefini çoktan belirlemiş bir biçimde sürünün ortasındaki huzursuz kurbanına doğru atağa kalkar. Ölüm saatinin gelip çattığını anlayan talihsiz antilop aslanın karşısında iyice paniğe kapılıp kendini kaybeder, avcıya karşı fazla direnmez; artık eylem sona ermiş, gerginlik ortadan kalkmıştır. Avcı ile kurbanı arasındaki bu gizemli ilişki gerçekten ilgi çekicidir. Olayın evrenselliğini, yani avlanan bireyin herhangi biri değil de belirgin biri olması gerçeğinı yırtıcı kuşlar ve güvercinler arasındaki av sahnelerinden örnek vererek gösterebiliriz: Yırtıcı kuş, güvercin sürüsü arasında ilk önce farklı olanı, örneğln gri kuşlar arasındaki beyaz kuşu yakalar, değişik görünüm, bir avlanma nodenidır. Ayrıca yaşlı, hasta ya da küçük bireyler de avcıların tercihleri arasındadır Sürü içinde "göze batmanın" en önemli ipucu, genetık yönden pasif hayvanların çabuk huzursuzlanması ve avcının dıkkatinı çekmesi olabilir. Davranışbilimciler genetik yönden pasif hay A vanların doğuştan eksik yönleri olduğunu ve bunların gözlemciler tarafından uzun vadede anlaşılmasına karşın aynı eksikliklerin yırtıcılar tarafından "anında" fark edildiğini öne sürmekteler. Belki de bu hayvanların huzursuzluğu, kendi "alın yazıları" hakkında birşeyler bilmelerinden kaynaklanıyor. Avcıların öldürme yöntemleri çoğunlukla bir kerelik ani darbelere dayanıyor. Aslan avını ensesinden ısırır, avının omuriliğini kesici dişleriyle kırar ve hayvanın hareketlerini felce uğratır veya avını boynundan yakalar ve soluk almasını önler. Köpekbalıkları ıse avına arkadan ve alttan yaklaşır, ilk ısırmayla bir parça et koparır, sonra avından epeyce uzaklaşır ve avının kan kaybından ölmesini bekler. Söz avdan açılmışken, bu konudaki yenı gelişmelerden söz edelim. Sözgelimi, martıların "cümbür cemaat" durumda daha başarılı avlandıkları ortaya çıkmış. Bir martı, küçük balıklardan oluşan bir sürü keşfettiğinde en iyi lokmaların hemcinsleri tarafından kapılacağından korkmuyor. Tam tersine, birkaç martının birden hücuma geçmesi daha iyi birtaktik. Çünkü çok sayıda kuş, balık sürüsünü şaşkına çeviriyor. Göteborg Üniversitesi'nde martıların avlanma davranışlarını inceleyen araştırmacılar, beş kişilik bir avcı grubunun birlikte hücumu sonucunda, tek başına avlanmaya oranla her martı için iki kat daha fazla av sağlandığını gösterdiler. Tek başına avlanma sırasında ise martılar aynı çabayı göstermelerine karşın, balıklar martının keskin gagasından iki kat daha sıklıkla kurtulmayı başardılar. Bu arada, Richard Bach'ın 'Martı' hakkında söylediklerine kulak verelim: "Martıların çoğu, karınlarını doyurmak için gerekli olandan fazlasını öğrenmeye çabalamazlar. Uçuşun tek anlamı vardır onlar için: Yiyeceğe ulaşıp kıyıya dönmek. Onların amacı uçuş değil, karın doyurmaktır. Ama Martı Jonathan Livingston için önemli olan yemek değil, uçmaktı. O, her şeyin ötesinde uçmaya gönül vermişti." Davranış bilimcılerin ve öteki martıların bu görüşü paylaşıp paylaşmadıklannı bilmiyoruz, ama Bach'ın bu ünlü ve sevimli kitabını martıları seven herkese tavsiye ederiz... £ Leylekler başlannı omuzlan üstüne bükerek ve gagalarıyla ses çıkartarak selamlaşıyorlar. Fransa'nın Alsace kentinde her yıl göç eden 100 leylekten yalnızca 15'inin geri döndüğünün fark edilmesi üzerine leylekleri koruma çalışmalarına başlandı. Koruma altına alman 200 leylek bük kafeslerde tut.uluyor ve göç etmei engelleniyor. Uç yıl sonra bu kuşlar göç etme içgüdülerini kaybediyorlar ve serbest bırakılabiliyorlar. Leylekler çok iyi beslendiklerinden soğuğa karşı durabiliyorlar ve yaşamlarının geri kalanını Alsace'da geçiriyorlar. Leyleklerin sayılarının azalmasının iki ana nedeni var. Birincisi Afrikalı avçılar. Kurdukları tuzaklarla yüzlercesini bir anda öldürerek büyük bir soykırım gerçekleştirıyorlar. İkinci neden Afrika'daki açlık. Leyleklerin yedikleri çekirgelerin iyi beslenememeleri kuşlara da yansıyor. Bu böceklerin tarım ilaçlarıyla yok edilmeleri yiyecek bulrna sorununa da yol açıyor. Leyleklerin sayılarındaki azalma değişen oranlarda çoğu Avrupa ülkesinde de gözleniyor. Yunanistan'da 1954 yılına göre yüzde on beşlik, Yugoslavya'da 1970'e göre yüzde ellilik bir azalma olduğu saptandı. Yalnızca Polonya ve Sovyetler Birlıği leylek sayılarını koruyorlar. Leyleklerin "Mekke'nin hacıları' olarak adlandırıldıkları Müslüman Kuzey Afrika ülkelerinde bile gittikçe tükendikleri izleniyor. D leğin yuvaya gelmesinden sonra, başları ters olarak omuzlan üstünde, gagalarıyla ses çıkartarak selamlaşırlar. Gösteriş ve okşamalarla anlaşma sağlandıktan sonra, akrobatik hareketler gerektiren çiftleşme başlar. Çoğunlukla, dişi leylek ayakta dururken erkek leylek onun üstüne çömelip kanatlarını çırparak dengede durmaya çalışır. Leylekler etoburdurlar. 1 m. boyundaki kanatlarının açıklık genişliği 2 m. olan, 34 kg. ağırlığındaki bu kuşlar, bir kerede yutabilmeleri koşuluyla sürünen, vızıldayan her şeyi yerler. Çekirgeler, yer böcekleri, küçük kemirgenler, ördek palazları, civcivler, sürüngenler ve kurbağalar leyleğin mönüsünde bulunurlar. Yetişkinler yavrularını ıslak besınlerle, yutaklarında getirdikleri su ile beslerler. Leylek sindiremediği besin artıklarını (kitin, tüy, bitkiler) yumak halinde ağzından dışarı çıkarır. Kemikleri ve balık pullarım sindirir. Çocuklarımıza anlattığımız bebekleri leyleklerin getirdiğıni anlatan hikâyeler Alman efsanelerinden kaynaklanmaktadır: Ölüler krallığının dişi tanrısi Holda, ölülerin ruhlarını bir kuyuda saklıyordu ve leyleği, bunları bebek olarak insanlara gotürmesi için görevlendirmişti. Avrupa'daki bazı inaçlara göre ise leylek, uzun kırmızı gagasıyla aynı zamanda erkek cinsiyetini de temsil eder. Bir kadın gebe kaldığında, "mutluluk kuşunun bacaklarının arasını ısırdığı" söylenir. Anne leylek gagasıyla taşıdığı yıyuuekieıiu yavrularını besliyor. 8