24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ZOO LOJ İ Yaprak dökümü Derleyen: EmreAnarat Hayvanlar dünyasında En sonuncu göçmen güvercEn 1914'te öldü. Milyonlarca bizondan sadece göstermelik sayıda kaldı. Levi Strauss: Rembrandt, bir bitki veya hayvan türü kadar değertaşır lk sömürgeciler Amerika'ya ayak bastıklarında. değişik tür bir güvercin kıtanın doğu ormanlarını süslüyordu. Büyük sürüler sonbaharla birlikte kışı geçirecekleri Meksika Körfezi'ne kanat açıyorlardı. 19. yy Amerikası'nın en tanınmış doğa uzmanı ve ressamı Jean Jacques Audubon, kirni zaman ortalığı karartacak derecede sık bir yolcu kalabalıgının göğü kapladığına tanıklık ediyor. Bunlara göçmen güvercln adını veriyor. Daha kötüsü de var. Birçok türün geleceği öylosıne bellrslz k! önümüzdeki on yıllar da yok olmalartna kesin gözüyle bakabiliriz Java gergedanları, adanın batısındaki biryarımadayla sınırtı bölgede elli hayvanlık bir grupla yaşarken, Hındistan gergedanı sayısı da bin beş yüzü geçmıyor. Afrikalı ırktaşlarının durumu da benzer; özellikle de beyaz gergedanın sakin mizacı geleceğinı nazikleştiriyor. Artan yok olmanın asıl nedeni, doğal çevrelerınin uğradığı yıkımdan çok boynuzları İçin avlanmaları. Alımsatımı yasaklanmadan önce bir kilo fildişi 18 bin dolardan alıcı bulabiliyordu.. sonradan karaborsa değeri bunu kat kat aştı. Bir de kuşlara göz atalım... California akbabası Condor, tüm özene karşın son günlerini geçıriyor. Moritanya şahininl on beş hayvan temsil ediyor. Amerika beyaz turnasının sayımları da dikkatle yapılıyor, cünkü eldeki sonuç ancak onlu sayılar. Ama her vıl Kanada'dan ve Amerika'nın kuzeyinden Meksika Körfezi'nin bataklıklarına göç eden, doğal çevresi insanlarca yavaş yavaş farklılaştırılan bir kuş nasıl korunabilir? Fransız Antilleri'nin iyiden iyiye azalan ardıç kuşu nun da, akrabası beyaz boyunlu ardıçın da sayısı pek fazla değil. Neomorpha goubli, özelliği olan bir kuş türudür, dişi ile erkeğin gaga şekli değışiktir. Maymunlar, hayvanat bahçelerinde büyük küçük herkesın eğlence gereksinmesini karşılayarak ve kobaylık ezlyeti çekerek gün geçiriyor. Tropikal Amerika ve Asya'dan kanunsuzca topianan on binlercesınin "medeniyef'len uçuruma yaklaşıyor. Ormanların azalması da etkilerini buna ekliyor. I Hayvanları neden kurtarmalıyız? öncelikle, hayvanat bahçeleri ve koleksiyonlar, özellikle de hayvan alımsatımı belli kurallara bağlanm;:ı. Fazla sayıda kuş yakalanıyor. Amazon, Afrika ve UzakDoğu'dan fazlaca maymun toplanıyor. Bu trafiğin sınırlandırılması gerek. Fakat aynı zamanda, bilimın gereksınmelerinin karşılanması, halkın eğitilmesi ve doğanın korunması için dünyaya yayılmış birkaç hayvanat bahçesıne, hayvanları uygun durumlarda bulundurma yetkisi verilmeli. Şimdi temel sorunun yerı geldi. Neden yabani hayvan ve bitkilerin kaderi bizi kaygılandırmalı ve onları koruma fıkrine neden inatla yapışmalıyız? Her şeyin ötesinde bizler, endüstrı uygarlığının insanları, bizonsuz, göçmen güvercinsiz, varlığını bile bilmediğimız türler dahil gelmiş geçmiş tüm hayvanlar olmadan da gayet mutluyuz. Bu sorulara verilecek birçok yanıt var. İlki, çevre düzeniyle ilgili. öyle veya boyle, hayvan ve bitkilerin tümü, biyolojicilerln ekosıstem olarak adlandırdıkları düzenin bir parçası. Bir bataklık ya da gölcük, bir mikrosistemdir. Tropik ormanlar veya okyanuslar da bıfer makrosıstem olarak adlandırılabilir. Her bir ekosistem özerk tarzda işler, sınır komşularıyla da bağlarını sürdürür. Yeşıl bıtkıler, atmosferın ıçerdiği karbonu karbonik gazadönüştürüp solunumu sağlayan, gezegenımizin özelliği oksijenı sağlarlar. Çok büyük bir kimyasal enerji bulunduran organik bileşiklerin çoğunluğunun sentezinı gerçekleştirirler Sistemin kalanı, bu maddeler ve onların içerdiği enerjiyle işler. Yeşil bitkilerin ürettiğı, otobur memelller ve otlarla beslenen böceklerce tüketilir. Oaha sonra böcekçil kuşlar, etobur memelıler ve avcı böceklerce yenme sırası kendilerine gelecektır. Bu sonuncular da büyük avcılar tarafından yenir. Yenilmeden yemek; işte doğanın acımasız kuralı. Organik maddelerin ve biyolojik sistemlerin. birinden diğerine geçen enerjinin ilerleyişi de böyle. Her tür belli bir yeri kaplıyor. Bu çarktan biri eksildiğinde ışleyiş bozuluyor. Yaşayan türlerı korumak ve kaybolmuş diğerlerı adına dövünmemiz ıçin, tartışma kabul etmeyen bir diğer nedeni göz önüne getırmelıyız. Yaşayan dünya topluluğu, belli bir anda onu oluşturan biçimlerin tümüne dağılmış genetik sermayeyi temsil ediyor. Bizim yapabildiğimır, genetikçilerin ve molekul bıyolojısı uzmanlannın sınırlar, gerılettiğı ölçüde olayın büyüklüğünü göstermek. Günümüz dünyasının eğilimleri, genetik çeşitliliği sürekli azaltmak dışında bir şey yapmıyor. "Genetik deha" kullanışlı bir alışkanlığa dönüştüğünde, dünya yüzeyindeki henüz canlı hayvan ve bitkilerin oluşturduğu gen mirasından neden yoksun kalalım? Bu öğelerden her bırı yararlı, ama yedekleri yok. Biyolojinin öğretileri bizi diğer canlıları düşünmeye ıtıyor, çunku biz de aynı topluluğun üyeleriyiz ve aynı kökten geldik Filozoflar ve düşünürler de bu kuralı şiddetle savunuyorlar. Claud* LevlStrauu'un savı şu: O sıralarda dünyadaki en kalabalık hayvan grubu bu güvercinlerdi. Eti de çok seviliyordu. Önceden Kızılderililer her yıl belli bir kontenjanı kapıyorlardı. Avrupalılarla birlikte av, çığrından çıkarak katliama dönüştü. Avcılar, göç yollarında bekleşiyor, bazıları sırf zevk ıçin öldürüyorlardı. Daha kötüsü de kimilerinin yuvalardan yavruları toplamasıydı. Tarla açanların battaiarı altında kalan yuvalamaya uygun ormanların da yok olmasıyla 19. yy., göçmen güvercin için tam bir can çekişmesi devresi oldu. Son özgür güvercin 1899'da gözlendi. Eylül 1914'te ise Cincinnati Hayvanat Bahçesi'nde türün yaşayan son bireyi öldü. Amerika, bir başka dram daha yaşadı: Blzon soykırımı. Dünya fetih tarihinden bir utanç saylası. Bu hayvanların hüküm sürdüğü yerler, eski romanlarda sürekli konu edilen uçsuz bucaksız çayırlardı. Sayıları onlarca milyondu. Birçok Kızılderıli kabilesinin yaşamı bizonlarınkine sıkı sıkı bağlıydı; beslenmelerinde olduğu kadar mitlerinde de.. Avrupalılar bu ilişkiyi zorla sona erdirdiler. Katliamın ilk nedeni politikti; Kızılderililer açlıkla karşı karşıya kalmalıydı. ikincisi ise ekonomikti; arsalartarım alanlarına dönüşmellydi. Kimi zaman zevk için öldürüldüler. Öyle ki demıryolu şirketlerı yolcularına, kompartımanlarından çıkmadan bizon avlatma sözü veriyordu. Amerikan bizonu şu anda hayvanat bahçeleri dışında sadece birkaç üretim çiftliğinde yaşıyor. Kaçak avın zararları... 1972'de, Uganda sınırlarında üç bin fil sayılabiliyordu; şimdi yüz elli tane bile değiller. Kalın derılılerin (Gergedan, su aygırı, fil) bir gün çok kalabalık olacağı sanılan Kenya'da, on yıldan kısa bir sürede üçte iki oranında azalma oldu. Gerekli doğal ortamların yıkımı sorumlulardan biri. Ama etkileri tüm kıtada hissedilen kaçak av kadar değil. On kiloluk iyi bir fildişi ganimeti için bir hafta çalılıklarda alınan yol, birçok ülkede on yedi aylık maaşa eşdeğer para kazandırıyor. Jeolojik zamanlann son tanığı bu memeli, önümüzdeki yüzyılda yok olma tehlikesıni yaşayacak. Aynı şeyi muhteşem kürkü açgözlülükle istenen kedigillerin de en önemli sorunu. Kıta kadar büyük bir kara parçası Hındistan'da bin beş yüz kadar kaplan varlığını sürdürüyor. Kedigillerin "tazı"sı yaban kedisi de iyice seyrekleşti ve Asya'dan kaybolduktan sonra Afrika'daki topraklarının da büyük bölümünü bosalttı. Flller büyük tehlikede... 1600'lerden bu yana, (Bu tarıhten öncesınnin rakamları doğrulanamıyor) 64 memelı ve 164 kuş türünün tarıh olduğu sanılıyor. Hepsi insanın uygarlaşması, daha doğrusu gezegeni istilası öncesi. Büyük penguen bir zamanlur çok kalabalık bir tur oluşturuyordu. Ancak soyu 19. yüzyılda tamamen tükendi. • Poussin, Rembrandt, Rousseau, Kant ancak bir bitki ya da hayvan türü kadar değer taşırlar, daha fazla değil. ve sözünü şöyle sürdürüyor: insan olarak aradığımız haklar adına bile yapamayacağımız tek şey, bir ınsan kadar değer taşıyabilecek bir türün varlığını tehlikeye sokmaktır. Roman Gary'yle de aynı düşüncedeler: • insanlığın, pençe ya da dikiş makınesi yapmaya yarayan şeyler dışındakileri de koruma alışkanlığına erışmeleri gerek. Gelişmiş ülkelerde halk, çevre korunmasının gerekliliğine bilınçli olarak inanıyor. Ama kirlilik ve zararlı etkilerinden çekinilmesine karşın dünyanın bozulması ve onu oluşturan canlıların hızlanan yok oluşuna duyarsız kalınıyor Az gelişmiş ülkelerde durum daha da kötü. Aşırı nüfuslanmanın zararlarına karşı konulamıyor. önümüzdeki on yıllarda yabanı hayvanlar, kesinlikle oturulmayan bölgeler ve özel çiftlikler dışında pek yaşamayacaklar. En kötüsü de en anlamlı temsilcilerın çoğu ve en çekiciler, bir bölümünü oluşturduklan doğal toplulukla birlikte kaybolmuş olacaklar. insanlar, büyük birzengınlığın doğal kaynaklarını kaybetmiş olacaklar Fıller, kıymetlı dışlerinin kurbanı olmaya devarh ediyor. Nesll azalmaya başlayan kel kartaiıar koruma altında
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle