Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ÇOCUK PSİKİYATRİSİ Ç E VR E Sivrisineklerin Otizm: İçe kapanım hakkından nasıl gelinir? Gizlerini koruyan bir davranış bozukluğu Bilim adamları yeni tedavi yöntemleriyle, çocuklarda görülen bu davranış bozuklugunu tedavi etmeye çalışıyor. U nlü Amerikalı çocuk psikiyatristi Bruno Bettelheim, otistık çocukları, kapıları ve pencereleri sımsıkı kapalı karanlık bir ortaçağ şatosunda tek başınâ oturan hayalet kişilere' benzetir. Gerçekten otistik çocuk dış dünyaya karşı tüm pencerelerini sımsıkı kapamıştır, çevresiyle hiçbir ilişkisi yok gibidir. Çocuk adeta görmüyor, işitmiyor gibı bir davranış içindedir, çevresindekilerle annesi babası arasında bir ayrım yapmaz, kalabalık bir odada kimse yokmuşçasına gezinir, konuşmaz, insanlara sokulmaz, sevilmekten hoşlanmaz Geri zekâhlık değil Otistik çocuk, bir oyuncakla saatlerce oynayabilir, yaptığına karışılmasına, oyunun yarıda kesilmesine öfkeyle tepki gösterir, engellendiği zaman öfkesini kendine yöneltir, başını duvara vurur, kolunu ısırır. Otistik çocuk geri zekâlı değildir, ancak öğrenmeye karşı direnç gösterir. Bu durum sözkonusu çocukların geri zekâlı sanılmasına ve özel eğitim kurumlarına gönderilmesine yol açabilir. Otistik çocukların yerinde sallanma, topaç gibi dönme türünden kendilerine özgü jestleri vardır. Bozukluğun başlangıcı genellikle 1 yaş civarındadır. Otistik bebek anneyi tanıyıp sevme duygularından yoksundur. Oturma, yürüme, tuvalet eğitimi zamanında olur ancak çocuğun konuşmaması anne babayı uyaran ilk işarettir çoğu zaman. Çocuğun ağır işittiği sanılır, çevreye ilgisizliği böyle yorumlanır. Bu garip davranış bozukluğunun nedenleri henüz karanlıktadır. Şimdiyedek psıkoterapötik yaklaşımlar geçerli olmuşsa da scn zamanlarda otizm araştırması daha ziyade biyokimyasal ve nörolojik alanlara kaymıştır. Otistik çocukların çevreleriyle ilişkilerini kesme nedenleri araştırılırken bazı önemli ipuçları elde edilmiştir: • Genetikçiler otistik çocukların Xkromozomlarının (cins kromozomu) yapısında bazı sapmalar olduğunu göstermişlerdir. • Bazı otistik çocukların kanlarında kimi antıkorların oldukça yüksek düzeylerde bulunması, bu çocuklarda bir beyin enfeksiyonu veya vücudun kendi bağışıklık sistemine karşı bir reaksiyonun söz konusu olabileceğini düşündürmektedır • Beyin kimyası yönünden yapılan araştırmalar otistik çocuklarda, hastaların algı yeteneğini açık bir biçimde kısıtlayan, aslında vücuda özgü maddeler olan Opiat'ların aşırı miktarda üretildiğıni ortaya koymuştur. • Nörokimyacılar bu çocukların kanında, merkezi sinir sisteminde (beyin) iletiyi sağlayan serotonin maddesinin de fazla miktarda bulunduğunu göstermişlerdir. ilaç tedavisi Stanford ve Los Angeles Üniversite kliniklerinde şimdi, aşırı serotonınin, ilaç tedavisi üzerine çalışmalar yapılmaktadır. Duygulanım (rnızaç), ıştah ve ağrı gibi serotonine bağlı beyinsel işlevlerin böylelikle "normalize" edileceği sanılmaktadır Ancak Stanford'dan nörokırnyacı ve psikiyatrist Glenn Elliot'a göre "otizmin birden fazla organik nedeni olması da" sözkonusudur. Kimi çocukların vaktinde konuşmaya başlamalarına rağmen üçdört yaşında bu yeteneklerini yitirmeleri ve otistler için tipik monoton konuşma biçimine dönmeleri, nedeni bilinmeyen bir enfeksiyonu akla getirmektedir. Konuşma merkezıni hasara uğratan böyle bir enfeksiyon, beynın başka bir bölgesinde yeni ve anormal bir tali konuş ma merkezi oluşumuna yol açabilir. Genetikçiler ise konuyu bir başka yönden ele almakta: Down sendromundan (mongolizm) sonra ikinci sıklıkta görülen Xkromozomu defektleri (bozuklukları) otizmden sorumlu tutulabilir. Otistik çocukların tedavisindeki ilk pratik başarı Barbara Herman'a ait. Yıllardır hay van deneyleri ile, vücuda özgü opiatlann anne çocuk ilişkisindeki öneminin farkına varan ilk araştırmacı da Herman. Beynin sevgi dolu bir anne çocuk ilişkisi sırasında ürettiği oplatlar küçüğün bu bağlantıdan zevk duymasına neden olmakta Otistik çocukların annelerine karşı soğuklupu, beyindeki aşırı opiat miktarından kaynaklanmakta, beyinde yeterli hatta fazla opiat bulunduğunda çocuk anne sevgisine biyokimyasal olarak gereksinim duymamakta. Varsayımının doğruluğunu kanıtlamak amacıyla Herman, "beyindeki bu fazlalığı" opiat karşıtı (antagonisti) bir maddeyle dengelemek yoluna gidiyor. Herman aynı zamanda morfin ve eroin bağımlılarının tedavisinde başarıyla kullanılan bir antagonist olan naloksonu seçiyor. Nalokson beyinde aynı zamanda morfin ve eroinin ya da vücudun yaptığı opiatlann reseptörlerine yapışarak, sözkonusu diğer maddelerin bu özgül yerlere tutunup etki göstermelerini önlemekte. ancak onların gösterdiği etkiyi yapmamakta. Yani bir dublör... Gerçekten nalokson verilen beş otistik çocukta bir davranış değişimi gözlemlenmiş. Naloksonla konuşma yeteneginde bir artış olmamakla birlikte, çocukların otistlere özgü vücut hareketleri ortadan kalkmış. Anababaların dediğine göre çocuklar daha sevecen olmuş. Son sözün söylenmesi için vakit daha erken, daha kapsamlı klinik araştırmalara gerek var. Dolayısıyla psikolojik tedavi yöntemleri yıne önemini korumakta; uzun süreli ve yoğun bir eğitim programı ile otistik çocukların gelişiminde olumlu ilerlemeler sağlanıyor. Kaliforniya Üniversitesi'nden psikolog Ivar Lovaas 6 yıl boyunca 19 otistik çocuğun eğitildiği bir araştırma projesini açıklıyor. Her çocuk haftada 40 saat boyunca bir uzman yardımıyla eğitilmekte, ayrıca eğitim evde anne baba tarafından sürdürülmekte. Uç yaşında başlayan eğitimin amacı, çocuğun sert davranışlarını yumuşatmak, onunla iletişim kurmak ve çocuğu normal davranışlara yöneltmek. Yöntem: "Doğru" konuşmanın veya eylemin övülmesı, ödüllendirilmesi, "yanlış" yani tipik otistik davranışın ise reddedilmesi, ayrıca küçük cezalandırılmalar da program dahilinde. IJ Almanya'da korkunç bir sivrisinek yatağı olan Ren bataklıkları yeni bir yöntemle kurutuldu. J ohann VVolfgang von Goethe, "Dichtung und VVahrheit" (Şiir ve Gerçek) adlı yapıtında Ren Nehri'nin Elses bölgesi kıyılarında yarım kalan bir sevişmeyi anımsatır. Kur yaptığı papazın kızı Friederike Brion ile birlikte nehir kenarına giden şair, "birkaç saat sonra korkunç Ren sivrisinekleri tarafından kovulmuştuk" der ve bu vızıltıyı, "h«r fayln guzel olduğu bir yerda «n çakllmaz rahatsızlık" olarak tanımlar. Aynı bölgede bugün de sivrisinek derdi var, ancak tüm dünyjnın beğenisini kazanan bir mücadele ile sivrisinek korkusu bölgede kısmen azaldı. Halk festivali ve balıkçı festivallerinde insanların sürüler halinde sivrisineklerden kaçtığı, gezintiye çıkanların bazen iki dakikada tam sekiz yüz kez kan emiciler tarafından sokulduğu yerlerde, şimdi bela daha ortaya çıkmadan yok ediliyor. "Sivrisinekle Mücadele için Belediye Eylem Birliği" adı altında kendiliğinden oluşan bir örgüt bu mücadelede inisiyatifi ele aldı. örgütü 4 ilçe, 10 kent ve 28 belediye destekliyor. Zaman zaman çevreye zarartı böcekler üzerinde de yapılan sivrisinekleri yok etmeye yönelik sayısız deney on yıllardan beri başansız kalmıştı. Kimyager ve biyologlar mücadele stratejisinin, uçan sivrisinekleri değil de, sudaki gelişme aşamalannı hedef alması gerektiğini anlayana kadar sivrisinekler her ilkbahar yeniden ortaya çıktılar, Sivrisinek felaketinin birkaç yıldan beri azalması Macaristan'dan Sri Lanka'ya, Fransa'dan Çin'e kadar dünyanın her yerinde uygulanan bir mücadele yöntemi sayeslnde gerçekleşti. Bu mücadelede israill bilim adamı Joel Margalit'in 1976 yılında bulduğu mini canlı bacillus thuringiensis israelensls (BTI) kullanılıyor. Her yıl olduğu gibi bu yıl da 150 birlik üyesi ile 50 Heidelberg ve Karlsruhe Üniversitesi ögrencisi KABS'nin bölgesinde çevreye dağıldılar. Sırtlanndaki çantada beş litre sıvı halde BTI taşıyan sivrisinek savaşçılan, bu sıvıyı kuluçkaların bulunduğu su birikintilerine püskürttüler. BTI suda sivrisineklerin yiyeceği proteinli maddeler oluşturacak, bunu yryen sivrisinek (arvalannın bagıreakları çatlayacak, böylece kuluçka birkaç saat içinde ölecek. Ekoioglar, bu mucadeleye önce kuşkuyla baktılar. BadenVVürttemberg Çevre Koruma Dairesi'ne bağlı Doğayı Koruma ve Ekoloji Enstltüsü böyle bir ise kalkışıldığında "hangi biyolojik ve ekolojik değerlerin mahvolacağım" sordu. Almanya Doğayı Koruma ve Çevre Birllğl İse su uyarıda bulundu: "Sivrisinek larvalanna karşı yurutülen yok etme mücadelesinde kurbağaları bu proteinli maddeden koruyamayız." KABS yönetlcİ8İ Norbert Becker İse BTI'yı çok güvenilir ve emsallerinden kat kat üstün buluyor. Norbert'e göre diğer organizmalar bu mücadelede zarar görmeyecek. Sularda oluşan bu madde kuşlara zarar vermeyecek, sınırlıhedefli bu girişim yüzünden diğer böcek larvalarının da zarar göreceği doğru değil. Diğer larvalar balıklara, kuşlara ve yarasalara yem olarak kalacak. Birçok ülkenin yetkilisi bu mücadele hakkında bilgi aldı. Çin'in Hubei bölgesinde BTI ile mücadele edilmesi için VVuhan Üniversitesi ile Heidelberg Üniversitesi arasında işbirliği çalışmaları KABS tarafından bu sonbahar başlatılıyor. 186.000 kmnik yüzeyi ile Almanya'nın Bayern, BadenVVürttemberg, Aşağı Saksonya, NordrnheinVVestfalen eyaletlerinin toplam yüzeyine eşit büyüklükteki Hubei, Jangtsekiang Nehri'nin korkunç bataklığının etkisinde. Bu bölgedeki bataklıklar anofel adı verilen srtma taşıyıcı sivrisineklerin kuluçka yatağı. Bu bölgede yaşayan 20 milyon Çinli sıtma taşıyıcılannın tehdidinde. Her yıl 145 binden fazla insan bu hastalığa yakalanıyor. Sivrisineklerin dayanıklılığı yüzünden burada kullanılan kimyasal zehirler etkisiz kalıyor. KABS'nin reçetesi burada "harika silah" etkisi gösterecek. Sri Lanka'da da mücadele KABS'nin önerdiği gibi belediye öncülüğunde ve BTI İle yapılryor. Geçen yılın kasım ayında Sri Lanka'da yapılan bir toplantıda Dünya Sağlık Organizasyonu'n'jn bilim adamlan ve birçok ülkenin araştırmacıları sıtma hastalığını KABS modeline göre uzun süreli bir işbirliği ilebnlemeyi tartıştılar. KABS bu ağustos ayında Heidelberg'de uluslararası bir sivrisinek kongresl düzenledi. RheinhessenPfalz hükümeti ve aynı zamanda KABS başkanı olan Paul Schaedler, bu konuda şunları söylüyor: "Sivrisineği, Tanrının kullarına layık gördüğü bir bela olarak ele almamak gerekir. (Spiegel) D