02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ARAŞTIRMA "Kutşal hazine avcıları" şimdi bilimsel çalışıyor Mumyalar üzerinde yapılan son araştırmalarda, eski Mısırlıların dişlerlnde hlç çürüğe rastlanmadı. Nedeni: Şekerlemeleri bilmemeleri. İnsanlarda dlş çürümeleri, Yunan uygarlığının tatlıları yaratmasıyla başladı. Derleyen: Füsun Yasar Mumyaların "dili çözülüyor" M ısırlılar tarrt 4 bin yıl boyunca ölülerini mumyaladılar. Bugün bunların yüzlercesi araştırma laboratuvarlarında ya da dünya müzelerinde yer almakla birlikte, arkeologlar Mısır topraklarında halen bulunmamış binlerce mumya saklı olduğuna inanıyor. Fransız TV'sinin FR3 kanalı, geçen şubat ayında yayımladığı "Bir Mumyanın Otopsisi" adını taşıyan programında, çeşitli dallardan bilim adamlarının bir mumyayı nasıl parçaladıklarını ve üzerinde nasıl çalıştıklarını seyirciye gösterdi. Önce mumyanın vücudunu saran kat kat kumaş parçaları çıkarıldı. ölünün vücudu, mumyalama işlemi için gerekli olan bitkisel reçine ile kaplanmıştı. Parmakların bile her biri teker teker mumyalanmıştı. Uzmanlar, baş bölgesinden başlayarak vücudun her yanına göz attılar ve sonra her organı kendı çerçevesinde incelemek üzere mumyadan ayırarak laboratuvarlara götürdüler. Mısırlıların ölülerini ne amaçla mumyaladıkları bugün bile kesin olarak bilinmiyor. Ancak bu inanılmaz işlemi gerçekleştirirken, ölüyü ölümsüzleştırmek arzusu en mantığa yakın amaç olarak ortaya çıkıyor. Geride kalanların bu iyimser dileğine karşın, yüzyıllar boyunca mumyaların başına neler gelmedi ki: Ortaçağ'da mumyalar pudra haline getlriliyor ve tozundan mucizevi ilaçlar yapılıyordu. Daha sonraki yıllarda gübre olarak kullanıldılar. Günümüzde ise üzerlerinde otopsi uygulanarak sırlarını bizlere vermeleri isteniyor. Ta ki insanlar eski uygarlıklar konusunda tüm meraklarını giderinceye kadar da mumyalar rahat yüzü görmeyecekler... Mumyalar, dünyanın çeşitli bölgelerinde halen geniş bir uzman çevresinin ilgisini etrafında topluyor. Karnak'ta Fransız ve Mısırlı uzmanlardan oluşan bir grup, 20 yıldan bu yana firavun sülalelerinin yaşamını inceliyor. Mllettan önce 2000 İle 700 yılları arasında yaşamış olan bu İnsanlar tüm sırlarını ele vermemek İçin ketum davranıyoriar. Araştırmacılar İse "Daha ellmlzde yüzlerce mumya var, biri olmazsa bir dlğerinl konuştururuz" dlyerek çalışmalannı Inatla sürdürüyoriar. zineleri ve şahsi eşyalarıyla birlikte aynı bölmede mumyalandıklarına göre, Şeşonk l'in mezarını bulmak, sorunu halledecekti. Pierre Montet, yıllar süren araştırmaları sonucunda, Şeşonk II. adlı bir firavunun mezarını buldu. Aranan diğer mezar ile tarihte sözü edilen ünlü hazine ise henüz ele geçirilemedi. Ancak Pierre Montet'nin şanssızlığı, 1930'lu yıllarda yaşamasıydı. Günümüzde ise, gelişen arama teknikleri sayesinde, firavun mezarları neredeyse "elle konulmuş g i b i " bulunuyor. "Mikrogravimetre" adı verilen bir aygıt, toprağın yoğunluğu hakkında bilgi vererek, hangı bölgede boşluklar bulunduğunu bildirıyor. Daha sonra bu bölgede uzmanlar tarafından gerekli önlemler alındıktan sonra toprak delinerek mezarlar ortaya çıkarılıyor. Fransız arkeolog Christian Leblanc, Ramses II ile iki karısı ve sevgilisinin mezarlarını bu yöntemle ortaya çıkardı. Amerikalı bir arkeolog olan Kent Weeks de teorik olarak yeri 1840'lardan berı bilinen Ramses l l : nin oğullarının mezarını 'manyetometre' adlı aygıtı kullanarak buldu. Kanadalı bilginler ise elektrotlarla toprağın dayanıklılığını ölçerek Nil Vadisi'nde kumlara gömülmüş tüm bir tapınağı yeryüzüne çıkardılar. Esrarengiz Mezarlar Firavun mezarları uzun yıllardan beri insanların merakını kurcaladı. Bunlardan biri olan Fransız arkeolog Pierre Montet meslek hayatının tümünü Kral Salomon'un hazinesini aramakla geçirdiyse de sonunda adı hiç duyulmamış başka bir firavun mezarının kâşifi olmakla yetindi. Tarih kayıtlarına göre, Şeşonk I adlı firavun, Kudüs'teki bir tapınakta saklanan Kral Salomon'un hazinesini çalarak Mısır'a getirmişti. Firavunlar, ha Mısırlılarda diş çürüğü yok Eski Mısır uygarlığı üzerinde yapılan bunca araştırmalara karşın bu insanların ilk olarak nereden geldikleri çözülmemiş bir sır olarak henüz duruyor. Bu nedenle tarihçiler ısrarla mumyaların üzerine giderek bu sırrı onlardan öğrenmeye çalışıyorlar. En gelişmiş röntgen tekniği, şimdi mumyalar üzerinde uygulanıyor ve ilginç bulgular elde ediliyor. örneğin, eski Mısırlıların dişlerinde hiç çürüğe rastlanmadı. Neden?Çünkü şekerlemeleri bilmiyorlardı. İnsanlarda diş çürümelerinin, Yunan uygarlığının tatlıları yaratmasıyla başladığı sanılıyor. Sağlam olmalarına karşın, mumyaların dişlerinin adeta bir rende görünümünde olduğu saptandı. Bu duruma ise, yiyeceklere çevredeki çok miktarda kumun karışmasının neden olduğu ileri sürülüyor. Mumyaların hem diş aralarında hem de akciğerlerinde, bol miktarda kuma rastlandı. Çeşitli bağırsak kurtları ve parazitler de Mısırlıların bedeninden eksık olmuyordu.D Bir mumyanın otopsisi kamera altında yapılıyor. Uzmanlar her parçadan bir anlam çıkarmaya çalışıyorlar. Otopsiden önce mumya scanner aygıtından geçlrlliyor. Gelişmiş röntgen teknlğl, mumyayı parçalanıadan sahibi hakkında birçok bllgl vereblllyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle