07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 3 9 MAYIS 2021 PAZAR 190/7 0 320/1 8 0 210/1 4 0 210/1 3 0 190/1 0 0 180/1 0 0 180/8 0 180/1 0 0 330/1 5 0 330/1 7 0 240/1 6 0 250/1 7 0 250/9 0 300/1 8 0 200/1 3 0 120/6 0 260/1 3 0 210/1 4 0 220/1 0 0 220/1 1 0 140/1 0 0 250/1 7 0 TARİHTE BUGÜN 1935: Cumhuriyet Halk Fırkası 4. Büyük Kurultayı’nda “fırka” yerine “parti” sözcüğü benimsendi. “Altı ok” ayrıntılı şekilde ele alındı. “Bütün bu esaslar Kemalizm prensipleridir” denilerek “Kemalizm” ilk kez resmi olarak tanımlandı. ÇORLU KATLIAMINDA OĞLUNU YITIREN MISRA ÖZ’ÜN ACISI HÂLÂ TAZE: 40 mumun HILAL KÖSE 40’ı da yanıyor Mısra Öz, oğlu Oğuz Arda’yı kaybettiği Çorlu tren “kazasının” ardından verdiği adalet mücadelesiyle hep en ön safta. Acısı da öfkesi de ilk günkü gibi taze... Koronavirüsle savaşını kazanan Öz, bir süredir Çeşme’de yaşıyor, Oğuz Arda’yı anlattığı bir kitap yazıyor. Anneler Günü vesilesiyle söyleştik. Annelere, “Çocuklarınızla bol bol anı biriktirin” diyor. n Geçmiş olsun. Nasılsıyanımızda yoktu. Bakıp genız şimdi? çiyorlardı... Bu tür davalar Biraz daha iyiyim... Enbiraz politik. İnsanlar çekitübeden uyandırıldığımda, niyorlar. Herkesin bir haya“Niye buradayım, trafik katı, umutları var... Bizim müzası mı geçirdim acaba” decadelemiz evlatlarımızı geri dim. Doktora sordum, songetirmeyecek ama asıl müradan ambulansla hastanecadele başka çocuklar, canye gittiğimi hatırladım. Nalar yaşasın diye... sıl bulaştı hiç bilmiyorum. n Hayata bakışınızı etkin Oğuz Arda’yı gördüğüArda ledi mi entübe olup tekrar nüzü söylediniz... uyanmak? Yoğun bakımdayken hep Arda’nın gidişiyle hayagözümü kapattığımda bir tımdaki birçok şey değişışık huzmesinin içinde onu ti ama şimdi şunun farkına gördüm. Belki görmek istediğim için hayal vardım: Yaşamak dediğimiz şey ne bir saniettim... Gün ışığı gibi bir parıltının içinde... ye öncesi ne bir saniye sonrası. Şu an içimize O, her zaman benim yanımda, her zaman ba çektiğimiz nefes. O nefes varsa varsınız, sonna güç veriyor. rasının garantisi yok. Bu, inanılmaz bir ders n Hastane günlerinden geriye ne kaldı, oldu, ertelemem gereken, sahip çıkmam geen çok neye sevindiniz, iyileşmek dışında? reken şeyleri fark ettim. Bu, bir hayat mücaOdaya çıktıktan sonra ailem gösterdi me delesi. Çorlu davasından bir sonuç almadan sajları, adalet nöbetini, doğum günüme dair hiçbir zaman rahat etmeyeceğim. Çorlu davamesajları. Servise çıkarıldığımda doğum gü sı haricinde gerçekten yaşamadığımı fark etnümün üzerinden altı gün geçmişti. Hastane tim. Biraz da yaşamam gerektiğini, hayatımye gelip küçük bir hediye bırakıp geçmiş ol daki bazı şeylerin kıymetini bilmem gerektisun diyen tanımadığım insanlar oldu... Bu ğini fark ettim. halk, sevdiği zaman çok güzel sahip çıkıyor. n Taburcu olunca ilk ne yapmayı planlaYaşamadığımı fark ettim mıştınız? Bir süredir İstanbul’da yaşamıyorum, dan Dava sürecinde bazen yalnız kaldığınız va için İstanbul’a geliyorum. Çeşme’ye sada oluyordu ama değil mi? kin hayatıma dönmeyi çok istemiştim. Oğuz İnsanlar siyasi olaylardan korkuyorArda’yı anlattığım bir kitabım var, onu yazlar. Duruşu sergilemek belki de onlara kül maya devam edeceğim... Kontrollerden sonra fet gelebiliyor. İnsanları anlamıyor değiÇeşme’ye gideceğim... lim. Biz çok adalet nöbetleri tuttuk Çorlu’da, n Ya acınız? Çerkezköy’de, Tekirdağ’da, Uzunköprü’de... Bu acı hafiflemez, geçmez. Ben onun fotoğ25 kişi Trakya’dan can verdi, en çok destek rafına bakınca “Su gibi çocuğum gitti” diyoalmamız gereken halk, Trakya halkı nöbette rum. Onun özlemi, onun sıcaklığı, onun yeri Mısra Öz ‘YAPILAN HİÇBİR ŞEYİ UNUTMUYORUM’ n Hakkınızda iki dava açıldı... Öncelikli davam Çorlu, birbir hesabı sorulduktan sonra, bu süreçte bize vicdansızca, merhametsizce insanlıktan yoksun şekilde davranan herkese de bunun hesabı sorulacaktır. Ben unutmadım Ankara’da üzerime yürüyüp beni yolun ortasına fırlatan bana “Şov yapıyorsun” diyen polis amirini, hâlâ gözümün önünde, o dava eylül ayında. Ben unutmadım, hâkimlerin 25 kişinin öldüğü bir katliamda 4 alt düzey memura 3 yıl vererek geçiştirip, en ufak bir eleştiriyi kaldıramayıp, “üç maymunu oynuyorlar” dediğim için bana açtıkları davayı... Yapılan hiçbir şeyi unutmuyorum. Zaman üstünü örtmeyecek, içimdeki öfke daha da yükseliyor. Zamanı geldiğinde bütün hesaplar görülecek. hiçbir şeyle doldurulamaz. İnsan acıya alışmıyor, ilk günkü gibi taze. 40 mumun 40’ı da içimde yanıyor. n Bugün için annelere mesajınız var mı? Çocuklarıyla bol bol vakit geçirsinler, anı biriktirsinler. Fotoğraflar, videolar, çeksinler. Evlatlarını kaybedecekler diye değil, ilerleyen zamanlarda bir araya gelince paylaşmak için... Ben iyi ki o anıları biriktirmişim Arda ile... O kadar çok ki anlatamam size. Anneler daha anlayışlı olsunlar, kıymetini bilsinler çocuklarının... Osmanlı’ya karşı bir tür Haçlı savaşı olduğunu yazıyor. Ardından, 1920 yılında Ermeni sorununa el atıp Kafkaslar’da ve Doğu Anadolu’da yaşananErmeni gailesi (5) ları anlatıyor, ki anlattıklarından bir soykırım izlenimi edinmek Gaston Gaillard ve Türkler(*) mümkün değil. Ermeni gailesinde Britanya, “Fransız Büyükelçisi’ne Mektup” başlıklı yazım (1 Ocak 2012) yayımlandıktan sonra, okurlardan olumlu tepkiler aldım. Yazımın yabancı dillere çevrilip (benim ya da Hürriyet gazetesi tarafından) dünyaya yayılması isteniyor(du). Bunlardan biri de eski bakanlarımızdan Bülent Akarcalı’nın mektubu. Şöyle yazıyor: “Sütununuzda yayımladığınız yazının Fransızcasının, Fransız basınına ve milletvekilleri ile senatörlerine gönderilmesi ciddi etki yaratır. Geçmişte benzer konularda hazırladığım çeşitli dillerdeki mektupları paket halinde o ülkedeki elçiliğimize gönderirdim. Onlar da elden dağıtırlardı. Saygın gazeteci ve edebiyat adamı kimliğiniz, yazının tarihi içeriğine önemli inandırıcılık kazandıracaktır.” Sayın Akarcalı’ya son cümlesi için teşekkür ederim. Doğrusunu söylemek gerekirse, yazının yabancı dillere çevirilip ilgili ülkelerde dağıtılması çok iyi olur. Ancak bunu yapmak ne benim ne de Hürriyet gazetesinin işi. Bu iş, Dışişleri Bakanlığı’na ve Paris Büyükelçiliği’ne düşer. G.Gaillard’ın “Türkler ve Avrupa” (Les Turcs et l’Europe, The Turcs and Europe) adlı kitabından 2000 yılından bu yana kaç kez sözünü ettim, sayısını unuttum. Acaba Dışişleri Bakanlığı ve Paris Büyükelçiliği, G.Gaillard’ı ve kitabını merak etti mi? Gaston Gaillard’ın kitabı 1920 yılında yayımlandı ve bildiğim kadarıyla bir daha basılmadı. Belki de 1920 yılında Türklere olumsuz önyargılarla saldırmadığı için tekrar yayımlanması engellendi. Gaston Gaillard sıradan bir tarihçi değil, kitabı yayımlayan “Librairie Chapelot”nun belirttiğine göre çok önemli bir savaş tarihçisi. Kitap, Ağustos 1920’de bitip aynı ay yayımlandığına göre: Henüz I. ve II. İnönü savaşları (1921) yapılmamış ancak Sèvres Antlaşması’nın (10 Ağustos 1920) parçaladığı Osmanlı İmparatorluğu haritasına yer verildiğine göre kitap bu antlaşma ile sona eriyor ve ay sona ermeden yayımlanıyor. TBMM ve Fransa arasında Ankara Anlaşması da henüz yapılmamış. Kurtuluş Savaşı girişiminin nasıl sonuçlanacağı henüz belli değil. Ama onur sahibi bir tarihçi çıkıp Avrupa’nın Türklere karşı ırkçı bir politika sürdürFransa ve ABD’nin oynadığı korkunç rol tasvir edildikten sonra kitabın sonunda OsmanlıErmeni çatışmasında Çarlık Rusya’nın oynadığı oyunlar anlatılıyor. Kitap 1920 yılında yayımladığına göre kimse Gaston Gaillard’ın Cumhuriyet tarafından tavlandığı iddiasında bulunamaz. Kitap bu bakımdan çok önemli! Gaston Gaillard’ın kitabı her bakımdan (Osmanlı’nın sömürülmesi, Helenleşmiş Anadolu efsanesi, 5 milyonluk Ermeni nüfusu tevatürü, ABD Başkanı Wilson ile Britanya Başbakanı Lloyd George’un şirret kumpasları, Fransızın ikiyüzlülüğü vb.) çok önemli ama bizim tarih bilgin ve bilicilerinin bundan haberleri bile yoktur. Var mıdır? Bu yazıyı şu anda ABD’de yazıyorum. ABD internetini açmış Gaston Gaillard ve kitabını arıyorum. Yüzlerce giriş var. Bunlardan birinin başlığı: “The Other Side of Falsified Genocide” (www.tallarmenian.com/ gaston.htm). Okudukça, malum televizyon tetikçibülbüllerinin, kiralık gazete yazıcılarının yüzleri gözümün önüne geliyor ve midem bulanıyor. Hani şu Türkiye Cumhuriyeti’nin dil ve tarih tezlerinin uyduruk olduğunu yazıp söyleyenler. Elbette onlar da Gaston Gaillard’ı okumadılar. CavalliSforza’nın Göç Yolları’nı, dil ailelerini anlatan kitaplarını da okumadılar. Kitabın İngilizce çevirisi 1921 yılında Londra’da yayımlanmış. (London: Thomas Murby & CO. 1 Fleet Lane, E.C.) Kitabın çevirmeni belli değil. Türk düşmanlığının doruklara çıktığı 1921 yılında adını koymayı göze alamamış olmalı. Ama yayıncıyı kutlamak gerek. Kitabın 1921 baskısını ve 1921 baskısının Nabu Press tarafından yapılan tıpkı basımını (14.10.2011) Amazon.com’da bulabilirsiniz. Buraya gelmeden, kitabın Türkiye’de yayımlanması işini bir yayıneviyle görüştüm. Ay sonunda ülkeye dönünce tekrar konuşacağım. Bu kitabı yayımlamak bir vatan borcudur, ulusal görevdir. Ben hâlâ “vatan borcu”na ve “ulusal görev”e inanan biriyim. HHH Kitabın Türkçesi, Kanon Yayınevi tarafından yayımlandı. (Ocak 2021) düğünü, I. Dünya Savaşı’nın (*) Hürriyet, 22 Ocak 2012 ‘ŞARLATAN SALDIRISI’ TTB’den hedefteki Ceyhan’a destek Koronavirüs ve aşılama ile ilgili açıklamaları nedeniyle Yeni Akit’in sözcülüğünü yaptığı gerici gruplar tarafından hedef gösterilen Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan’a meslektaşlarından destek geldi. Türk Tabipleri Birliği (TTB), halkı paniğe sevk ettiği iddiasıyla Prof. Dr. Ceyhan hakkında Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Bürosu’na suç duyurusunda bulunulan Ceyhan’ın, hükümetin politikalarını eleştirdiği için hedef olduğunu belirtti. TTB tarafından yapılan açıklamada ise “Şarlatanların saldırısına karşı bilimin ve bilim insanlarının yanındayız” denildi. Ceyhan’dan yanıt Hakkındaki linç kampanyasına ilişkin olarak ise Prof. Dr. Ceyhan yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamasında kendisinin “törörist” denilerek suçlanmasına değinen Ceyhan, “Tek silahım steteskopum. Beni şikâyet eden grubun paylaşımlarına baktınız mı hiç? Pandemi sürecinde devletin takılmasını istediği maskelerin öldürdüğünü, salgının olmadığını, devletin uyguladığı aşıların ölüme neden olduğunu söylüyorlar. Kim halkı paniğe sevk ediyor şimdi?” ifadelerini kullandı. Öte yandan Ceyhan, bazı koronavirüs vakalarında 10 günlük izolasyon süresinden sonra PCR pozitiflik görüldüğünü belirterek “Böyle bir şey varsa eğer 10 günlük izolasyon süreleri yeterli değil. En az 14 güne çıkarılması lazım” ifadelerini kullandı. l Haber Merkezi Kaymakamlık toplantısına katılmamaları gerekçe gösterildi 7 hekime soruşturma Nisan ayının ortasında Mardin’e gittiğini söyleyen Barış, “Eniştemin ve teyzemin pozitif olduğu ortaya çıktı. İzmir’e geri döndükten kısa süre sonra şikâyetlerim başladı. Çok zordu. Öksürük, nefes darlığı, halsizlik, baş ağrısı… Tüm semptomlar vardı” diye konuştu. Üç kez negatif, iki kez pozitif çıktı, ölümden döndü MEHMET İNMEZ İzmir’de yaşayan Kadir Barış (34), halsizlik ve baş ağrısı şikâyetiyle gittiği hastanede koronavirüs testi yaptırdı. Testi negatif çıkan Barış, her geçen gün şikâyetleri artınca bir kez daha hastaneye başvurdu. Testi yeniden negatif çıkan Barış’ın üçüncü testi bu kez pozitife döndü. 10 gün karantinada kalan Barış’a bu sürenin sonunda yapılan test ise negatif oldu. İyileştiğini sandığı anda ağrıları yeniden artan ve tekrar test yaptıran Barış’ın test sonucu bu kez de pozitif çıktı ve tomografi çekildiğinde ciğerlerinde yüzde 90 oranında zatürree tespit edildi. Hastaneye kaldırılan Barış’ın durumuna doktorlar bile şaşırdı. ‘Psikolojim bozuldu’ Yaşadıklarını anlatan Barış, “Evdeki süreçte ağrıdan duramadım. Psikolojim bozuldu. 2 kez intihar etmeyi düşündüm. Allah’a ‘canımı al’ diye yalvardım. Birisi etlerimi çekiyor gibiydi. Öksürmekten artık ağzımdan kan geliyordu. Bu virüs bitmeden evden çok çıkmayı da düşünmüyorum” dedi. l İZMİR T PED YASAĞI am kapanmanın uygulanmasının de satışının yasaklanması sosyal medyada TEPKI ÇEKTI ardından 81 ile gönderilen market tedbüyük tepki uyandırdı. Sosyal medyada birleri konulu genelgede “zorunlu binlerce paylaşım yapan kadınlar, ihtiyaçlar” dışındaki ürünlerin sa “Yasaklar boyunca regl olmayalım tışı yasaklandı. Temel ihtiyaç ola mı” diyerek bu duruma tepki gösrak görülmeyen hijyenik pedlerin terdi. l Haber Merkezi İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü tarafından Eyüpsultan’da görev yapan 7 aile hekimi hakkında kaymakamlıkta düzenlenen bir toplantıya katılmama gerekçesiyle soruşturma açıldı. İstanbul Aile Hekimliği Derneği tarafından yapılan açıklamada, “Valilikle sözleşme imzalamış, konusu gereği il sağlık müdürü uhdesinde, onaylı mesai saatleri dahilinde görev yapan aile hekimleri, kamunun yapacağı ve katılmaları gereken toplantılar konusunda yine ancak valilik ve il sağlık müdürlüğünün yapacağı çağrı ve düzenlemeye uyabilirler ki bu durumda da o aile hekimlerinin yerine müdürlükçe başka hekimler görevlendirilmek zorundadır. Hal böyleyken katılmak zorunda olmadığı bir toplantıya katılmadığı için 7 hekime hem de pandemi yoğunluğunda soruşturma açmak moral motivasyon ve onur kırıcı bir olay olmuştur. İdarece gerekli önlemlerin alınmasını ve mevcut soruşturmanın acilen sonlandırılmasını talep ediyoruz” denildi. l Haber Merkezi Cumhuriyet’e çevre ödülü İstanbul’un değerlerini ve çevreyi korumak amacıyla kurulan, bünyesinde 170 civarında çevreci sivil toplum kuruluşunu barındıran İstanbul Çevre Konseyi 2021 yılı çevre ödülleri sahiplerini buldu. Konsey, çevre ve kent muhabirimiz Hazal Ocak’ı “çevrenin korunması ve sürdürülebilir olması” için yaptığı haberler nedeniyle ödüle layık gördü. Birçok kurum, kuruluş, siyasi ve gazetecinin layık görüldüğü ödülOcak lerin töreni koronavirüs pandemisi nedeniyle dün online düzenlendi. l İSTANBUL / Cumhuriyet DOKTOR VE KIZI ÖLÜ BULUNDU Tekirdağ’ın merkez Süleymanpaşa ilçesinde aile hekimi olan 2 çocuk babası Mustafa Ersoy (55) ile kızı Ceren Ersoy (11), dün evlerinde ölü bulundu. Baba ve kızının cesetleri savcılık incelemesinden sonra cenaze nakil aracıyla Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. G.E. ile oğlu A.E’nin ifadesine başvuran polisin, Ersoy’un kızını boğarak öldürdükten sonra intihar ettiği ihtimali üzerinde durduğu belirtildi. l DHA AKP’LI VEKILDEN TEPKI ÇEKEN SÖZLER AKP Konya Milletvekili Ahmet Sorgun, son günlerde artan intihar vakalarının yalnızca “ekonomik nedenlerden” kaynaklanmadığını iddia ederek, “Bazen biri çıkıyor köprüye, çatıya falan yüzde 90’ının daha sonra eşiyle problemli olduğu ortaya çıkıyor. Geçen sene Konya’da bir olay oldu. Çıkarttık, baktık. Adamın şu kadar malvarlığı var. Hiçbirimizin şartları eskisi gibi değil” dedi. l ANKARA 8 MAYIS CUMARTESI 228 BIN 873 20 BIN 52 2 BIN 178 281 28 BIN 896 49 MILYON 5 MILYON 192 BIN 673 16 BIN 141 42 BIN 746 3 BIN 175 % 3.2 4 MILYON 691 BIN 224 Bir eczacı daha öldü İstanbul’da çalışan eczacı Ceyda Nazlı, koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirdi. TTB’nin Twitter’dan açıklamasında, “#ÖfkeliyizÇünküÖlüyoruz. Ailesine ve tüm sağlık camiasına başsağlığı diliyoruz. #OyalamaDeğilYasa” ifadeleri kullanıldı. l Haber Merkezi 27 sağlıkçıya saldırı SağlıkSen, nisan ayında sağlıkta şiddet raporunda, 22 saldırganın karıştığı 15 şiddet olayında, 27 sağlık çalışanının şiddete uğradığını açıkladı. Sendikadan “Şiddeti önleyecek bir eylem planını hayata geçirmelidir” denildi. l ANKARA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle