24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 9 MAYIS 2021 PAZAR HABER/YORUM Türk vatandaşlarını damgalayın, olsun bitsin! Dışişleri Bakanı, Berlin’de Alman Dışişleri Bakanı’na şöyle diyor: “Turistin görebileceği herkesi mayıs ayının sonuna kadar aşılayacağız.” Şimdi bu cümleden ne anlıyoruz, benim anladığım “bu son kapanma da dahil her şey turistler için.” Malumunuz zengin turist epeydir ülkemizi terk etti, eder, çünkü asıl para bırakan bu turist grubu öyle beş yıldızlı, harala gürele otelleri sevmez. Sessizlik ve özel hayata saygı duyulmasını ister. Ayrıca ülkenin tarihini de anlamak, bilmek ve görmek ister. Onlar gidince biz 2 bin, 3 bin kişilik her şey dahil otellerimizi su parasına turiste açmak zorunda kaldık. Yeter ki biraz para girsin. Dışişleri Bakanı da bu konuşmayı, bunun için yapıyor. Turizm sadece turist değildir, yüzlerce ana girdisi vardır. Böyle ucuza giden lüks otellerin birinde beni gezdirmişlerdi. Arka kapıda onlarca kamyon yükleriyle bekliyordu. Karpuz dolu en az yirmi kamyon saymıştım, gerisini siz tahmin edin. Yemeklerin yapıldığı bölümde on ayrı grup, on ayrı bölümde çalışıyordu: Et yemekleri, deniz mahsulleri, sebze yemekleri, Türk tatlıları, pastacılar, mezeciler, ızgaracılar vs. Bu otellerde çarşaflar, havlular her gün değişir, otellerin altında dev yıkama kazanları ve dev ütü makineleri sürekli çalışır. Sahilde ve havuz başında en az on beş hizmetli turistlere sürekli içki taşır. Ve vardiyalı çalışan otel işçileri, kat yöneticileri. Kısaca sayıları otel müşterilerini aşan çalışanlar. Eğer turist gelmezse bunlar işsiz kalacak. Zaten büyük bir kısmı şimdiden işsiz kaldı. Evet, Dışişleri Bakanı çaresizlik içinde, Alman Dışişleri Bakanı’na adeta yalvarıyor. Ve tüm turizm sektörünü aşılayacaklarını söylüyor. Unuttuğu bir şey var, hadi hayal bu ya tüm turizm sektörü aşılandı. Peki, aşılanmayan Türk vatandaşları ne olacak? Turist aşılı olanlarla aşılı olmayanları nasıl ayırt edecek? Benim aklıma şöyle bir şey geliyor: Aşı yapılmamış Türk vatandaşları devletin önerdiği formatta bir damgayı mesela eczanelerden alıp kendi kendilerini damgalasın. Damgayı görünür bir yere vurmaları şartı getirilsin. Örneğin elin üst kısmına. 20 yıl içinde verimli tarım alanları, meraları yok edilmiş, fabrikaları kapatılmış, en güzel ormanları taşocakları için yağmalanmış, kentleri blok mezarlıklara dönüştürülmüş, milyonlarca genç işsizi bulunan bir ülkede, elbette Dışişleri Bakanı turist diye çırpınır ve olmayacak şeyler vaat eder, bize de utanması kalır. Ülkeyi bir harabeye çeviren, “milletin ...... koymaya” yemin etmiş Bay Cengiz ve yaptığı her katliamda onu destekleyen AKP iktidarı, bu utançtan sorumludur ama nerede, çok değil, biraz vatan sevgileri bile yok, iktidar hâlâ Cengiz’in ve benzerlerinin vergi borçlarını silmekle meşgul. Neyse ki para bittikçe iktidarın çeşitli kademelerinde nemalananlar, tarikatlar ve mafya grupları birbirlerine düşmeye başladı. İktidarın hiçbir kural tanımadan KHK ile yaptığı işlere itiraz edenlere botokslu yüzüyle kasıla kasıla, “onları kanlarında boğacağız!” diyen ve yurtdışına firar etmiş mafya lideri Sedat Peker, belli ki bir kuyruk acısı var, yol arkadaşlarının ağır işlerini ifşa etmeye başlamış. Başta Mehmet Ağar’ın oğlu ve AKP milletvekili Tolga Ağar’ın adının karıştığı ve yayın yasağı getirilen Elazığ yerel kanalında sunuculuk yapan üniversite öğrencisi Yeldana Kaharman’ın Tolga Ağar’la röportaj yaptığı günün ertesinde evinde ölü bulunması olayına dair yepyeni şeyler söylüyor: “Bir gün, bir Kazak kızı polise gidiyor ve Tolga Ağar’ın adını vererek ‘Bana tecavüz etti’ diyor. Kazak kızı o gün bir helikopterle alınıp uzaklaştırılıyor ve ertesi gün evinde ölü bulunuyor. Sürekli üstü kapatılan bu ölüm olayını ben de biliyordum ama Mehmet Ağar’ın öyle sırları vardır ki kimseler ona ve ailesine bulaşmak istemez. O, derinin derin devletidir.” Başka bir zamanda olsak bu iddia, manşetlik bir haber olurdu. Şimdi sıradan bir ifşaat! Madem damgalanacağız, öyleyse tarak satışını yasaklayan İçişleri Bakanı’ndan söz etmemek olmaz. Hayır, sadece ondan değil, CİMER’e yapılan her şikâyete mal bulmuş gibi atılan AKP savcılarından da söz etmeliyiz. Neymiş, Ekrem İmamoğlu, Fatih’in eşlerinden birinin mezarını, eli arkada ziyaret etmiş. Böyle bir saçmalığa soruşturma açtığınız için sizi kutluyorum, ananızdan babanızdan hiç mi terbiye görmediniz? Not: Geçen yazımda Karadenizli kadınların fotoğrafını paylaşmıştım ve çekeni bulup gözlerinden öpmek istemiştim. Sevgili okurlarım, bu muhteşem Türkiye fotoğrafını çeken kişinin Eren Dağıstanlı olduğunu söylediler. Selam olsun. 9 MAYIS 2021 SAYI: 34910 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ekler) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Koordinatörü Esra Bozok l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: l İstanbul: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Yenibosna mh. 29 Ekim Cd. no: 11A/41 Bahçelievler/İstanbul Tel : 0212 454 35 10. l Ankara : İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Saracalar mh. 57. cd. no: 21/A Akyurt/Ankara Tel : 0312 353 29 61. l İzmir: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Fatih mh. 1199 sok. no:1/7 SarnıçGaziemir/İzmir Tel : 0232 483 96 60. l Adana: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Levent mh. 1791 sok. no: 33/A Yüreğir/Adana Tel : 0322 346 36 25. l Trabzon: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Organize sanayi Bölgesi no: 2 Arsin/Trabzon Tel : 0462 711 40 20. Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 04:03 05:46 13:06 16:59 20:16 21:51 Ankara 03:52 05:33 12:50 16:42 19:58 21:31 İzmir 04:22 05:59 13:13 17:03 20:17 21:47 1998 yılında gösterime giren Cumhuriyet filmi, benim için bir dostlar resmigeçidiydi. Yönetmen Ziya Öztan sinema sanatı kadar eğilip bükülmez karakterini de çok beğendiğim bir arkadaşım; Yunus Nadi rolünü oynayan Ali Sirmen ile Yahya Kemal’i canlandıran Kürşat Kutay en yakınlarım, Atatürk’lüğe çok yakışan Rutkay Aziz ve İsmet İnönü’nün ikizi olabilecek Savaş Dinçel dost isimlerdi. Filmin bir yıl süren çekimi sırasında Paris’te görevliydim ama mutfağına ilişkin hiçbir öyküyü kaçırmıyordum: Lozan’da yapılan çekim sırasında Savaş Dinçel, bütün bir gece Atatürk’ün özel gönderdiği altın kalemle antlaşmayı imzalayacak olan İnönü’nün o dönemde kullandığı “Mustafa İsmet” imzasını atmaya çalışmıştı. Sabah, imzada vardığı sonucu “Olmuş mu?” diye rol arkadaşlarına gösterdiğinde Kürşat Kutay, “Ver bakayım o kâğıdı bana” deyip tek kalemde öyle başarılı bir K. Atatürk imzası atmıştı ki herkes şaşakalmıştı. Çünkü Kürşat, 68’li yıllarda Atatürk’ün sözlerini içeren tüm öğrenci pankartlarının altına onun imzasını çakmakta ustalaşmış bir öğrenciydi! Yunus Nadi’nin davudi sesi Ali Sirmen Yine Lozan’da, Türk hükümetinin resmi kutlamasına Rumina Sarayı’nı tahsis etmekte zorluk çıkaran İsviçre yetkilileri, Cumhuriyet filmi için Ziya Öztan’a Usi ve Rumina saraylarının kapılarını ikiletmeden açmış; birkaç saniyelik tren sahnesi için iki gün boyunca kentin demiryolu hatlarını kesecek kadar kolaylık sağlamıştı. Ziya Öztan, bir yıl önce filmin hazırlıklarını göstermişti. Atatürk’ün giysiO Yunus Nadi ki Mustafa Kemal 19 Mart 1920 genelgesiyle meclis açılacağını duyurduğunda Ankara’nın yolunu tutmuş, onun karargâhına yerleşmiş ve Halide Edib’le birlikte devİki Cumhuriyet, bir ülkü rimin basın danışmanı olarak çalışmaleri için özel dokutulan kumaşlardan, Ege Bölgesi’nden Cumhuriyet çiftçilerinin gönderdiği antika traktörlere kadar tüm ayrıntılara nasıl özendiğini biliyor ve sonucu heyecanla bekliyordum. Muhabiri olduğum Paris’e taş yağsa, Cumhuriyet filminin 1998 Ekim ayında yapılan galasını kaçıramazdım. Allem ettim kallem ettim, İstanbul’a geldim ve ilk gösterimini aktör dostlarımın yanında ağlaya zırlaya izledim. Turgut Özakman’ın yazarlığıyla Ziya Öztan’ın sinemacılığının buluştuğu bu başyapıtı, coşkuyla, gururla duygulanmadan seyretmek mümkün değildi. Önce sessiz döktüğüm gözyaşlarım, canım adaşım Mine’siyle yanımda oturan Ali Sirmen davudi sesiyle Meclis kürsüsündeki Muğla milletvekili Yunus Nadi’ye ses verir ve “Efendiler, biz burada yeni bir rejim kurmuyoruz. Var olanın adını koyuyoruz: Cumhuriyet!” derken, hıçkırıklara boğuldum. ya başlamıştı. Refik Halid Karay ve Ali Kemal gibileri Ankara’da toplanan devrimcileri “Sivas kuzuları, Ankara keçileri, Bolşevik tosunları” diye küçümserken, Yunus Nadi, Yeni Gün gazetesini Ankara’ya taşıyor, Milli Mücadele’nin kalemoru olmayı seçiyordu.* O Yunus Nadi ki adını Atatürk’ün koyduğu gazetenin ilkesel kimliği ve ülküsünü, 7 Mayıs 1924 tarihli ilk sayısına yazdığı “Cumhuriyet’in Karilere Takdimi” başlıklı makalede şöyle açıklıyordu: “Gazetemiz ne hükümet gazetesi ne de bir fırka gazetesidir. Cumhuriyet sadece Cumhuriyetin daha aleni ve s¸amil ifadesiyle demokrasinin müdafisidir. Cumhuriyet ve demokrasi fikir ve esaslarını ihlal eden, yıkan, yıkmaya çalıs¸an her kuvvetle mücadele edecektir. Memlekette her manasıyla hakiki bir demokrasi ve hakiki bir Cumhuriyet tesisi için gazetemiz bütün varlıgˆıyla çalıs¸acaktır. Memlekette halkın, halk tarafından, halk için idaresi bizim mefkuremizdir. Cumhuriyet’in şamil ifadesi Ve biz yalnız bu mefkurenin esiriyiz, bas¸ka hiçbir kuvvetin degˆil!” ** Mutlaka dikkatinizi çekmiştir: YuO Cumhuriyet ki gazeteci olarak yetiştiğim mabetti. nus Nadi, Atatürk’ün isteğiyle kurulan Cumhuriyet gazetesinin daha ilk sayısında demokrasi diyor ve demokrasi kavramını Cumhuriyet rejiminin en açık ve kapsamlı ifadesi olarak tanımlıyordu. Diriliş Cumhuriyet! 1924’ten bu yana 97 yıl geçti. TRT, yapımcılığını üstlendiği Ziya Öztan’ın Kurtuluş Dizisi’ni ve tabii ki Cumhuriyet filmini, AKP iktidara çöreklendiğinden beri rafa kaldırdı, göstermiyor... Siyasal İslamcıların yirmi yılda adını taşıyan her şeyi bir bir yıktığı Atatürk’ten geriye Anıtkabir; tüm kurumlarını çökertip zaten malını mülkünü de haraç mezat sattıkları Cumhuriyet rejiminden geriye Cumhuriyet gazetesi kaldı. Gazeteniz Cumhuriyet, tıpkı Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti gibi karşıdevrimcilerin, liberal tetikçilerin saldırısına uğradı ama işgalcileri defalarca geri püskürttü, daima aslına, Atatürk’ün ve Yunus Nadi’nin çizdiği rotaya döndü. Artık işgalcileri püskürtmekte ustalaşan, emin ellerde. Üstelik zıpkın gibi genç gazetecileriyle, geleceği de güvende. Oysa bu ülkeye kâbus gibi çökenlerin sonu nihayet göründü, yaklaşıyor. 2024’te Cumhuriyet gazetesinin 100. kuruluş yılını, Atatürk’ün silemedikleri izinde dirilen Türkiye Cumhuriyeti’nde kutlamak hayali, artık ulaşılmaz bir erek değil. * Osman Selim Kocahanoğlu/Cumhuriyet gazetesi ve Yunus Nadi üzerine, 16.01.2021 Cumhuriyet. ** Ayşe Elif Emre Kaya/Cumhuriyet gazetesinin kuruluşundan günümüze kısa tarihi, 2009 İletişim Fakültesi Dergisi. Anneler Günü, “annesizlere” de kutlu olsun. Annesini çocuk yaşnışmanlar belli ki derslerini çalışmıyorlar. Bayan Von der Leyen’i ta kaybeden psikolog Doayakta bekletiyorlar, kenarğan Cüceloğlu, “Annen daki kanepeye ilişmek zorunyok, kimsen yok!” der duda bırakıyorlar. rurdu. Oysa Reyiz’e onun 7 ço7 çocuklu anneye TÜİK, keşke market etiketlerinden esirgediği ilgiyi ülkedeki “annesiz” sayısı ile cuk annesi olduğu söylense, ceketini çıkarır, ayaklarının altına sermezse bile kol77 gül Reyiz’den “yerini yurdunu” belirlemeye de yöneltse.. tuğunu mutlaka ona bırakırdı. Madem bugün hem Anne“Annesizler” de birbirleriyler hem de Avrupa Günü.. le dayanışsa... Öldürülen her kadın, katlanarak çoğalan “annesizlik” demek. H Her şeyimizin eni olduğuna göre en annesizimiz de elbette Reyiz. Annesizleri örgütlemek ona düşüyor. Gündemde Bahçeli anayasası var. Annesizler için balkon bir madde eklense yeter. H İçine tek adamlık ateşinin düşmesi, Tenzile Hanım’ın 7 Ekim 2011’deki ölümüyle başladı. Bu ateşi, kendisini de ülkeyi de perişanlığa sürüklüyor. Ürkütmeden sayılamayacak, külliye dolusu danışmanı var. Allı pullu makamlar arabalar.. Sürüsüne bereket bakanlar Reyiz’in misafiri idi. Belçika doğumlu Alman olan von der Leyen, 2005 yılından bu yana Merkel kabinesinde Savunma Bakanlığı dahil, 14 yıl aralıksız bakanlık yaptı. Tam 7 çocuk (yazıyla yedi) annesi. Reyiz’in telkintavsiyelerini ve hayallerini aşan ehliyet, marifet ve basirette bir kadın siyasetçi. Reyiz’in sayısız kadın siyasetçisi var ama elinde 7 çocuklu bir tek anne yok. (Bu durum AKP’nin cennetteki yerlerini sınırlıyor.) Bayan Von der Leyen birçok dil konuşuyor. Arap asıllı seçmenlere ulaşmak için muhtemelen Arapça da konuşuyor: “Elcennetu tahte akdâmil ummuhât Cennet annelerin ayakReyiz, Brüksel’deki AB Daimi Büyükelçimiz eliyle, 7 çocuklu AB Komisyon Başkanı’na T.C’mizi ve mahcubiyetimizi de simgeleyen 77 adet kırmızı gül sunmalıdır. Antiviral turizm İstanbul’un turizm ile ilk tanıştığı semtlerden Süleymaniye ve Sultanahmet’te büyüdüm. 1960 “devrimi” olmuş, yeni bir sayfa açılıyor Türkiye’ye ilgi artıyordu. Ayasofya civarı, Yerebatan Sarayı ve Sultanahmet çevresi fiilen turistik bölge olmuştu. Ama ortalık turist seyretmeye gelmiş kasketli yağız delikanlılar ve işportacılarla dolup taşıyordu. Turizm Polisliği ihdas edilmişti. Çevre esnafının da desteğiyle dubaşkanlar.. ları altındadır) hadisini de biliyor. varlara ilanlar asılıyordu: Çifter maaşlı kurumlar, kurullar.. Hz. Muhammed’in bu sözü, “Yerlere tükürmeyin, turistlere Hepsi kendi dalgasında, kendi “Cennet, T.C. pasaportu taşıyan ayıp oluyor!” çıkarında. Müslüman annelerin ayağı altında Sayın turistler sayesinde kaldıToplasan anneciğin bir tırnadır” anlamında söylemediği açık. rımlarda yürümekten kısmen kurğı etmez. Neredeyse tamamı gayrimüslim tuluyorduk.. “Annen yok, kimsen yok!” olan padişah valideleri de dahil Hı Antalyalı Dışişleri Bakanımız, o H ristiyan, Yahudi ve ahiret inancı eski ilanların etkisiyle olacak, AlBenzetmek gibi olmasın, Reyiz olan tüm anneler için söylüyor. manlara “Göreceğiniz herkesi aşılıgibi bendeniz de milyonlarca “anCamilerimiz tam kapanmaya ve yacağız!” müjdesi veriyor. nesizden” biriyim. pandemiye rağmen kadın, erkek Oysa bu müjde bizlere. Partizan da olsa, cennet vatanı her Müslümana açık. Turistlere görüneceğiz ölmekmızın seçilmiş cumhurbaşkanıdır. Ya kiliseler, sinagoglar? ten kurtulacağız. Bugünün onuruna, her tür daya “Cennet ayaklarının altındadır!” Yeter ki turist şaşı maşı olmasın, nışmaya layıktır. müjdesi, gayrimüslim T.C. anne güneş gözlüğü takmasın... Bugün aynı zamanda Avrupa lerimiz mabetlerine adım atamaGeçen yıl bu sıralar, “Reyiz’den Günü. sın cehenneme gitsinler diye mi? korkma, virüsten kork!” diye yazmıştık. Devlet protokolünde 27 AB üyeH Niyetimiz halis.. sinin ortak başbakanı sayılan UrÇifte maaşlar, ejder meyveleri ve Bu da bir “Turiste görün Aşıyı sula von der Leyen geçenlerde smoothie’lerle zihnen gevşemiş da kap!” yazısıdır. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr AKAR’DAN MISIR AÇIKLAMASI: İlişkiler yeniden üst seviyeye gelecek Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Türkiye ile Mısır dışişleri bakanlıkları arasında görüşmelerin başlamasının ardınAkar dan iki ülke ilişkileri yakın dönemde “çok üst seviyelere” geleceğini söyledi. Akar, 988 TERÖRİST önceki gün akşam Ge ETKİSİZ HALE nelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ile Özel Kuvvetler Komutanlığı’nı ziyaret etti. Akar, Özel Kuvvetler Komutanlığı personeliyle iftar yaptı. Burada 8 yıl aranın ardından dışişleri bakan yardımcılaGETİRİLDİ AvaşinBasyan ve Metina bölgelerine 23 Nisan’da başlatılan PençeYıldırım ve PençeŞimşek operasyonlarına değinen Akar, “Irak ve Suriye’nin kuzeyinde 1 Ocak 2021’den itibarı seviyesinde toplan ren toplam 988 terötı yapılan Mısır’la iliş rist etkisiz hale getikilerle ilgili konuşan rilmiş bulunuyor” dedi. Akar, “Mısır ile ilişkilerimizin gelişmekte olduğunu görüyoruz. Bu, dosta güven, sevinç veriyor; bazılarını da korkutuyor ve yıldırıyor” diye konuştu. Akar, Müslüman Kardeşler destekli Muhammed Mursi’nin askeri darbeyle devrilmesinin ardından Ankara’nın Mısır’la ilişkilerini bozmasıyla ilgili, “Birtakım sebeplerden dolayı ilişkilerimizde duraklama olmuş olabilir fakat bunun kısa bir sürede geçeceğine ve Mısır ile olan kardeşliğimizin, dostluğumuzun yeniden çok üst seviyelere geleceğine bütün kalbimle inanıyorum. Bunun Türkiye, Libya, Mısır için son derece yararlı, faydalı ve gerekli olduğunu hep beraber yaşayacağız” dedi. Yunanistan’ın da aralarında bulunduğu bazı ülkelerin, Türkiye’nin 2019’da Libya Ulusal Uzlaşı Hükümeti’yle yaptığı deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşmalarla ilgili mevcut Libya Ulusal Birlik Hükümeti’ne “birtakım kışkırtma girişimlerinde bulunduğunu” söyleyen Akar, hafta başında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’yla birlikte yaptıkları Libya ziyaretinde daha önce anlaşılan bütün konularda her iki ülkenin de mutabık olduğunu gördüklerini kaydetti. l ANKARA Eski Tümamiral Orhun Özdemir yaşamını yitirdi “Montrö Bildirisi” imzacılarından eski Tümamiral Orhun Özdemir yaşamını yitirdi. Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Özdemir’i 8 Mayıs’ta kaybettiklerini belirterek “Amiralimizin Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında denizaltı komutanı olarak yaşadıkları ve katkıları her türlü takdirin üzerindedir. Kumpas davaların yaşandığı 20112014 yılları arasında Vardiya Bizde ve Sessiz Çığlık faaliyetlerinin hemen hepsinde eşlerimizin yanında durdu. Bizleri Silivri’de ziyaret etti” ifadelerini kullandı. l ANKARA ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com ROTASI MERSIN LIMANI’YDI Panama’da 616 paket kokain yakalandı Orta Amerika ülkesi Panama’nın güvenlik güçleri, Ekvador’daki Bolivar Limanı’ndan, Mersin Limanı’na gelmek üzere yola çıkan bir gemideki bir konteynırda 616 paket kokain ele geçirildiğini açıkladı. Konteynırın aktarma noktası olan Panama’nın PSA Limanı’nda arandığı ve kokainin konteynırdaki muz kutuları içinde saklanmış halde bulunduğu bildirildi. Panamalı yetkililer, yasadışı kargoyu çarşamba gecesi, bir takip ve istihbarat çalışması sonucunda tespit ettiklerini duyurdu. Panama devletinin resmi kurumu SENAN, Twitter’dan paketlerin fotoğraflarını paylaşarak kargonun son durağının Türkiye’nin Mersin Limanı olduğu belirtildi. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle