27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ 11 10 MAYIS 2021 PAZARTESİ Tıbbi cihaz üreticileri kamu ve üniversite hastanelerinden alacağını alamıyor Feragat da kurtarmadı Kamudan 16 milyar TL tutarındaki alacaklarını alabilmek için yüzde 25’inden feragat ettiler ama hâlâ ödeme bekliyorlar. Kamuya ait sağlık kuruluşlarına tıbbi cihaz temin eden firmaların alacak sorunu daki yanlış politikalar nedeniyle zor günler yaşayan firma sahipleri isimlerini vermeden sıkıntılarıbüyüyor. Alacakları zamanında nı şöyle anlatıyor: ödenmediği için şirketlerin iflas noktasına geldiğini belirten sekESRA n Tahsilat vadelerinde yılları buALUS lan gecikme ile birlikte diğer hiçtör temsilcileri bayram öncesinde bir alanda istenmeyen yüzde 25 ödeme yapılmasını istiyor. oranında feragat medikal sektörden taKamu ve üniversite hastanelerine lep edildi ve uygulandı. MR’dan eldivene, stentten kalp kapağına, diyalizden ortopedi malzemelerine, ameliyat lambasından katetere kadar çok geniş bir alanda hizmet veren firma sahiplerinin yaklaşık 16 milyar TL’lik alacağı bulunuyor. Hükümet bu borcu “makul vadede” ödemek için alacaklı firmalara yüzde 25’inden feragat etmeleri teklifinde bulundu. 2018 ve 2020 yıllarında feragat şartı getirildi. Firmaların büyük bölümü icraya düşmemek için bu teklifi kabul etti. Ancak ödemeler hâlâ yapılmadı. İhalelere girebilmek için “vergi ve SGK borcu” olmaması şartının bulunduğunu belirten firma sahipleri maliyetlerini karşılayabilmek için yüksek faizli krediler çektiklerini belirtiyor. Sektör temsilcileri bir ABD Doları’nın 1,5 TL olduğu zamanda belirlenen Sağlık Uygulama Tebliği’nin (SUT) fiyatlarına yüzde 10 oranında yapılan artışın tıbbi cihaz sanayiinin yaralarına merhem olmadığına dikkat çekiyor. Kur oynaklığının yanı sıra bu alanAlacağımızla iflas ediyoruz Yüksek faizle aldığımız kredileri ödemeye başladık. Ancak maliyetler o kadar yükseldi ki şu anda eksilen ürünü tamamlayamaz durumdayız. n Tıbbi cihaz üreticileri olarak bizler devlete borçlu değil alacaklı olarak iflas etmekteyiz. n ‘Feragat yaparsanız ödemeler bundan sonra makul vadelerde ve sorunsuz olacak’ denmişti. Bizler de yeniden ihalelere girmeye başladık, malzemeleri verip faturaları kestik. n Ancak 2018 yılının ikinci yarısından sonra kestiğimiz faturalar yine ödenmedi. 2020 sonuna kadar alacaklar birikti ve bizler isyan edince ikinci kez feragat fikri ortaya çıktı. n Ancak bu sefer hem feragat oranı yüzde 25 oldu hem de devlet hastanelerini de işin içine dahil etmeye çalıştılar. Çok zorda olan firmalar mecburen kabul etti. İcraya düşmemek, batmamak için feragatleri kabul ettik. KÜÇÜK İŞLETMELER BÜYÜK SIKINTIDA Tüm Tıbbi Cihaz Üretici ve Tedarikçi Dernekleri Federasyonu Başkan Yardımcısı Erkin Delikanlı, firmaların ayakta kalabilmeleri için feragat yapmak zorunda kaldığını ancak bunun da çözüm olmadığını söyledi. Delikanlı, “Biz yetkililere ‘Feragati yapmayın, taşın altına elimizi koymaya hazırız.’ dedik. Yani taksitle ödeme yapılmasını istedik. Ancak kabul görmedi. 1015 çalışanı olan küçük KOBİ’ler çok sıkıntıda” dedi. “TARO” DEPOLARDA Migros siparişler için robot geliştirdi Migros, robot destekli ürün toplama asistanı “TARO”yu depolarında kullanmaya başladı. Şirketten yapılan açıklamaya göre, Migros ve Asis Otomasyon’daki Türk mühendisler tarafından geliştirilen robot destekli ürün toplama asistanı TARO, siparişleri 5 kat daha hızlı hazırlayabiliyor. Çevrim içi siparişlerdeki ürünleri hatasız şekilde topladığı belirtilen TARO, akıllı rafların rehberliğinde en kısa yol haritasını çıkartarak siparişleri hazırlıyor. Açıklamada görüşlerine yer verilen Migros Ticaret AŞ İcra Başkanı Özgür Tort, “Yıl sonuna kadar Migros Sanal Market siparişlerinin yüzde 50’sini TARO ile hazırlıyor olacağız” dedi. l Ekonomi Servisi ŞÖLEN ÖZEL STANDDA 4 bin 500 kişiye ek istihdam yaratacak Şölen Çikolata, bayram döneminde marketlerde kuracağı standlarla 4 bin 500 kişilik ek istihdam yaratacak. Şölen CEO’su Elif Çoban, tesislerde çalışan 2 bin 400 çalışana ek olarak 4 bin 500 kişinin sahada görev yapacağını belirterek, “Bu arkadaşlarımız standlarımıza gelen müşterilerimize ürünleri elletmeden, kendileri eldiven ve maske ile çalışarak poşetlere dolum yapacak, tartacak ve paketi teslim edecekler” dedi. Geçen yıl Şölen’in ikramlık ürünlerde ciro pazar payının yüzde 35 olduğunu belirten Çoban, “Çikolatayı bayram ikramlığı olarak pazara katan markayız, pazar lideriyiz” dedi. l Ekonomi Servisi DOĞAL TAŞTA TOPARLANMA İhracatçı 2 milyar doları hedefliyor Ege İhracatçı Birlikleri’nden (EİB) yapılan açıklamaya göre, Covid19’un olumsuz izlerini silen doğal taş sektörü, ocaknisan döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre ihracatını yüzde 26 artırarak 620 milyon dolara ulaştı. Türkiye’nin geçen yıl ocaknisan döneminde 173 milyon dolar olan blok mermer ihracatı, bu yıl yüzde 42’lik artışla 246 milyon dolara yükseldi. Ege Maden İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Kaya, “Konteynır krizi olmasaydı ihracatımız 700750 milyon dolar aralığına çıkabilirdi. 2021 yılının ikinci yarısında ihracatta 2 milyar doları aşacağımıza inanıyoruz” dedi. l Ekonomi Servisi Türkiye’de yurttaş krediyle ayakta duruyor, kişi başı gelir düşüyor Faizde dünya lideri MUSTAFA ÇAKIR Türkiye, ekonomik göstergelerde dünyanın en zor durumdaki ülkeleri arasında. Yurttaş geçim sıkıntısını tüketici kredileri ile bireysel kredi kartı ile borçlanarak gidermeye çalışırken kişi başına gelir düşüyor. Türkiye yüksek enflasyonda Arjantin’in ardından ikinci sırada geliyor. Çeşitli ülkelerle karşılaştırıldığında Türkiye politika faizinde de açık ara önde yer alıyor. Ödenemeyen borç artıyor Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın ekonomideki genel görünüme yer verdiği raporuna göre Türkiye’nin ekonomik verileri şöyle: n Tüketici kredilerinin toplam büyüklüğü 23 Nisan’a göre, 30 Nisan itibarıyla 692.4 milyar liradan 693.8 milyar liraya, bireysel kredi kartlarının büyüklüğü de 152.6 milyar liradan 155.6 milyar liraya çıktı. n Konut kredileri 276.4 milyar liradan 276.5 milyar liraya, taşıt kredileri 13.9 milyar liradan 14 milyar liraya, ihtiyaç kredileri de 402.2 milyar liradan 403.3 milyar liraya yükseldi. n Tüketici kredileri ve bireysel kredi kartları takibe giren alacak oranları da şöyle: Toplam kredilerin yüzde 3.8’i, tüketici kredilerinin yüzde 1.7’si, bireysel kredi kartlarının da yüzde 3.3’ü. n Borcunu ödeyemediği için yasal takibe düşmüş kişi sayısı tüketici kredilerinde 2 milyon 357 bin 279, bireysel kredi kartlarında 2 milyon 475 bin 383 kişi oldu. n Raporda Türkiye’nin de aralarında bulunduğu çeşitli ülkelerin kişi başına GSYH rakamlarına da yer verildi. Buna göre Türkiye’de 2019’da 9 bin 151 dolar olan kişi başına GSYH 2020 yılında 8 bin 548 dolara geriledi. n Çeşitli ülkelerdeki enflasyon oranlarına yer verilen tabloya göre, Türkiye 2020’de 14.6 ile enflasyon oranı en yüksek ülkeler arasında Arjantin’in (36.1) ardından ikinci sırada yer alıyor. n Seçilmiş ülkelerde uygulanan politika faizlerine yer verilen tabloda da Türkiye yüzde 19 ile açık ara liderliğini sürdürüyor. Oran: ABD’de 0.25, İngiltere’de 0.10, Brezilya’da 3.50, Rusya’da 5, Polonya’da 0.10, Güney Afrika’da 3.50. l ANKARA Marmara’da deniz salyası balıkçının kâbusu oldu ESRA ALUS Bir süredir Marmara Denizi’ni saran iklim değişikliği, evsel ve endüstriyel atıkların oluşturduğu müsilaj (deniz salyası) balıkçıları vurdu. Av sezonunun üç ay önce kapanmasına neden olan müsilaj nedeni ile avlanamayan balıkçılar, destek bekliyor. Sayıları 17 bine ulaşan kayıtlı küçük balıkçılar adına konuşan İstanbul Bölgesi Su Ürünleri Kooperatifler Birliği Başkanı Erdoğan Kartal, müsilajın 12 metrenin altındaki balıkçı teknelerinin motorlarına zarar verdiğini belirtti. Kartal, müsilaj sebebiyle balıkçıların ağlarını kaybettiklerini ve geliri aylık 3 bin TL olan balıkçının, 20 bin TL’yi bulan zararı 3 yılda ancak telafi edebileceğini vurguladı. Destek bekliyorlar Gebze Eskihisar Su Ürünleri Kooperatifi ve Kocaeli Su Ürünleri Kooperatifler Birliği Başkanı Ali Sarı da şöyle konuştu: “Balıkçı arkadaşlara kooperatif olarak maddi yardımda bulunuyoruz. Uzun vadede ödeyecekleri faizsiz krediler veriyoruz. Evlerine erzak alabilmeleri için de market çeki verdik. Birbirimize destek olarak ayakta kalmaya çalışıyoruz.” Üsküdar Su Ürünler Kooperatifi Başkanı Ahmet Erol Domaç ise yeşil ruhsatlı balıkçıların faizsiz kredilerle desteklenmesini istedi ve “Geçen yıl bu vakitler günlük 15 kiloya yakın balık tutuyorduk. Şimdi 3 kilo bile tutmak zor” dedi. ÜRÜNLER RAFLARDA KALDI Esnaf, bayram öncesi dükkân açmak istiyor Esnaf ve sanatkârların bir yılı aşkın bir süredir iş yapamadığını belirten Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, işyerlerinin Ramazan Bayramı’na iki gün kala açılmasını talep etti. Esnafın Ramazan Bayramı’na buruk girdiğine dikkat çeken Palandöken, “Bayramın hemen öncesinde başlayan tam kapanma nedeniyle beklenen ciro gerçekleşemedi. Esnafın ramazandan önce aldığı ürünler raflarda kaldı” dedi. Geçen yılın yaralarını saramayan esnafın bu bayramda da iş yapamadığı için yeni yaralar aldığına işaret eden Palandöken, yurttaşların bayramlık alışverişinde internet sitelerine mecbur bırakılarak fahiş fiyatlarla karşılaştığını, esnafın ise internet siteleri ile rekabet edecek gücünün olmadığını vurguladı. l Ekonomi Servisi Bendevi Palandöken KIŞI BAŞI BIR BISIKLET HEDEFI SALGINDA MÜSTAKILE TALEP PATLADI İklim değişikliğiyle mücadelede, küresel emisyonların yüzde 25’ine sebep olan, ulaşımda çevre dostu taşıtların önemi giderek artıyor. Türkiye’de orta vadede 10 yolculuktan 1’inin, uzun vadede ise 4 yolculuktan 1’inin bisikletle yapılmasını hedeflediklerini söyleyen Dünya Kaynakları Enstitüsü (WRI) Türkiye Sürdürülebilir Şehirler Direktörü Güneş Cansız, “Ayrıca kısa mesafelerde her 3 yolculuktan 1’inin bisikletle yapılması ve kişi başına 1 bisiklet sahipliği için de çalışıyoruz” dedi. Emlak bilgi bankası Tapusor.com’un hazırladığı “Pandemi Döneminde Müstakil Ev Trendleri” başlıklı rapora göre, son bir yılda müstakil bahçeli evlerin piyasaya arzında ciddi bir azalma yaşanırken, talebin artması da fiyatları artırdı. Rapora göre; İzmir’de Karabağlar, Buca ve Karaburun’da da fiyatlar yüzde 40’ın üzerinde artış gösterdi. İstanbul’da ise fiyatlarının en çok arttığı ilçeler ise şöyle: Üsküdar yüzde 34, Beşiktaş yüzde 33, Beykoz yüzde 27, Silivri yüzde 15, Sarıyer yüzde 9. Bir ‘büyük yenilgi’ İngiltere’de geçen hafta yapılan belediye seçimleri ve kısmi ara seçimler İskoçya’da, Galler’de, tek tek ele almaya değer ilginç sonuçlar yarattı. Ancak en önemli sonuç, milletvekilliği ara dönem seçimlerinde, İşçi Partisi’nin (İP), 1964’ten bu yana elinde tuttuğu Hartlepool kentinde hezimete uğramasıydı. Muhafazakâr Parti’nin oy oranı yüzde 51’in üstüne çıkarken İP’nin oy oranı yüzde 29’da kaldı. Şimdi sağ medya, İşçi Partisi’nin sağ kanadı, “İşçi sınıfı artık sağ partileri tercih ediyor” savıyla İP’yi daha da sağa itmeye, partinin sosyalist kanadını tamamen tasfiye etmeye çalışıyor. Bu eğilim, parti lideri Keir Starmer’nın yetersizliklerine karşın, yenilginin aslında Corbyn döneminin mirası olduğunu iddia ediyor. Bu savlarda bir doğruluk payı var ama “öykü” salt bunlarla sınırlı değil. Doğruluk payı var ama… Hartlepool’un geleneksel İP seçmeni arasında seçimlerden önce yapılan araştırmalar, hem yıllardır kentin ihmal edilmiş olmasından hem de İP’nin kapsamlı bir program, bir gelecek vizyonu sunmayı başaramadığından yakındıklarını gösteriyordu. “Bu böyle gitmez. Bir şeyler değişmelidir” ruh halinin, bu kesimi Muhafazakâr Parti’ye yönlendirdiği söylenebilir. Hartlepool, demir, çelik ve kömür sanayileri döneminden kalma, bu sanayiler gittikten sonra, bugün yüzde 8 işsizlik oranıyla ülkede liste başına yerleşmiş bir işçi kenti. Buna karşılık, bu sanayiler döneminde ev sahibi olmuş ailelerin toplam nüfus içindeki payı yüzde 50’ye ulaşıyor. Var olanı kaybetme korkusu, işçi sınıfının bu kesimi için de ister istemez muhafazakâr eğilimleri besliyor, önemli bir kısmının, seçeneksizlikten, geleneksel olarak benimsedikleri “işçi kimliğine” karşın Muhafazakâr Parti’ye yönelmesine yol açıyor. Anahtar sözcük ‘seçeneksizlik’ İP’nin Hartlepool yenilgisi aslında 20 yıllık bir trendin son noktası. Hartlepool’de İP oyları 2001 seçimlerinden bu yana, 2017 yılı hariç sürekli gerilemiş. Bu gerileme İP’nin kapsamlı bir program ve gelecek vizyonu yokluğuyla açıklanabilir. Corbyn, İP lideri olduğunda bu eksiklik hızla ortadan kalkmaya başlamıştı. Bu sayede partiye büyük bir canlılık gelmiş, üye sayısı ikiye katlanarak 600 bine yükselmişti. O dönemde Corbyn’in kimliğinde siyasette “otantik” olma modası başlamıştı. Corbyn liderliğinde, İP’nin artık hem kapsamlı bir programı hem de bir gelecek vizyonu vardı. 2017 genel seçimlerinde İşçi Partisi hükümet kuracak konuma yükselememiş olsa da yüzde 41 ile son 35 yılın en yüksek oyunu aldı, Hartlepool’da da 2015’te yüzde 35.6’ya gerileyen oyunu yüzde 52.5’e yükseltti. Ancak “kurulu düzenin” temsilcileri, bu başarıların sosyalizme açılan bir vizyonun ürünü olduğunu kavramakta gecikmediler. İngiltere 2019 seçimlerine, basında ve İşçi Partisi içinde çok sert bir antiCorbyn kampanyasıyla girdi. Bütün siyasi yaşamı ırkçılığa karşı mücadele ile geçmiş olan Corbyn, şimdi parti içinde ırkçıları, Yahudi düşmanlarını korumakla suçlanıyor, bu suçlamalar TV’lerin, gazetelerin gündemini dolduruyor, İP’nin programının seçmene ulaşmasını, büyük ölçüde önlüyordu. Corbyn, bu saldırılar karşısında, Brexit konusunda, kararlı ve tutarlı bir duruş sergileyemedi. Partinin sağ kanadı da hiç utanmadan, seçimleri kaybetmek için çalıştı. Ancak daha da önemlisi: Corbyn ve ekibi, işçi sınıfının muhafazakârmilliyetçi, kimi zaman yabancı düşmanı eğilimler geliştiren, Brexit için oy veren kesimi ile yeni gelişmekte olan, küresel ısınma, ırkçılık, LGBT ve kadın hakları gibi sorunlarda, iklim krizi konusunda duyarlı, Brexit karşıtı, bireysel hak ve özgürlüklerden yana kesimi karşısında, İP’nin bu iki kanadı birden kavramasına olanak verecek bir hat (“triangulation”) geliştiremedi. Brexit oylamasının ve son genel seçimlerin gösterdiği gibi, esas olarak Londra gibi büyük metropollerde yaşayan yeni işçi sınıfı, buna katılmaya hazırlanan üniversite öğrencileri, bir başka tanımlamayla ev sahibi olma şansı çok zayıf, kiracı olmaya mahkum kesimler büyük çoğunlukla İşçi Partisi’ne oy vermeye devam ediyorlar. Yok olmakta olan sanayilerdeki işçiler, bunların çevresindeki yoksul işsizler, küçük esnaf, ev sahibi emekliler de seçenek ve gelecek vizyonu yokluğundan Muhafazakâr Parti’ye doğru kaymaya devam ediyorlar. İP’nin bugünkü haliyle bu iki kesimi bir araya getirecek ne bir programı ne de bir vizyonu var, düşüş devam edecek!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle