28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 9 27 NİSAN 2021 SALI SAID NURSI’NIN KITAPLARI ‘AŞIRILIKÇI’ BULUNDU Tataristan Cumhuriyeti’nde Naberezhnye Chelny Mahkemesi, Nur cemaatinin kurucusu Said Nursi’nin kitaplarını “aşırılıkçı” buldu. Avukat Ruslan Nagiyev, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, sanıkların bu karara katılmadığını belirterek Tataristan Yüksek Mahkemesi’ne itirazda bulunulacağını kaydetti. Avukat Nagiyev, incelemenin Naberezhnye Chelny Pedagoji Üniversitesi’nden “düşük niteliklere sahip, orijinal dili bilmeyen ve anadili İngilizce olmayan” uzmanlar tarafından yapıldığını savundu. Nurcuların yayın organı Yeni Asya gazetesi ise söz konusu haberi dünkü sayısında, “Skandal karara itiraz edilecek” başlığıyla sürmanşetten duyurdu. l Haber Merkezi Avukatlar salonu iki kere terk etti, Selahattin Demirtaş 128 milyar doları sordu Kobani davası gergin başladı Aralarında eski HDP eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da bulunduğu 28’i tutuklu 108 kişinin yargılandığı 68 Ekim 2014’teki protestolar ve şiddet olaylarıyla ilgili “Kobani davası” olarak bilinen dava, Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nce, Sincan Cezaevi Yerleşkesi’ndeki salonda görülmeye başladı. Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu tutuklu sanıklardan bazıları bulundukları cezaevlerinden SEGBİS aracılığıyla katıldı, diğer sanıklar salonda hazır bulundu. Duruşmanın başlangıcında Mahkeme Başkanı yargıç Bahtiyar Çolak, iddianamenin kabulüne ilişkin kararı okudu. Avukatlar, duruşma salonuna giremeyen 100’e yakın avukat olduğunu söyledi. Mahkeme Başkanı, koronavirüs tedbirleri kapsamında yeterli sayıda avukatın salona alındığını, ayrıca yerleşkede avukatlara özel tahsis edilen başka bir salon bulunduğunu söyledi. Bunun üzerine salonda bulunan avukatlar, oturdukları sıralara vurarak alkışlarla durumu protesto etti ve itirazlarını sürdürdü. Mahkeme Başkanı Çolak’ın, duruşma düzenini bozanları salondan çıkaracağını bildirmesi üzerine avukatlar mahkeme heyetinin tutumunu protesto için duruşma salonunu terk etti. SEGBİS ile duruşmaya bağlanan Demirtaş da avukatlara alkışla destek verdi. Ardından mahkeme heyeti, savunma olmadan yargılama yapılamayacağı itirazlarına karşın kimlik tespitine baş“Kobani olayları” olarak bilinen 68 Ekim 2014’te düzenlenen eylemlere ilişkin dava, “savunma kısıtlaması” tartışmaları arasında avukatların protestosuyla başladı. Mahkeme heyetinin tutumunu protesto eden avukatlar duruşma salonunu iki kez terk ederken, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, SEGBİS aracılığıyla katıldığı duruşmada “128 milyar dolar nerede?” yazılı kâğıt gösterdi. MAHKEME ÖNÜNDE PROTESTO AVRUPA’DAN DESTEK Sincan Cezaevi Yerleşkesi içinde yer alan duruşma salonunda görülen dava için yoğun güvenlik önlemleri alındı. Duruşmayı HDP milletvekilleri ve yöneticileri, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ile Avrupa Parlamentosu Sosyalistler ve Demokratlar Grubu üyelerinin de aralarında bulunduğu yabancı parlamenterler takip etti. Duruşma sürerken şehit ve gazi yakınları Sincan Cezaevi Yerleşkesi önünde protesto eylemi yaptı. “Şehitler ölmez vatan bölünmez,” “Kahrolsun PKK” sloganları attı. Anadolu Güvenlik Korucuları ve Şehit Aileleri Konfederasyonu Başkanı Ziya Sözen “Şehit yakınları olarak davalara müdahil olacağız. Bu olayların talimatlarını veren ladı. Sanıklar, sorulan sorulara avukatları olmadan yargılamaya geçilemeyeceğini söyleyerek yanıt vermedi. Mahkeme Başkanı’nın mikrofonun kapatılması talimatı vermesi üzerine mahkeme salonunda alkışlı protesto başladı. “Savunma hakkı engellenemez” sloganları atılırken sanıklar da mahkeme heyetine sırtlarını döndü. Demirtaş da mahkeme heyetinin kimlik tespitiyle ilgili sorularını yanıtsız bırakırken “Baskı ortamında yargılamayı yapsanız da avukatların buraya girmesi bizzat Selahattin Demirtaş’tır” dedi. Türkiye Gaziler ve Şehit Aileleri Vakfı Genel Başkanı gazi Lokman Aylar da “Bizim için içeride dava edilenler ile dağdaki teröristler arasında fark yok. İçeride devletimize hesap verenler ile bu olayları bahane ederek terörün siyasi uzantılarına arka çıkanlar arasında fark yoktur” diye konuştu. gerekiyor” diye konuştu. 128 milyar dolar nerede? Demirtaş’ın duruşma esnasında SEGBİS kamerasına “128 milyar dolar nerede?” yazılı bir kâğıt gösterdiği görüldü. Duruşmanın başındaki tartışmanın ardından bir süre sonra tüm avukatlar duruşma salonuna döndü. Avukatlar iddianamenin okunmasından önce usule ilişkin itirazlarını dile getirdi, reddi hâkim talebinde bulundu. Ancak mahkeme başkanının talimatıyla iddianame okunmaya başlanALMANYA’DAN İSTANBUL VE AÇIKLAMA Alman Hükümetinin İnsan HakDIYARBAKIR’DA GÖZALTI ları ve İnsani Yardım Sorumlusu Bärbel Kofler, dava sürecini yakından takip edeceklerini kay HDP İstanbul il örgütü, Kobani dederek “Demirtaş AİHM kararı Davası’na ilişkin il binası önünde doğrultusunda serbest bırakıl açıklama yapmak istedi. HDP’liler malı” dedi. l Haber Merkezi ile polis arasında tartışma yaşandı. Polis pandemi gerekçedı. İtirazlara karşın iddianamenin okunmasının sürmesi üzesiyle dışarıda açıklama yapılmasına izin vermeyeceklerini belirterek HDP’lilerin dışarı çıkmarine alkışlı protestonun ardın larını engelledi. Kapının girişindan tüm avukatlar ikinci kez de konuşan HDP İstanbul İl Eşsalonu terk etti. Çolak, avukat başkanı Erdal Avcı da “Bu Türkiların savunma haklarının kı ye’deki demokrasi iradesine hasıtlandığı yönündeki itirazla zırlanmış bir darbedir” diye korına “Alkışlayarak, zılgıt çeke nuştu. Slogan atılması üzerine rek sanık savunulmaz” karşılı polis çok sayıda HDP’li ve iki gağını verdi. Sanık avukatlarının zeteciyi gözaltına aldı. reddi hâkim taleplerini geri çeviren mahkeme, bu karara itiraz yolu bulunması nedeniyle Diyarbakır’da düzenlenen operasyon kapsamında HDP’li Ramazan Karakaya, Hamit Onur, Murat Öndeş, Sadık Tosun ve Zeki Bağsavunmaların alınmasına baş cık ile Kayapınar Belediyesi Meclanamayacağını bildirdi ve da lis üyesi Songül Dağ Kapancı’nın vayı 3 Mayıs’a erteledi. da aralarında bulunduğu 11 kişi l ANKARA/Cumhuriyet gözaltına alındı. l İç Politika GÜLTEKİN DAVASI Sanıktan tepki çeken sözler Muğla’da üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’i (27) öldürüp cesedini varil içinde yaktıktan sonra üzerine beton döken Cemal Metin Avcı (32) ile kardeşi Mertcan Avcı’nın (26) yargılandıkları davanın 4’üncü celsesi dün Muğla 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Diyarbakır’dan SEGBİS aracılığıyla dinlenen tanık Mehmet Yusuf Özten, Cemal Metin Avcı’nın Pınar Gültekin’in şantajına maruz kaldığını söylediğini, kendisine genç kızı korkutup uzaklaştırması için 200 bin lira teklif ettiğini öne sürdü. Gültekin’in aile avukatı Rezan Epözdemir mahkemeye hitaben, “Mertcan Avcı tahliye edildi. Ne hikmetse aynı sanık davaya İzmir Adliyesi’nden SEGBİS ile katılmak istiyor. Bu çok manidar. Size güvenmiyoruz, davadan çekilin. Mahkemenin haksız tahriki uygulama çabası olarak görüyoruz. Biz İstanbul’dan duruşmaya geliyoruz. Sanık ise İzmir’den katılabiliyor. Sizi tekrar reddediyoruz” ifadelerini kullandı. ‘Sevgilim değildi’ Sanık Cemal Metin Avcı ise savunmasında, “Cani biri veya kadın düşmanı değilim. Ben mağdrum. Pınar sevgilim değildi. Eskorttu” dedi. Salonda tepki yükselmesi üzerine duruşmaya ara verildi. Duruşma 12 Temmuz’a ertelendi. Öte yandan Cemal Metin Avcı ile eşi Eda Avcı’nın boşandığı öğrenildi. Açtığı 5 milyon liralık tazminat davasını da kazanan Eda Avcı’ya para ödenmediği takdirde, hisseler, araçlar ve gayrimenkullerin tamamı devredilecek. Epözdemir ise boşanmanın anlaşmalı olduğunu ifade ederek “Kadını hunharca katletmekle kalmayıp, ‘Tazminat hakları sürüncemede kalsın’ diye danışıklı mal varlığı devirleri oluyor” dedi. l Haber Merkezi Kentsel dönüşüm mağduru olmak istemeyen mahalle sakinlerine siyasi partilerden destek Okmeydanı’nda halk birleşti Okmeydanı Fetihtepe Mahallesi’nde geçen günlerde kentsel dönüşüme karşı çıkanlara AKP’lilere yakın isimlerin silah çekmesi üzerine mahalle sakinleri ile aralarında CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, HDP, SOL Parti, TİP, Gelecek Partisi, DSP, Merkez Partisi ilçe başkanlarının da bulunduğu kalabalık bir grup kentsel dönüşüm ofisi önünde bir araya geldi. Grup adına açıklamayı okuyan CHP Beyoğlu İlçe Başkanı Şahin Dil, yaşananlara karşı belediyeden bu zamana kadar bir açıklama gelmediğini belirterek “Anlaşılıyor ki belediyenin sessizliği, suçluluğun telaşından kaynaklanıyor. Kendi halkına silah çekenlerin sırtını sıvazlamak, açık ve aleni halk düşmanlığıdır. Halkı baskı ile sindirmek, eşkıyalar eliyle korkurtmak gayesinde olan kirli menfaat odakları Tarlabaşı’nda yaptıklarını Okmeydanı’nda yaparak semt sakinlerini bu bölgeden sürgün etmek istemektedirler. Biz siyasi parti temsilcileri buna müsade etmeyeceğiz. Halkla birlikte, şeffaf, yerinde ve hak temelli bir dönüşüm hepimizin arzusudur” dedi. Şahin, Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız’ın yanıtlaması istemiyle de “Bu silah çekenler kim? Bu kişiler hakkında suç duyurusunda bulundunuz mu? Bu olaya neden sessiz kalmaktasınız” diye sordu. ‘Hak kaybı var’ Fetihtepe Mahallesinde doğup büyüyen CHP İstanbul Milletvekili Yüksel Mansur Kılınç da “Daha önceki kentsel dönüşüm planlamaları ve çalışmalarında hak sahiplerinin elde edeceği hakkın en azından bir katı daha ellerinden alınmış görünüyor. Burada bir haksızlık var. Etütler ve incelemeler yapılmadan sadece ranstal dönüşüm için bu çalışmalar yapılmaktadır. Halkın mağdur edildiği her projeden vazgeçilmelidir” diye konuştu. l İç Politika İZMIR’IN ÇERNOBILI’NI UNUTMAYIN Ukrayna’da gerçekleşen Çernobil faciasının 35. yılında İzmir’in Çernobil'i olarak bilinen bölgeye dikkat çekmek isteyen TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, İzmir Barosu, İzmir Tabip Odası, Çevre Mühendisleri Odası ortak açıklama yaptı. Çevre Bakanlığı ve Türkiye Enerji Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu’na çağrıda bulunan Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Helil İnay Kınay, “1940'lı yıllarda Gaziemir’de kurulan Aslan Kurşun Fabrikası sahasında 2007’de tespit edilen ve tarihin en büyük çevre cezasının kesildiği bildirilen tehlikeli ve nükleer atıklar ile ilgili 14 yıllık zaman diliminde İzmir halkı nükleer atıklarla birlikte yaşamaya devam ediyor. İzmir'deki nükleer atık sorununu 14 yıldır çözemeyen yetkililer nükleer santralların geri dönüşü olmayan risklerini nasıl yönetecekler? ” dedi. l İZMİR / Cumhuriyet 1 MAYIS’TA ‘UMUT YAN YANA’ DİSK, KESK, TMMOB ve TTB heyeti, İstanbul’daki 1 Mayıs 2021 kutlama ve anma törenine ilişkin, dün İstanbul Valisi Ali Yerlikaya ile görüştü. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “İstanbul’da da 30 Nisan Cuma günü 11.00’de Taksim’de Kazancı Yokuşu’nda olacağız ve 1977 1 Mayıs’ında yitirdiğimiz arkadaşlarımızı anacağız. Arkasından Şişhane ve Kadıköy’de yine anmalarımızı gerçekleştireceğiz. 30 Nisan Cuma günü yine bütün Türkiye’de, işyerlerinde aynı saatte, alanlarda, işyerlerinde açıklamalar, 1 Mayıs kutlamaları, anmalar devam edecek. 1 Mayıs’ı biz her yıl DİSK, KESK, TMMOB ve Türk Tabipleri Birliği birlikte organize ediyoruz. 1 Mayıs günü de İstanbul’da Taksim Meydanı’nda kurumlarımızın temsilcilerinin yer aldığı bir biçimde 1 Mayıs çelengimizi anıta bırakacağız ve 1 Mayıs bildirimizi okuyacağız. Bu yılki 1 Mayıs’ın sloganı bizim sloganımız biliyorsunuz, ‘Umut yan yana’ diyoruz” diye konuştu. l DHA Batı’nın Sevr sendromu! A BD Başkanı Biden’ın izlediği politika, yeni bir dünya düzenine doğru gidişin işaretlerini veriyor. Almanya’dan askerlerini çekmeme kararı aldı. Çin ve Rusya’ya karşı daha sert, daha mesafeli politika izleyeceğini muhataplarının yüzüne söyledi. Trump döneminin aksine uluslararası kurumları işleteceğini söyledi. Bunun ilk adımlarını attı. Ortadoğu’da Arap ülkeleriyle ilişkilerini doğrudan İsrail’le bağlantılı olmadan kuracağının işaretlerini verdi. Yunanistan’la üs kurmak dahil daha sıkı ilişkiler içine girme adımları attı. Biden’ın 24 Nisan’da “soykırım” sözcüğünü kullanması bu sürecin içinde görünüyor. Erdoğan’ın bölgedeki tüm ülkelerin seçimlerinde olduğu gibi ABD seçimlerinde de taraf tutup Trump’ı desteklemesi, ABD’deki Türk lobisini bu şekilde yönlendirmesi gelinen noktanın tek sebebi değil. Özünde ABD başta olmak üzere Batı, Sevr sendromundan kurtulamadı. Hâlâ Birinci Dünya Savaşı sonrasında 10 Ağustos 1920’de Osmanlı’ya kabul ettirdikleri haritayı istiyorlar. Bunu da ne Ermeniler ne de başka bir kesim, öncelikle kendileri için istiyorlar. HHH Madalyonun bir yüzü böyle... Batı’nın bu tutumuna karşı, tüm yurtseverlerin Türkiye’nin yanında olması gerekir. Bunu yaparken de Batı’nın Sevr sendromuna karşı alınması gereken önlemler, atılması gereken adımlar neyse bunu açıkça, önyargısız dile getirmesi gerekir. Madalyonun öteki yüzü ise AKP’nin izlediği yoldur. AKP’nin bir dış politikası olsa, eleştireceğiz. Şu anda elle tutulur, gözle görülür bir dış politika yok. Günlük gelişmelere göre şekillenen, alver hesabına dayalı, karşı tarafta saygı uyandırmayan bir gidiş var. 24 Nisan günü saat 19.00’da Biden’ın açıklamasından sonra konuşması gereken iki kişi vardı: Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı ve Türkiye’nin ABD Büyükelçisi. Her konuda görüşü olan, muhalefetten gelen eleştirilerden bile karşıtlık üretip 24 saat geçmeden verip veriştiren Erdoğan, ne o gece vardı ne ertesi gün. Eski AKP milletvekili, Washington Büyükelçisi Murat Mercan’ın da nerede olduğunu bilen yok. Güven mektubunu verip vermediği bile tartışma konusu. İşte bu noktada şu ikilemi netleştirmek şart: ErdoğanABD ilişkileri, TürkAmerikan ilişkilerinin önüne mi geçti? Mercan, ABD’de Türkiye Büyükelçisi olarak mı bulunuyor, Erdoğan özel temsilcisi olarak mı? Saray’ın 23 Nisan’daki ErdoğanBiden telefon görüşmesinde hiç Ermeni iddialarından söz etmeyip hazirandaki NATO zirvesinde nasıl olacağı belirsiz görüşmeyi duyurması, her şeyin sineye çekildiği anlamına mı geliyor? Saray için 3 Mayıs’ta ABD’de görülecek Halkbank davası her şeyin önünde mi? Erdoğan’ın dün akşam 48 saat sonra yaptığı konuşma, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın yanıtı değil, Türk Tarih Kurumu’nun bir üyesi niteliğindeydi. HHH Başta vurguladığımız gibi madalyonun iki yüzü var. Sevr özlemcilerine yanıt vermek için önce Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolu iyi bilmek ve özümsemek gerekiyor. Siz 23 Nisan’da ülkenin başkentinde olmanız gereken yerlerde olmayıp en uzun bayrak direğini dikmeye giderseniz, 24 Nisan’da da suspus olursanız, yerli ve milliliği kime anlatabilirsiniz? Biden’ın 24 Nisan açıklamasında “soykırım” sözcüğü dışında tanımlar da var. “Konstantinopolis”, “bir daha olmasın”... Her birinin diplomaside dili var. AKP’yi iyi bir başlangıç yapmaya, Türkiyeleşmeye çağırıyoruz! Melek İpek için tahliye kararı Antalya’da 8 Ocak’ta evlerinde çıplak halde kocasının kelepçeli işkencesine maruz kaldıktan sonra eşi Ramazan İpek’i (36) av tüfeği ile vurarak 108. gün sonra 2 çocuöldüren Melek İpek ğuna kavuşan İpek göz(31) hakkında mah yaşları içinde, “Bu gece keme dün kararı rahat uyuyacağım” dedi. nı açıkladı. Antalya Adliyesi, 3. Ağır Ceza Mahkemesinde İpek’in, siyah bir kazak giydiği ve darp izlerinin iyileştiği görüldü. Savcı, İpek’in “taksirle insan öldürme” suçundan 6 yıla kadar hapsini talep ederken mahkeme, İpek’i “Meşru savunmada sınırın aşılması mazur görülebilecek bir heyecan, korkudan ileri gelmiş ise faile ceza verilmez” hükmü gereği tahliye etti. l DHA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle