29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 27 NİSAN 2021 SALI HABER A KP iktidarı, dün pandemi karşısında yeni önlemlerin gerekip gerekmediği konusunda karara varacaktı. Bu yazının yazıldığı an itibarıyla kararlar açıklanmış değildi. 26 Nisan 2021 günü AKP iktidarı, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu kritik konuların hemen hepsinde ne yapacağını bilemez haldeydi; şu anda, tam yazı yazılırken yapılan açıklamada, 17 Mayıs’a kadar tam kapanma olacağının bildirilmiş olmasına rağmen iddia ediyorum ki önümüzdeki günlerde yapılacak bir ek açıklama ile 19 Mayıs günü kesin olarak tam kapanma olacaktır. Bugüne kadar pandeminin vardığı kritik noktayı göz önünde bulunduran uzmanlar, dört haftalık bir tam kapanma ve çok daha hızlı aşılama kararlarının mutlaka verilmesi ve uygulanması gerektiğini ısrarla vurgulamaktaydılar ama bu sürekli yinelenen köktenci önlem çağrılarına karşın iktidar, durumu idare etmeye çalışıyor, umarsızlık çukurunda debelenip duruyordu. Kabul etmek gerekir ki içinde bulunulan durum hiç de kolay değildi. Tam kapanma, zaten ekonomik açıdan felaket durumda olan yurttaşı, yaşamını sürdüremeyecek şekilde pandemiyle yok olsızlık düzeninin önlenemez skandalları da uyanmayı hızlandırdı. Şimdi bu topluma “Pandemiyi AKP getirmedi ki” dese19 Mayıs’ta tam niz, “Ama ekonomik çıkmazı, yoksulluk ortamını, hırsızlık kapanma kesin düzenini o getirdi, umarsızlığımızdan sorumludur” yanıtını makla, önlemlerin daha da behemen alırsınız. ter kılacak ekonomik bataklıkEvet, pandemiyi AKP getirta boğulmak arasında bir terci medi, ama yarattığı ekonomik he zorlamış bulunuyor. koşullarla her şeyi daha da beHHH ter hale sokan durumu o geŞimdi kimse çıkıp da “Eh bi tirdi; üstelik de salgınla mücarader, pandemiyi de AKP ge delenin her alanında, umursatirmedi ya! Ne yapsınlar?” di mazlık, nepotizm, ötekileştiriyemez. Çünkü Türk halkı, AKP cilik, yolsuzluk, bilim düşmaniktidarının himmetiyle, neyin ne lığı, halka doğruyu söylememe olduğunu artık daha açık ka alışkanlığı yüzünden kelimenin fayla değerlendirebilecek bir tam anlamıyla da çuvalladı. duruma gelmiştir. Artık halk Bu ortamda AKP köktenbilmektedir ki pandemiyi ba ci önlemlerin zorunlu olduğuşımıza bela eden AKP değilse nu görmesine karşın korkudan de bu kiritik döneme her alan bu yola başvuramıyordu. Şimda toplumsal çöküntüye yol di onu aşmış bulunuyor. açmış bir ekonomik durumla Peki, denebilir şimdi “19 girilmesine, AKP’nin, ardı arka Mayıs’ta, tam kapanmayı nesı gelmez uyarılara bigâne ka den ve nasıl iddia ediyorsun?” larak, yağma talan ekonomiİşte orada duralım! Çünkü si uygulamayı sürdürmesidir, ince bir nokta var. AKP’nin ısrarla sürdürdüğü, Her şeyden önce tam kakirli iktidar çarklarını sayesin panma, bu defa koronavirüse de döndürdüğü yolsuzluk, hır karşı olmayacaktır. HHH AKP’yi koronadan çok daha fazla korkutan, 102 yıl önce Samsun’a düşüp çoban ateşlerinin zaten orasında burasında boy gösterdiği Anadolu’nun dört bir yanına sıçrayan bağımsızlık ateşidir. AKP, bu bağımsızlık ateşinin, milli irade, laiklik, özgürlük kavramlarıyla birleşip mutasyona uğrayarak aydınlanmacı Cumhuriyet ateşine dönüşmesine yol açan bilinçten korkmaktadır. 19 Mayıs önleminin nedeni de budur, pandemi değil. AKP’nin 19 Mayıs 1919’da çakan bağımsızlık ateşi karşısında pandemi kalkanının ardına sığınması ve bir kez daha aydınlanmacı Cumhuriyet yandaşlarına pandemi etiketli yasaklar uygulamaya kalkması pandemiye karşı bir önlem değil, Cumhuriyetin temel kazanımlarının anılmasına ve kutlanmasını engellemeye yönelik bir önlem olacaktır. 19 Mayıs’ı beklerken şimdilik söylenebilecek olan ise tam kapanmanın kaçınılmaz olduğunun kavranmasının olumlu bir adım olarak nitelenebileceğidir. Peki, 19 Mayıs’ta tam kapanma olacak mı? Göreceğiz bakalım! Adalet Bakanlığı’ndan ABD Başkanı Biden’ın ‘soykırım’ açıklamasına yanıt: Hukuki karşılığı yok Adalet Bakanlığı, ABD Başkanı Joe Biden’ın 1915 tehcirini “Ermeni Soykırımı” olarak nitelendirmesinin siyasi saiklerle yapılmış bir açıklama olduğunu belirterek “Ülkemizin de taraf olduğu Soykırım Sözleşmesi ve bu sözleşmeyi yorumlayan Uluslararası Adalet Divanı içtihatları dikkate alındığında ABD Başkanı’nın açıklamalarının hukuki bir karşılığı yoktur” açıklaması yaptı. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da “Yüzyıllarca birlikte güven ve refah içinde yaşadıkları ve birlikte yaşama iradesine sahip oldukları Amerikan belgeleri ile sabit TürkErmeni toplumları arasında bir dönemde yaşananları ‘soykırım’ olarak nitelemek gaflettir, cehalettir, geleceğin tahribidir” dedi. Adalet Bakanlığı, “Hukuksal açıdan soykırım yalanlar, gerçekler” başlıklı bir açıklama yaparak Biden’ın 24 Nisan’da yaptığı açıklamayı değerlendirdi. Soykırımın, Türkiye’nin de taraf olduğu 1948 Birleşmiş Milletler (BM) Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi ile tanımlandığı vurgulanan açıklamada şöyle denildi: “Hukuken bir fiilin soykırım suçunu oluşturabilmesi için ya iddia olunan eylemlerin gerçekleştiği ülke yargısının ya da yargılama yetkisine sahip bulunan uluslararası bir yargısal mekanizmanın (Uluslararası Ceza Mahkemeleri ya da Uluslararası Adalet Divanı) bu konuda karar vermesi gerekmektedir. Ayrıca suçlanan kişilerin hayatta olması da kovuşturma şartlarından biridir.” Almanya, Bosna ve Ruanda hakkında bulunan mahkeme kararları dolayısıyla buradaki olaylara ‘soykırım’ demenin hukuki bir temelinin olduğu, ancak 1915 tehcirini soykırım olarak nitelendiren bir mahkeme kararı olmadığı vurgulanan açıklamada, “Esasen ve usulen de bu konuda bir yargı kararı olması mümkün değildir. BM Sözleşmesi ve Uluslararası Adalet Divanı kararlarında ortaya konulan çerçeve karşısında yargısal bir mekanizmanın harekete geçmesi söz konusu olamaz. Kaldı ki, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ya da herhangi mahkeme, ancak hayatta olan failleri yargılayabilir. İddia olunan failler hayatta değilse tüm ceza yargılamalarında olduğu gibi burada da kovuşturma olanağı bulunmamaktadır” denildi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin de (AİHM) daha önce verdiği kararlarda bu konuda bağlayıcı bir karar alma yetkisinin bulunmadığını bildirdiği vurgulanan açıklamada, Biden’ın açıklamasının hukuki karşılığı olmadığı kaydedilerek “Tamamen siyasi saiklerle ortaya atılan mesnetsiz iddialar, asırlar boyunca adalet ve hukukla yaşamış bir milletin şanlı tarihine çamur atma arayışından başka bir anlama gelmemektedir” ifadeleri kullanıldı. l ANKARA/Cumhuriyet AKAR: TARIHIN ÇARPITILMASI Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Biden’ın 24 Nisan mesajıyla ilgili açıklamasında “ABD Başkanı’nın 1915 olaylarına ilişkin ‘soykırım’ ifadesini kullanması; tarihi gerçekleri inkâr ve çarpıtmaktan başka bir anlam taşımamaktadır” dedi. “Olmayan bir olayın tekrarı söz konusu olamayacağı için de ABD yönetiminin gerekçesi geçersizdir” diyen Akar, “2020 öncesi böyle bir ifade kullanılmazken ne değişti de böyle bir karar alındı? Sağduyulu Amerikan halkı bu konuda ne düşünüyor” diye sordu. Tarihten düşmanlık çıkarmanın kabul edilemez olduğunu belirten Akar, “ABD yönetimi bu kararıyla kendi resmi raporlarını da, imzalarını da inkâr ederek Ermeni diyasporasının ve diğer bazı odakların baskılarına boyun eğmiş, ABD Ulusal Arşivler ve Kayıtlar Ajansı’nda (NARA) bulunan başta General Harbord Raporu olmak üzere mevcut bilgi ve belgeleri görmezden gelmiştir. Bu yanlış düzeltilmelidir” ifadelerini kullandı. Hulusi Akar ŞENTOP’TAN BIDEN’A: HUKUKU HİÇE SAYAN SİYASİ AÇIKLAMA Meclis’te ortak kınama yapılacak TBMM Başkanı Mustafa Şentop, TBMM Tören Salonu’nda düzenlenen “İkinci Karabağ Savaşı ve Ermenistan’ın Savaş Suçları Paneli”ne katıldı. Karabağ’ın, özellikle Türkiye’ye yönelik “soykırım” iddialarıyla meşrulaştırılmaya çalışılan Büyük Ermenistan emelinin bir parçası olarak, diyasporanın da çabasıyla Ermenistan’a ilhak edilmek istendiğini söyleyen Şentop, ABD Başkanı Joe Biden’ın, 1915 olaylarını “soykırım” olarak nitelendirmesinin de, “hukuku, siyasi ve tarihi birikimini hiçe sayan, siyasi bir açıklama” olduğunu vurguladı. Şentop, “Dünyada ve bölgemizde en önemli sınamalardan geçmekte olan TürkiyeABD ilişkileri, bu açıklamadan büyük yara alacaktır, büyük zarar görecektir” dedi. Şentop, bugün Meclis’te ortak bir kınama gerçekleştirileceğini açıkladı. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Hakan Çavuşoğlu da İkinci Karabağ Savaşı olarak adlandırılan savaş sırasında Ermenistan ordusunun, ulusŞentop, serginin açılışını yaptı. lararası insancıl hukuku sistematik olarak çiğnediğini belirterek, “Ermenistan’ın Karabağ’daki çatışmalarda ön plana çıkan eylemleri, sivillere ve sivil yerleşim yerlerine gerçekleştirdiği saldırılardır. Bu eylemler birer savaş suçudur” dedi. Ermenistan’ı savaşa sürükleyen ve bu savaşı yöneten sivil ve asker yöneticilerin Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanması gerektiğini vurgulayan Çavuşoğlu, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin harekete geçirilmesi için özel raportör ataması, Avrupa Konseyi’nin de bu konuyu gündemleştirmesi gerektiğini aktardı. Panel öncesinde, Meclis Başkanı Şentop, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu tarafından hazırlanan “Savaş Suçları Fotoğraf Sergisi”nin açılışını yaptı. l ANKARA/Cumhuriyet TATLIOĞLU’NDAN MERKEZ BANKASI YORUMU: Bir milli güvenlik açığı tehlikesi var İYİ Parti TBMM Grup Başkanvemilli güvenlik açığıyla karşı karşıya kili İsmail Tatlıoğolmasıdır. 128 mil lu, TBMM’de düyar dolarlık satışın zenlediği basın toptemel olarak nalantısında, Merkez sıl yapıldığını, hanBankası’nın rezervgi fiyatlarla kimlere lerine işaret edeyapıldığı şeklinderek “Cumhuriyet taki normal bilgileri rihinde Türkiye’nin karşılaştığı en İsmail Tatlıoğlu istiyoruz” diye konuştu. önemli ekonomik Tatlıoğlu, ABD tehdit ve felaket derecesin Başkanı Joe Biden’ın, 1915 de problem bugün Merkez olaylarını “soykırım” olarak Bankası’nın rezerv meselesi nitelendirmesine de tepki dir” dedi. “128 milyar dolar” göstererek “Bu açıklama ve anımsatması yapan Tatlıoğ 1915 olayları ile ilgili soykılu, “Bu sadece bir rezerv ek rım iddiaları tarihi gerçeklersilmesi, sadece bir döviz sa den kopup hukuki zeminden tışı değildir. Bu, kamuoyun savrulmuştur ve kabul ediledan saklanarak Türkiye’nin mez, İYİ Parti olarak reddebirikiminin elden çıkarılması diyoruz” dedi. l ANKARA/ ve Türkiye’nin bu nedenle bir Cumhuriyet ABD’YE ORTAK KINAMA: Tamiri zor ve derin bir yara TürkiyeAvrupa Birliği Karma İstişare Komitesi (ABKİK) Türkiye kanadını oluşturan konfederasyon ve birlikler, ortak açıklama ile ABD Başkanı Joe Biden’ın 1915 olaylarını “soykırım” olarak nitelemesine tepki gösterdi. AB KİK Türkiye kanadını oluşturan HAKİŞ, MEMURSEN, TESK, TÜRKİŞ, TİSK, KAMUSEN, TOBB ve TZOB, Biden’ın 1915 olaylarına ilişkin yayımladığı mesaja karşı ortak mesaj yayımladı. Mesajda, “Yapılan bu açıklama milletimizin vicdanında da asla kabul görmeyecek, ülkelerimiz arasındaki müttefiklik ilişkisinde tamiri zor ve derin bir yara açacaktır” ifadeleri yer aldı. Açıklamada, “ABD Başkanı’nın 24 Nisan 2021 tarihinde yaptığı sözde soykırıma dair açıklamayı kesin ve kati şekilde reddediyor ve kınıyoruz. Hiçbir bilimsel ve hukuki temele dayanmayan söz konusu açıklamayı siyasi popülizmin bir sonucu olarak görüyoruz” denildi. l ANKARA/Cumhuriyet Sedat Peker’in toplattığı kitap Masada iki kitap... İkisinin de adı aynı, yazarı aynı, konusu aynı. Ancak birinin içindeki iki paragraf diğerinde yok. Silindi. Gelin, sır gibi saklanan bir lekeyi görün... 2017 yılıydı. Gazeteci Gülşen İşeri, “Ömrümce Ağladım” adlı kitabı yazdı. Kitapta hem oyuncu Muhterem Nur’un hayatı hem de eşi Müslüm Gürses’in bilinmeyenleri anlatılıyordu. Büyük ilgi gördü, çok konuşuldu. Bir gün... Yayıncı Doğan Kitap, silahlı kişiler tarafından basıldı. Kendilerini “Sedat Peker’in adamları” diye tanıttılar. Kitapta yer alan şu küçük Müslüm Gürses anısından rahatsızdılar: “Sadece halk değil, önemli kişiler de ‘Baba’ diyerek elini öpüyordu. Onlardan biri, bir davette Müslüm Gürses’in yanına gelmişti, yanında da korumalar vardı. Müslüm Gürses şaşırdı, eğilip ‘Baba’ diyerek elini öptü Gürses’in bu meçhul kişi, sonra da uzaklaştı adamlarıyla... Müslüm Gürses, Nevzat Bey’e dönüp ‘Kim bu lavuk, tanımadım’ diye sordu. Nevzat Bey de ‘Sedat Peker abi’ dedi. Müslüm Gürses gülmeye başladı, ‘Öyle mi, ayıp ettik adama!’” Yayınevini basan kişiler “Reis kimsenin elini öpmez. Peker’i küçük düşürdünüz” dedi. Ve hemen arkasından tehdit geldi: “15 gün içinde gereğini yapmazsanız, biz yapacağız!” Yazar Gülşen İşeri’nin oturduğu evin adresini yayınevi yetkililerine söylediler. Evet, popüler tarihten gülümseten bir anekdot, yazarın ölümle tehdit edilmesine varmıştı. Sonunda ne mi oldu? Yayınevi tüm piyasadan “Ömrümce Ağladım” kitabını geri çekme kararı aldı. Toplatılan kitaplar imha edildi. Tanıklarının aktardığı o iki paragraf kitaptan çıkarıldı. Sansürlenmiş yeni baskı okurla buluştu. Konuyla ilgili görüştüğüm Doğan Kitap Yayın Yönetmeni Cem Erciyes, “Biz aslında Muhterem Nur’un da isteğini yerine getirdik, böyle yaparak. Kendisi vefat ettiği için daha fazla konuşmak istemiyorum” dedi. Şimdi... Hani bugün Sedat Peker’e operasyon yapılıyor ya... Aynı kişi devlet tarafından makbul göründüğü günlerde böylesine utançlar da yaşandı. Bir kitap sessiz sedasız yok edildi. O sessizliği, bu satırlarla yırtmak istedim. İlginç tahliye Önceki Arka Bahçe’de okudunuz... Diyarbakır’da altın üreten Zerya Kuyumculuk’un sahipleri hakkında dolandırıcılık davası vardı. 350 milyon liraya yakın bir vurgundan bahsediliyordu. Davayı çözecek bilgilerin yer aldığı bilgisayar da paralar ve altınlarla birlikte kaçırılmıştı. İşte... Bu olayı anlattığım gün ne oldu biliyor musunuz? Davanın üç tutuklusundan Zülküf Ortaç ilginç bir şekilde tahliye edildi. Halbuki 4 Haziran’da duruşması vardı. O gün beklenmedi ve bir buçuk ay önceden apar topar cezaevinden çıkarıldı. “Apar topar” dedim ama... Normalde hakkınızda tahliye kararı verilince, cezaevi yönetimi sizi dışarı çıkarmak için hızlı davranır. Acaba, Zülküf Ortaç’ın sokağa salınması için pandemi yasaklarının başladığı 22 Nisan Perşembe, akşam saatleri mi beklendi? Bu iddia doğruysa, Diyarbakır 3 No’lu T Tipi Cezaevi yönetimi neyi amaçladı? Sözün özü, her haliyle dikkate değer bir tahliye yaşandı bu vurgun dosyasında. Atatürk’ün vasiyetinde karar Ne çok tartışıyoMustafa Kemal Çiruz. Ne çabuk çek yıllarca unutuyoruz. bu davaNe olduğunu da iz sürdü. sonra hiç meBu taleplerak etmiyoruz. rin neden Hatırlayın, imkânsız bir dönem olduğunu AKP medyası anlattı durne manşetler du. atmıştı... Tacinur Demir Ve soAtatürk’ün nunda, Anmanevi tokara 3. Asrunu Taciliye Ceza nur Demir, MahkemeAtatürk’ün vasiyetini yerisi geçen günlerde davayı düne getirmediği iddiasıyla şürdü. CHP’ye bir dava açmıştı. Sı Gelin görün ki Atatürk’ün ğırtmaç Mustafa’nın kızı De vasiyetinin iptali davası humir, Atatürk’ün vasiyetinin kuksuz olduğu için bitmeiptalini ve CHP’nin kontro di. 69 yaşındaki manevi tolüne bıraktığı ne miras varsa run Tacinur Demir koronahepsini almayı arzuluyordu. dan dolayı hayatını kaybetti. Dava dilekçesinde, Cumhur Dava dosyası da bu nedenbaşkanı Erdoğan’ın Türki le kapandı. ye İş Bankası hisseleriyle ilgi Ancak CHP davayı istinafa li yaptığı açıklamalar da delil taşımaya hazırlanıyor. Çünkü olarak vardı. ölümden değil, esastan redCHP’nin avukatlarından dedilmesini talep edecekler. Silinen tweet ve gerçek AKP İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe Twitter’da şöyle yazdı: “Seçimden önce ‘Her şey çok güzel olacak’ diyen her kim varsa pastadan payını alıyor.” AKP’li Kabaktepe, Milli Gazete’ye İBB’den ihale kıyağı yapıldığını iddia ediyordu. Sonra birden sildi bu tweet’i. Neden? Yoksa, böylesi bir hedef göstermenin Saadet Partisi ile olası ittifaka zarar vereceğini mi düşündü? Şimdilik emin değilim. Bildiğim şu ki Saadet Partisi’nin asıl yayın organı TV5 maddi olarak çok zor durumda. Çalışanlarına aylardır maaş ödeyemediği kulağıma geliyor. Bundandır ki kanal “5 için 1 olalım, 1’imiz 1000 olsun” sloganıyla destek kampanyası başlattı. Ayakta kalmak için izleyicilerinden bin liralık maddi destek bekliyorlar. Ve hatırlatıyorlar; kamu kurumları diğer kanallara milyonlarca saniyelik reklam verirken, TV5 neden sıfır saniye reklam alır?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle