29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 5 27 NİSAN 2021 SALI AYM’nin 59. yaş gününde, Yüksek Mahkeme Başkanı Arslan’dan sitem: TÜM ZORLUKLARA RAĞMEN... Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan, “Anayasa Mahkemesi, tüm zorluklara rağmen demokratik hukuk devletini ve insanımıgısı alanında görev yapan en tecrübeli mahkemelerden biri olan Türk Anayasa Mahkemesi, anayasanın kendisine verdiği görev ve yetkiler kapsamında, anabenimsediği hak eksenli yaklaşımla temel hak ve özgürlüklerin korunmasına ve standardının yükseltilmesine önemli katkılar sunmaktadır. Kısacası Anayasa anayasada ifadesini bulan “muasır medeniyet”in siyasi rejim tercihinin anayasal demokrasi olduğuna dikkat çeken Arslan, anayasanın başlangıç Aydınlanma ve milliyetçilik zın temel haklarını koruma görevini en iyi şekilde yerine getirmek için çalışmaya devam etmektedir” dedi. AYM Başkanı Arslan, yaptığı yazılı açıklamada, AYM’nin 25 Nisan itibarıyla 59 yaşına girdiğini kaydetti. Kuruluş yıldönümü törenini koronavirüs nedeniyle ertelemek zorunda kaldıklarını belirten Arslan, “Dünyada anayasa yaryasanın üstünlüğü ilkesini hayata geçirmenin, temel hak ve özgürlükleri korumanın gayreti içindedir. Belirtmek gerekir ki Anayasa Mahkemesi, anayasal hak ve özgürlükleri koruyup geliştirme amacının bir gereği olarak hak eksenli yaklaşımını kararlılıkla sürdürmektedir. Anayasa Mahkemesi sadece bireysel başvuruda değil, norm denetiminde de Mahkemesi, tüm zorluklara rağmen demokratik hukuk devletini ve insanımızın temel haklarını koruma görevini en iyi şekilde yerine getirmek için çalışmaya devam etmektedir” dedi. ‘Atatürk’ vurgusu Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün işaret ettiği ve kısmında “hürriyetçi demokrasi” olarak ifade edilen anayasal demokrasinin, bir yandan serbest seçimler sonucu işbaşına gelenlerin yönetme yetkisini kullandığı, diğer taraftan da bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin korunması için bu yetkinin sınırlandırıldığı bir hukuk düzenini öngördüğünü kaydetti. l ANKARA/Cumhuriyet Bilen bilir: Milliyetçilik Aydınlama’nın ürünüdür (Johann Gottfried Herder). Aydınlanmanın bütün özellik ve amaçlarını içerir; aklın ürünüdür ve ortaçağa yani aralarında dinseli de olmak üzere bütün doğmalara ve hurafelere karşıdır. Daha önce de yazdım, dinler ve etnik kökenler çağdaş devletin potasında yok olur ve ortaya çok dinli, çok etnisiteli bir millet (ulus) çıkar. Milliyet, insan topluluğu “millet” olduktan sonra ortaya çıkar. Bu nedenle milliyet ne dinci ne de ırkçı CHP’den ‘sözde soykırım açıklaması’ ve ‘128 milyar dolar protokolü’ne tepki: olabilir, milletçi (halkçı) olur. Bu bilimsel doğru ve gerçeği siyasal düzleme yansıtacak olursak: Gerçekten Devlet böyle mi yönetilir? milliyetçi olan bir parti “MilliyetçiMukaddesatçı” olamaz ve fanatik dinci bir parti ile işbirliği yapamaz, daha doğrusu böyle bir partinin peşine takılamaz. “Türk Milliyetçiliği” diye bir şey yoktur. Irkçılıktır. HHH Doğrudur: Manifesto gibi bir giriş! CHP Sözcüsü Faik Öztrak, ABD Başkanı Joe Biden’ın sözde “soykırım” açıklamasına yönelik, “Kınıyor ve reddediyoruz. Tarih yazmak, politikacıların görevi değildir” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın üç gün boyunca sessiz kalmasını eleştiren Öztrak, 128 milyar dolar tartışmasında da Cumhuriyet’in ortaya çıkardığı protokole değinerek Meclis’te araştırma komisyonu kurulması çağrısında bulundu. MYK sonrası basın toplantısı yapan sözcü Öztrak, özetle şunları söyledi: AÇIKLAMAYI KINIYORUZ: Tarih yazmak, politikacıların görevi değildir. Bu açıklama TürkiyeABD ilişkilerine zarar verdi. Kınıyor ve reddediyoruz. Ülkeyi yönettiği iddiasında olan kişinin açıklama sonrasındaki sessizliği üzüntümüzü katlamaktadır. Genel Başkanımız konunun basına sızmasıyla beraber hem ABD yönetimi hem de Erdoğan’ı uyarmıştır. Ancak hükümetten cılız sesler çıkmıştır. Önceki yıllarda böyle bir açıklama yapılmaması için ülkemiz çaba göstermiştir. Bu defa Erdoğan sadece Biden’dan telefon beklemişMUHALEFET: DESTEKSİZ OLMAZ CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın tam kapanma açıklaması yaparken işyeri ve çalışanlar için destekten bahsetmediğine dikkat çekti. Ağbaba, “Tam kapanma ile işyerleri kapanacağı söylendi ama ne işyeri sahipleri ne çalışanlar için bir destekten bahsetmedi. Virüsten ölmeyenler evde açlıkla baş başa bırakılıyor. Tam kapanma tam gelir desteği ve güvencesi ile olur” ifadesini kullandı. Türkiye İşçi Partisi, “İnatla soruyoruz: İşçiler, emekçiler için destek paketi nerede? İktidarın halkı açlığa, yoksulluğa mahkum etmesine izin vermeyeceğiz” açıklamasını yaptı. Memleket Hareketi’ni kuran Muharrem İnce ise “Millete iki seçenek sundular: Ya açlık ya hastalık!” ifadelerini kullandı. l Haber Merkezi Tam kapanma kararı HHH Yazının geldiği bu satırı yazdıktan sonra, 22 Nisan 2021 tarihli Cumhuriyet Kitap’ta Gamze Akdemir’in Prof. Dr. Barış Doster’le yaptığı söyleşiyi okudum. Yazının gerisini Barış Doster yazdı: “Kurtuluş Savaşı’nda emperyalizme ve içerideki uzantılarına, işbirlikçilerine karşı verilen silahlı mücadele ile egemenlik devrimi birlikte yürümüştür. Savaşa; kadınıyla erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla, köylüsüyle kentlisiyle, askeriyle siviliyle bütün millet katılmıştır. Milli Mücadele, bir milletleşme sürecidir aynı zamanda. Türk halkı; cephede savaşarak milletleşirken devletleşmiş, devletleşirken de milletleşmiştir. Atatürk, Nutuk’ta, ‘Asıl olan iç cephedir’ derken, bu birlikteliğin önemine dikkat çekiyor. Emperyalizme karşı mücadelede, milletin ve öncü aydınların, siyasi ayrımları, ekonomi politiğe ilişkin farklı tutumları bir kenara koyup vatan savunmasında, ulusal kurtuluşta, milli bağımsızlıkta ortaklaşmasının, birlikte savaşmasının önemini vurguluyor. Öyle anlar oluyor ki, dış düşmandan daha çok, iç düşman, içerideki işbirlikçiler yoruyor Ankara Hükümetini. Lozan’a, Montrö’ye, Mustafa Ketir. Üç aydır beklenen o telefon tebliğ için gelmiştir. Ardından üç gün geçmiştir ama Erdoğan’dan hâlâ çıt çıkmamıştır. Anlaşılan NATO zirvesinde Biden’la görüşme randevusu uğruna ülkemizin tarihine leke sürülmesine göz yumulmuştur. HER KAFADAN BIR SES ÇIKIYOR: Ruslar 36 askerimizi uçaklarıyla bombalar. Haberi vali verir. Hain, bölücü teröristler savunmasız 13 vatandaşımızı kalleşçe şehit eder. Haberi MSB’nin basın sözcülüğünü yapan Genelkurmay Başkanı verir. Amerikan Başkanı üç ay sonra telefon açar, konuşmanın içeriğini Amerikan Dışişleri ve yabancı basın verir. Bu ülkenin Dışişleri Bakanı kim? Çavuşoğlu mu? Kalın mı? Altun mu? Akar mı? Her kafadan bir ses çıkıyor. Ama esas ses çıkarması gerekenin sesi nedense hiç çıkmıyor. Devlet böyle mi yönetilir? Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Nisan’dan başlayarak 17 Mayıs’a kadar sürecek şekilde tam kapanmaya geçileceğini duyurdu. Erdoğan, kabine toplantısının ardından koronavirüs salgınına karşı alınan yeni kısıtlamaları açıkladı. Sağlık hizmetleri konusunda herhangi bir sıkıntı yaşanmadığını ve tedbirlerin neticelerini yavaş yavaş almaya başladıklarını söyleyen Erdoğan, muhtarlar için aşı önceliği olduğunu açıkladı. “Vaka sayımızı 5 binin altına indirmeliyiz. Aksi takdirde her alanda ağır bir faturayla karşı karşıya gelmemiz kaçınılmaz olacaktır” diyen Erdoğan, 29 Nisan perşembe19.00’da başlayarak 17 Mayıs Pazartesi 05.00’e kadar sürecek şekilde tam kapanmaya geçildiğini açıkladı. Erdoğan’ın destek açıklamaması dikkat çekti. Erdoğan’ın açıkladıklarından öne çıkan noktalar şöyle: “İçişleri Bakanlığı genelgesinde istisna tutulan kuruluşlar hariç, tüm işyerleri faaliyetlerine ara verecek. Şehirlerarası seyahatlerin tamamı izne tabi olacak ve şehirler arası toplu taşıma araçları yüzde 50 kapasiteyle çalışacak. Konaklama tesislerindeki rezervasyonlar, sokağa çıkma ve şehirlerarası seyahat kısıtlamaları için istisna teşkil etmeyecek. Hizmetlerini sürdürecek olan kamu kurumlarındaki personel uzaktan veya dönüşümlü çalışmaya yönlendirilecek. Uzaktan çalışan kamu personeli de sokağa çıkma sınırlamasına tabi olacak. Anaokulu, kreş, 8. ve 12. sınıflar dahil, tüm kurumlarda yüz yüze eğitime ara verilecek, tüm sınavlar ertelenecek. Zincir marketler pazar günleri kapalı olacak, diğer günlerde belirlenen saatlerde hizmet verecek.” Öte yandan “Özel hastanelerde yoğun bakım ve aşı hizmetlerinden dolayı ücret talep edildiğine dair şikâyetler aldıklarını” belirten Erdoğan, “Hukuken ücret talep edilemez. Vatandaşlarımız bu durumu Sağlık Bakanlığımıza bildirirlerse, gereken işlemler derhal yapılacaktır” dedi. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada da tüm okullarda uzaktan eğitime geçildiği belirtilerek 3 Mayıs’ta başlaması planlanan sınav döneminin 17 Mayıs sonrasına ertelendiği kaydedildi. l ANKARA/Cumhuriyet mal Paşa’ya, İsmet Paşa’ya saldıranlar; Damat Ferit’in, Ali Kemal’in, Sultan Vahdettin’in siyasi takipçileri. Kürdistan Teali Cemiyeti’nin, Tealii İslam Cemiyeti’nin, Hürriyet ve İtilaf Fırkası’nın, Ahrar Fırkası’nın siyasal, ideolojik ardılları. O gün olduğu gibi, bugün de emperyalizmin hizmetindeler. Onurlu, bağımsız, çağdaş bir millet olmanın; özgür yurttaş, örgütlü toplum olmanın karşısındalar. Türkiye’nin bağımsızlığı, bütünlüğü, egemenliği aleyhine her türlü kirli ve karanlık odakla işbirliği yapmaya da hazırlar. Nitekim yapıyorlar. Bizim milliyetçiliğimiz yurdunu savunan mazlum bir milletin antiemperyalist milliyetçiliği. Irkçı ve yayılmacı değil; barışçı ve eşitlikçi. Yurtseverliği ise halkımıza ve yurdumuza, karşılıksız ve sınırsız bir aşkla, sadakatle bağlı olmak; yurdumuzun insanını, doğasını, havasını, suyunu, dağını, taşını, kurdunu, kuşunu sevmek, gözetmek, saKASABA SIYASETÇILERINE EMANET: Milli olması gereken dış politikamızın, İhvan virüsüyle malul hale getirilmesi iç siyasete malzeme edilmesi sonucunda Ege’de, Doğu Akdeniz’de çıkarlarımızı savunmakta zorlanıyoruz. Diplomasimizin kasaba siyasetçilerine emanet edilmesinin, Hariciyemizin AK Parti’nin arpalığına çevrilmesinin, rüşvetçilikten aklanmamış eski siyasetçilerin büyükelçi yapılmaErmeni lobisine Biden’ın ‘soykırım’ sözlerine Erdoğan, tarihi bilgilerle yanıt verdi: Türkiye’yi değişiyorsunuz vunmak olarak görüyorum.” HHH Milliyetçilikler ilkin imparatorluklarda ezilenlerin egemene karşı mücadelesinde, ikinci evresinde sömürgelerde doğdu. İkisinde de savaş ve toplumsal mücadele vardır. Türk milliyetçiliğinin doğması ikisine de benzemez. Bu benzemezliği Barış Doster’den yaptığım alıntıda okudunuz. Din ve etnik köken, devletleşmemiş, kabile ve aşiret yapısında yaşayan toplusının cezasını bugün 83 milyonluk koskoca bir ülke çekiyor. Erdoğan’ın “monşer” dediği diplomatlarımızın 50 yıldır geçit vermediği “sözde soykırım meselesi” Erdoğan’ın elinde kalemizde gol oluyor. Bu acizlik, ASALA’nın şehit ettiği diplomatlarımızın kemiklerini sızlatıyor. SKANDAL ÇOK BÜYÜK: Merkez Bankası’nın (MB) kasasından son iki yılda buharlaşan 128 milyar dolar rezervin hesabı TBMM’den kaçırılmaktadır. Erdoğan ve damadı, “ekonomide istikrar” izlenimi yaratmak amacıyla milletin dövizlerini arka kapıdan dibi delik bir kovaya boşaltmışlardır. Hesaplayabildiğimiz buharlaşan rezerv 128 milyar dolar. 16 Nisan itibarıyla Merkez Bankası’nın altın ve döviz kasası 38 milyar dolar açık vermektedir. Dayanak gösterdiğiniz protokol ortaya çıktı. Skandal çok büyük. Protokolün yürürlük tarihi imza tarihinden neden 21 gün önceye çekilmiş? 21 gün içinde hangi hukuksuzluğun üstünü örtmek için yapıldı? Sonra bir ek protokol yapıldı mı? Satış emirlerini kim verdi? Dövizler neden gizli satıldı? Damat bakan değiştirildikten sonra bu operasyona neden son verildi? Buharlaştırılan 128 milyar doları bugün yerine koymak istesek kamu zararı 259 milyar lirayı bulacak. Bunun hesabını kim verecek? Gelin, Meclis’te bir araştırma komisyonu kuralım. Bu konuda bilgi sahibi olan önceki dönem TCMB başkanları, Para Politikası Kurulu üyeleri, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nda görev yapanları dinleyelim. İşin aslını öğrenelim. Ya buna tamam dersiniz ya da seçimden sonra bizim iktidarımızda aynen sizin yaptığınız gibi TBMM’de kurulacak bir “Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu”nda millete hesap verirsiniz. l ANKARA/Cumhuriyet Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, lere yönelik yaptığı katliamlara işaret edeABD Başkanı Joe Biden’ın, 1915 olay rek, “Ben belgeyle konuşuyorum. Biden gilarını “soykırım” olarak nitelendirme bi konuşmuyorum. Sayın Biden, neye dayasine “NATO’da iki önemli müttefik olarak, narak konuşuyor bilmiyorum. Buyursunlar nasıl oluyor da NATO ile yakından uzak gelsinler belgeleri incelesinler. Amerika’nın tan alakası olmayan bir Ermeni lobisine arşivlerinde ne kadar bu konuda belge var? Türkiye’yi değişiyorsunuz?” dedi. Bu belgeleri açabiliyor mu? Hodri meydan Erdoğan, kabine toplantısının ardındiyoruz” ifadelerini kullandı. Ermenistan’a dan yaptığı açıklamada, bakanlık görevin sunulan Ortak Tarih Komisyonu teklifine den alınan Ruhsar Pekcan ve Zehra Zümrüt halen yanıt verilmediğini anımsatan ErdoSelçuk’a yönelik eleştirilere tepki gösterdi. ğan, “ABD’nin bu gerçekler ışığında attıErdoğan, “Sosyal medyada yürütülen linç ğı bu yanlış adımdan bir an önce dönmekampanyalarını kınıyorum. Bu arkadaşları sini umut ediyoruz” diye konuştu. “Her ne mızı hep şükranla hatırlayacak, birikimlerin şekilde kurulmuş olursa olsun Ermenistan den istifade etmeyi sürdüreceğiz” dedi. devletiyle de iyi komşuluk esasına daya‘Acılar yarıştırılmamalı’ ABD Başkanı Biden’ın açıklamalarını anımsatan Erdoğan, “Biden’ın, bir asırdan daha uzun bir süre önce yaşanmış acı olaylarla ilgili mesnetsiz, haksız ve hakikate aykırı ifadeler kullandığını” belirtti. “Hiçbir talı bir ilişki tesis etmek istiyoruz” ifadelerini kullanan Erdoğan, “Son gelişmelerin üzerine tuz biber olan 24 Nisan açıklamasıyla artık TürkAmerikan ilişkileri bu seviyenin de çok gerisine düşmüştür” dedi. ‘Haziran’ umudu rihi ve hukuki temeli olmayan bu ifadeler Haziran ayında kararlaştırılan görüşmede milletimizin her ferdi gibi bizi de ziyadesiyle tüm bu hususların değerlendirilerek “yeni üzmüştür” diyen Erdoğan, açıklamadaki ifa bir dönemin kapısını aralayacaklarına inandelere “radikal Ermeni çevrelerin ve Türki dığını” kaydeden Erdoğan, Biden’a “Birbiriye karşıtı grupların baskısıyla yer verildiğini mize yabancı değiliz. Sağ olsun evimize kadüşündüklerini” kaydetti. Erdoğan, “Ancak dar gelip rahatsızlığımızda bizi ziyaret etme bu durum ortaya çıkan tablonun iki ülke nezaketini de göstermişlerdir. NATO’nun ilişkileri üzerindeki yıkıcı etkilerini ortadan önemli iki ülkesi olarak, NATO’da iki önemkaldırmıyor. Türkiye olarak tarihte yaşanan li müttefik olarak, nasıl oluyor da NATO ile acıların yarıştırılması gibi bir anlayışı kesin yakından uzaktan alakası olmayan bir Erlikle insani bulmuyoruz ama şayet böyle bir meni lobisine Türkiye’yi değişiyorsunuz” soyola girilecekse bu yarıştan alnı ak, vicda rusunu yöneltti. Erdoğan, “İki ülke ilişkilerinı müsterih, kalbi mutmain çıkacak tek mil ni zehirleyen konuları bir kenara bırakarak, let ve devletin biz olduğunu da hatırlatmak artık bundan sonrasına bakmamızı sağlayaisteriz. Amerika ve Avrupa başta olmak üze cak bir anlayış birliğine varmayı umuyoruz. re bize soykırım intikamını yönelten çevre Aksi takdirde, ilişkilerimizin 24 Nisan açıklerin hepsi de böyle bir mukayese sonrasın lamasıyla düştüğü yeni seviyenin gerektirda insan içine çıkamayacak hale gelecektir” diği pratikleri hayata geçirmeye başlamakdedi. Tehcire ilişkin bilgiler paylaşan Erdo tan başka çaremiz kalmayacaktır” ifadeleriğan, Ermenilerin, Anadolu’da Türk ve Kürt ni kullandı.l ANKARA/Cumhuriyet BIDEN’A DÜŞÜK TONDAN YANIT Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Joe Biden’ın 1915 tehciri için “Ermeni soykırımı” ifadesine ilişkin 3 gün sessiz kaldıktan sonra kabine toplantısının ardından konuştu. Erdoğan, konuşmasında “soykırım” ifadesine karşı tarihi bilgiler paylaşarak savunmada kalırken Türkiye’nin arşivlerini açması ve arşivlerdeki belgelerin incelenmesi konusunda Biden’a “Hodri meydan” dedi. Erdoğan’ın konuşmada ABD ve Biden’a verdiği mesajlar ise geleceğe yönelik işbirliğine açıklık içeriyordu. Biden, 23 Nisan gecesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’la telefonda görüşmüş, Biden’ın bu görüşmede Erdoğan’a 24 Nisan açıklamasında “soykırım” ifadesini kullanacağını bildirdiği haberleri basında yer almıştı. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ise önceki gün “Bunun elbette bir siyasi karşılığı olacaktır, bugün Türkiye’nin tutumundan da görüldüğü üzere, Türkiye’de hiç kimse soykırım suçlamasını kabul etmeyecektir” demiş, “Gelecek günlerde ve aylarda farklı biçim ve derecelerde tepki verilecektir” açıklaması yapmıştı. l ANKARA/Cumhuriyet luklarda belirleyici olur. Bir devletleri varsa onu başkaları kurmuştur. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan (kurdurulan) Arap devletleri gibi. Bunlar dinin ve ilkel (akılsız) milliyetçiliğin tuzağından kurtulup çağdaş bir devlete dönüşemezler. MHP milliyetçiliğinin Osmanlı döneminin Türkçü milliyetçilerle en küçük bir ilişkisi yok. Yurtdışına karşı milliyetçiliğin anlaşılır, kabul edilebilir bir gerekçesi olabilir. Peki yurtiçinde, bir ulus devlet içinde milliyetçilik ne anlama geliyor? Altı kaval üstü şeşhane bir durum, çağdışı, zamanaşımına uğramış kabile ve aşiret milliyetçiliği. Bu nedenle bir ulus devlet içinde çok tehlikeli, yıkıcı bir saplantı. HHH Ne gariptir ki savaşarak bir çağdaş ulus devlet kurmuş özgür halka (millete, ulusa) karşı savaş açmış, bir ilkel din devleti (ki mümkün değil) kurmaya kalkışan bir gericiğine hizmet ediyor. Bu ne gaflet, bu ne dalalet (sapınç)! Yavaş’tan 100 milyon liralık destek paketi Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, sosyal yardım alan yurttaşlar ile Covid19 salgını sürecinde işini kaybeden veya gelirinden olan sektör çalışanları için toplam 232 bin 351 aileye 100 milyon liralık destek paketi hazırladıklarını açıkladı. Başkent Kart projesini yaşama geçirdiklerini söyleyen Yavaş, “Bu sayede artık Ankara’da alan el, veren eli görmeyecek, bir tüccar zengin edilmeyecek, yardım ekonomisi tüm kente yayılacak ve aileler standart paketleri değil, ihtiyacı olan ürünleri serbestçe seçerek alabilecekler” dedi. Basımı ve dağıtımı tamamlanan kartlarla semtlerdeki esnaftan alışveriş yapılabilecek. l ANKARA/Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle