03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 26 NİSAN 2021 PAZARTESİ HABER/YORUM 23 Nisan’ı geride bırakırken 23Nisan 1920’de, Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünde, Türkiye Büyük Millet Meclisi kurulmuştur. Bu tarihi olay, egemenliğin padişahın ve halifenin elinden alınıp halka devredilmesinin ilk büyük adımıdır. TBMM’nin kararıyla, 1 Kasım 1922’de saltanatın kaldırılması, 29 Ekim 1923’te cumhuriyetin kurulması, 3 Mart 1924 yılında halifeliğin kaldırılması, egemenliğin halka geçmesi doğrultusunda atılan diğer temel adımlar arasında yer alırlar. AKP iktidarı ise 21. yüzyılda, egemenliği halkın elinden alıp yeniden padişaha ve halifeye devretmeye çalışmaktadır! AKP’nin yıllardır yargı, siyasi partiler, belediyeler, üniversiteler, dernekler, vakıflar, sendikalar, meslek odaları ve medya üzerinde uyguladığı yoğun baskılar ve bu baskılar üzerinden özgür, serbest ve adil seçim koşullarını ortadan kaldırması, bunun en açık kanıtıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin duvarlarında yazan “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ifadesi, geçmiş yıllardan kalan bir duvar süsü konumundadır. AKP, cumhuriyet ve laiklik karşıtı odakların, yani irticanın merkezidir. Bunda hiçbir kuşku yoktur. Bundan sonra yapılması gereken, bunun doğru olup olmadığını tartışmak değil, AKP’nin kurduğu monarşik ve teokratik dikta rejiminden, demokratik, laik, sosyal hukuk devletine geçilmesinin yollarını bulmaktır. HHH Yıllardır, aylardır, haftalardır, halkın egemenliğinin gasp edilmesi doğrultusunda yaşanan olayların benzerleri, geçen hafta içerisinde de sürdü. Türkiye’nin ulusal ve uluslararası çıkarlarını savundukları için emekli amirallerin bileklerine elektronik kelepçe takılması uygulamasına devam edildi! Türkiye’nin en köklü derneklerinden birisi olan Türkiye Emekli Subaylar Derneği’nin yönetim kurulu üyeleri, amirallerin açıklamasını kınamadıkları için, İçişleri Bakanlığı tarafından yasaya ve hukuka aykırı bir biçimde görevden alındı! Bir Milli Eğitim Bakanlığı İlçe Müdürü, Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı ve cumhuriyetin kuruluş sürecini kaleme aldığı “Nutuk” adlı eserini, vatan haini bir padişah olan Vahdettin’e yönelik sözlerden dolayı yasaklamaya kalkıştı! Cumhuriyete, demokrasiye, laikliğe düşman olan, Atatürk için “deccal” ifadesini kullanan Said Nursi adlı gerici cemaat liderinin bir öğrencisinin cenaze töreninde, pandemi yasakları uygulanmazken 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları, pandemi bahanesiyle yasaklandı! HHH Atatürk’ün “Nutuk” adlı eseri şu cümlelerle başlar: “1919 yılı Mayıs’ının 19’uncu günü Samsun’a çıktım. Ülkenin genel durumu ve görünüşü şöyledir: Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu grup, Birinci Dünya Savaşı’nda yenilmiş, Osmanlı ordusu her tarafta zedelenmiş, şartları ağır bir ateşkes anlaşması imzalanmış. Büyük Savaş’ın uzun yılları boyunca millet yorgun ve fakir bir durumda. Milleti ve memleketi Birinci Dünya Savaşı’na sürükleyenler, kendi hayatlarını kurtarma kaygısına düşerek memleketten kaçmışlar. Saltanat ve hilafet makamında oturan Vahdettin, soysuzlaşmış, şahsını ve bir de tahtını koruyabileceğini hayal ettiği alçakça tedbirler araştırmakta. Damat Ferit Paşa’nın başkanlığındaki hükümet aciz, haysiyetsiz ve korkak. Yalnız padişahın iradesine boyun eğmekte ve onunla birlikte kendilerini koruyabilecekleri herhangi bir duruma razı.” Atatürk’ün Vahdettin için kullandığı ifadelerin ne kadar yerinde olduğunu tarihteki olgular ve olaylar kanıtladı. Padişah Vahdettin, 19 Mayıs 1919’da Kurtuluş Savaşı mücadelesini başlatan Atatürk’e, bu mücadeleyi bırakması için çağrıda bulundu, buna uymayan Atatürk’ün rütbelerini, madalyalarını, nişanlarını söktü, onu devlete ve vatana ihanet etmekle suçladı, onun hakkında tutuklama kararı çıkardı, arkasından da hakkındaki idam kararını onayladı! Aynı Vahdettin, Kurtuluş Savaşı kazanıldıktan ve saltanatlık kaldırıldıktan sonra, 17 Kasım 1922’de, İstanbul’u işgal eden İngiltere’ye ait bir savaş gemisiyle, Osmanlı topraklarını gizlice terk etti, kaçacak bir delik aramaya başladı. Türkiye bir kere daha, kimin vatansever kimin vatan haini olduğunun ortaya çıktığı, görünüşle gerçeğin ayrıldığı, görünüşün yerini gerçeğe bıraktığı bir süreci yaşamaktadır. 26 NİSAN 2021 SAYI: 34897 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ekler) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Koordinatörü Esra Bozok l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: l İstanbul: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Yenibosna mh. 29 Ekim Cd. no: 11A/41 Bahçelievler/İstanbul Tel : 0212 454 35 10. l Ankara : İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Saracalar mh. 57. cd. no: 21/A Akyurt/Ankara Tel : 0312 353 29 61. l İzmir: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Fatih mh. 1199 sok. no:1/7 SarnıçGaziemir/İzmir Tel : 0232 483 96 60. l Adana: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Levent mh. 1791 sok. no: 33/A Yüreğir/Adana Tel : 0322 346 36 25. l Trabzon: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Organize sanayi Bölgesi no: 2 Arsin/Trabzon Tel : 0462 711 40 20. Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 04:26 06:02 13:07 16:55 20:02 21:32 Ankara 04:14 05:48 12:51 16:39 19:45 21:12 İzmir 04:43 06:14 13:14 17:00 20:05 21:30 Irak’ın kuzeyinde yürütülen operasyonlarda 6 asker yaralandı Bir asker şehit oldu Şehit Uzman Çavuş Aygün Çakar Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Irak’ın kuzeyinde yürüttüğü operasyonda Uzman Çavuş Aygün Çakar şehit oldu. Şehidin İstanbul’da ikamet eden ailesine acı haber ulaştı. Samsun ili nüfusuna kayıtlı olan Şehit Çakar’ın naaşının, bugün Vezirköprü’de toprağa verileceği bildirildi. Akar, Yüksekova’da Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, dün TSK’nin komuta kademesiyle Irak’ın kuzeyinde yürütülen PençeYıldırım Operasyonu’nun Yüksekova’daki harekât merkezinde denetlemelerde bulundu. Bakan Akar, PençeŞimşek ve PençeYıldırım operasyonlarında 31 teröristin etkisiz hale getirildiğini belirterek, “Operasyonlarda maalesef 6 arkadaşımız yaralandı. Bu arkadaşlarımızın tedavisi için devletimiz seferber olmuş durumda” diye konuştu. Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Barış Pınarı bölgesine taciz ateşi açan ve sızma girişiminde bulunan dört PKK/YPG’li teröristin etkisiz hale getirildiğini ve Irak’ın kuzeyinde gerçekleştirilen “PençeŞimşek” ve “PençeYıldırım” operasyonları kapsamında terör hedeflerinin vurulduğunu bildirdi. Ayrıca, Türkiye’den Suriye ve Yunanistan’a yasadışı yollarla geçmeye çalışan biri kırmızı bültenle aranan 41 kişinin yakalandığı açıklandı. Kandil’e hava harekâtı Irak’ın kuzeyinde Metina ve AvaşinBasyan bölgelerine düzenlenen operasyonlara ilişkin yapılan açıklamada, “Gece boyunca devam eden operasyonlarda komandolarımız teröristlerin inlerine girerken, Hava Kuvvetlerimiz de terör hedeflerini yerle bir etti. Kandil bölgesinde dört hedef de düzenlenen hava harekâtıyla etki altına alınmıştır” denildi. l ANKARA/Cumhuriyet Çanakkale Kara Savaşları’nın 106. yılında katılımcı sayısı sınırlı tutuldu Anzak Koyu’nda önlemli tören Çanakkale Kara Savaşları’nın 106. yıldönümü anma törenleri kapsamında dün sabaha karşı tarihi Gelibolu Yarımadası’ndaki Anzak Koyu’nda yapılan törene sayısı sınırlı katılımcı tutuldu. Koronavirüs tedbirleri kapsamında, her 25 Nisan’da atalarını anmak için gelen Avustralyalı ve Yeni Zelandalı binlerce kişinin katılımıyla düzenlenen “Şafak Ayini” yerine sınırlı sayıda katılımcıyla çelenk sunma töreni yapıldı. Tören, resmi ve üst düzey isimlerin yer aldığı yaklaşık 50 kişilik katılımcıyla yapıldı. Törende Avustralya Büyükelçisi Marc Innes Brown ve Yeni Zelanda Büyükelçisi Wendy Hinton birer konuşma yaptı. Konuşmaların ardından Gelibolu 2’nci Kolordu Komutanlığı’nda görevli Yarbay Anıl Aksoy da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 1934 yılında Anzak annelerine hitaben yazdığı mektubu hem Türkçe hem Törenler sağanak yağış altında yapıldı. de İngilizce okudu. Saygı duruşunun ardından tören, İstiklal Marşı ve Avustralya ile Yeni Zelanda milli marşlarının okunmasıyla sona erdi. Anzak Koyu’nda düzenlenen törenin ardından, saat 09.00’da Conkbayırı’ndaki Yeni Zelanda Anıtı’nda da anma töreni yapıldı. l AA / DHA Erdoğan mesaj gönderdi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çanakkale Kara Savaşları’nın 106. yıldönümü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Erdoğan mesajında, “Tarihi şanlı zaferlerle dolu milletimizin haklarına ve mukaddesatına sahip çıkmaya, Çanakkale ruhunu yaşatmaya, ülkemizi yarınlara çok daha güçlü şekilde taşımaya kararlılıkla devam edeceğiz” dedi. l AA / DHA BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Azarlama, tersleme. 2/ Nâzım Hikmet’in bir oyunu... Kütahya’nın bir ilçesi. 3/ Garajlarda, otobüslerin hareket edeceği bölümlerden her biri... Karışık renkli. 4/ Deniz Kuvvetleri’nde bir rütbe... Tıpta en gelişmiş görüntüleme tekniğinin kısa yazılışı. 5/ Sac üstünde pişirilen bir tür uzun pide... Fas’ın başkenti. 6/ Mahkemede tanık ve sanıkların olay hakkında sözlü açıklamaları... “Sözün ile düşürgil” (Yunus Emre). 7/ Damarlı ve yarı saydam bir taş... İlkel benlik. 8/ Evrensel alıcı olan kan grubu... Kaliforniya’da yetişen çok büyük bir ağaç. 9/ Pirinci kabuğundan ayırmak ya da bulgur dövmek için kullanılan dibek... Cennet bahçesi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Argoda çalgıcılara ya da şarkıcılara verilen ücret... Şöhret. 2/ 1 234 5 678 9 1 1 PERYAVŞAN 1 2 3 İ DEA İ ADE K EM AN L AM 2 4 AB SAYA 3 5 6 P İ VA EK İM AKAT TE 4 7 SADAK Ç İ R 5 8 A ŞUĞ M İ NE 9 K I Z I LAYAK 6 Rüzgâr korkusu. 3/ “Kıldı, 7 zülfün tek halimi halin 8 senin” (Fuzuli) 4/ Müzikte üç ya da daha çok sesin 9 bir arada tınlaması... Atletizmdeki atma dallarından biri. 5/ Karagöz oyununda kullanılan kamış düdük. 6/ Tellür elementinin simgesi... Bir nota... Kayak. 7/ Gözleri görmeyen... Bir gösterme sıfatı... Önü hendekli 23 4 5 6789 siper. 8/ Dondurulmuş meyve suyundan yapılan bir tür pelte. 9/ “Çıkış” anlamında kullanılan spor terimi... Dansta erkeğe eşlik eden kadın. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] Hrant Dink: ABD doktor değil! Hrant Dink bir söyleşisinde şu soruyu sormuştu: “Ermeniler, Türklere yönelik büyük travma yaşıyor. Türkler ise Ermenilere yönelik paranoya yaşıyor. Tam klinik vakalar... Kim tedavi edecek? Fransız Senatosu’nun kararı mı? ABD Senatosu’nun kararı mı? Kim reçeteyi verecek? Kim bizim doktorumuz?” Dink, sorusunun yanıtını da şöyle vermişti: “Ermeniler Türklerin doktoru, Türkler de Ermenilerin doktoru... Bunun dışında ilaç, doktor ve çözüm yok” Ve Hrant Dink, başka ülkelerin soykırım tartışmasına girmesine de şöyle itiraz ediyordu: “Dünyaya diyorum ki: Senin Ermeni soykırımını tanımış olman ya da tanımamış olman, benim için beş para ifade etmez.” Ermenistan’ın ilk başbakanının saptaması Ermenistan’ın ilk başbakanı Ohannes Kaçaznuni’nin 1923’te yazdığı rapor, tarihsel olarak konuyu yerli yerine oturtuyor. Kaçaznuni özetle “ ‘Denizden denize Ermenistan projesi’ gibi emperyalist bir talebe kapıldıklarını, bu yönde kışkırtıldıklarını”, bu hedefle “Ermenilerin, Müslüman nüfusu katlettiğini” ve bu nedenle “Türklerin aldığı tehcir kararının doğru ve uygun olduğunu” belirtiyor. Nitekim, sonraki yıllarda Hrant Dink başta, bazı aydınlar da bu saptamayı vurguladılar hep; tarihsel olarak Ermenilerin Türklere karşı kullanıldığını savundular. Hatta Hrant Dink, bir tarihsel benzerliğe dikkat çekerek Kürtleri de aynı oyuna gelmemeleri için uyardığı konuşmalar yaptı. 1915’e saplanma sorunu Emperyalist devletler, dün Ermenileri Türklere karşı kışkırttıkları gibi, bugün de parlamentolarında “soykırım” kararları alarak bu meseleyi kaşımayı sürdürüyorlar. Oysa soykırım bir hukuk kavramıdır, suçtur. Soykırım kararını hükümetler ve parlamentolar değil, ancak mahkemeler verebilir. Hukuk literatürüne “Perinçekİsviçre Davası” diye giren AİHM kararında açıkça cumhurbaşkanlarının, parlamentoların ve hükümetlerin soykırım konusunda hüküm vermeye yetkili olmadığı belirtilmiştir. O nedenle Biden’ın “soykırımı” tanımasının hukuken hiçbir anlamı yoktur; ancak siyaseten önemlidir; ABD’nin Türkiye’ye düşmanlığını göstermektedir. 1915’i kaşımak, ne Türklerin ne de Ermenilerin yararınadır, bir tek emperyalistlerin çıkarınadır. O nedenle 1915’e saplanıp kalınmamalıdır. Hrant Dink bu uyarıyı çokça yapmıştır: “Ermenilere sesleniyorum. 1915’e takılıp kalmayın. Kendinizi dünyadaki insanların soykırımı kabul edip etmemesine zincirlemeyin. Bu tarihsel bir acı mıdır? Atalarımız yaşadı. Anadolu’da hoş bir laf vardır: ‘Acıyı onurla sırtlayıp taşımak’. Yaygara yapmadan, patırtıya vermeden sırtla, taşırsın.” Ve Hrant Dink, az ya da çok acı demeden, Ermenilerin de Türklerin de o yıllarda acı çektiğini belirtmiştir. Çünkü Hrant Dink tarihsel gerçekliğe bağlı kalarak Ermenilerin de Türkleri öldürdüğü gerçeğini dile getirmiştir. Tarihsel gerçeklik 1915’te, hatta 1877 OsmanlıRus Savaşı’ndan itibaren bölgede yaşananlar karşılıklı kırımdır. 1915’te alınan tehcir kararı ise Kaçaznuni’nin de saptadığı gibi, savaşın ihtiyacı olan doğru bir karardır. Kuşkusuz tehcir sırasında pek çok suç işlenmiştir, o suç konusu uygulamalar nedeniyle ölümler yaşanmıştır. Ancak bu, ortada “etnik nefrete dayalı bir soykırım” olduğunu göstermez. Zira tehcir, savaşın ihtiyacı olduğu için uygulanmıştır; tüm Ermenileri kapsamamıştır, pek çok yerde Ermeniler yerlerinde kalmıştır. Uygulamadaki suçların da olabildiğince hesabı sorulmuştur. Hükümet, yollardaki katliamlardan sorumlu olanları idam etmiştir. Bunun “etnik nefrete dayalı bir soykırım” olmadığının bir diğer göstergesi de 18 Aralık 1918 tarihli kararnameyle Ermenilerin evlerine dönebileceğinin ilan edilmesiydi... ABD ‘insanlık soykırımı’ yaptı ABD’nin derdi Ermeninin iyiliği değildir; dün Çarlık Rusyası ve İngilizler nasıl Ermenileri Türklere karşı kullandılarsa, bugün de ABD ve AB emperyalistleri soykırım üzerinden yine Ermenileri Türkiye’ye karşı kullanmak istiyorlar. ABD doktor değildir! Geçmişi en kirli devlettir: Kızılderililerden Vietnamlılara, Güney Amerika yerlilerinden Araplara milyonlarca insanı katletti; “insanlık soykırımı” yaptı. Dünyada “insan hakkı” diyecek en son devlettir ABD! Emperyalizme anladığı dilden yanıt verilmelidir: İşe S400’lerin çalıştırılması ve İncirlik Üssü’nün kapatılmasıyla başlanmalıdır!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle