25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr 11 26 NİSAN 2021 PAZARTESİ ABD’nin önce F35, ardından soykırım kararı iş dünyasının tepkisine neden oldu 100 milyar dolar hayal İş dünyası, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden’ın uzun yıllardır hiçbir başkanın telaffuz etmediği 1915 olaylarına ilişkin “soykırım” ifadesinin şokunda. ABD ile 100 milyar dolarlık ticaret hacmi için uzun bir süredir lobi yapan iş dünyası, hayal kırıklığı yaşıyor. Biden’ın mesajının yayımlanmasından sonra, önceki gün Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nden (TOBB), Türkiye İş insanları Derneği’ne (TÜSİAD) kadar iş dünyasının meslek örgütleri birbiri ardına yaptığı açıklamalarla karara tepki gösterdi. İki ülke arasında ticari ilişkilerin gelişmesi için özellikle eski başkan Donald Trump döneminde lobi çalışmaları yapan ABD İş Konseyi’nin Joe Biden’ın 1915 olaylarını “soykırım” olarak nitelemesi sadece siyasi değil, ekonomik sonuçlara da neden olacak. Ticaret hacmini 100 milyar dolara çıkarma hedefi şimdilik hayal oldu. başkanı (TAİK) Mehmet Ali Yalçındağ da karara ilk tepki gösteren isimlerden oldu ve Türk iş dünyasının Biden’ın ifadelerini büyük hayal kırıklığıyla takip ettiğini ifade etti. Hassasiyet bekliyorlar Yalçındağ, “İki ülke arasındaki siyasi ve askeri anlaşmazlıklara rağmen ekonomik ve ticari işbirliklerinin artırılmasına yönelik gece gündüz çaba sarf ettiğimiz bugünlerde, aynı hassasiyetin ABD yönetimi tarafından da gözetilmesini bekliyoruz” açıklamasını yaptı. ABD hükümetinin Türkiye’yi önce F35 programından çıkardığını açıklaması ardından Biden’ın mesajı iki ülke arasında aslında beklenen zor dönemin başladığının kanıtı. Buna bir de halen sonucu açıklanmayan Halkbank davasına ilişkin gelişmeler de eklendiğinde sadece siyasetin değil, ekonomik ilişkilerin bir çıkmaza doğru yol aldığı görülüyor. Türkiye, ABD için çok uzun yıllardır stratejik ortak olarak tanımlanıyor ancak ticari ilişkiler çok da parlak değil. ABD’nin 1.5 trilyon dolar olan ithalatı içinde Türkiye’nin payı 10 milyar dolar. Ticaret hacmi ise 20.5 milyar dolar. Pandemi sürecinde ABD’nin Çin’den yaptığı 200 milyar dolarlık ithalatı kesme kararı, Türk iş dünyası için önemli bir fırsat olarak niteleniyordu. Yani iki ülke arasında atılacak doğru adımlarla hızlı büyüyecek bir ticaret imkânı söz konusuydu. Yeni teknoloji ağırlıklı ortak yatırımlar hedefleyen, Vietnam, Meksika gibi tedarikçi ülkeler arasına girme hayali kuran Türkiye, bu fırsatı kaçırmış görünüyor. İş insanları için ABD pazarında işlerin bir süre daha iyi gitmeyeceği anlaşılıyor. l Ekonomi Servisi 2.2 MİLYAR DOLAR Hazine garantili kaynağı kamu aldı Türkiye’de geçen yıl Hazine garantisiyle sağlanan krediler toplamı 2 milyar 225 milyon doları bulurken bu kaynağın çoğu kamu bankalarınca alındı. Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerinden yapılan derlemeye göre, Hazine garantisiyle kamu kurumları ve özel kuruluşların dış finansman kaynaklarından sağladığı krediler 2019 yılında 2 milyar 793 milyon dolar iken 2020 yılında 2 milyar 225 milyon dolar oldu. Söz konusu kredilerin yaklaşık 1 milyar 198 milyon dolarlık kısmı Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası’ndan, 426 milyon doları yabancı ticari bankalardan, 600 milyon doları da diğer uluslararası kuruluşlardan temin edildi. Öte yandan, 2012 yılından 31 Mart 2021’e kadar Hazine garantili kredilerde 12 milyar 882 milyon dolarlık geri ödeme gerçekleştirildi. l Ekonomi Servisi BEYMEN’DEN DESTEK AÇEV’le ‘Okuyan bir gelecek’ projesi Beymen Grup, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kapsamında Anne Çocuk Eğitim Vakfı’nın (AÇEV) “Okuyan Bir Gelecek” projesini destekleyerek kitabı olmayan çocukları kitaplarla buluşturacağını duyurdu. Beymen Grup CEO’su Elif Çapçı, “Kendilerini iyi ifade edebilen, hayal gücü geniş, başarılı ve yaratıcı bireyler olmaları yolunda çocuklara ışık olacak bu kıymetli projeye hayat veren AÇEV’e teşekkür ediyorum” diye konuştu. Türkiye’de beş yaş altı çocukların yüzde 71’inin evinde üçten az çocuk kitabı bulunduğunu belirten Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) Genel Müdürü Burcu Gündüz Maşalacı ise “Beş yıldır sürdürdüğümüz ‘Okuyan Bir Gelecek’ projesini, dijital platforma taşıyarak evinde kitap olmayan çocukları kitaplarla tanıştırmayı hedefliyoruz” dedi. l Ekonomi Servisi TESK TALEP ETTİ Şoförler için sigorta muafiyeti getirilsin Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, pandemi sürecinde çalışamayan şoför esnafının araçları için zorunlu trafik sigortası ve araç muayene ücreti muafiyeti talep etti. Başta okul servisleri olmak üzere sabit giderlerini ödeyemeyen araçlara herhangi bir yaptırım uygulanmaması gerektiğini belirten Palandöken, “Her yıl yeniden değerlendirme oranında gelen zamla nakit ödenen muayene ücretleriyle zorunlu trafik sigortaları esnafımızın belini büküyor” dedi. Ulaştırma sektöründe faaliyet gösteren esnafın müşteri kapasitesinin azaldığına ve gelirinin düştüğüne dikkati çeken Palandöken, esnafının, muayene ücretleri, araç sigortası ve BağKur ödemelerini yapmakta güçlük çektiğini belirtti. l Ekonomi Servisi TURYİD Başkanı Kaya Demirer, pandemi döneminin başlangıcından bu yana işletmelerin yüzde 20’sinin iflas ettiğini belirtti. Yeme içme sektörü, vaka sayılarının düşmesi için sosyal medyadan çağrı yaptı Açılmak için kapanalım! ALI CAN POLAT Covid19 ile mücadele kapsamında alınan ramazan kısıtlamalarının vaka sayılarında, önemli bir etki göstermemesi üzerine restoran işletmecilerinden tam kapanma çağrısı geldi. Ramazandan sonra tam kapasite hizmet verebilmek için ramazan ayı boyunca tam kapanma çağrısı yapan Turizm Restaurant Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği (TURYİD), sosyal medya platformlarında “#TamKapanmaŞart” etiketi ile bir etkinlik başlattı. Yaz ayları da riskte Mevcut vaka sayıları ile yaz sezonunun riske girdiğini öngördüklerini söyleyen TURYİD Başkanı Kaya Demirer, şu açıklamayı yaptı: “Biz yemeiçme sektörünün turizm ayağını temsil ediyoruz. 2021 yılında 21 milyar dolar turizm geliri ve 30 milyon turist hedefimiz var. Vaka sayıları mevcut durumda iken bu hedefleri yakalayamayız. Biz istiyoruz ki Ramazan Bayramı’na kadar tam kapanma önlemleri alalım ve vaka sayılarını 10 binin altına düşürelim. Böylece Dışişleri Bakanımız ile Turizm Bakanımız, başta Rusya olmak üzere İngiltere ve Orta Avrupa gibi güçlü turist eklentisinin olduğu ülkeler ile görüşerek uçuşları tekrar başlatabilsinler.” Bugün yapılacak kabine toplantısından ümitli olduklarını da aktaran Demirer, “TOBB Başkanı Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu ile görüştük, o da ortak kanı buysa bu talebi Ankara’ya taşıyacağını söylemişti. Biz turizmin bütün paydaşları adına hayırlı olacak böyle bir kararı bekliyoruz. Aksi takdirde bugüne kadar verdiğimiz feragatların karşılığını bu yaz alabileceğimizi sanmıyoruz” diye konuştu. Desteksiz olmaz Tam kapanma kararının desteksiz alınmaması gerektiğini vurgulayan Birleşmiş Markalar Derneği Başkanı Sinan Öncel ise şunları söyledi: “Bizim bu konudaki en büyük önceliğimiz sağlıktır. Halkın sağlığını korumak için ne gerekiyorsa yapılmalıdır. Ancak tam kapanma kararı alınacaksa kesinlikle yükümlülükler teminat altına alınmadan ve piyasalara maddi destekler sunulmadan alınmamalıdır. Yani bu destekler sadece kira ve vergilerde kalmamalı, firmaların kesilmiş çekleri var, alacakları ödemeler var, bunların da teminat altına alınması gerekiyor.” Türkİş 1 Mayıs kutlamalarına sosyal medya üzerinden başlayacak İşçinin talepleri pankartlarda MUSTAFA ÇAKIR 1Mayıs kutlamalarına sosyal medya üzerinden bugün başlayacak olan Türkİş, genel merkez binasına da pankart astı. Pankartta “Salgın şartlarında insanca yaşamanın mücadelesini veriyoruz. Sağlıklı ve güvenli çalışma ortamı, istihdam güvencesi, insanca yaşayacak ücret, haklarımıza saygı gösterilmesini istiyoruz. Alanlarda bir arada olamasak da mücadelemizi beraber sürdürüyoruz. Yüreği emekten yana atan herkesle 1 Mayıs 2021’de her yerde birlikteyiz” sözleri yer aldı. Kutlamalar için sosyal medyada paylaşılacak pankartlar da hazırlandı. Ücretlerdeki eşitsizlik, ağır vergi yükü, her yıl gündeme getirilen kıdem tazminatı değişiklikleri pankartlara yansıdı. Türkİş’in sosyal medyada paylaşmak için hazırladığı pankartlarda şu vurgular yer aldı: 4 Ücret adaletsizliğine, vergideki adaletsizliğe, kıdem tazminatı saldırılarına, sendikal örgütlenmedeki baskılara hayır. 4 İşsizliğe ve işten çıkarmalara, güvencesiz çalıştırmaya, KİT’lerde kadrosuzluğa, geçici işçiliğe, emeklilikte yaşa takılmaya hayır. 4 İş cinayetlerine, kadın cinayetlerine, cinsiyet ayrımcılığına, Covid19’un meslek hastalığı sayılmamasına hayır. l ANKARA Güven ortamı tesis edilmeli Türkiye İş Bankası’nın yeni genel müdürü Hakan Aran, herkesin aynı gemide olduğunu ve elbirliği ile bu fırtınalı dönemin aşılması gerektiğini belirtti. Koltuğa oturduktan sonra yaptığı ilk röportajda ekonomide yaşananlara ilişkin görüşlerini açıklayan Aran, şunları söyledi: “Türkiye’nin kaybettiği yerde kazanan olmaz. Ülkemize sahip çıkmak istiyorsak ekonomimizdeki kırılganlık unsurlarına odaklanmalı ve ihtiyaç duyulan politikalarda belirsizliklere mahal vermeyerek güven ortamını tesis etmeliyiz, diye düşünüyorum” Türkiye’deki bütün oyuncuların kırılganlıkları başarılı bir şekilde yönetme becerisi bulunduğunu ifade ederek “Biz böyle krizleri çok gördük. Reel sektörde müthiş bir dinamizm var. Bu dönemde yay gibi gerilmiş fırlamaya hazır sektörler var” şekHakan Aran linde konuştu. PERAKENDECIDEN KIRA YASASINA DESTEK Salgın nedeniyle kısıtlamaların artarak sürmesi perakendecinin kira sorununu büyüttü. Uzun bir süredir kiralar için bir yasal düzenleme talebi vardı. Önceki gün Hürriyet gazetesinde bir haber yer aldı. Buna göre, hükümet Borçlar Kanunu’nda değişikliğe giderek kira sözleşmelerinde salgın dönemlerine özel düzenlemeler getirecek. Ayrıca düzenleme ile zorunlu olarak faaliyetleri durdurulan işyerlerinin kiralarını, kapalı kaldıkları süre boyunca ödememesi planlanıyor. Birleşmiş Markalar Derneği Başkanı Sinan Öncel, düzenlemeyi desteklediklerini açıkladı. Öncel, “Bizim 13 aydır talebimiz de bu yöndeydi. Özellikle cadde mağazalarımızda bu konuda çok büyük sorunlar yaşıyoruz. Bizim önerimizde mülk sahipleri de mağdur olmasın diye bu kira kayıplarının bir sonraki yılın vergi ödemelerinden düşülebilmesi de yer alıyor” dedi. AVM Yatırımcıları Derneği Başkanı Hüseyin Alkaş ise bu konuda kira indirimlerini içeren başka çalışmaları bulunduğunu belirtti. l Ekonomi Servisi ‘Adamlar’ ve lebaleb dolu mekânları… “Adamlar”, Covid19 yokmuş gibi davranmayı seçtiler; ne kadar güçlü hatta maço olduklarını sergilemek, ne kadar popüler olduklarını kanıtlayarak siyasi sermayelerini artırmak, en azından koruyabilmek için, taraftarlarını meydanlara, salonlara lebaleb doldurdular. Adamlar yalnızca kendi taraftarlarını değil, ülke halkını siyasi ihtiraslarına kurban etmekten çekinmediler. İnsanlık suçu Brezilya’da, Amazon Ormanları katili Bolsonaro, önce yalnızca basit bir nezle dedi, ulusal çapta önlem almayı, eve kapanmayı reddetti. Önlem almaya çalışan eyaletlerin valilerini tiranlıkla suçladı; bunlara karşı orduyu kullanmaya hazırlandığına ilişkin söylentiler karşısında birçok general istifa etti. Bolsonaro, aşıyla “Sizi timsaha dönüştürüyor” diyerek dalga geçti, yeterince aşı alma fırsatını kaçırdı, sonra dönüp halka “mızmızlanmayın bakim” dedi. Bolsonaro, taraftarlarını salonlara, meydanlara toplayıp nutuk attıkça vaka ve ölü sayısı arttı. Günlük vaka sayısı (7 gün hareketli ortalama) Kasım 2020’de 16 bin 851 iken 22 Nisan 2021’de 60 bin 185’e, toplam ölü sayısı da 390 bine ulaştı. Bolsonaro, hâlâ eve kapanma, sosyal mesafeyi koruma gibi önlemlere, ekonomiye zarar veriyor gerekçesiyle direniyor. Duke Üniversitesi’nden nöroloji profesörü Brezilyalı, Miguel Nicolelis, “Ülkenin tarihinde ilk kez sağlık sistemi çöktü” derken, Sao Paulo Üniversitesi’nden üç profesör Ventura, Aith, Reis ortak açıklamalarında, Bolsonaro’nun politikalarını, toplumu, dünya halklarının sağlığını tehlikeye attığı için “insanlığa karşı işlenmiş” bir suç olarak nitelediler.. Gerçekten de Bolsonaro politikaları, yeni virüs mutasyonlarının ortaya çıkmasına zemin hazırladı, dünyada ilk kez 3 bin dolayında küçük çocuğun Covid19’dan ölmesine neden oldu. Bolsonaro’ya gelince, o hâlâ hiç utanmadan “Başından beri yorulmadan büyük bir enerjiyle çalışıyoruz, dünya bizi örnek alıyor” diyebiliyor... Al birini vur ötekine Hindistan vaka ve ölü sayısında dünyada birinci sıraya oturdu. Yalnızca sağlık sistemi değil, ölülerini yakan Hinduların cenaze sistemi de çöktü; sokaklarda yakılan derme çatma ateşlerle sorunu aşmaya çalışıyorlar. Narendra Modi ve partisi, Hindistan’ı adeta klasik faşist (ırkçı ve tekelci, sermayenin…) bir rejimle yönetiyorlar: Her şey Hindular için; Müslümanlara baskı, şiddet hatta zaman zaman pogrom (soykırım). Modi rejimi de pandemiyi ciddiye almadı. Covid19’u inek sidiği ile tedavi etmeyi öneren sağlık bakanı hâlâ makamında oturuyor. Hinduların ve Sihlerin kutsal bayramı “Kumbh Mela” mart başında başladığında milyonlarca insan Ganj Nehri kıyılarına toplandı, “kutsal” suya girip yıkanmaya başladılar. Bu sırada Modi, Batı Bengal seçimlerini kazanıp kontrolündeki eyalet sayısını artırarak iktidarını yaygınlaştırmak, muhalefetin moralini bozmak için peş peşe büyük meydan, salon toplantıları düzenliyordu. Böylece 13 Şubat’ta 12 bin 144 olan vaka sayısı 23 Nisan’a gelindiğinde 297 bin 696’ya, ölümler de 190 bine ulaştı. Salonları lebaleb doldurmayı seven, sürekli ağaç kestiren biri daha var. Onun ülkesinde de 25 Ocak’ta 6 bin 41 olan resmi (?) vaka sayısı 22 Nisan’da 59 bin 204’e ulaştı, sağlık sistemi çöktü. Ancak siz onu çok iyi bildiğiniz için üzerinde durmayacağım. Onun yerine, bitirirken, pandemi ciddiye alındığında, farklı bir politika uygulandığında ortaya çıkabilecek durumu örneklemek istiyorum. ABD’de Trump da pandemiyi ciddiye almadı, önce demokratların bir yalanıdır dedi. Bahar geldiğinde kendiliğinden geçeceğini savundu, saçma sapan tedavi yolları önerdi. Trump taraftarları da sosyal mesafe, maske takma kuralına karşı direndiler. Seçimlere giderken Trump, taraftarlarını salonlara, meydanlara doldurdu. Böylece vaka sayısı 12 Ekim’de 34 bin 596’dan 8 Ocak’ta 259 bin 614’e, günlük ölüm sayısı 1125’ten 3 bin 500’ün üstüne çıktı; toplam ölü sayısı 380 bini geçti. Ancak Biden seçildikten sonra, pandemiyle gereken ciddiyetle mücadele edilmeye başlanınca, günlük vaka sayısı 22 Nisan’da 60 bine, ölü sayısı 711’e geriledi. Bolsonaro gelecek yıl yapılacak seçimler için, Trump’ı taklit ederek “Ben kazanmazsam isyan çıkar” diyor, ordu üst kademesini tamamen denetime almaya çalışıyor. Bu örneği de “öbür Adamın” ülkesinde, umudunu seçimlere bağlayanları düşünerek verdim.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle