06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 9 14 NİSAN 2021 ÇARŞAMBA Montrö ve “cüppeli amiral” açıklaması nedeniyle gözaltına alınan emekli amiraller serbest 8 gün sonra özgürlük Gözaltına alınan 10 ve ifadeye çağrılan 4 emekli amiral 8 gün sonra özgürlüklerine adli kontrol şartı ile kavuşurken emekli amiral Ertürk’ün ifadesine Cumhuriyet ulaştı. Montrö tartışmaları ve “cüppeli amiral” hakkında 4 Nisan’da yaptıkları ortak bildiriye yönelik başlatılan soruşturma kapsamında 5 Nisan’da gözaltına alınan 10 emekli amiral ile “yaş durumları” nedeniyle ifadeye çağırılan 4 SEFA UYAR amiral soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcı vekili Veysel Kaçmaz ile Cumhuriyet Savcısı Oktay Akkaya’ya ifade verdi. İfadelerin tamamlanmasının ardından emekli Amiral Ergun Mengi, “devletin güvenliğine veya anayasal düzene karşı suç işlemek için anlaşma” suçundan tutuklama talebiyle nöbetçi sulh ceza hâkimliğine sevk edildi. Atilla Kezek, Alaettin Sevim, Cem Gürdeniz, Nadir Hakan Eraydın, Bülent Olcay, Kadir Sağdıç, Türker Ertürk, Turgay Erdağ ve Ali Sadi Ünsal ile ‘yaş durumları’ nedeniyle ifadeye çağırılan Engin Baykal, Cemil Şükrü Bozoğlu, Mustafa Özbey ve Atilla Kıyat hakkında ise çeşitli adli kontroller talep edildi. Bu kapsamda, Sevim, Kezek, Kıyat, Olcay, Sağdıç, Özbey, Gürdeniz, Erdağ, Ertürk, Ünsal, Bozoğlu, Baykal ve Eraydın hakkında yurtdışına ve il dışına çıkış yasağı olmak üzere adli kontrol şartı uygulandı. Mengi de hâkimlik tarafından yurtdışına ve il dışına çıkış yasağı, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Böylece, 8 gün gözaltında kalan emekli amirallerin tamamı serbest bırakılmış oldu. ‘Montrö araç’ Tutuklamaya sevk yazısında, Ergün Mengi’nin, açıklamayı hazırladığı, taslak metin olarak “ADMEK2” adlı WhatsApp grubunda yayımladığı ve yapılması istenilen değişiklikleri ekleyerek metne son halini verdiği belirtilirken, emekli Amiral Ali Yüksel Önel’e 2 Nisan’da gönderdiği belirtilen bir mesaja yer verildi. Mesajda, “Komutanım çok sağ olun, esas tepki takunyalı amiral, harp okulu giriş şartlarından irticaya karışılmasının çıkarılması ve subay astsb. kurslarında Atatürk ilke ve inkılapları derslerinin çıkarılmasının üzerine olacaktır. Ama grupta uzlaşı çok zordu. Bu nedenle Montrö bahanesiyle son paragraftaki mesajları veren, hedef kitle dz.kk olmayan bir bildiri hazırlayayım dedi. Çok haklısınız ama burada Montrö’yü araç olarak kullandık. Esas endişemiz son 3 paragrafta, anlarlarsa eğer. Çok teşekkür eder saygılarımı sunarım” ifadeleri yer aldı. Sevk yazısında Mengi’nin, Montrö ile ilgili açıklamaların bahane olduğunu açıkça belirttiği, bu şekilde soruşturma konusu bildiriyi hazırladığı ve üzerine atılı suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesinin bulunduğu” kaydedildi. ‘Alanımız vurgusu’ Türker Ertürk’ün savcılıktaki ifadesine Cumhuriyet ulaştı. Açıklamayı “basın duyurusu” olarak nitelendiren ve WhatsApp grubunda, “herkesin fikrini açıkça beyan etmesiyle oluşturulduğunu” belirten Ertürk, kendisinin grupta “varım, imzalarım” dışında neredeyse hiç paylaşımda bulunmadığını kaydetti. “Basın duyurusunun hazırlanış aşamasında hiçbir fikir beyan etmedim, bu anlamda katkıda bulunmadım” diyen Ertürk, “Grupta yayımlanınca kontrol ederek suç unsuru olmadığını görEmekli amiralleri çıkışta yakınları sevinçle karşıladı. ORDUEVINE GIRIŞ YASAĞI Emekli amiral Mustafa Özbey, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım ile orduevine giriş yasağı konduğunu duyurdu. Özbey, “Duruşma bittikten sonra 02.15 gibi Merkez Orduevi’ne geldim. Giriş yasağı konduğunu öğrendim. Eşim ve eşyalarımın orduevi odasında olduğunu söyledim. ‘Eşim ve eşyalarımı aldıktan sonra orduevini derhal terk etmemizi’ söylediler. Eşimi ve eşyalarımızı alıp yola çıktık” dedi. TAHLIYE OLAN EMEKLI AMIRALLER CUMHURIYET’E YAŞADIKLARINI ANLATTI Çok ağırımıza gitti Montrö Bidirisi’ne imza attığı gerekçesiyle gözaltına alınmasının ardından önceki gün adli kontrol şartıyla serbest bırakılan emekli amiraller, “Fiziki şartların ne olduğu önemli değil fakat manevi anlamda böyle bir suçlamayla gözaltına alınmak çok ağırımıza gitLEYLA ti” dedi. KILIÇ Serbest bırakılan amiraller Cumhuriyet’e konuştu. “Mavi Vatan” ismini ortaya atan emekli Amiral Cem Gürdeniz basit bir basın açıklamasından darbe iması çıkarıldığını belirterek, “Çok basit bir basın açıklamasının bir iletişim kazasına uğrayarak, bir nevi yanlış alanlara çekilmesinin sonuçlarına katlandık. Ama doğruluğumuz ve haklılığımız başından beri belliydi. Çünkü yapılan basın açıklaması çok masum. Hiçbir şekilde basın açıklaması olmasının dışına çıkan bir durum barındırmıyor. Ama bunun bir iletişim kazasına neden olacak şekilde yanlış kullanımı, bu süreci tetikledi. Türkiye yanlış bir şekilde bir tartışma mecrasına sokuldu” dedi. Yargının gerçek amacı gördüğünü kaydeden Gürdeniz, “Bu noktada Türk adaletine teşekkür etmeliyiz. Gerçek resmi çok net gördü. Olay büyümeden doğru bir kararla süreç yoluna sokuldu. Türk polisinin bu süreci yönetim şeklini de takdir ettiğimi söylemeliyim” diye konuştu. Erdağ: Kırgınım Emekli Amiral Turgay Erdağ “Bir iletişim kazası yaşandı herhalde. Aklımızdan bile geçmeyen bir tepki oluştu. Hiç dü‘EMEKLI AMIRALLER ENDIŞE DUYMUŞTUR’ Emekli amiraller olarak Montrö ve ‘sarıklı amiral’ konusunda duyulan endişeleri bir duyuru metni ile kamuoyuna aktardıklarını söyleyen Kadir Sağdıç, “Burada emekli amiraller deniz kuvvetleri ve deniz güvenliği alanlarında son günlerde yaşanan gelişmeler üzerine bazı endişeler yaşadı. Bunlardan biri Montrö Sözleşmesi. Karadeniz’den içeriye girmek isteyen ülkelerin Montrö Sözleşmesi’ni iptal ettirmek üzere baskıları var iken; geçen haftalarda sanki bu sözleşmeyi değiştirilebilir, ya da öyle bir ihtiyaç olursa buna yaklaşılabilir gibi yorumlanacak ifadelerin kullanılmasıyla beraber emekli amiraller bu konuda bir endişe duymuşlardır. Sözleşmenin değişmesi ya da kaldırılSağdıç masının Türkiye’de yaratacağı durumları paylaşmışlardır” dedi. Duyurudaki ‘Sarıklı Amiral’ konusu için de Sağdıç, “Sarıklı amiral görünümü içinde yer alan talihsiz tespitlere yeterince tatmin edici işlem yapılmamasından kaynaklı bir endişe yaşandı. Özellikle son 10 yıldır kumpas davalar üzerinden çok değerli mensupları görevlerinden edilerek tasfiye edilirken, sistem içine daha önce sinmiş olan FETÖ unsurlarının kritik görevlere getirilmesiyle 15 Temmuz faciası kanlı bir şekilde yaşandı. Halen de başta Türk Deniz Kuvvetleri olmak üzere, TSK ve kamu kurumları FETÖ belasından tam olarak kurtulmuş değil. Hal böyleyken sarıklı amiral imajı için etkin önlemler alınmadığı takdirde bu kez değişik tarikatlar üzerinden Deniz Kuvvetleri ve TSK yeni bir etki alanı içine alınabilir. Kuvvetlerimizin tarikatların sisteme sızma yarışına bayrak açacağı endişesi yaşanmış, amirallerimiz bu endişeyi gündeme getirmişlerdir. Bu duyurunun amacı sadece budur” diye konuştu. Gürdeniz şünmediğimiz bir şey. Biz ki FETÖ’nün hedefi olmuş, mağduriyetler yaşamış, sıkıntılı günler geçirmiş, dostlarımızı toprağa vermiş insanlarız. Hapis yatıp, beraat ettikten sonra yine FETÖ’nün TSK içindeki yuvalanmasının sıkıntılarını usanmadan anlatmışız. 15 Temmuz’dan önce bunları korkmadan söylemişiz ki o dönemde resmi yetkiliErdağ lerce bunlar kabul görmüyordu. Ne yazık ki kanlı kalkışma olmuş sonrasında tekrar bu devletin, milletin karanlık günler yaşamaması için elimizden geleni yapmışız. Şimdi de bir amiral olmanın verdiği hassasiyetle Montrö ve TSK’de yine FETÖ benzeri bir yapılanma olmaması için yaptığımız açıklama ile birdenbire darbeci ilan edilmişiz. Şaşkınlıkla karşıladık. Asla böyle bir niyetimiz olmadığını kamuoyu biliyor” ifadelerini kullandı. “Darbeci” suçlamasının kumpas davaları sırasında yaşadıklarından daha kırıcı olduğunu kaydeden Erdağ, “Biz askeriz, fiziki şartların ne olduğu önemli değil fakat manevi anlamda böyle bir suçlamayla gözaltına alınmak bizim çok ağırımıza gitti. Bu bizi çok üzdü, kırgınım. Kumpas davalar sırasında çok eziyet çektik ama bu kadar kırılmamıştık. O zaman hedeftik, mücadele ediyorduk. Ama burada çok haksız bir suçlamaya maruz kaldık” dedi. Emekli amiral Ali Sadi Ünsal ise sağlık durumu nedeniyle doktor kontrolü altında evde dinlenecek. l İSTANBUL Mengi düm. Bu nedenle imzalayacağımı ifade ettim. Duyurunun hazırlandığı WhatsApp grubunda birçok arkadaşım vardır. Sayı hatırladığım kadarıyla 150 civarındadır. Bu kadar arkadaşımın olduğu bir grupta ‘imzalarım’ dememek ayıplanabileceğim ve yüzlerine bakamayacağım hissini uyandırdı” ifadelerini kullandı. Açıklamayı, “birisi Montrö, diğeri de 15 Temmuz darErtürk be girişimine neden olan kişiler, sarıklı askerler olmak üzere hassasiyet taşıdığı 2 konuyu içerdiği için imzalayacağını beyan ettiğini” vurgulayan Ertürk, “Söz konusu metin, darbe veya darbe çağrısına neden olabilecek bir metin değildir. 11 yıl önce FETÖ’nün saldırılarına istinaden kendi isteğimle istifa ederek emekli oldum. Dolayısıyla mevcut muvazzaf olarak görev yapanlarla bir tanışıklığım ve irtibatım yok. Duyurunun muvazzaflarla irtibat kurularak hazırlanmış olması mümkün değildir” dedi. Açıklamanın, “hiçbir kamu gücünün bulunmadığı, tüzelkişiliği olmayan, tamamen emekli insanların bir arada bulunduğu bir yerde ortaya çıktığına” vurgu yapan Ertürk, “104 ziraat mühendisi bir araya gelip kendi alanındaki sorunlarla ilgili yapacakları açıklamayla soruşturma konusu açıklama aynı mahiyettedir” ifadelerini kullandı. ‘Sarıklı askerler yapmaya kalktı’ Ertürk’ün, emniyetteki ifadesinde ise “metnin, kendisi için önemli iki hassasiyete yer verdiğini” belirttiği, Montrö’nün, Türkiye’nin güvenliği ve egemenliği için yaşamsal değerde olduğuna işaret ettiği öğrenildi. Ertürk’ün, “15 Temmuz darbe girişimini sarıklı askerler ve polisler yapmaya kalktı. Türk milleti acı çekti ve yüzlerce şehit verdik. 31 Ağustos 2013 tarihinde Pensilvanya’da, FETÖ’nün evinin önünde yapılan eyleme katıldım ve konuşma yaptım. Konuşmamda, FETÖ’nün darbe hazırlığı içerisinde olduğunu, darbe yapıp Humeyni gibi Türkiye’ye dönme hedefi peşinde olduğunu belirttim. Bu yaşadıklarımın oluşturduğu hassasiyet metinde yer aldığı için onayladım” ifadelerini kullandığı kaydedildi. l ANKARA ‘CÜPPELI AMIRAL’ HAKKINDA FETÖ IDDIASI Tekkede cüppeli ve sarıklı fotoğrafları ortaya çıkan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda görevli Tuğamiral Mehmet Sarı’nın, Deniz Lisesi’nde FETÖ soruşturması geçirdiği iddia edildi. Oda TV’de yer alan habere göre, Cüppeli amiralin Askeri Lisede eğitim görürken (19831987 yılları arasında) FETÖ soruşturması kapsamında hakkında işlem yapıldığı iddia edildi. İddiaya göre, FETÖ’cü öğrenciler tarafından düzenlenen pikniklere katılan cüppeli amiral hakkında okul yönetimi tarafından soruşturma başlatıldı. Yapılan soruşturma sonunda da bu durum bazı öğrencilerin disiplin notlarına yansıdı. Okul yönetiminin soruşturduğu öğrenciler arasında cüppeli amiral de yer aldı. Ancak, soruşturma sonunda cüppeli amirale ne ceza verildi ne de disiplin notu düşüldü. Ancak bu soruşturmayla ilgili evraklar öğrencilerin dosyasında yer aldı. Cüppeli amiralin Deniz Lisesi’nde FETÖ soruşturması geçirdiğine dair bilginin geçen yıllarda hem Milli Savunma Bakanlığı’na hem de Genelkurmay Başkanlığı’na gönderildiği de belirtildi. Resmi Gazete’de yayımlanan kararla, Harp Okulları ile Astsubay Yüksekokulları’na giriş şartları arasında bulunan “irticai ve bölücü görüşleri benimsememiş veya bu faaliyetlere karışmamış olmak” hükmü geçen günlerde kaldırıldı. Bu kararla tarikatların TSK içerisinde yeni bir yapılanmaya gideceği iddiaları gündeme geldi. l Haber Merkezi AKP devleti ele geçirdi, gençliği ele geçiremedi! Otoriter yönetimlerin kaybetmek istemediği başlıca güç, propagandadır. Bunun iki ana unsuru da propaganda araçları ve insan gücüdür. AKP’nin bu alanda attığı adımlar bir tez konusu olacak kadar etkili! Medyada, doğrudan AKP’li görünmeyen kadrolarını konuşturmayı yeğliyor. Bunlar akademisyenden hukukçuya kadar pek çok alandan seçiliyor, yetiştiriliyor. Bu konuda mevcut kadrolara yenilerini eklemek üzere olduklarını duyuyoruz. 1015 kadar yeni “konuşmacıkonuşturmamacı” hazırlanıyor. Sadece Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı değil, AKP Genel Merkezi de aktif. Her hafta, medyada iktidar adına konuşacak olanlara “CHP’ye nereden saldıracakları”, “Hangi isimleri hedefe koyacakları” konusunda son derece “bilgilendirici” notlar veriyorlar! Ana hedef malum; devlet yapısında “çok partili tek parti devleti”, medyada “çok kanallı tek seslilik”… Anayasa değişikliğini de bu yüzden istiyorlar. Mevcut 12 Eylül Anayasası’nda Saray’a göre kabul edilemez demokratik hükümler var. Bu ayrı bir yazı konusu. HHH Bunca propaganda gücüne karşın AKP’nin yeni kuşakları yakalayamadığı, bir gençlik hareketi oluşturamadığı dikkati çekiyor. Erdoğan’ın 2012’de istediği, “dindar ve kindar” nesil gelmedi. Bu sadece bizim iddiamız, gözlemimiz değil. AKP’ye yakın araştırma kuruluşları ve AKP Genel Merkezi de aynı sonuçla baş başa. Kamuoyu araştırma şirketlerinin 8 bölgeye ayırıp yaptıkları anketlerin hiçbirinde 1829 yaş arası seçmende AKP birinci değil. AKP’de buna ilişkin hazırlanan raporda ilginç saptamalar yer alıyor. Satırbaşlarını paylaşalım: Üniversite sayısını artırdık, gençlerin yükseköğrenim olanaklarından daha fazla yararlanmasını sağladık ama bu onları kazanmamıza yetmedi. Gençler daha sorgulayıcı oldu. Propaganda içerikli yayınlara mesafeli yaklaşıyorlar. Ailelerinden ayrılıp başka kente eğitim için giden gençler onlardan düşünce olarak da uzaklaşıyorlar. Ortak bağları azalıyor. Bu nedenle siyasal eğilimde aileden genç kuşaklara geçiş halkası koptu. Yaz tatillerinde ailesinin yanına gitmeme, kızerkek birlikte tatile gitme eğilimleri yükseliyor. TRT’deki tarih dizileri MHP’ye ve İYİ Parti’ye yarıyor. Uyuşturucu kullanımında çok ciddi bir artış var. YouTube kanalları denetimsiz. Gençliği olumsuz etkiliyor. Bu konularda psikolog ve siyaset bilimcilerinin de içinde olduğu bir araştırma ekibi ayrıca çalışmalı. HHH AKP kadrolarının dikkat çektiği bu saptamalar, propaganda gücünün her şey olmadığını gösteriyor. Ancak AKP’nin ne yapıp edip iktidarı bırakmak istemediği de bir gerçek. Saray’da şu sorunun yanıtı aranıyor: Putin 2036 yılına kadar başkanlığı nasıl garanti etti? Yasalarda ne tür değişiklikler yaparak bu yolu açtı? Bunu yaparken hangi ikna yöntemlerini kullandı? Böyle bir iktidar anlayışının sandıkta, demokratik yollarla değiştirilmesi için seçeneğinin bu yöntemler kadar güçlü bir yol haritası çizmesi gerekir. En büyük gücü yukarıda aktardık: Yeni kuşaklar AKP’ye uzak! Bu kuşaklar nasıl kazanılır? Geçenlerde birkaç gençle sohbet ederken siyasete soğuk baktıklarını söylediler. Uzunca sohbetin sonunda şu görüş öne çıktı: Siyasette ihtiyaç yeni yüz, yeni parti gibi arayışlar değil... Yeni fikirler, yeni hedefler... Öyle bir hedef önerilir ki hiçbirimiz kayıtsız kalamayız! KIZININ DÜĞÜNÜNE GİDEMEDİ Emekli amirallerin avukatına teşekkür Amiral Cem Gürdeniz’in eşi Rengin Gürdeniz, sosyal medya hesabından önceki gün amirallerin avukatlarından Şule Nazlıoğlu Erol’a teşekkür ederek,“Teşekkür etmem gereken biri daha var. Sevgili @ AvSuleNazlioğlu’nun kızı dün (önceki gün) evlendi. Fakat o cesur yürek, kardeşi gibi sevdiği müvekkillerini başkasına emanet edemediği için içi yansa da bu mutlu güne katılamadı. Sana dostluğun, ablalığın için binlerce teşekkür ederim” dedi. l İç Politika
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle