07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ DOLAR [email protected] AVRO STERLIN FAİZ BORSA 11 26 MART 2021 CUMA ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 7.9450 2.4 kuruş 9.4240 3.1 kuruş 10.9000 6.7 kuruş 19.28 0.92 puan 1.394 19.5 puan 3011.76 19.89 lira 444.44 4.07 lira Döviz kurundaki belirsizlik küçük üreticiyi kötü vurdu, piyasaya ürün veremez durumdalar ELLER ŞALTERDE Küçük işletmeler hammaddede tedarik sorunu yaşarken şimdi de dövizdeki oynaklık yüzünden zor durumda. Müşteriye fiyat veremeyen işletme sahipleri “Bir elimiz şalterde, döviz kurunu izliyoruz” diyor. Türkiye, dört ay önce Hazine Bakanı Berat Albayrak’ın istifasıyla başlayan krizin yarattığı enflasyon artışını sindirmeye çalışırken, Merkez Bankası başkanı değişikliğiyle yaşadığı yeni krizin belirsizliğine girdi. Döviz kurlarındaki oyESRA ALUS naklık piyasalarda yeni zamların habercisi. Küçük ve orta ölçekli işletmeler ise faiz artışından yakınırken yeni darbeyi kurdaki yükselişle yaşadı. Kurdaki oynaklık ve piyasadaki öngörülemezliği, “Bir elim şalterde, kuru takip ediyorum” sözleriyle anlatıyor İkitelli Organize Sanayi Bölgesi’nde üretim yapan Çılga Metal Aksesuvar Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin sahibi Hakan Ataman. Çanta, kemer ve ayakkabı için metal aksesuvar üretiyor. Ataman, kullandığı ürünün girdisinin tamamen dövizle temin edildiğini söylüyor ve yaşadıklarını şu sözlerle özetliyor: “Dövizin en son yükselişinde hammadde almıştım. Onu daha satma imkânı olmadan dolar kuru düştü. Üretim için tekrar yurtdışından hammadde siparişi verdim ve dolar yükseldi. Kuru tahmin etmek imkânsız ancak sipariş verdiğim üründe kurdan doğan farkı ödemek zorundayım. Pandemi nedeniyle daha önce 950 dolara aldığım hammaddeyi 1300 dolara aldım. Samimi olarak söyleyeyim, müşteriye fiyat vermeye utanıyorum. Zincir marketlerle yaptığım anlaşmalar var o nedenle aşamayacağım fiyatlar da var. Ortam dürüst çalışanlar için çok zor.” ‘Karaborsa hortlar’ Levent Çabuk ise Onay Laboratuvar’ın sahibi. Hastanelere ve laboratuvarlara malzeme veriyor. O da dövizle ürün alıyor. “Kurdaki düşüş ve artış öngörülemediğinden fiyat verirken sorun yaşıyorum” diyen Çabuk, “2020 Ocak ayı alacaklarını bile tahsil edemedik. O tarihteki kurla şimdiki arasında çok fark var. Ürünü TL ile vermek zorundayım. Doları o zaman iş yapmayıp cebimde tutsaydım kâr etmiş olacaktım. Her ay yüzde 4050 oranında zarardayım. Distribütör desteği ile ayaktayım yoksa batmak kaçınılmaz.” İz Mühendislik’in sahibi Zeki Şakiroğlu ise otomotiv sektöründe. “Otomotiv yan sanayii firmam var. İhracat ağırlıklı çalışıyorum. Teknoloji içeren her ürünü dışarıdan alıyorum. Kullandığım özel çelik ve alüminyumu mecburen dışarıdan temin etmek zorundayım. Kurdaki oynaklık nedeniyle oluşan fiyat farkını da alıcıya yansıtamıyoruz. İşverenim ama maliyetleri azaltmak için işçinin yerine banda geçip gece gündüz çalışıyorum” diyor. Romanya Türkiye Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Yardımcısı Cemil Tunka’nın yorumu ise şöyle oldu: “Kurlardaki dalgalanma ithalat yapan herkesi etkiliyor. En fazla da tüketici etkileniyor. Bu yükselme, ürünlere zam olarak yansıyacak. Hatta karaborsacılık da yaşanacaktır.” 860.3 MILYAR TL KOBİ’lerin 19 Mart itibarıyla kredi borcu hacmi 107 BIN Sözleşmesi iptal edilen elektrik abonesi sayısı Ödenemeyen fatura 500 milyon TL CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Covid19 pandemisi sürecinde ödenemeyen doğalgaz ve elektrik faturalarını bir soru önergesiyle Meclis gündemine taşıdı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in yazılı verdiği yanıtlarla ilgili bilgi veren Gürer, 2020’nin ilk dokuz ayında borçlarını ödeyemediği için 107 bin elektrik, 51 bin 500 doğalgaz kullanıcısının aboneliklerinin iptal edildiğini duyurdu. Bu kapsamda, meskenlere ait 101 milyon TL’lik elektrik ve 399 milyon TL’lik doğalgaz faturası bulunuyor. Ayrıca bunlara işyerleriyle ilgili verilerin de eklenmesiyle ödenemeyen fatura miktarının çok daha büyük boyutlara ulaşabileceğine vurgu yapan Gürer, en azından pandemi sürecinde kesinti yapılmaması ve kesilen doğalgaz ile elektriklerin açılması için iktidarın yöntem geliştirmesi gerektiğini sözlerine ekledi. l Ekonomi Servisi İFLAS RÜZGÂRI GÜÇLÜ ESIYOR Geçen yıl her 21 saatte büyük çaplı bir şirketin iflas ettiğini bildiren alacak sigortası şirketi Euler Hermes, “Şirketinizi iflasların domino etkilerinden nasıl korursunuz?” başlıklı ekitabında, 2021 için beklenen iflas dalgasına karşı şirketleri uyardı. Devasa boyuttaki devlet desteklerinin birçok şirket için Covid19 şokuna karşı tampon oluşturarak iflasların önüne geçtiğini bildiren şirket, devlet Alexis Garatti desteklerinin kalkmasıyla birlikte küresel iflas oranının bu yıl yüzde 25 artış gösterebileceği uyarısında bulundu. Bu artış oranı Türkiye için yüzde 14 olarak hesaplandı. “İflas riskinin en yüksek olduğu sektörler havacılık, konaklama ve gıda dışı perakende” diyen Euler Hermes Ekonomik Araştırmalar Bölümü Başkanı Alexis Garatti, sürece hazırlanmak gerektiğini vurguladı. Garatti’nin önerileri arasında “ticari ortağınızın iflas riskini belirleyin ve belgeleyin”, “tüm müşterilerinizi sürekli izleyin”, “müşterilerinizle olan kredi riskinizi sınırlayın” dikkat çekti. l Ekonomi Servisi HÜSEYIN AYDIN, ZIRAAT’I BIRAKIYOR Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, bankanın bugün yapılacak genel kurulunda görevi bırakacak. Dün gece istifa ettiği iddiaları ortaya atılan Aydın, OdaTV’ye yaptığı açıklamada “İstifa etmiyorum ancak yarın (bugün) görevimi başka arkadaşa devrediyorum. Olağan bir süreç” ifadelerini kullandı. Meslek hayatına Ziraat Bankası’nda başlayan Aydın, Temmuz 2011’den bu yana genel müdürdü. Aydın, 2010’dan bu yana Türkiye Bankalar Birliği Başkanı görevini de sürdürüyor. Kulislerde Aydın’ın ayrılma nedeni olarak sağlık sorunları ile üstünde bir yıldır yoğunlaşan baskılar olduğu konuşuluyor. Aydın, sürpriz kararından önce Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde konuştu. Aydın, salgın sürecinde yurtdışından borçlanabildiklerini kaydederek, “Çünkü yabancı kaynak ihtiyacımız biraz daha azdı” dedi. Bankaların aktifpasif para cinsi bakımından uyumsuzluklarının bulunduğunu da belirten Aydın, bu yüzden TL cinsinden tasarrufa ihtiyaç olduğunu, tasarrufları artıracak bir yolu mutlaka bulmaları gerektiğini vurguladı. Aydın, ayrıca bankacılık sektörünün 2010’da 100 milyar dolar olan öz kaynaklarının dolar cinsinden karşılığının bugün ise 80 milyar dolar olduğunu belirtti. l Ekonomi Servisi Hüseyin Aydın Yurttaşın döviz mevduatı 2.2 milyar dolar arttı. Dolar 8 lirayı aşma peşinde Denge arayışı devam ediyor İsmail Acı ADANA TİCARET ODASI ‘Ekonomik reform gerçekçi olmalıdır’ Mevcut koşullarda ekonominin bu yıl yüzde 44.5 büyüyebileceğini belirten Adana Ticaret Odası Meclis Başkanı İsmail Acı, daha çok istihdam ve tabana yayılan sağlam ekonomik hedeflediklerini belirtti. “Sağlam zemin olmadan sağlam bina inşa edilemezse, gerçekçi reform olmadan ekonomide de iyileşme beklenemez” diyen Acı, önceliğin enflasyonla mücadeleye verilmesini önerdi. l İHA TESİD GENEL KURULU Yaman Tunaoğlu yeni başkan oldu Türk Elektronik Sanayicileri Derneği’nin (TESİD) 24 Mart’taki 31. olağan genel kurulunda Yaman Tunaoğlu Yönetim Kurulu Başkanlığı’na seçildi. Yönetimdeki diğer isimler şöyle: Vural Akman (Empa), Faik Erem (Entes), Sami Duman (Aselsan), Ömer Akdeniz (Daiichi), Ömer Özkan (Havelsan), Mustafa Karabağlı (Luna), Ali Emir Eren (Netaş), Sıddık Yarman (Savronik). l Ekonomi Servisi Mali piyasalarda geçen cumartesiden bu yana süren “Merkez Bankası başkanı krizi”, dün de etkilerini devam ettirdi. Yabancı yatırımcılar Türk varlıklarını geçen pazartesi ve salı günü azaltması sırasında oluşan döviz talebi lokallerin döviz satışlarıyla dengelenirken, piyasalardaki sert kayıplar yerini dar alanda dalgalı hareketlere bıraktı. Dolar/TL, dün gün boyu 7.918.01 arasında hareket etti. Ancak dün açıklanan güncel veriler ve haber akışı tartışmaların uzun süre süreceğini gösterdi. Örneğin Merkez Bankası (TCMB) haftalık istatistiklerine göre yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatı 19 Mart itibarıyla 2 milyar 167 milyon dolar artarak 232 milyar 497 milyon dolara çıktı. Bu kapsamYENI FAIZ ÖNEMLI TAMPON OLACAK da gerçek kişilerin döviz mevduatı 700 milyon dolar artışla 147 milyar 314 milyon dolara çıktı. Tüzelkişilerin döviz mevduatı ise 1 milyar 467 milyon dolar artışla 85 milyar 183 milyon dolara çıktı. TCMB’nin net uluslararası rezervleri ise 2.7 milyar dolar artışla 13 milyar 675 milyon dolar oldu. l Ekonomi Servisi Naci Ağbal başkanlıktan alınmadan önce yapılan ve 200 baz puan faiz artırım kararının alındığı son Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantısının dün açıklanan özetlerinde, bu artışla ilgili şu vurgu yapıldı: “Sıkı parasal duruş; enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve finansal piyasa gelişmeleri bağlamında dışsal ve geçici oynaklıklara karşı önemli bir tampon işlevi görecektir.” Raporda yukarı yönlü risklere dikkat çekildi. Benzine 22, motorine 15 kuruş zam geldi Enerji Petrol Gaz İkmal İstasyonları İşveren Sendikası, dün gece yarısından itibaren benzine 22, motorine 15 kuruş zam geldiğini duyurdu. Zammın, mevcut uygulama olan Eşel Mobil Sistemi gereği ÖTV’den karşılandığı belirtilerek pompa fiyatına yansımayacağı kaydedildi. Önceki gün benzinde 13 kuruşluk, motorinde ise 15 kuruşluk yapılan indirimin ardından her iki akaryakıta da bugün itibarıyla geçerli olmak üzere zam geldi. l Haber Merkezi ‘Yeşil Mutabakat’ kalkınma fırsatı İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi’nin simlerin ortak çalışması, ülkemizin yeni dün yapılan aylık toplantısında, “Avru ticaret yarışında hak ettiği yere ulaşmapa Yeşil Mutabakatı, Sanayimize Yansını sağlayacak. Sınırda Karbon Düzensımaları ve İSO’nun Sürdürülebilemesi altında AB’ye ödenmesi lirlik Vizyonu” konusu ele alınzorunlu olacak tutarlar, karbon dı. Burada konuşan İstanbul fiyatlama sistemi kurularak Sanayi Odası Yönetim KuruTürkiye’de sektörlerin dönülu Başkanı Erdal Bahçıvan, şu şümü için kullanılabilir.” İSO, vurguyu yaptı: 5 alanda yürüteceği çalışma“Avrupa Yeşil Mutabakatı, larla, şirketlerin küresel değer Türkiye için bir risk olduğu kadar sürdürülebilir kalkınma için Erdal Bahçıvan zincirinde yüksek katma değer üretmelerine ve rekabetçi süryepyeni bir fırsat. Yeşil dönüşüme Türk dürülebilirlik yetkinliklerini artırmalarına sanayisinin adaptasyonu için tüm kedestek olacak. l Ekonomi Servisi 2023 hedefi olmadı, 2053 verelim Büyük şaşa ile açıklanmıştı 2023 vizonu. Hiçbir hedef tutmadı. Tutmayı bırakın baş aşağı savurdu ülkeyi. Ne diyecekti, kusura bakmayın, beceremedim, batırdım mı? Tabii ki hayır. O zaman en iyisi oltayı uzun geleceğe doğru fırlatmak. 2053 yılı yeterince uzun mu? Evet. Bırakın Erdoğan’ı, AKP’nin bile küllerinin kalmayacağı kadar uzun. O zaman salla gitsin. Kanan birileri illa çıkar. Zaten başka seçenek de yok. Çünkü ortaya atabileceği yeni bir argüman da yok. “Çözüm biziz” diye yola çıkmışlardı; 19 yılda sorunun da çözümsüzlüğünün de kaynağı haline geldiler. 2001 yılında dolar kuru 1.20 idi. 2011 yılında 1.57. Şimdi ise 7.90. “Tek adam” rejiminin resmileştiği 2018 Haziran’dan bugüne Türk Lirası dolar karşısında yüzde 96.47 değer kaybetti. 10 yıl öncesine kıyasla ise yüzde 400’ün üzerinde. Ülke yoksullaştı, borç batağına saplandı. Peşi sıra sırtına yüksek enflasyonu, yüksek bütçe açığını, yüksek cari açığı, yüksek dış borç yükünü, yüksek faizi, yüksek kur küfesini de yüklendi. Toplumsal, siyasi sorunlar katlandı. Gelir adaletsizliği daha da arttı, artarken yanına eğitim adaletsizliğini de kattı. İşsizlik, özellikle de genç işsizliği ürkütücü boyutta. Sadece İstanbul’da 552 bin gencin eğitimde de istihdamda da olmadığı açıklandı İBB tarafından. En kötüsü de iktidara yöneltilen neden ve niçin sorusunun yanıtının asla verilmiyor olması. Neden Merkez Bankası Başkanı’nı görevden aldın? Döviz rezervlerine ne oldu? Neden İstanbul Sözleşmesi’nden çıktın? Tüm bunlar kriz diye tanımlanmanın da çok ötesinde artık. Çünkü LGBTİ’ler üzerinden polemikle sözleşme feshedilirken kendine Delikanlı diye isim takan, insan demeye dilimin bile varmadığı bir zorba, bir genci sadece eşcinsel olduğu için ölümüne dövebiliyor. Bir o kadar da kötü olanı bunu protesto ederek üniversite önünde LGBTİQ+ bayrağı tutan dört öğrencinin gözaltına alınıyor olması. İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı 18 yıllık iktidarında eşi görülmemiş bir ölçekte insan hakları güvencelerini ve demokratik normları paramparça etmekle suçladı. Çözümsüzlüğün adı AKP olunca haliyle geriye hayal satmak kalıyor. Köşeye sıkıştığı doğru. İnandırıcılığını yitirdikçe çemberi daha İslamcı daha milletçi daha muhafazakâr bir çerçevenin içine sıkıştırıyor zorunlu olarak. Gençlere ulaşamıyor, kadınlar tepkili... Gerçekten sona mı geldi, AKP? Son çırpınışları, bitti artık, AKP’nin sonu geldi lafları dolaşıyor ortada. Kaybetmemek, iktidarı bırakmamak için her şeyi yapacağı, her yolu deneyeceği aşikâr. 2023 seçimleri bile bir şekilde ertelenebilir. Bu yüzden “artık sona geldi” lafları kolaycılık. Asıl mücadele şimdi başlamalı. Belki iki soru üzerine fikirler geliştirilebilir. 1 Tarihsel süreçleri tersine çevirmek nasıl olur? 2 Toplumsal hareketlerin değişimdeki rolü nedir? Sosyal hareketler, protestolar gerçekten önemli. Belki tek başlarına değil ama doğru stratejilerle ve evrilerek... Scientific American dergisinde okuduğum bir yazıyı özetleyeyim: Sosyal bilimciler, özgürleştirici toplumsal hareketlerin somut bir değişim getirmede başarılı olma olasılığını şekillendiren faktörleri belirledi. Modern sosyal hareket teorisi başta WEB Du Bois, Ida B. Wells, CLR James, EP Thompson, Eric Hobsbawm, Charles Tilly ve Howard Zinn olmak üzere birkaç kuşak akademisyen tarafından yapılan temel çalışmalardan geliştirildi. “Büyük” tarihsel süreçleri analiz eden çalışmaları, daha sonraki sosyal bilimcilere üç çalışma önermesi sağladı. 1 Bir hareketin ahlakı yapmak istediği değişimin türü ile ölçülür. Sosyal bilimcilerin “iyi” olarak tanımladığı toplumsal hareketler (kitlesel eylemler) özgürleştiricidir: Kurumsal otoriteleri zorlarlar. Neye mi? Örneğin sistemik eşitsizliği azaltmaya, dışlanmış grupların demokratik haklarını genişletmeye, maddi, sosyal ve siyasi adaletsizlikleri hafifletmeye... “Kötü” olarak tanımlanan sosyal hareketler ise gerici olma eğilimindedir. İyi hareketlere tepki olarak ortaya çıkarlar ve özgürleştirici hareketlerin meydan okuduğu dışlayıcı yapıları, yasaları ve politikaları korumaya veya yoğunlaştırmaya çalışırlar. 2 Sosyal ilerlemenin çoğu, reform için baskı yapan sıradan insanlar tarafından aşağıdan yukarıya uygulanan baskının sonucu olarak gerçekleşir. 3 Özgürleştirici hedeflere ulaşmak isteyen “iyi” eylemler, hiçbir şekilde bir hareketin başarılı olacağını garanti etmez. Bilim insanları “iyi” diye tanımladıkları toplumsal hareketlerin, kitlesel eylemlerin, sonunda somut bir değişimi getirme olasılığını da inceledi. Buna göre; Toplumsal hareketler, hedeflerini net bir şekilde tanımlamalı ve talep ettikleri değişiklikleri yapma gücüne sahip kurumları hedeflemeli. Otoritelerin çoğu zaman sertliğe varan şiddeti ile karşılaşacağı için uzun soluklu olması önemli. Bunun için sebat etmek, ağları genişletmek, başarısızlıkları değerlendirmek, yeni stratejiler oluşturmak, yeni siyasi fırsatları kullanmak, gençleri hareketin içine katmak önemli. Toplumsal tarih “iyi”nin kazandığı onlarca örnekle dolu. Neden burada da olmasın?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle