07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 9 10 MART 2021 ÇARŞAMBA ‘Cübbeli’nin dünürlerinin kurduğu ‘Çözüm Tasarruf’ aylardır vaat ettiği paraları yatırmadı ‘Helal para vurgunu’ iddiası “Cübbeli Ahmet Hoca” olarak bilinan Ahmet Mahmut Ünlü’nün AKP döneminde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden aldığı ihalelerle gündeme gelen da“Jet Fadıl” olabazıları yargı yoluna başvurmaya hazırKANDEMİR TAHLİYE EDİLDİ di. Sözleşmeyi zaten böyle düzenledik. Ancak halanırken, bazıları len tarafıma ödenen bir ise şikâyetvar. Çiftlik Bank benzeri yöntemle şey yok. Zaman geçtikcom isimli site üzerinden yaşadıkları südolandırıcılık yaptıkları suçlamasıyla görülen “Anadolu Farm” davasında firmanın kurucusu İsa Karademir tutuklu kaldığı süre göz önünçe benim gibi çok fazla mağdur olduğunu gördüm. Şirket tarareci paylaş de bulundurularak mahkeme tarafın fından sürekli oyalatı. Bazı yurt dan yurtdışına çıkış yasağı tedbiriy nıyoruz. Benim ödeSEYHAN AVŞAR madı Esat rak bilinen Fadıl taşlar Çözüm le tahliye edildi. Üyelerden para diğim parayı versinler Palazoğlu’nun Akgündüz’ün bitir Tasarruf’a para topladıkları iddiasıyla yargıla yeterli. Bu şirket tam ağabeyinin mediği için dolandırı yatırırken şirket nan 7 kişiden tutuklu kim bir pişmanlık” ifadeleadı “dolandırıcılık” iddia cılık suçuyla yargılan yöneticileri tarase kalmadı. l DHA rini kullandı. Şikâyetvar. sıyla gündeme geldi. dığı gayrimenkuller fından “faizsiz helal com isimli siteye yazan bir Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yakınlığıyla bilinen iş insanı Muhittin Palazoğlu ve ortağı Veysel den “Cübbeli Ahmet” kendi cemaatine aldırmış ve yüzlerce kipara” denilerek ikna edildiğini belirtti. şi mağdur olmuştu. ‘Helal para’ dediler yurttaş ise “Teslimat yapamıyorlar, sürekli olarak arayıp plan değişikliği veya teslimat tarihi erteleme teklif ediyorlar. Bunu yaparak hem zaman kazaMert, 2 yıl önce “Çözüm Tasarruf Orga Para yatıran A.K. isimli bir yurttaş, nıyorlar hem de müşterinin sözleşmeyi nizasyon Pazarlama ve Ticaret Anonim gazetemize yaptığı açıklamada, “Bir ar haklı nedenle feshinin önüne geçerek Şirketi”ni kurdu. Çok sayıda yurttaş, kadaşım vesilesiyle duydum. Faizsiz taksit ödemesine devam etmesini sağsözleşmede belirtilmesine karşın bu şir helal para dedikleri için bu işe girdim. lıyorlar. Mağdur edilenler için söylükete para yatırmasına rağmen şirketten Güvenerek elimdeki avucumdaki pa yorum: Zararın neresinden dönerseniz almaları gereken parayı alamadı. Mağ rayı yatırdım. Bana aralık ayında top kârdır. Hukuki yollara başvurun zaman duriyetlerini dile getiren yurttaşların lu bir para ödemesi yapılacağı söylen kaybetmeden” dedi. l İSTANBUL MECLİS’TE DÜZENLEME YAPILDI Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın faizsiz, peşinatsız evarabaeşya satan şirketlere ilişkin Hazine ve Maliye Bakanı Lütfü Elvan’ı “Şu işe bir çekidüzen verin. Şikâyetler artıyor. Yakında Kombassan, Çiftlik Bank işine dönecek. Batarlarsa devlete yük olacak” diyerek uyardığı öne sürülmüştü. Erdoğan’ın isteği üzerine hazırlanan ve Meclis’te kabul edilen 6331 sayılı yasa Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Düzenleme ile şirketlere 100 milyon TL sermaye şartı getirildi. Mağduriyetlerin yaşanmaması için yasanın oybirliği ile Meclis’ten geçtiğini söyleyen CHP Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan, sermaye şartını şirketlerden yüzde 1’inin yerine getirebildiğini belirterek “İslami finansal kurumlara bir yenisi eklendi” diye yorumladı. Tarhan, BDDK verilerine göre faizsiz tasarruf sisteminde faaliyet gösteren 34 firmanın, 372 bin üyesi bulunduğunu belirtti. OSMAN KAVALA: Yargı tasfiye için kullanılıyor Serbest bırakılması yönündeki AİHM kararlarına ve aleyhinde herhangi bir hüküm verilmemiş olmasına rağmen üç yıldan uzun süredir tutuklu yargılanan iş insanı Osman Kavala, yargı reformu konusunda iyimser olmadığını söyledi. Kavala, avukatları aracılığıyla Reuters ajansının sorularını cezaevinden yanıtladı. Kavala, “Kendimi bildim bileli Türkiye’de özgürlüklerin yargı yoluyla kısıtlandığına şahit oldum, bu durumu eleştirdim” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Siyasi muhalifleri tasfiye etmek için yargıya kilit bir görev verilmesi, yargının da bunu üstlenmesi yeni bir durum. Yargıya organize biçimde müdahale süreci Gülencilerin yargıda ve Emniyet’te aktif oldukları dönemde başlamıştı. Bunun AB müzakereleri sonucunda ceza yasalarında yapılan olumlu yönde değişikliklerden, yargı mensuplarına yönelik insan hakları eğitim çalışmalarından sonra vuku bulması da tam anlamıyla trajik.” Kavala, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Boğaziçi Üniversitesi protestoları sırasında eşi Ayşe Buğra hakkında kullandığı ifadelerle ilgili olarak ise “Kullanılan üslup Cumhurbaşkanlığı makamının saygınlığına da zarar verici nitelikte” ifadelerini kullandı. l Haber Merkezi SİFİL ŞİKÂYETÇİ OLDU Yılmaz Özdil ifadeye çağrıldı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Ebubekir Sifil’in suç duyurusu üzerine Sözcü yazarı Yılmaz Özdil hakkında “hakaret” ve “halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama” suçlarından soruşturma başlatarak Özdil’i ifadeye çağırdı. Özdil için “Öldüklerinde cesetleri camilerimize sokulmasın” şeklinde paylaşım yapan Yalova Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi’nde öğretim görevlisi Ebubekir Sifil’in hakkında başlatılan soruşturma takipsizlikle sonuçlanmıştı. Özdil de kendisini hedef alan Sifil’e, köşesinde “Yobazın Tehdidi” başlıklı yazı kaleme aldı. Sifil yazıda geçen “yobaz” ve “insanlıktan çıkma” ifadelerinin kendisine karşı işlenmiş aleni hakaret suçu olduğu iddiasıyla savcılığa şikâyette bulundu. Özdil’in avukatı Celal Ülgen, savcılığa gönderdiği ön savunmada, Sifil hakkında verilen takipsizlik kararına itiraz ettiklerini anımsatarak “Sifil, Twitter’da Diyanet İşleri Başkanlığı’na seslenerek kendince İslam dışı olarak nitelediği gazetecilere ve aynı düşüncede olan bir kesime karşı halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmiştir. Bu nedenle müvekkilimizin söylediği ve yazısında belirttiği yobaz ve insanlıktan çıkma gibi sözcükler ağır bir eleştiri olarak kullanılmıştır. ‘Cesetleri’ diye hakaret edilen ‘camiye alınmasın’ diye ötekileştirilen müvekkilimizdir. Bu nedenle hakaret suçu da bulunmamaktadır” ifadelerine yer verdi. l Haber Merkezi ÖLMEKTEN SON ANDA KURTULDULAR İzmir’in Aliağa ilçesindeki bir konteynır limanında, İtalya’ya gidecek olan gemiye yüklenmesi beklenen konteynırın içinde Irak uyruklu 55 göçmen yakalandı. 6 gündür kaldıkları konteynıra havasızlık nedeniyle delik açan göçmenlerin yeterli olmayınca sesler çıkarak yardım istedikleri öğrenildi. Ölmek üzere olan göçmenlerin bitkin hali dikkat çekti. Dikili’de de jandarma ekiplerinin devriye esnasında durdurduğu araçtan 1’i Güney Afrika Cumhuriyeti, 24’ü Somali uyruklu olmak üzere 25 göçmen yakalandı. Organizatör olduğu iddia edilen A.E. tutuklandı. l İHA ‘Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliği’nde değişiklik yapıldı YÖK’ten ‘adrese teslim’e önlem Yükseköğretim Kurulu (YÖK), üniversitelerde sık sık gündeme gelen “adrese teslim kadro” iddialarına ilişkin adım attı. “Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliği”nde yapılan değişiklik, dün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Değişiklik ile yönetmeliğin “genel şartları” düzenleyen maddesine “İlana başvuru koşulu olarak adayların lisansüstü tez veya uzmanlık tezi adlarının kısmı veya tamamı yazılamayacağı gibi ilanda sadece belirli bir adayı tanımlayan özel şartlara yer verilemez” cümlesi eklendi. Düzenlemeye ilişkin sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan YÖK Başkanı Yekta Saraç, “Yaptığımız bu çalışma neticesinde profesör, doçent ve doktor öğretim üyesi kadrolarının özel şartlarında adaylara ait tez/uzmanlık tezi adlarının bir kısmı veya tamamı yazılamayacak. Ayrıca ilanın özel koşulunda belirli bir adayı tanımlayan özel şartlara da yer ÖGESEN: ATI ALAN ÜSKÜDAR’I GEÇTI ÇAĞATAN AKYOL Öğretim Elemanları Sendikası (ÖGESEN) Genel Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Vahdet Özkoçak, kararı olumlu karşıladıklarını ancak geç kalındığını dile getirdi. Son zamanlarda üniversitelerin başarı derecesinin düştüğüne, kayırmacılığın arttığına ve kişiye özel ilanların göze battığı için bu yola gidilmek durumunda kalındığına vurgu yapan Özkoçak, “Geçmişte üniversiteler, FETÖ’nün sınav sorularını çalarak özel oluşturduğu jürilerle, kişiye özel ilan verdiği akademisyenlerle doldurulmuştu. Bu adımın darbe girişiminin hemen ardından atılması gerekirdi. Atı alan Üsküdar’ı geçti” dedi. ‘Altı doldurulmalı’ Özkoçak, YÖK’ün aldığı bu kararın altını doldurması gerektiğine dikkat çekerek “Herhangi bir makale yazmış olmak, bir AB projesinde çalışmış olmak gibi durumlar tekrar ilanlarda kullanılabilecek mi? Bir öğretim üyesinin dosyası 3 ya da 5 jüriye gönderiliyor, bu jüriler özel kurulmamalı. Hak edene hakkı verilmeli. Eğer bunları engelleyemezsek alınan karar etkisiz olur” diye konuştu. Akademisyenlerin siyasi görüşlerinden dolayı da kadrolara yerleşmekte sıkıntı çektiğini kaydeden Özkoçak, profesörlük unvanını almaya hak kazanmış ama doçentlik kadrosuna yerleşememiş birçok akademisyen olduğuna dikkat çekti. Özkoçak, genç akademisyenlerin de umutsuz olduğunu belirtti. l İSTANBUL verilemeyecek. Belirli bir adayı tanımlayan özel şartların öğretim üyesi alımlarındaki atama ilanlarında yazılmasını engellemeyi hedefleyen ve fırsat eşitliğini, rekabet ve kaliteyi önceleyen bu düzenlememizin yükseköğretimimiz ve akademisyen adaylarımız açısından hayırlı olmasını dilerim” dedi. ‘Bu bir itiraf’ CHP milletvekili Yıldırım Kaya, gerekli ancak geç kalınmış bir düzenleme olduğunu belirterek “Bu adrese teslim öğretim üyesi alımı yapıldığının itirafıdır. Kişiye özel ilanlarla öğretim görevlisi yaptıklarınız ne olacak? Haklarını gasp ettiğiniz liyakatli insanların mağduriyetini nasıl giderecek? Geçmiş dönemdeki uygulamalar gözden geçirilsin” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet Mimar Şahin, Sincan Cezaevi’nden gazetemize mektup yazdı: Çıplak arama yapıldı ZEHRA ÖZDİLEK 679sayılı KHK ile Düzce Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ndeki işinden 2017 yılında atılan ve “işimi istiyorum” eylemleri nedeniyle eylül ayından bu yana tutuklu olan mimar Alev Şahin, Kayseri Cezaevi’nden duruşma için bir günlüğüne misafir olarak götürüldüğü Sincan Cezaevi’nde çıplak arandığını iddia etti. Gazetemize mektup yazarak yaşadığı sıkıntıları anlatan Şahin, Acun Karadağ ile birlikte duruşmaya götürülmek için duruşmadan bir gün önce Kayseri Cezaevi’nden Sincan Cezaevi’ne götürüldüklerini belirtti. Sincan Cezaevi’ne girişleri yapılırken çıplak aramaya maruz kaldığını belirten Şahin, “Kabul işlemleri sırasında üst araması için iki ayrı odaya alındık. Bir süre sonra Acun Karadağ’ın gardiyanlarla tartıştığını duydum. Ne olduğunu sorduğumda çıplak aramanın dayatıldığını söyledi. Bir süre sonra benim kapatıldığım odaya gelen 3 kadın gardiyan üst araması yapacaklarını söylediKalitesiz beton kullandığı için ceza kestiği şirket sahibi tarafından adı KHK listesine konulan Şahin, 4 yıl Düzce’de oturma eylemi yaptı. Gözaltılarla yıldırılmak istenen Şahin, “örgüt üyeliği” suçlaması ile tutuklandı. ler. Maalesef tüm itirazlarıma rağmen çıplak aramaya ben de maruz kaldım” dedi. ‘İtiraz edeceğim’ Çıplak aramanın dışında diğer cezaevinden getirdikleri eşyaların elinden alındığını ve sadece tartışa tartışa pijama, diş fırçası, macunu ve savunmasını alabildiğini dile getiren Şahin, “Beni tek kişilik hücreye koydular. Hücre cezası almadığım halde beni burada tutmalarının suç olduğunu söyledim ama hak ihlalinin keyfi bahanesi ‘salgın’ cevabıyla karşılaştım. Banyo, tuvalet, yerler pislik içindeydi. Ama salgın nedeniyle Acun Karadağ ile ayrı tutulacaktık. Sincan Cezaevi tarafından verilmek istenen 1 ay görüş yasağına infaz hâkimliğine itiraz edeceğim. 4 yıl boyunca zulme eğilmeyen başımı asla karşılarında eğilirken görmeyecekler. Asla aşağı bakmayacağız, başımızı eğmeyeceğiz” ifadelerine yer verdi. l İSTANBUL GAR KATLİAMI DAVASI Avukatlar: Kaygılıyız 10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu’ndan bugünkü Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşma öncesinde yapılan açıklamada, firari sanıkların bulunması için etkin soruşturma yürütülmediği belirtilerek “Gerçeklerin üzerinin bir kez daha kapatılmak istenmesinden kaygılıyız. Başından bu yana yargılamayı sürdüren heyet ile duruşma savcısının ‘dağıtılması’ ve bugün yaklaşık 300 klasörü bulan davanın sorumluluğunun dosyayı hiç bilmeyen yeni bir heyete ve savcıya teslim edilmesi de kaygılarımızı artırıyor” ifadeleri kullanıldı. Terör örgütü IŞİD tarafından 10 Ekim 2015’te, Ankara Garı önündeki Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi’ne canlı bomba saldırıları düzenlenmiş, saldırıda 103 kişi yaşamını yitirmişti. CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu da Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, dava dosyasında 9 klasörün savcılar tarafından saklandığı iddiasını anımsatarak “İddialar doğru mu” diye sordu. l ANKARA/Cumhuriyet Umre yasak... AKP kongresi serbest! A KP’nin 81 il, 973 ilçe kongresinden sonra 6. Olağan Kadın Kolları Kongresi de 8 Mart’ta aynı yöntemle, yani “lebaleb” yapıldı. Binlerce kişinin katıldığı kongrede AKP’li kadınlar hem demokrasinin getirdiği bütün hakları kullandılar hem de koronavirüs önlemlerine karşı duruş gösterdiler. Diyanet İşleri Başkanlığı açıklama yaptı, Suudi Arabistan’ın normalleşme adımlarını Ramazan Bayramı sonrasına bırakması nedeniyle bu yıl umre ziyaretleri yapılmayacak. AKP’nin il, ilçe kongreleri, kadın kolları, gençlik kolları kongre buluşmaları önünde hiç engel yok. Bugüne kadar yapılan kongrelerde maske ve mesafeye hiç önem verilmediği canlı yayın eşliğinde tüm Türkiye’ye gösterildi. Dün AKP’nin tam resmi yayın organlarında üç haber alt altaydı: Erdoğan’ın kadın kolları kongresinde yaptığı konuşma. Diyanet’in umre yasağı açıklaması. Sağlık Bakanlığı’nın bir haftada mavilerin uçması, sarıların kırmızıya dönmesi nedeniyle getirdiği yeni önlemler! HHH Ülkemiz garipliklere alışık ama bu kadarına pes! Sağlık, inancın gereklerini bile öteleyebiliyor ama AKP kongrelerini öteleyemiyor! Şu söylenebilir: AKP kendisi kongre yapıyor ama öteki kurumların da kongre yapmasına izin veriyor. Evet yapabiliyor, en çok 300 kişiyle! Örneğin barolar, meslek kuruluşları, dernekler kongre yapacak, 300 kuralına uymaları çok zor. Ankara Barosu’nu ele alalım; 20 bin üyesi var. Yasaya göre kongrenin üye sayısının en az yüzde 10’u ile toplanması gerekir! Yüzde 10, 2 bin ediyor! Nasıl olacak? Yeri gelmişken barolardan baro çıkarmak için tüm hukuk camiasını karşısına alma pahasına kanun yapan ama bu kanunu hukuksuz bulup fiilen uygulatmayan baroları selamlayalım. Çıkan yasa “2 bin avukatın imzasıyla yeni baro kurulur” diyordu. Bu durumda Ankara Barosu’ndan matematiksel olarak 9 baro daha çıkabilirdi. Ancak iktidar ve ortağı tüm baskıları yapmasına karşın ikinci bir baro çıkaramadı. Avukatların sağduyusu buna izin vermedi. Bu, güzel bir meslek ahlakıdır. Bu, iktidara demokrasi dersidir. Bu, “Ben yaptım oldu” diyenlere kapaktır. Kongreye gelirsek, Ankara Barosu normal süreci işletip kongre için başvuracak. 300’den fazla katılıma izin verilmezse ertelenecek. İktidar bir dayatma doğurmazsa haziranda, açık alanda kongre yapacak. Kimi tıp dernekleri de çözümü şöyle bulmaya çalışıyor: Bir otelin tüm salonlarını kiralayıp, her salona izin verilen kadar katılımcı alıp, ortak yayınla kongre! AKP kongreleri ise lebaleb devam edecek! HHH Salgın hastalıklar yüzyıllar önce de ciddi sorundu. En bilineni veba. 13. yüzyıl ortamında vebanın kediden yayıldığı sanıldı. Oysa farenin etkin olduğu çok sonra keşfedildi. Fareyi yok edebilecek kediler katledildi! O yıllar cehalet diyelim... Bugün koronavirüsün nasıl yayıldığı bilinerek AKP nasıl böyle kongreler yapabiliyor? Sağlık Bakanı herkese kural öğretip nasıl kendi partisinin kongrelerine iki çift laf edemiyor? Sivil toplum kuruluşlardan neden bu cehalete ve dayatmaya karşı ortak ses yükselmiyor? Ortaya şöyle bir sınav sorusu çıkıyor: İktidar ve yandaşı örgütler koronavirüs önlemlerine uymadan, toplumun tüm kesimlerinin her türlü önleme uymasıyla salgın ne kadar zamanda biter? MHP 18 Mart’ta, AKP 24 Mart’ta büyük kongrelerini yapacak. Her şeye karşın iç düzenlerini tamamlamak istiyorlar. Bu, bahardan sonra seçime hazırlık da olabilir. Tabii koronavirüsün iktidara bulaşmadığı tezi doğruysa! KAYMAKAM: EKİPLER İNCELİYOR Gültekin’e saldırıya inceleme başlatıldı Halk TV’de yayımlanan Medya Mahallesi programının sunucusu Ayşenur Arslan, önceki akşam gazeteci Levent Gültekin’e yönelik düzenlenen saldırıyla ilgili yaşanan bir gelişmeyi aktardı. Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş’ın Bakırköy Kaymakamı Nazmi Günlü ile görüştüğünü belirten Arslan, “Bu konuda inceleme başlatılmış. ‘İnceleme’ diyelim, soruşturma değil de inceleme başlatılmış. 56 ekip güvenlik kamerası görüntülerini inceliyormuş” dedi. Gültekin, dün kişisel Twitter hesabında yaptığı paylaşımda elleriyle kafasını ve yüzünü korumaya aldığı için parmaklarının kırıldığını söyledi. Bunun dışında durumunun iyi olduğunu belirten Gültekin, “Yani anlayacağınız dün akşamki İki Yorum’u kırık parmakla yapmışım” dedi. Basın örgütlerinden tepki Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Gültekin’e yapılan saldırıyı kınayarak “İktidar tarafından açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı gündemdeyken gazetecilere yapılan saldırıların da insanlık suçu olduğunu hatırlatıyor ve Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’den bu saldırıları gerçekleştirenlere karşı ne zaman hukukun işletileceğini açıklamasını bekliyoruz” açıklaması yaptı. Basın Konseyi de faillerin en kısa sürede yakalanmalarını beklediklerini belirterek “Siyasal iktidar mensupları da bu tür saldırıların hoşgörüldüğü ve hatta teşvik edildiği izleniminin doğmaması ,özendirmemesi için derhal, saldırıyı ve saldırganları en net ifadelerle kınamalıdırlar” dedi. l İSTANBUL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle