07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 10 MART 2021 ÇARŞAMBA HABER Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’ın ‘Hani sıranı bekleyecektin, neden aşı oldun’ çıkışına yanıt: Pandemide kadınlar 8Mart’ı geride bıraktık ve durum iç açıcı değil. Artan şiddet, tecavüz, cinayet haberleri; kadınların haklarıyla tanınma mücadelesi kadar, var olma, hayatta kalma mücadelesi verdiğine de işaret ediyor. Ya çalışma yaşamındaki durum nasıl? Bir yandan kültürel ve sosyal yaşamın laik ve kamusal damarlarını açık ya da örtülü biçimde kesme hamleleri adım adım etrafımızı kuşatırken, bir yandan da ülkedeki ekonomik kötüye gidiş, pandemi döneminin olumsuz etkileriyle birleşerek kadını çalışma yaşamından çekip almaya ve tam da istenildiği gibi, ev içi yeniden üretim rollerine sıkıştırmaya hizmet ediyor. Bu durum, kadını salt aile içindeki rolü ekseninde değerlendirmeyi arzulayan siyasal projeye sadece ideolojik bir fayda sağlamıyor. Aynı zamanda, iş olanaklarının daraldığı, işsizliğin kalıcılaştığı bir süreçte kadınların iş aramaktan vazgeçmesi, işsizliğin daha da büyük oranlara ulaşmasını, gerçek işsizlik oranlarının görülmesini önlemeye yarıyor. Zaten gelişmiş ülkelere göre epey düşük olan işgücüne katılma oranının kadınların iş aramaya başlamasıyla birlikte artması, aynı zamanda krizin işsizlik boyutuyla daha da derinleşmesi ve görünürleşmesi demek. Bunun da ülkeyi yönetenlerin işine gelmeyeceği açık. Ancak pandemi bir yandan da yoksulluğu derinleştiriyor. Özellikle salgın sürecinde emekçiler daha da güvencesiz ve geçici, düşük ücretli işlerde çalışmaya mecbur bırakılıyor; bu durum kadınlar için daha da belirleyici. Aynı zamanda eve kapanma süreçleriyle birlikte artan ev içi sorumluluklar da kadınların yükünü iyiden iyiye çoğaltıyor. Verilerin dili TÜİK’in özellikle işsizlik ve işgücüne katılımla ilgili istatistiklerine bakmak da bu anlamda epey fayda sağlayabilir. Bu istatistiklere son yıllarda güven düşse de, yine de kadınların eğitim ya da iş yaşamına katılımıyla ilgili kamusal kanalların son aylarda nasıl daraldığını görmemize olanak sağladığı için faydalı olabilir. Bu noktada iki yaş grubundaki verileri temel almak mümkün. İlki 1564 yaş arası kadınlarda istihdama katılma oranlarındaki dönüşümü yansıtıyor. Buna göre Kasım 2019’da yüzde 38.2 olan 1564 yaş arası kadınların işgücüne katılma oranı, Kasım 2020’de yüzde 34.8’e gerilemiş. Aynı oran erkeklerde ise 77.8’den 74.9’a düşmüş. Kadınlarda gerileme oranı yüzde 10’a yakın. Pandemi sürecinin kadınların işgücüne katılma oranına daha büyük darbe vurduğu görülüyor. Kadınların iş hayatına katılımıyla ilgili ölçü alacağımız ikinci yaş grubunda ise 1524 yaş arası gençler var. Burada da değişim belirgin. Kasım 2019’da yüzde 31 olan işgücüne katılma oranı, Kasım 2020’de yüzde 27.8’e gerilemiş. İşsizlik oranı ise yine yüzde 30’un üstünde. Ne eğitimde ne de istihdamda olan 1524 yaş arası gençlerin oranı da yüzde 34. 2018’de bu oran yüzde 32.8’di. Bir de iş aramayan ama çalışmaya hazır olan kadınların oranında son bir yılda gerçekleşen değişime bakalım. Buna göre Kasım 2019’da “iş bulma ümidi olmadığı için” iş aramayı bırakan kadınların sayısı 297 bin, “Diğer” başlığı altında gerekçe belirtip iş bulursa çalışacağını söyleyenlerin sayısı ise 1 milyon 40 bindi. Aynı istatistikler Kasım 2020’de büyük bir değişim geçirmiş. “İş bulma ümidi olmadığı için” işgücüne dahil olmadığını söyleyen 15 yaş üstü kadınların sayısı 805 bine, “Diğer” başlığında gerekçe sunanların sayısı da 2 milyon 37 bine ulaşmış. Toplamda iki kattan fazla artış var; sadece bir yılda. Dolayısıyla kadınlar çalışma yaşamından isteyerek çekilmiyor; aksine, katılma arzusu da artıyor; ancak ekonomik ve sosyal şartlar bunu olanaksızlaştırdığı için kadınlar giderek iş aramaktan, çalışma yaşamına katılmaktan vazgeçiyor. Ekonomik zorun kadınlar üzerindeki bu etkisinden bağımsız bir otoriterleşme çözümlemesi yapmanın saçmalığı umarım görülür. Eğitim durumuna göre işgücünün dağılımını düzenleyen tabloya baktığımızda ise son bir yılda özellikle işgücüne katılma sürecinden çekilen kadınların ağırlığını okuryazar olmayanlar ile lise altı eğitime sahip olanların meydana getirdiğini görüyoruz. Bu genel tablo ve elbette eğitimli gençlerdeki işsizliğin çarpıcı boyutlarını ortadan kaldırmıyor. Kısacası, kadın hakları diyorsak, laik yaşam diyorsak, kız çocuklarının eğitimi diyorsak, bu sadece siyasal ve hukuksal değil, aynı zamanda ekonomik bir mücadele gündemi. TBMM, kadına yönelik şiddeti araştıracak TBMM Genel Kurulunda, “kadına yönelik şiddetin sebeplerinin araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi” amacıyla Meclis araştırma komisyonu kurulması kabul edildi. Söz alan CHP’li Saliha Sera Kadıgil Sütlü, AKP’li Hülya Atçı Nergis’in “Öldürülen erkek sayısı bu sayının 12 katı. Kadına karşı şiddet olaylarını çok kullanıyor, çok haberleştiriyor” sözlerini gündeme getirdi. Sütlü, “Sayın Nergis eğer bu samimi görüşünüzse, bu erkeklerin mesela kaçı eve gece 12’de geldi diye karısı tarafından öldürüldü? Ya bunu açıklayın ya görevinizden istifa edin” dedi. AKP’li Muhammet Emin Akbaşoğlu, Sütlü’yü CHP içindeki tacizlere sessiz kalmakla suçlayarak istifaya davet etti. Bunun üzerine Sütlü, “Hülya Hanım kendini savunur, bıyıklılara gerek yoktu bence” dedi. Ardından AKP’lilerle CHP’liler arasında atışma yaşandı. Araştırma komisyonu 19 üyeden oluşacak ve 3 ay görev yapacak. l ANKARA Çünkü sıram geldi! CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisine yönelttiği “Neden aşı oldun” sorusuna, “Sıram geldi de onun için aşı oldum. Allah akıl fikir versin” yanıtını verdi. İktidarın uyguladığı altın ve dövizle borçlanma yönteminin iktisatta “ilk günah” şeklinde tanımlandığını kaydeden Kılıçdaroğlu, “Borçlanmadan yüzde 90 maliyet çıktı. Bunu kim ödüyor? Hepimiz” dedi. CHP lideri Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında özetle şunları söyledi: n Sıram geldi, oldum: Erdoğan eline almış mikrofonu, prompterden CIHANGIR kopmuş, çıkmış sahnenin önüne İSLAM CHP’DE konuşuyor. Tabii kimden bahsedecek? Doğal olarak benden. ErSaadet Partisi’nden Mart da nasıl doğan, “Ey ana muhalefet parti 2020’de istifa eden bağımsız çaresiz sinin başındaki adamcağız” diİstanbul Milletvekili Cihangir kaldığıyor. Buyur. “Sen ne zamandan beri şu anda devletin aşıları parayla sattığını söylüyorsun.” Hiç öyle bir şey söylemedim ama neİslam CHP’ye katıldı. Kılıçdaroğlu, grup toplantısı öncesinde İslam’a partisinin rozetini taktı. nı görüyoruz. Sosyal medyanın en büyük reden duyduğunu da anlayamadım. yararı bu. Bir Devam ediyor, “Bu ne utanmazlık, görüntü Türkiye’yi ne vurdumduymazlıktır” diyor. Ya salladı. Hukukun gereğinin yerine lan söyleyenler utanırlar, ben yalan getirilmesi lazım. Hâkimin karşısısöylemedim, asla öyle bir laf da et na çıkıp kravat takınca iyi hal indirimedim. Düşünün, bu kişi devleti yö mi ne demek? Hâlâ bugün güvenliğinetiyor. “Sen vatandaş Kemal, ‘Sıra nin sağlanmasını isteyen pek çok kabana gelirse aşı olacağım’ diyordun. dının korktuğunu biliyoruz. Neden gidip aşı oldun” diyor. Sıram n Bürokraside kadın yüzde 12: Kageldi de onun için aşı oldum. Allah dınlar toplumsal cinsiyet eşitliği isakıl fikir versin. Bu zihniyet devle tiyorlar. Aile Çalışma ve Sosyal Güti yönetiyor. venlik Bakanlığı kadın raporu yan Görüntü Türkiye’yi salladı: yımladı. 81 il valisinden sadece ikiSamsun’da şiddete uğrayan kadının si kadın. Kaymakam adayları dahil görüntülerini sonuna kadar izleye bin 58 kaymakamdan sadece 50’si medim. O küçük kız çocuğunun an kadın. 215 bölge müdüründen dokunesine uygulanan şiddet konusun zu kadın. 2 bin 803 daire başkanından sadece 463’ü kadın. 180 genel müdürden 14’ü kadın. 259 büyükelçiden 65’i kadın. 86 başkonsolostan 13’ü kadın. Bürokrasinin yüzde 88’i erkek, yüzde 12’si kadın. Bu tabloyu sizlerle beraber değiştireceğiz. n Aile Destekleri Sigortası: Yoksulluğu bitirmenin yolu, Aile Destekleri Sigortası’nın çıkmasıdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti 1971 yılında söz vermiş. 50 yıl geçti. Bu sigortanın özelliği şu: Kişi yalnız, aile olarak, dul ya da çocuklarıyla yaşayabilir. Her ailenin, asgari bir gelir güvencesinin olması lazım. Sigortanın çıkması için biz bütün hazırlıklarımızı yaptık. Geçen dönem parlamentoya verdik, yine veriyoruz. n ‘Fermuar’la eşitlik gelecek: Bir bakan şöyle söylüyor: “Kadınlar çalışıyor diye işsizlik artıyor.” Kadını ikinci sınıf vatandaş görüyor. Sandığa giderken bunu unutmayın. Kadınlar siyasette eşitlik istiyorlar. Bizde yüzde 30 cinsiyet kotası var. Kadın örgütleri ile görüştük, dediler ki, “Niye yüzde 50 yapmıyorsunuz?” “Yaparız” dedik. Ama listenin sonlarında değil. “Fermuar sistemi olsun. Eşitliği gerçek anlamda sağlayalım” diyorlar. Bu konuda kadın milletvekillerimiz bir kanun teklifi hazırladı. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde bu teklifi imzaladım. Teklif, TBMM Başkanlığı’na verildi. Dünya siyaset tarihinde de bir ilk olacak. n Yüzde 90 vatandaşın sırtına: Türkiye öyle bir noktaya geldi ki kendi ülkesinde altınla dövizle borçlanmak zorunda kaldı. İktisat literatüründe buna ‘ilk günah’ deniyor. 27 Şubat 2019’da altın sertifikası çıkardılar, altının gramı 223 liraydı. Ödenme tarihi 27 Şubat 2021. Altının gramı 414 liraya çıktı. Yüzde 85 artış var. Bir de yüzde 4 faiz. Maliyet yüzde 90’a çıkıyor. Bu parayı kim ödüyor? Hepimiz. 19 yıldır iktidar yaptığınız bir siyasi parti vatandaşlarının sırtına yüzde 90 maliyetle yük getiriyorsa bu yük nereye kadar çekilir? Biz bu yükü çekmek zorunda mıyız? Yoksa sandığa gidip bu yükü bizim sırtımıza koyanlara ders mi vereceğiz? n Yanınızdayız: Gazeteci Levent Gültekin saldırıya uğradı. Gazeteciye kalkan her el, demokrasiye kalkmış demektir. Müyesser Yıldız, İsmail Dükel... İkisi de ceza aldılar. Buradan bütün gazeteci arkadaşlara selam gönderiyoruz. Siz kaleminizi satmadığınız sürece kimi eleştirirseniz eleştirin biz her zaman yanınızda olacağız. Bizim özgür medya ihtiyacımız var. Bizi kendimize gösteren özgür medyadır. l ANKARA/Cumhuriyet HDP EŞ GENEL BAŞKANI BULDAN’DAN İMAMOĞLU’NUN PAYLAŞIMINA ILIŞKIN AÇIKLAMA: Tweet’ten bile korkuyorlar İYİ PARTİLİ TÜRKKAN: IĞNELI FIRÇA Tavizler Biden’ın bir telefonu için ZAFER TEMOÇIN İYİ Parti TBMM Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin konuştu. Türkkan, hükümetin hazırladığı Yargıda İdari Reform Paketi’ne değinerek, iktidarın ABD Başkanı Joe Biden yönetimine göz kırpmak ve Avrupa Birliğine olumlu sinyaller vermek için bu paketi hazırladığını söyledi. Türkkan, Borsa İstanbul’un Genel Müdürü Hakan Atilla’nın istifasına ilişkin de “Verilen bütün bu tavizler belli ki Biden’ın bir telefon etmesini sağlamak ve muhtemel olumsuz girişimleri önlemek için veriliyor” dedi. Türkkan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ı etiketleyerek yaptığı Kadınlar Günü paylaşımına ilişkin de “Biz, kurumsal kimliğiyle CHP ve yönetimini tanırız” ifadelerini kullandı. l ANKARA/ Cumhuriyet ALİ BABACAN Biz anlatınca bakan yok oldu DEVA Partisi, kuruluşunun 1. yıldönümünü kutladı. DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin kurucularıyla dün sabah saatlerinde Anıtkabir’i ziyaret etti. Daha sonra genel merkeze geçen Babacan, internet üzerinden 81 il başkanına seslendi. Bir yıllık sürede DEVA Partisi’nin etkili olduğunu söyleyen Babacan, “Merkez Bankası’nı nasıl borca batırdıklarını halkımıza biz anlattık. ‘Tam 130 milyar dolarlık döviz rezervini adeta kibrit çakıp yaktılar’ dedik. ‘Varlık Fonu’nu kapatacağız, orası kara delik, doğmamış çocuklarımıza kadar borçlandırdılar’ dedik. Biz bu ekonomik tabloyu vatandaşımıza anlatınca akraba bakan yok oldu” dedi. Hükümetin kasım’da ekonomi dibe vurunca, döviz kurları tavanı görünce birden bütün konuşmalarda ‘hukuk’ demeye başladığını söyleyen Babacan, “Hukuku bu ülkenin ekonomisi dibe vurunca hatırladılar ve hukuktan bahsetmeye devam ediyorlar ama uymuyorlar” diye konuştu. l ANKARA/ Cumhuriyet CHP’DEN ‘SALGINDA KADIN’ RAPORU: Yük kadınların omuzlarına bindi CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca tarafından hazırlanan Covid19 salgınında kadın raporu yayımlandı. Raporda toplumsal cinsiyet eşitsizliği nedeniyle kadınların hak ihlalleri yaşadığı belirtilirken, salgının yükünün de kadınların omuzlarına yüklendiği kaydedildi. Salgın döneminde kadınların istihdam dışına itildiğine dikkat çekilen raporda, “Salgınla mücadele adı altında, kadınlar istihdam dışında kalmış, milyonlarca emekçi kısa çalışma ödeneğinden faydalanamamış, KOD 29 gerekçesiyle iş akitleri feshedilmiş, istihdamda olabilen kadınların bir bölümü bakım nedeniyle işlerinden, kariyerlerinden, temel gelirlerinden vazgeçmek zorunda bırakılmış, ev içi emek düzenlemeleri yapılmadığından evlere hapsolan kadınlar, salgının tüm yükünü üstlenmiş, çocukyaşlıengellihasta bakımı ve virüsle mücadelede kilit önem taşıyan hijyenin sağlanmasında ‘gönüllü köleler’ muamelesine iktidar tarafından maruz bırakılmıştır” denildi. Dünyada ve Türkiye’de kadınların daha da yoksullaşacağı kaydedilen raporda, Karaca, CHP’nin çözüm önerilerini ise özetle şöyle sıraladı: “Merkezi ve yerel bütçede toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme adımı atılmalı. Aile Destekleri Sigortası hayata geçirilmeli. Tüm dünyada salgınla birlikte başat tartışma konularından biri haline gelen “Temel gelir” üzerine çalışılmalı. Bakımevleri, kreşler, bakım kurumlarına ücretsiz erişim imkânı önceliklendirilmeli. ‘Kadın işi’, ‘erkek işi’ biçiminde şekillenmiş mesleki ayrışmalar ortadan kaldırılmalı. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için siyasi partiler, sendikalar, insan hakları örgütleri ve kadın örgütlerinin talepleri periyodik olarak değerlendirilmeli, saha çalışmalarına, izleme çalışmalarına destek verilmeli.” l İç Politika HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile kendisini etiketleyerek yaptığı 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü paylaşımına gelen tepkilere “İki kadının ismini bir araya getiren bir ‘tweet’ten bile korkan bir iklim yarattı bu iktidar. Ama biz kadınlar yan yana gelmekten geri adım atmayacağız” dedi. Buldan partisinin grup toplantısında konuştu. 92 yaşındaki Hanım Pınarlı’nın tecavüze uğradığını ve katledildiğini belirten Buldan, “Bu, Türkiye tarihi açısından çok korkunç bir tablodur. Bu korkunç tablonun sorumlusu siyasi iktidardır. Nedeni Samsun’daki diğer korkunç vakada aranmalıdır. İktidarın sahiplerinin attığı kınama ‘tweet’leri yaşanan şiddeti, sorumluluklarının üzerini kapatmaya yetmez” dedi. Cezasızlığın, kadın katliamlarını cesaretlendiren ve teşvik eden bir politika haline geldiğini kaydeden Buldan, kadın cinayetlerinin önlenmesi için Meclis’te araştırma komisyonu kurulmasını istediklerini ancak önerilerin “iktidar ve ortağı” tarafından reddedildiğini belirtti. Buldan, “Önergelerimizin reddi için kalkan eller, şiddete onay veren ellerdir” diye konuştu. ‘Kadın düşmanlığı’ İllerin risk haritasına ilişkin sosyal medya paylaşımına cinsel içerikli hakarette bulunan MHP Uşak Belediye Başkan adayı Muhammet Fatih Erdoğan’a tepki gösteren Buldan, “Yapanların siyasi kimliği belli. Hangi partinin belediye başkan aday adayı, milletvekili aday adayı olduğu belli. İktidarın gücüne dayanarak bu iğrençliği yapana dokunulmadı. Karışılmadı bile. İşte bu zihniyet, kadın katliamlarının bizzat sorumlusu, suç ortağı” ifadelerini kullandı. Buldan, İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması yönündeki açıklamaları da anımsatarak, “Bu hayati sözleşmeyi yok sayan bu erkek ittifak zihniyetiyle, kadınları sokakta katleden erkek şiddet zihniyetinin kodları tamamıyla aynıdır. Bunun adı kadın düşmanlığıdır. Şimdi çıkmışlar, İnsan Hakları Eylem Planı açıklıyorlar. Siz önce mevcut anayasayı ve yasaları, İstanbul Sözleşmesi’ni uygulayın” dedi. İBB Başkanı İmamoğlu’nun, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü, Akşener ve kendisini etiketleyerek kutlamasına gelen tepkilere de yanıt veren Buldan, “Kadınların yan yana durmasından, birlikte fotoğraf vermesinden çok fena korkuyorlar. İki kadının ismini bir araya getiren bir ‘tweet’ten bile bu korkan bir iklim yarattı bu iktidar. Ama biz kadınlar yan yana gelmekten geri adım atmayacağız” ifadelerini kullandı. l ANKARA/Cumhuriyet ‘KENDIMİ MI ÖLDÜREYIM?’ Buldan, konuşmasının ardından kürsüyü 8 Mart nedeniyle 2 kadına bıraktı. İstanbul’da Migros’ta çalışan ancak işten atılan Fatma Yiğit, sabah 06.30’dan akşam hava kararana kadar çalıştıklarını, çocuklarının yüzünü göremediklerini belirterek, “Eşim 3. ayda kaza yapmıştı, iş bulamadı. Eşim işsiz ben işsiz. Üç çocuk annesiyim. 52 gün boyunca ücretsiz izne direndik. Direnişimizin 52. gününden sonra bizimle başa çıkamayacaklarını anladılar ve Kod 29’dan sicilimizi kirlettiler. Zaten asgari ücretle sürünüyorduk. ‘Sen artık öl’ diyorlar. Ben kendimi mi öldüreyim, devlet o zaman mı duyacak sesimizi? Gerekirse 360 gün direneceğim gerekirse 2 yıl direneceğim. Hakkımı sonuna kadar arayacağım” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle