23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 3 26 ŞUBAT 2021 CUMA 150/2 0 200/3 0 80/1 0 150/4 0 150/1 0 50/ 1 0 0 20/ 1 3 0 150/0 0 210/6 0 160/2 0 130/0 0 160/8 0 120/7 0 200/1 1 0 130/2 0 100/3 0 110/3 0 19/4 0 100/4 0 150/6 0 80/2 0 140/4 0 TARİHTE BUGÜN 1961: Türk aydınlanmasının öncülerinden, eski Milli Eğitim bakanlarından öğretmen, yazar Hasan Âli Yücel, İstanbul’da 64 yaşında yaşamını yitirdi. 1994: Edebiyatçıyazar, gazeteci Tarık Buğra 76 yaşında vefat etti. Okullarda vakalar başladı. Ankara’da öğretmen ve öğrenciler koronaya yakalandı Covid19’la yüz yüze Emre Cemil Ayvalı kongrede. ‘Lebaleb’de ILK VAKA Salgına karşın düzenlenen ve lebaleb doldurulan AKP il kongrelerinin ardından ilk Covid19 pozitif vaka ortaya çıktı. AKP İzmir kongresine katılan ve birçok siyasetçi ile yan yana olan eski AKP Tanıtım ve Medya Başkan Yardımcısı Emre Cemil Ayvalı’nın Covid19 testinin pozitif olduğu bildirildi. Kongrede AKP’li ilçe belediye başkanlarıyla yan yana oturan Ayvalı sosyal medya hesaplarından koronavirüs testinin pozitif olduğunu duyurdu. Ayvalı sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada “Bugün bazı rahatsızlıklarım sebebiyle yaptırdığım Covid19 testim pozitif çıktı. Dualarınızı bekliyorum. Tüm hastalarımıza acil şifalar diliyorum” ifadelerini kullandı. Ayvalı’nın gelen tepkiler sonrasında paylaşımlarını sildiği görüldü. l Haber Merkezi Test sayısı artırılmalı MEHMET İNMEZ İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı AKP kongresini değerlendirdi. Çamlı, “Kapalı alan olmasına rağmen, sosyal mesafeye uyulmayan görüntüleri gördük. Bu bizi kaygılandırdı. İzmir’de vaka sayıları eskiye oranla düşmüştü ve haftalık 1900 seviyesindeydi. Bu toplantı sonrası 10 gün sonra rakamların artacağını düşünüyorum. Kentte test sayıları acilen artırılmalı ve pozitif vaka sayıları tespit edilmeli” dedi. Kentte 10 gün içerisinde vaka sayılarının artma ihtimalinin yüksek olduğunu sözlerine ekleyen Dr. Çamlı, “Aralık ayında 15 bin test yapılıyordu şu anda 3 bin4 bin civarında test yapılıyor. Pozitif olan vaka sayıları tespit edilmeli. Yoksa 10 gün sonra vaka sayıları iki ve üç katına çıkar” diyerek uyarıda bulundu. l İZMİR Vali yurttaşı sorumlu tuttu AKP kongresinin yapıldığı Rize’de artan koronavirüs vakalarından yurttaş sorumlu tutuldu. Sağlık Bakanlığı’nın paylaştığı vaka sayısı haritasına göre 15 21 Şubat 2021 tarihleri arasında oransal olarak en çok vakanın görüldüğü iller sıralamasında 5’inci sırada yer alan Rize’deki vaka sayılarındaki artışlara ilişkin Vali Kemal Çeber “Karadeniz’e özgü sosyal hareketliliği kısmamız lazım, şehirden köye gidenler, köyden şehre gelenler virüsü taşıyor” değerlendirmesini yaptı. l DHA Koronadan ölen 74 kişiden biri sağlıkçı SİBEL BAHÇETEPE Pandeminin başından beri sağlık çalışanlarının virüs riskini inceleyen Türk Toraks Derneği bir anket gerçekleştirerek Covid19’a yakalanma oranını araştırdı. Aralık 2020 ve Ocak 2021 döneminde gerçekleştirilen ankete göre Covid19’a yakalanan sağlıkçıların oranının yüzde 57,4 olduğu ortaya çıktı. Bu oranın dünyadaki ülkelere göre Türkiye’de çok daha yüksek olduğuna dikkat çeken Türk Toraks Derneği Merkez Yönetim Kurulu II. Başkan Yardımcısı Prof. Dr. B. Oya İtil Türkiye’de Covid19 nedeniyle ölen her 74 kişiden 1’i ne yazık ki sağlık çalışanıdır. Verilen yanıtlara göre Haziran – Temmuz 2020 döneminde yüzde 12,1 olan Covid19 ile enfekte sağlık çalışanı oranı Aralık 2020Ocak 2021 döneminde anlamlı oranda artarak yüzde 57,4 olmuştur. Bu oranlar dünya verilerinin çok üzerindedir” dedi. Bir doktor daha öldü İstanbul’da estetik, plastik cerrahi uzmanı olarak çalışan Op. Dr. Eşsiz Çınaroğlu Covid19 nedeniyle yaşamını yitirdi. SEFA UYAR Türkiye’nin en büyük ilçelerinden biri olan Ankara’nın Çankaya ilçesinde, köy okulu olarak yüz yüze eğitime başlayan Mehmet Hikmet Ayberk İlkokulu’nda, biri anasınıfı öğretmeni toplam 3 öğretmenin Covid19’a yakalandığı öğrenildi. Virüsün, farklı sınıflardaki farklı öğrencilerden öğretmenlere bulaştığı ancak Covid19 vakalarına karşın okulda eğitime ara verilmediği iddia edildi. Cumhuriyet’in ulaşmaya çalıştığı okul müdürü ise görüşme talebimize yanıt vermedi. Öğretmenler aşılanmadan geçilen yüz yüze eğitim, eğitim sendikalarının tepkisini çekmişti. Eğitimİş Genel Merkezi’nden 16 Şubat’ta yapılan açıklamada, “Eğitimin başladığı köy okulları şu an yerel tehlike merkezleri haline gelmiştir” denilmişti. Cumhuriyet’e konuşan Eğitimİş Ankara 3 No’lu Şube Başkanı Doğan Dağdelen, EğitimVELILER DE YÜZ YÜZE SINAV ISTEMIYOR FİGEN ATALAY Veliler, çocuklarının yüz yüze sınavlara katılmasını istemiyor. Sınav kararının iptal edilmesini isteyen veliler, sınavların yapılmasının eşitsizliği ve sağlık riskini artıracağını düşünüyor. Öğrenci Veli Derneği (VeliDer) tarafından 2 bin 449 lise öğrencisi velisine yönelik yapılan çevrimiçi anketin sonuçları şöyle: l Velilerin yüzde 91.5’i öğrencilerin yüz yüze sınavlara katılmasını istemiyor. l Bunun nedenine ilişkin soruya, velilerin yüzde 13.4’ü “Öğrencim uzaktan eğitime katılamadı”; yüzde 62.4’ü “Uzaktan eğitimde etkili bir şekilde konuları öğrenemedi” ve yüzde 81’i “Kalabalık grupla kapalı alanda bulunmasını Covid19 salgını nedeni ile sakıncalı buluyorum” yanıtlarını verdi. l İnternet erişimi olan velilerin bile yüzde 13.4’ü çocuğunun uzaktan eğitime erişemediğini belirtmiş. l Sınavların yapılması salgında eşitsizliği ve sağlık riskini artıracaktır. İş Genel Merkezi’nin yaptığı uyarıların gerçekleşmeye başladığını belirterek “Dolup taşan köy okulları risk oluşturmakta; Öğretmenler tamamen aşılanmadan yüz yüze eğitime başlanması bulaşı tekrar gündeme getirecek’ diye uyarmıştık. Bu uyarımızda haklı olduğumuz ortaya çıktı” dedi. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un katılımı ile öğretmenlerin aşılanmasına başlandığı ancak köy okullarındaki öğretmenlerin “öncelikli grupta değilsiniz” uyarısı almaya devam ettiğini vurgulayan Dağdelen, “Bu öğretmenler pozitif oldu, artık aşılanma hakkı çıksa ne olacak, çıkmasa ne olacak?” sorusunu yöneltti. ‘65 yaş üstüne esnetme olabilir’ Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, CHP Genel 25 ŞUBAT Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Çin’den PERŞEMBE ücretsiz getirilen 1 milyon doz koronavirüs aşısı için Keymen ilaç şirketine 12 milyon dolar ücret ödendiği iddiasına yanıt verdi. 126 BİN 527 658 “Eğer bununla ilgili varsa sorun sayın muhalefet lideri açıp sorabilirdi. Ticari sır ola9 BİN 572 73 6 BİN 210 rak kalması gereken bilgilerin ifşa edildiğini görüyoruz” diyen Koca, aşıların alındığı Sinovac firmasının açıklamasını payla32 MİLYON 811 BİN 274 2 MİLYON 674 BİN 766 şarak “Aşı savaşının olduğu dünyada üre28 BİN 358 1192 tici firma bir ülkeye aşıyı bedava bağışlar mı? Firmanın bize cevabı şu: ‘Nakit akış yönetimini sağlamak için biz, distribütörümüz %4.2 2 MİLYON 546 BİN 503 olan Sinovac firmasını temsil eden firmaya (Keymen’e) bedelsiz olarak verdik ama sizden ücretini olduğu gibi aldık’” dedi. Koca “65 yaş üzerinde aşılama oranının yükselmesine bağlı olarak illerde kısıtlamalar konusunda bir esnetme yapılabilir” diye konuştu. yılarındaki artışın, bazı illerin diğerlerinden daha geç normalleşme sürecine geçmesine neden olabileceğini ifade eden Koca, “Ülkemizde her geçen gün sayısı artan mutasyonlu virüsü dikkate almak mecburiyetindeyiz. Mutasyonun AKP kongrelerine yorum yok Bakan Koca, Bilim Kurulu toplantısı sonrasında açıklamalarda bulundu. Koca, kalabalıkları eleştiri konusu olan AKP kongrelerine ilişkin “Vatandaşımıza kapalı, kalabalık ortamlardan uzak kalmalarını özellikle ifade etmiştik. Bu bilgilendirmede bir değişiklik yok. Bunun bazı bölgelerde etkisini göstermeye başladığını gözlemliyoruz, özellikle Doğu Karadeniz’de. Ağırlıklı olarak daha çok İngiltere mutantı dediğimiz, bulaşıcılığı artan bir mutasyon yaygın. Bize özgü mutant yok. Şu an tam kapanma gibi bir durumu düşünmüyoruz” diye konuştu. Mayısa kadar 105 milyon aşı üzerine daha fazla bir şey söylemem herhalde fazla olur” yorumunu yaptı. “Aşılamada yaklaşık 1,5 milyonu ikinci doz olmak üzere 8 milyon seviyesine ulaştık” diyen Bakan Koca, “Bir tedarik ve planlama sorunumuz yok. Birinci doz aşısını olan tüm vatandaşlarımızın ikinci doz aşıları güvence altındadır. Aşılama oranı da parametrelerin arasında yer alacak” ifadelerini kullandı. Vaka saKoca, 10 gün içinde 800 bin BionTech aşısının geleceğini belirterek şöyle konuştu: “4,55 milyona tamamlanması için çaba sarf edilecek. Sputnik’le ilgili bir hazırlığımız devrede. AstraZenica ile 12 hafta içerisinde önsözleşme imzalanabilir. Bizim toplamda şu anda nisan, en geç mayıs ayı sonuna kadar 105 milyon doz aşıya erişebileceğimizi biliyoruz. 52,5 milyon insanımızın aşılanması demek bu.” l ANKARA CHP’den Koca’ya yanıt Koca’nın sözlerine CHP’den yanıt geldi. Sosyal medyadan açıklama yapan CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, “Sağlık Bakanı satıcı firmadan aldığı yazıyı belge diye gösteriyor. Bu kâğıt parçası; vergi hukukuna göre düzenlenmesi gereken bir belge niteliği taşımaz. Her zaman düzenlenebileceği için vergi yargısı kabul etmez. Aşı satılamayacağına ve bedelsiz yapılacağına göre yüzde 1 KDV niye ödendi? Sağlık Bakanı, 1 milyon ücretsiz aşıya para ödendiğini itiraf etti. ‘Üretici firma nakit akışı sağlamak için distribütör firmasına bedelsiz olarak verdik ama ücretini olduğu gibi aldık’ dedi. Genel başkanımızın iddiaları doğrulanmış oldu. 12 milyon dolar, aracı firmanın kasasında kalmış” ifadelerini kullandı. Ya İpek’in yaşam hakkı? İpek Er’in ölümüne neden olan Musa Orhan duruşmada susma hakkını kullandı. Duruşma, Orhan’ın sosyal medya hesapları olup olmadığının incelenmesi için 1 Haziran’a ertelendi. Duruşma sırasında yoğun güvenlik önlemi alındı. Gazeteciler ise adliyeye sokulmadı. Musa Orhan, 18 yaşındaki İpek Er’i 20 gün alıkoyup cinsel saldırıda bulunmakla suçlanıyor. İpek Er’e tecavüz eden ve intiharına neden olduğu iddia edilen Uzman Çavuş Musa Orhan’ın yargılandığı duruşma 1 Haziran’a ertelendi. Batman’da intihara sürüklenen İpek Er’e tecavüz eden ve ölümüne neden olduğu iddia edilen Uzman Çavuş Musa Orhan’ın “nitelikli cinsel saldırı” suçundan yargılandığı davanın 2’nci duruşması Siirt 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya İpek’in ailesi, Siirt ve Batman Barosu, İnsan Hakları Derneği (İHD) Siirt ve Batman Şubeleri ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) avukatları katıldı. Duruşmayı takip etmek isteyen gazeteciler ise adliyeye alınmadı. Polis, gazetecilerin adliyeye alınmamasının Siirt Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatı olduğunu bildirdi. Ankara’dan SEBGİS ile duruşmaya katılan sanık Orhan, susma hakkını kullandı. Mahkeme heyeti, İpek Er’in ailesinin avukatı ve sanık Musa Orhan’ın avukatının beyanını aldıktan sonra kararını açıkladı. Sanık Orhan’ın sosyal medya hesapları olup olmadığının incelenmesi için duruşma, 1 Haziran’a ertelendi. Batman’da 18 yaşındaki İpek Er’i bir evde alıkoyarak 20 gün cinsel saldırıda bulunup ölümüne neden olan ve ‘nitelikli cinsel saldırı’ suçlaması ile yurttaşların günler süren tepkisinin ardından hakkında dava açılan ve tutuklanan uzman çavuş Musa Orhan tahliye edilmişti. l Haber Merkezi Atatürk diyor ki 3 (*) Terakkiperver Cumhuriyet Partisi ve en hayın kafaların ürünü olan programı Sayın baylar, “komplo” konusunu açıklarken ve komplonun Meclis içindeki evresini anlatırken, önemsiz sanılabilecek kimi ayrıntılara dokundum. Bunda beni haklı göreceğinizi umarım. Diyebiliriz ki her hükümet, her zaman gensoruya çekilebilir. Bir gensoruya bu denli önem vermek doğru mudur? Şunu bilginize sunmalıyım ki söz konusu olan gensoru, olağan bir gensoru değildi. Hazırlanan komplonun özel bir evresi idi. Bu gensoru oyunundan sonradır ki karşıcıllar maskelerini atmak zorunda bırakıldılar. Bilindiği üzere, “Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası” (**) diye bir parti kurdular. Gizli ellerin düzenlediği parti programını da ortaya attılar. “Cumhuriyet” sözcüğünü söylemekten bile çekinenlerin; Cumhuriyeti, daha doğduğu gün boğmak isteyenlerin kurdukları partiye “Cumhuriyet” hem de “İlerici Cumhuriyet” adını vermeleri, içten gelme ve inanılır bir davranış sayılabilir mi? Rauf Bey ve arkadaşlarının kurdukları parti, “tutucu” diye nitelendirilseydi, belki anlamı olurdu. Ama bizden daha çok Cumhuriyetçi ve bizden daha çok ilerici olduklarını savlamaya kalkışmaları elbette doğru değildi. “Parti, dinsel düşünce ve inançlara saygılıdır” sözlerini ilke edinip bayrak gibi kullanan kişilerden, uzdilek (hüsnüniyet) beklenebilir mi idi? Bu bayrak, yüzyıllardan beri, bilisizleri, bağnazları ve boş inanlara saplanmış olanları aldatarak özel çıkarlar sağlamaya kalkışmış kimselerin taşıdıkları bayrak değil mi idi? Türk ulusu yüzyıllardan beri, sonu gelmeyen yıkımlara, içinden çıkabilmek için büyük özveriler isteyen pis bataklıklara, hep bu bayrak gösterilerek sürüklenmemiş mi idi? Cumhuriyetçi ve ilerici oldukları sanısını vermek isteyenlerin, yine bu bayrakla ortaya atılmaları; dinsel bağnazlığı coşturarak, ulusu, Cumhuriyete, ilerlemeye ve yenileşmeye karşı kışkırtmak değil miydi? Yeni parti perdesi altında: “Biz halifeliğin yeniden kurulmasını isteriz. Biz yeni yasalar istemeyiz. Bize eski yasalar yeter. Medreseler, tekkeler, bilgisiz softalar, şeyhler, müritler, biz sizi koruyacağız; bizimle birlik olunuz! Çünkü, Mustafa Kemal’in partisi halifeliği kaldırdı. Müslümanlığı zedeliyor. Sizi gâvur yapacak, size şapka giydirecek!” diye bağırmıyor muydu? Yeni partinin ilke edindiği sözler, bu gerici haykırışlarla dolu değil midir? Bu ilkeye bağlı olanlardan birinin, çok zaman önce yani 10 Mart 1923 günü asılan Cebranlı Kürt Halit Bey’e yazdığı mektuptaki şu cümlelere bakınız baylar: “Müslümanlık dünyasının kalımlı olmasını sağlayan ilkelere saldırıyorlar. Bu konudaki açımlamalarınızı arkadaşlara da okudum. Hepsinin çabalarını artırdı. Batılılaşmak, tarihimizi, uygarlığımızı yitirmeyi zorunlu kılar... Halifeliği yıkmak, din işlerine karışmayan bir hükümet kurmayı düşünmek; bunlar Müslümanlığın geleceğini tehlikeye atacak etmenleri yaratmaktan başka bir sonuç veremez.” Baylar, olupbitenler de gösterdi ve kanıtladı ki Terakkiperver Cumhuriyet Partisi programı, en hayın kafaların ürünüdür. Bu parti, yurtta cana kıyıcıların, gericilerin sığınağı ve dayanağı oldu; dış düşmanların yeni Türk Devleti’ni, körpe Türk Cumhuriyeti’ni yıkmayı öngören planlarının kolaylıkla uygulanmasına yardım etmeye çalıştı. Tarih; gizli amaçlarla düzenlenmiş, genel ve gerici Doğu Ayaklanmasının nedenlerini inceleyip araştırdığı zaman, onun önemli ve belirli nedenleri arasında Terakkiperver Cumhuriyet Partisi’nin dinsel konularda verdiği sözleri ve doğuya gönderdiği sorumlu yazmanın kurduğu örgütleri ve yaptığı kışkırtmaları bulacaktır. Suçsuz halka, beş vakit namazdan başka, geceleri de çokça namaz kılmayı söyleyip öğütleyen adam belki de yaşamı boyunca hiç namaz kılmamış olan bir siyasacı olursa, bu davranışın ereği anlaşılmaz olur mu? Baylar, yaptığımız devrimin genişliği ve büyüklüğü karşısında eski kuramların ve boş inançların birer birer yıkılışını gören bağnaz ve gerici kimseler, “dinsel düşünce ve inançlara saygılı” olduğunu bildiren bir partiye ve özellikle bu partinin içindeki tanınmış kişilere dört elle sarılmaz mı? Yeni parti kuran kişiler bu gerçeği anlamış değil midirler? Öyle ise ellerine aldıkları din bayrağı ile ulusu ve ülkeyi nereye götürmek istiyorlardı? Böyle bir soruya verilmesi gereken yanıtta, “uzdilek (hüsnüniyet), aymazlık, umursamazlık” gibi sözler, yurdu ilerleteceğim diye ortaya atılan bir partinin ileri gelenleri için özür sayılamaz. (*) M.K.Atatürk, Söylev (Cilt 2), TDK Yayını, 1978 S.649651 (**) İlerici Cumhuriyet Partisi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle