21 Eylül 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 21 ŞUBAT 2021 PAZAR HABER CHP’LI YAVUZYILMAZ, KURUMU ZARARA UĞRATANLAR HAKKINDA ŞIKÂYETÇI OLDU ‘PTT vurgunu’ yargıda DP’Lİ ENGİNYURT Torpilli müteahhitlere isyan etti Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü (DHMİ) tarafından işletilen havalimanlarında 2020 yılı içerisinde düzenlenen ve vadesi 31 Ocak 2021’e ötelenen kira bedeli faturalarına ait tutarların iptal edileceğini açıkladı. Demokrat Parti Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt, dün Twitter’dan karara tepki göstererek “Esnaf battı, destek verelim dediğimizde; ekonomik kriz var diyenler; Kalyon, Cengiz, Limak ve Mapa ortaklığındaki İGA’nın işlettiği İstanbul Havalimanı’nın 1 milyar 45 milyon Avro’luk 2020 kirasını iptal etti. Yani 8 milyar 840 milyon TL. Allah’tan korkun desem de fayda etmez” dedi. DHMİ, İstanbul Havalimanı’nı işleten İGA’ya COVID19 salgınını mücbir sebep kabul ederek, 2 yıl ek işletme süresi vermişti. Kira ödemeleri de faiziyle birlikte 2024’e ertelenmişti. Konsorsiyum şirketi olan İGA’ya 2020 için verilen 333.8 milyon Avro’luk yolcu gelir garanti ücretinin eksik kalan kısmının sağlanan destekler sonrası bu yıl ödenmeyeceği belirtilmişti. l İç Politika Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na bağlı Posta ve Telgraf Teşkilatı’nda (PTT) ile iştiraki PTT Bilgi Teknolojileri AŞ’nin “evrak tarama işi”ndeki milyonluk vurgun yargıya taşındı. TBMM KİT Komisyonu üyesi ve CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz konuyla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak PTT’nin “Evrak Tarama İşi” için yapılan harcamalarda kurum zararı oluşmasına neden olan kişiler tespit edilerek haklarında soruşturma başlatılmasını istedi. CHP’li Deniz Yavuzyılmaz, PTT Bilgi Teknolojileri AŞ’nin 2018 yılında hayata geçirdiği, “dijital, arşiv, dönüşüm ve kâğıtsız ofis projesi”nde skandallar zincirini tespit etmişti. Süreç Sayıştay’ın denetim raporuna da yansıdı. Buna göre PTT, 2018 yılında dijital dönüşüm için iştirak şirketi ile sözleşme imzalamış ve 5 yıl boyunca yıllık 300 milyon adet evrakın işleme alınacağını taahhüt etmişti. Şirket ise işi ikiye bölmüş. PTT’yle sözleşmeyi imzaladıktan bir hafta sonra bir şirketle, yaklaşık bir ay sonra ise ikinci şirketle sözleşme ya‘İŞ YARATILIP YANDAŞA VERİLDİ’ Sorumluların tespit edilmesi ve cezalandırılması istemiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunan CHP’li Deniz Yavuzyılmaz özetle şöyle konuştu: “Sayıştay raporuna göre PTT’nin 2019 yılı zararı 1 milyar 218 milyon TL’dir. Kurumun zararın ve ‘Evrak Tarama İşi’ bütçesinin boyutu birlikte değerlendirildiğinde, PTT’nin kasasının boşaltıldığı açıkça anlaşılmaktadır. PTT’nin satış, özelleştirme ve devir yapılmasının önü açılmaktadır. PTT’deki ‘Evrak Tarama İşi’ soygunuyla ilgili, iki alt yükleniciyle imzalanan sözleşmelerin, Sayıştay raporuna göre 5 yıl boyunca yıllık 100 milyon evrak tarama işi yapacak firmayla 121.800.00 TL+ KDV’lik sözleşme imzalandığı belirtilmiştir. Diğer firmanın ise 5 yıl boyunca yıllık 300 milyon evrak tarama işi sözleşmesi imzaladığı dikkate alındığında, bu firmanın da sözleşme tutarı yaklaşık 365.400.000 TL+ KDV’dir. Toplam tutarı 487.200.000 TL +KDV’dir. Sözleşmeler fesih edilene kadar ki sürede bu iki firmaya Yavuzyılmaz yaklaşık 200 milyon TL ödeme yapıldığı tahmin edilmektedir. Sözleşme feshi nedeniyle iki firma toplam 6 milyon dolar tazminat talep etmektedir. PTT bu işi kendi imkânlarıyla yapabilecekken hayali bir iş yaratılarak yandaş şirketlere verdi. PTT’nin kasasına adeta hortum bağladılar.’’ parak işi devretmişti. İki sözleşme kapsamında da şirketlere 5 yıl boyunca asgari 400 milyon adet olmak üzere toplam 2 milyar adet evrakın işleme alınacağını taahhüt edilmişti. Sayıştay raporunda, PTT’nin 300 milyon 1 Ocak 2021, Cumhuriyet adet evrakın işleme alınacağını iştirak şirketine taahhüt etmesine rağmen iştirak şirketin alt yüklenicilere 400 milyon adet evrakı işleme alacağını taaahüt ettiğine dikkat çekmişti. Raporda, PTT ile iştiraki arasında imzalanan sözleşmede PTT’den kaynaklı bir fesih durumunda 3 milyon dolar ödeme yükümlülüğü bulunurken iştirak şirketinin alt yüklenicilere tazminat tutarını 6 milyon dolar belirlediğine işaret edilmişti. Sayıştay proje sürecine ilişkin PTT’den olayla ilgili inceleme ve soruşturma başlatmasını istedi. T.C. İSTANBUL 14. SULH HUKUK MAHKEMESİ’NDEN Sayı: 2019/953 Esas Sevim Sayar ve Sevinç Sayar hakkında mahkememizde görülmekte olan Gaipliğe Karar Verilmesi davası nedeniyle;Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu 10/12/2019 tarihli dilekçesiyle, davacı Ferit Sayar’ ın kardeşleri Sevim Sayar ve Sevinç Sayar’ ın evlenerek Amerika’ ya gittiklerini, 1970 yılından beri kendilerinden haber alınamadığı ve tüm aramalara rağmen bulamadıklarını, ERZİNCAN ili, REFAHİYE ilçesi, KARASU mah/köy, 101 Cilt, 5 Aile sıra no, 26 sırada nüfusa kayıtlı, NAİL ve MENŞURE oğlu/kızı, 18/10/1949 doğumlu,44320070268 T.C. Kimlik numaralı SEVİNÇ TATE ve Merkez/ İSTANBUL, ERZİNCAN ili, REFAHİYE ilçesi, KARASU mah/köy, 101 Cilt, 5 Aile sıra no, 17 sırada nüfusa kayıtlı, NAİL ve MENŞURE oğlu/kızı, 28/10/1939 doğumlu, 38623260358 T.C. Kimlik numaralı SEVİM SAYAR’ ın gaipliklerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Gaiplikleri talep edilen ERZİNCAN ili, REFAHİYE ilçesi, KARASU mah/köy, 101 Cilt, 5 Aile sıra no, 26 sırada nüfusa kayıtlı, NAİL ve MENŞURE oğlu/kızı, 18/10/1949 doğumlu,44320070268 T.C. Kimlik numaralı SEVİNÇ TATE ve Merkez/ İSTANBUL, ERZİNCAN ili, REFAHİYE ilçesi, KARASU mah/köy, 101 Cilt, 5 Aile sıra no, 17 sırada nüfusa kayıtlı, NAİL ve MENŞURE oğlu/kızı, 28/10/1939 doğumlu, 38623260358 T.C. Kimlik numaralı SEVİM SAYAR hakkında bilgi ve malumatı olanların bu gazetenin yayın tarihinden itibaren 6 ay içinde İstanbul 14. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/953 Esas sayılı dosyasına bilgi vermeleri hususu TMK’nun 33. ve mütakip maddeleri gereğince 1. KEZ ilan olunur. 25/12/2020 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1316224) T.C. KÜÇÜKÇEKMECE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN T.C. KÜÇÜKÇEKMECE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2020/296 Esas KARAR NO: 2020/139 Nüfus (Ad Ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli) davasının yapılan açık yargılamasında; HÜKÜM: 1Davanın KABULÜ ile Tunceli ili, Mazgirt ilçesi, Ortaharman mah/köy, cilt: 70, Hane:45, BSN:192’de nüfusa kayıtlı 10628506402 T.C kimlik nolu, Tahir ve Aysel kızı, Bağcılar 19.01.2004 doğumlu,Doğa KILAGÖZ’ün nüfusta “DOĞA” olan isminin “DOĞA MİRA” olarak DEĞİŞTİRİLMESİNE, nüfusa bu yönde KAYIT VE TESCİLİNE karar verildiği ilanen tebliğ olunur. 12/02/2021 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1316232) ESAS NO: 2020/43 KARAR NO: 2021/25 Davacı ŞABAN ALTINDAL tarafından mahkememizde açılan Ad Ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli davanın yapılan açık yargılaması sonunda; HÜKÜM: Tokat ili, Zile ilçesi, Kepez mah/köy, cilt:40, Hane:7, BSN:41 ‘de nüfusa kayıtlı 18800560952 T.C kimlik nolu, İsmail ve Saliha oğlu, Zile 01.01.1995 doğumlu, Şaban ALTINDAL’ın nüfusta “ŞABAN” olan isminin “EGEMEN” olarak DEĞİŞTİRİLMESİNE, nüfusa bu yönde KAYIT VE TESCİLİNE karar verildiği ilan olunur. 19/02/2021 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1316239) T.C. İSTANBUL ANADOLU 11. İCRA HUKUK MAHKEMESİ’NDEN Dosya No: 2019/673 DAVACI: HSBC BANK ANONİM ŞİRKETİ VEKİLİ: Av. MUSTAFA TERZİ DAVALI: TÜMER YEĞEN (TCKN 431*****138) Davacı HSBC Bank Anonim Şirketi Tarafından açılan kıymet takdirine itiraz davasının yapılan açık yargılamasında; Mahkememizce dava dilekçesinde bildirilen adresinize duruşma gününü bildirir davetiye çıkarılmış olup, adreste bulunamadığınızdan bahisle tebligat yapılamamıştır. Mernis adresinize gönderilen tebligatın daadres yetersizliği sebebiyle bilâ tebliğ iade dönmesi üzerine netice alınamadığından dava dilekçesi,17/01/2020 tarihli bilirkişi raporunun ve 28/01/2021 tarihli duruşma zaptının ilanen tebliğine karar verilmiştir. Duruşma günü olan 25/02/2021 günü saat 09:30’da duruşmada hazır bulunmanız, gelmediğiniz takdirde yokluğunuzda yargılamaya devam edileceği, ve ayrıca HMK 318,319 ve HMK 139 147/2 madde şerhleri tarafınıza dava dilekçesi ve duruşma günü yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1315969) T.C. ESKİŞEHİR 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2021/8 Tereke Eskişehir İli, Sarıcakaya İlçesi, Beyköy Mah/Köy, 5 Cilt, 30 Hane sırasında nüfusa kayıtlı 24/07/1998 doğumlu, 06/08/2017 tarihinde vefat eden 187*****402 T.C. kimlik numaralı müteveffa HASAN YILMAZ’a ait alacak ve borç miktarının bildirilmesi ve alacaklılar ile borçluların mahkememize l ay içerisinde müracaat etmeleri hususu ilanen tebliğ olunur. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1297698) T.C. TC. KARS 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO:2019/558 DAVALI: FAHRETTİN ZERMAN Davacı Mehmet Zeki Nakış ile Davalılar Arife Alcan, Ayşe Düzgün, Fahrettin Zerman, Fatih Nakış, Lokman Nakış, Necmettin Nakış, Nüsret Zerman, Salih Zerman, Selma Çalışır, Sultan Nakış, Yakup Zerman, Yusra Kurt, Zeynep Nakış arasında mahkememizde görülmekte olan Muhdesat Aidiyetinin Tespiti davası açılmıştır. Tüm aramalara rağmen adresine ve kendisine ulaşılamayan davalı Fahrettin Zerman’a duruşma gün ve saatini ilanen tebliğine karar verilmiştir. DURUŞMA GÜNÜ: Duruşmanın atılı bulunduğu 22/04/2021 günü saat 09:40 da duruşmada bizzat hazır bulunmanız veya kendinizi bir vekil ile temsil ettirmeniz, duruşmaya gelmediğiniz takdirde yokluğunuzda duruşmaya devam edileceği hususu ilanen tebliğ olunur. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1316036) T.C. GAZİOSMANPAŞA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2020/320 Esas DAVALI: ERSİN AYDIN (TC NO:622***142) Davacı tarafından aleyhinize açılan Elatmanın Önlenmesi (Yıkım Ve Ecrimisil) davasının yapılan yargılamasında; Mahkemenizce dava dilekçesinde belirtilen adresinize duruşma gününü bildirir davetiye çıkarılmış olup, adresinize tebligat yapılamamıştır. Adres araştırmasından da bir netice alınamadığından dava dilekçesinin ilanen tebliğine karar verilmiştir. Dava dilekçesinin ilanen tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde davaya cevap verebileceğiniz aksi taktirde ileri sürülen iddiaları reddetmiş sayılacağınız ihtar olunur. Dava Dilekçesi ve tensip zaptı yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 19/02/2021 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1316707) T.C. İSTANBUL 9. AİLE MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2019/441 Esas DAVALI: DONALD ADEDOYIN GBEJUADEBülbül Mah. Sakız Ağacı Cad.No:72 D:1 Beyoğlu/ İSTANBUL Davalıya sözlü yargılama duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiş olup; HMK 186 maddesi gereği sözlü yargılama ve hüküm için belirlenen duruşma günü 22/04/2021 günü saat: 10:55’da mahkemede hazır bulunmadığınız takdirde 150. madde hükmü saklı kalmak kaydıyla yokluğunuzda hüküm verileceği hususu davetiye yerine geçmek üzere ilanen tebliğ olunur.18/02/2021 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1316157) Yakın geçmişin bugüne ışık tutması dileğiyle, 2001 krizi Politika, alınan kararların yol açabileceği sonuçları görebilme sanatıdır diye başlayayım... 19Şubat 2001’de, Türkiye büyük bir siyasi ve ekonomik kriz yaşadı. Sedat Ergin, dünkü yazısında bu krizi anımsatan iyi bir yazı kaleme aldı. Yakın tarihte çok önemli sonuçları olan bu tür tarihi dönüm noktalarını yeniden irdelemenin sonsuz yararı var. Bu yazıda Sedat’ın açtığı kulvarda bir değerlendirme yapacağım. 2001 önemli, çünkü AKP’ye iktidar yolunu açtı. Biliyorsunuz, kriz Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in Milli Güvenlik Kurulu toplantısında yolsuzlukları gündeme getirmesi ve tartışmada anayasa kitapçığını Ecevit’e doğru fırlatması, Ecevit’in salonu terk etmesi ve MGK’nin yapılamaması ve sonuçta Ecevit’in “Bu bir devlet krizidir” açıklamasıyla parladı. Kriz sonuçta Sezer’in üzerinde kaldı. Evet, krizi tetikleyen şüphesiz ki bu olay oldu. Ama Türkiye, bankalarıyla zaten batmış durumdaydı. Bankalar mesela dolara yüzde 20 üzerinde faiz veriyordu! Bankaların büyük kısmının içi boşaltılıyor, krediler peşkeş çekiliyor, Türkiye yağmalanıyordu. Sezer, ayyuka çıkan yolsuzlukları soruşturmak için de Devlet Denetleme Kurulu’nu harekete geçirmişti. Ülke, dibe gömüleceği bir kıvılcım bekliyordu. Anayasa kitapçığı bunu sağladı. 2001 krizine nasıl bakmalı? 1990’lar bütünüyle kriz yıllarıydı. 1994 krizi, siyasi cinayetler, ANAP ve Doğru Yol gibi merkez sağ partilerin ülkenin sorunlarını çözmek bir yana ülkeyi yiyip bitiren bir anonim şirket ortaklığına dönüşmesi, ekonomide eksi büyümeler, kurulamayan hükümetler... Ve üstüne üstlük 1999 depremi! 2001’e giderken siyasi olarak merkez sağ zaten dağılıyor ve tükeniyordu. Seçmen 2000’den önceki seçimlerde merkez sağdan kaçmaya başlamış ve ortalıktaki partilere yönelmeye başlamıştı. 1995 sonuçlarına bakın: Refah yüzde 21; ANAP 19, DYP 19, DSP 14, CHP 10, MHP 8... 1997 postmodern darbe sonucu Erbakan başbakanlığı bırakmak zorunda zorunda kalacaktı. 1999 seçimleri, 1997 postmodern darbesi etkisiyle Fazilet yüzde 14’e düşecek, PKK liderinin teslim edilmesiyle Ecevit yüzde 22’yi bulacak, MHP 18 alacak, ama ANAP 15, DYP 12’de kalacaktı.. Krize hazır siyasal yapı Merkez sağ partiler ülkeyi çökertirken, kendileri de çöküyordu. Reform yapma yeteneği, cesareti ve ülkeye güven ve umut verecek hiçbir şey yapamayan çaresiz bir DPMHPANAP hükümeti kurulmuştu. Krizden çıkış için bile dışarıdan bir ithal adam, Kemal Derviş. Para geldi, reformlarla biraz ayağa kalkmanın ilk işaretleri görüldü ki Ecevit’in hastalığı ağırlaştı, Derviş, “Seçim kaçınılmaz” dedi, ANAP lideri başbakanlık arayışlarına girişti, Devlet Bahçeli de hükümeti dağıttı. İlk seçimlerde, zaten yükselişte olan Erbakancılık, bu kez RTE, Gül ve arkadaşlarıyla yenilenmiş olarak, en yüksek oyu aldı ve iktidar oldu. Bu arada 2001’de Fazilet Partisi de kapatılacak ve AKP’nin kuruluşu ile Erbakan siyasetten adeta tasfiye edilecekti. (Saadet Partisi yüzde 2 oy alacaktı.) Kriz önlenebilir miydi? Şimdi soralım: Cumhurbaşkanı Sezer, kitapçıkla MGK’de kriz bahanesi yaratmasaydı, Ecevit hükümeti, zaten patlayacak olan krizi daha kontrollü yönetebilir miydi? Sezer, başlattığı denetleme ve sonrasında anayasa kitapçığı olayının sonuçlarını tartışabileceği ve öngörüde bulunacağı bir ekibe sahip miydi? Sonuçları tahmin etse, başka yol dener miydi? Koalisyonu dağıtan partiler, yapılacak ilk seçimlerde, bir daha iktidara gelebilecek oy oranlarına asla ulaşamayacaklarını hesap etmekten bu kadar aciz miydiler? ANAP ve DYP’nin çöktüğü, seçmenin 1990’lardan itibaren adım adım kendilerinden uzaklaştığı, seçmen akışının Erbakan ve arkadaşlarına yöneldiği, ilk seçimlerde (2002 Kasım) AKP’nin tek başına iktidara gelebileceği görülemiyor muydu? Yüzde 10 barajı ve askerler Yüzde 10 barajının olağanüstü bir sonuç vereceğini, sadece iki partinin Meclis’e girebileceğini (bağımsızlar dışında) ve AKP’nin tek başına hükümeti kurabileceğini hiç hesap eden çıkmadı mı? Yoksa artık AKP’nin iktidarı kaçınılmaz mıydı? (İçeriden ve dışarıdan büyük destek vardı.) Siyaset, tam yön değiştirmişti. Tabii bu sonuçta, 1980’de yüzde 10 seçim barajını koyan askeri diktacıların da katkısını görelim. Zaten askerlerin siyasete her müdahalesi sonuçta ülkenin zararına sonuçlar üretti. Biz siyasetçilere “aldığınız karar, attığınız adımların sonuçlarını hiç mi düşünmediniz” derken, üstelik “kurmay eğitimli” koca generallerin müdahalelerinin sonuçlarını görebildiklerini mi söyleyeceğiz? Yakın geçmişin bugüne ışık tutması dileğiyle: Alınan her kararın muhtemel sonuçlarını hesap etmek önemli. Mücadeleyi sürdürüyoruz! Desteğinizi bekliyoruz. Bilgi hattı: 0312 231 1923
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle