23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 3 21 ŞUBAT 2021 PAZAR 20/ 6 0 130/0 0 50/ 4 0 70/4 0 70/ 4 0 30/ 1 7 0 30/ 1 8 0 20/ 6 0 90/ 1 0 100/2 0 00/ 8 0 130/5 0 110/2 0 150/7 0 110/5 0 120/ 2 1 0 120/2 0 110/4 0 110/6 0 130/5 0 60/ 3 0 120/2 0 TARİHTE BUGÜN 1927: Time dergisi, Atatürk’e ikinci kez kapak yaptı. 1958: Türkiye Profesyonel Futbol Ligi başladı. İzmirspor Beykoz maçında, ilk golü İzmirsporlu Özcan attı. Polis eşi, intihar ettiğini söylemişti, 2 ay sonra uyandı, gerçek ortaya çıktı: Acımadan vurdu Ankara’da henüz 18 gün önce ye gitmek istediğim için tartışma çıktı. Zorla alıkoydu evlendiği pove sonra da acılis eşinin tamadan vurdu. bancasından ‘Bizde boşanma çıkan kurşunyoktur’ diyerek la başından vuruldum. Adavurularak ağır letin yerini bulyaralanan anesÇift, 18 günlük masını istiyorum. tezi teknikeri Sevevliydi. Yarın öbür gün dıginur Aktaş (22), 2 şarı çıktığında bana ay kaldığı yoğun bakımbir şey yapmayacağının gadaki yaşam savaşını kazandı. rantisini kim verebilir” dedi. Tekerlekli sandalyede hasHastanedeki tedavisi tataneden taburcu olan Aktaş, mamlanan ancak başından olayın ardından tutuklanan vurulması nedeniyle beyniMüslüm Aktaş’ın (27) kendi nin hasar görmesi sonucu yüsi için intihar ettiği yönünde rüyemeyen ve görme soruki iddiasının doğru olmadığı nu yaşayan Sevginur, tekernı söyleyerek “Kırıkkale’de lekli sandalye ile taburcu olki ailemin yanına el öpmedu. l DHA BABA: KIZIM GÖZBEBEĞİM Sevginur Aktaş ve babası Neşet Ayçiçek. Sevginur’un babası Neşet Ayçiçek, kızının hayatta kalmasının bir mucize olduğunu belirterek “İlk müdahalede doktorların ‘yüzde 2 yaşama şansı var’ dediği durumdan bu hallere getirdik kızımızı. Hayatı seven, yaşamayı seven bir çocuk. İlk evlendiğimde çocuğum olmadı. 78 yıl doktorlarda uğraşarak kızımı buldum. Kızımın yanından bugüne kadar ayrılmadım; o benim gözbebeğim, ilk aşkım, her şeyden çok seviyorum onu. Şu an tekerlekli sandalyede, bacakları zor tutuyor” diye konuştu. l DHA EŞINI BALYOZLA ÖLDÜRDÜ Muğla’da iddiaya göre, psikolojik sorunları olduğu öne sürülen Ali T. (71), tartıştığı eşi Feride T’yi (72) balyozla başına vurarak öldürdü. Olayın ardından kaçan Ali T., evine yaklaşık 7 kilometre uzaklıktaki dağlık ve ormanlık arazide jandarma tarafından yakalanarak, gözaltına alındı. Ali T’nin aynı gün engelli kızı Ö.T. (50) ile de kavga edip, darp ettiği de iddia edildi. l DHA 20 YAŞINDAKİ KAYIP KIZ ÖLÜ BULUNDU ‘Ellerimle boğdum’ İzmir Menderes’te 15 Şubat’tan bu yana kayıp olarak aranan Ayşe Nazlı Kınacı’nın (20) ormanlık alanda battaniyeye sarılı cansız bedeni bulundu. Başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan zanlı T.Ö.İ’nin “Rızasıyla birlikte oldum. Tecavüz etmedim. Daha sonra tartışmaya başladık ve ellerimle boğdum. Cesedi battaniyeye sarıp ormanlık alana attım” dediği öğrenildi. Zanlının sorgusunda, önceden tanımadığı Kınacı ile parkta tanıştığını, otomobille Ürkmez Barajı’na gittiklerini anlatarak “Bir anda kendimi kaybettim. Daha sonra Kınacı’nın ölümünün Ayşe Nazlı Kınacı ardından korkup cesedi battaniyeye sarıp Atatürk Mahallesi Yaren Tepe’deki ormanlık alana attım. Çok pişmanım” dediği öğrenildi. T.Ö.İ sevk edildiği mahkemece tutuklandı. Kınacı’nın sosyal medyadan 18 Ocak’ta “Korku kimseyi ölümden döndürmez, aslan gibi yaşayın” paylaşımı yaptığı görüldü. l DHA BALIKESIR’DE MADEN MÜHENDİSİ KADINA ŞIDDET Patrondan bıçaklı yumruklu saldırı Balıkesir Marmara Adası’ndakadının darp raporu alıp şikâyetçi olması ki mermer fabrikaüzerine tekrar gözalsında çalışan matına alındı. Uygun, tuden mühendisi Catuklandı. nan Tosun, patroTosun, “Kolum alçınu Fatih Uygun tada. Mermer fabrikasınrafından darp edilda çalışıyorum. Önceki diğini, bıçakla kogün tartıştık. Tartışmavalandığını ve üzemızın ardından sonraki rine araba sürüldüğünü iddia etti. Canan Tosun gün beni fabrikada yalnız yakaladı. Bütün kaKapıları kilitledi pıları kilitledi. İlk önce bana yumrukla saldırdı. SonrasınTosun, yaşadığı şiddeti anlat da yere yatırdı. Oradan zorla kaçtığı videoyu da sosyal medya he tım. Onun dayısı camları kırıp besabından paylaştı. Olay günü Fa ni kurtardı. Fabrikanın önünde çatih Uygun’un Canan Tosun’u bı murlara düştüm. Arabayı üstüme çakla kovalaması ve üzerine ara sürdü beni öldürmek için. Beni bıbayı sürmesi de güvenlik kame çakla kovaladı. Fabrikanın içerisirasına yansıdı. İfadesi alındıktan ne girdim. İşçiler beni onun elinsonra serbest bırakılan Uygun, den alamadı” dedi. l DHA 20 ŞUBAT CUMARTESİ 118 BIN 911 7857 TTB RAPORU: 60 YAŞ ÜSTÜ İNTERNET KULLANIMINDA ZORLANIYOR 635 Aşıda randevu engeli 80 7210 32 MILYON 217 BIN 77 27 BIN 983 %3,6 2 MILYON 631 BIN 876 1180 2 MILYON 518 BIN 758 ‘İSTANBUL 1 MART’A HAZIR’ İstanbul İl Sağlık Müdürü Kemal Memişoğlu “İyi bir pozisyondayız. İstanbul şu anda 1 Mart’tan itibaren olacak kısıtlamaların azalmasına hazır” dedi. Memişoğlu, “Özellikle öğrencilerimizin okullarına, arkadaşlarına kavuşmasını, esnafımızın işyerini açmasını bekliyoruz” dedi. l İHA Türk Tabipleri Birliği’nin 11. ay değerlendirme raporunda, “randevu sisteminin aşılamayı hem yavaşlattığı hem de geciktirdiği” vurgulandı. Türkiye’nin toplum bağışıklığı için 110 milyon dozluk aşı gereksiniminin karşılanması gerektiği vurgulanan raporda, “Aşıla” adlı mobil uygulamada da yaşanan teknik sorunlar nedeniyle bu sistemin “bazen aşıların yapılamamasına neden olduğu” kaydedildi. n Toplumun önemli bir kısmı kamu hastanelerinden randevu alamadığı ve bulaş korkusuyla gitmek istemediği için aile sağlığı merkezlerine rağbet etmekte. Aylık rutin 170 aşılaması olan ASM’lerde personel eksikliğinin giderilmediği birimlerde rutin hizmetlere ek Covid19 aşılamasının yapılması olanaksız. n İklim koşullarının zorlu olduğu Hakkâri gibi illerde ve merkezlere uzak ASM’lerde aşıya ulaşım daha zor oldu. n Randevu sistemi, aşılamayı hem yavaşlattı hem geciktirdi. Aşı randevusunu telefondan almak isteyen hastaların hat meşguliyeti ile karşılaşması, MHRS’nin bazı bölgelerde işlevli olmaması, 60 yaş üstünün internet kullanımında zorlanması gibi sorunlar nedeniyle aile hekimlerinin özel telefonlarından randevuya zorlandığı belirtildi. l ANKARA o günkü koşullara göre ağzımdan çıkmasını daha istemiyordum. Çünkü, uyrukları arasında çeşitli dinlerden topluluklar bulunan ve her dinden olanAtatürk diyor ki (1) (*) lar için adaletli ve eşit işlemler yapAnayasa konusunda duyduğum, okuduğum gevezelikten bıktım. Sözü beş yazı için Büyük Atatürk’e bırakıyorum: Anayasada düğümlü kalan noktalar Baylar, halifelik ve din sorunlarıyla uğraşıldığı sıralarda anayasadaki bir noktanın, halkın ve özellikle aydınların kafamak ve mahkemelerinde adaleti, kendi uyruğuna ve yabancılara eşit olarak uygulamakla yükümlü olan bir hükümet, din ve düşünce özgürlüğüne saygı göstermek zorundadır. Hükümetin bu doğal niteliğini, ikircil anlam çıkmasına yol açacak niteliklerle sınırlamak elbette doğru değildir. sında düğümlenip kaldığını öğrendik. Cumhuriyet kurulduktan sonra da anayasada, bu düğüm kaldıktan başka, düğüm olacak ikinci bir noktanın daha konulduğunu görenler, şaşkınlıklarını gizlememişlerdi, bugün de gizlememektedirler. Bu noktaları açıklayayım: 20 Ocak 1921 günlü anayasanın yedinci maddesiyle 21 Nisan 1924 günlü anayasanın yirmi altıncı maddesi Büyük Millet Meclisi’nin görevlerini saptar. Maddenin başında, Meclis’in ilk görevi olarak, “din buyruklarının yürütülmesi” saptanmıştır. İşte, bunun nasıl bir görev olduğunu ve “din buyrukları” teriminin karşıladığı kavramın ne olduğunu anlamakta duraksayanlar vardır. Çünkü sözü geçen maddede Büyük Millet Meclisi’nin “yasaları yapmak, değiştirmek, yorumlamak, kaldırmak vb. gibi” sayılan görevleri o denli geniş ve açıktır ki ayrıca “din buyruklarının yürütülmesi” diye bir terimin bulunması gereksiz görülmektedir. Çünkü “din” demek, yasa demektir, “din buyrukları” demek de yasa buyrukları demektir; başka bir şey değildir ve olamaz. Başka türlüsü, çağdaş hukuk anlayışıyla bağdaşamaz. Bu böyle olunca “din buyrukları” terimiyle anlatılmak istenen kavramın büsbütün başka bir şey olması gerekir. Baylar, ilk anayasayı hazırlayanlara ben başkanlık ediyordum. Yapmakta olduğumuz yasa ile “din buyrukları” teriminin bir ilişkisi olmadığını anlatmaya çok çalıştık ama bu terimden, kendi sanılarınca bambaşka bir anlam çıkaranları kandıramadık. İkinci nokta baylar, yeni anayasanın ikinci maddesinin başındaki “Türkiye Devleti’nin dini, İslam dinidir” cümlesidir. Bu cümle daha anayasaya geçmeden çok önce, İzmit’te, İstanbul ve İzmit gazetecileriyle yaptığımız uzun bir görüşme ve konuşma sırasında bir gazetecinin şu sorusu ile karşılaştım: “Yeni hükümetin dini olacak mı?” “Türkiye Devleti’nin resmi dili Türkçedir” dediğimiz zaman bunu herkes anlar. Hükümetle yapılacak resmi işlerde, Türk dili kullanılması gereğini herkes olağan sayar. Ama “Türkiye Devleti’nin dini, İslam dinidir” cümlesi, böyle mi anlaşılıp kabul edilecektir? Bunun, elbette açıklanması ve yorumlanması gereğini duydum. Baylar, gazetecinin sorusuna karşı “Hükümetin dini olamaz” diyemedim; tersini söyledim: “Vardır efendim, İslam dinidir” dedim. Ama hemen “İslam dininde düşünce özgürlüğü vardır” diye sözlerimi açıklamak ve yorumlamak gereğini duydum. Demek istedim ki hükümet, düşünce ve inançlara saygı göstermekle bağımlı ve yükümlüdür. Gazeteci, verdiğim karşılığı elbette akla yatkın bulmadı ki yeniden şöyle bir soru sordu: “Yani hükümet bir dine bağlı olacak mı?” “Olacak mı, olmayacak mı bilmem!” dedim. İşi kapatmak istedim; ama kapatamadım. “Öyleyse, dediler, herhangi bir sorun üzerinde inançlarıma ve düşüncelerime uygun bir görüş ortaya atmaktan hükümet beni yasaklayacak ya da bunun için beni cezalandıracaktır. Oysa, herkes kendi içinden gelen sesi susturabilecek midir?” O zaman iki şey düşündüm. Biri: “Yeni Türkiye Devleti’nde her ergin kişi dinini seçmekte özgür olmayacak mıdır” sorusu. Öbürü, Hoca Şükrü Efendi’nin: “Kimi yüksek bilgin arkadaşlarımızla birlikte düşündüklerimizi, din kitaplarında yer alan belirli ve değişmez Müslümanlık kurallarını yayımlayarak.... ne yazık ki yanılgıya sürüklendiği görülen Müslümanlık kamuoyunu aydınlatmayı kaçınılmaz bir ödev saydık” diye başlayan: “İslam halifesinin görevi, din buyruğunu savunup korumakta Peygamberin yerini tutmaktır; dinsel hükümler koymakta da yüce Peygamber Efendimizin vekilliğini yapmaktır” sözleri. Açıkça söyleyeyim ki bu soruyla karşılaşmayı hiç de is (*) M. K. Atatürk, Söylev (Cilt temiyordum. Çünkü, pek kı 2), TDK Yayını, 1978 sa olması gereken karşılığın s. 522524 CHP’Lİ EMİR: PANDEMIYLE VEKÂLETEN MÜCADELE ERDEM SEVGİ CHPAnkara Milletvekili Murat Emir, Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nde salgınla ilgili 6 daire başkanlığından 5’inin vekâletle yönetildiğini belirterek “Pandemiye karşı en önemli silah aşı. Aşı Dairesi ve birçok birim vekâleten yönetiliyor” dedi. Sağlık Bakanı’nın yanıtlaması istemiyle TBMM’ye yazılı soru önergesi veren Emir, “Aşı İle Önlenebilir Hastalıklar Daire Başkanlığı’na Tütün ve Madde Bağımlılığı ile Mücadele Dairesi Başkanı, Tüberküloz Dairesi Başkanlığı’na da Zoonotik ve Vektörel Hastalıklar Daire Başkanı vekâlet etmektedir. Atama yapılmayan Mikrobiyoloji Referans ve Biyolojik Ürünler Dairesi Başkanı’nın yerine Tüketici Güvenliği ve Halk Sağlığı Laboratuvar Daire Başkanı bakmakta. Bulaşıcı Hastalıklar Dairesi Başkanlığı görevi de Genel Müdür Yardımcısı Muhammet Çömçe tarafından yürütülmekte. Sağlık Tehditleri Erken Uyarı ve Cevap Dairesi Başkanlığı da vekâleten yönetiliyor” dedi. l ANKARA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle