22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ 11 15 ŞUBAT 2021 PAZARTESİ Tüm Yurt İşverenleri Sendikası’na üye 500’ü aşkın yurdun yarısı kapandı. Yatırımlar çöp oluyor 4 bin 500 yurt kapanabilir TÜYİSEN Yönetim Kurulu üyesi Funda Gökgöl: Kurbanlık koyun gibi bekliyoruz. Kapısı dahi açılmayan binaya elektrik, su, doğalgaz faturası geliyor. Kirasını ödeyemeyen yurda mülk sahibi el koyuyor. Bir yıldır üniversitelerde eğitim uzaktan yapılıyor. Üniversite öğrencilerine hizmet veren 4 bin 500’ü aşkın yurtta alarm zilleri çalıyor. Tüm Yurt İşverenleri Sendikası’na üye 500’ü aşkın yurdun yarısı kapandı. Ayakta kalmaya çalışan yurtların bir bölümüne kiralar ŞEHRİBAN KIRAÇ ödenmediği için mülk sahipleri içindeki eşyayla el koyarken çoğu elektrik, su ve doğalgaz faturalarını dahi ödeyemiyor. Sadece yılbaşından bu yana sahibinden.com sitesi üzerinden satılığa çıkarılan yurt sayısı ise 60. Satışta olan yurtlar arasında İstanbul Fatih’te 200 kişilik erkek öğrenci yurdu da var, Çapa’da 26 milyon liFunda Gökgöl raya devredilmeyi bekleyen yurt da. Yurtların kapanması ise binlerce kişinin işsiz kalması ve milyarlarca liralık yatırımın atıl kalması anlamına geliyor. Faturaları ödeyemiyoruz Tüm Yurt İşverenleri Sendikası (TÜYİSEN) Yönetim Kurulu üyesi ve Basın Sözcüsü, Antalya Ticaret Odası Konaklama Grubu Komite üyesi ile Özel Alya Kız Öğrenci Yurdu Kurucusu Funda Gökgöl, “Elimiz kolumuz bağlı kurbanlık koyun gibi bekliyoruz. Kapısı dahi açılmayan binaya elektrik, su, doğalgaz faturası geliyor. Bunlar da ciddi sıkıntı, ödeyemiyoruz. Tüm işletme sahipleri artık yurtları tamamen kapatmayı düşünüyor” dedi. Yurtların bu yıl da kapalı kalacağını, pandeminin gidişatına göre gelecek eylülde de açılmama riski olduğunu vurgulayan Funda Gökgöl’ün konuşmasının satırbaşları şöyle: n Sadece TÜYİSEN’e üye 500 yurt var, bunların yaklaşık 250 tanesi kapandı. n El konulan yurtlar var. Kirasını ödeyemediği için mal sahipleri içindeki eşyayla birlikte el koyuyor. 12 aydır kapalıyım. Bu hafife alınacak bir durum değil. Kapısı dahi açılmayan binaya elektrik, su, doğalgaz faturası geliyor. Bunlar da ciddi sıkıntı. Yatırımlar çöp oluyor n En küçük yurt 6070 yataklıdır. Bunun için en az 1.5 milyon TL yatırım gerekiyor. 3 bin kişilik yurtlar var. Bu yurtlar batıyor, gerçekten batıyor. Yatırımlar çöp oluyor. n Yurt işletmecilerinin en az yüzde 70’i kiracı statüsünde. Kiralar ödenemiyor. n Yurt işletmecileri birinci, ikinci, üçüncü krediyi çekti. Artık bankalar da kredi vermiyor. n En küçük yurtta bile 10 kişi istihdam edilir. İşletme kazanmıyor, çalışan kazanmıyor, bize öl diyorlar. n Aşıyı düzgün yapamayıp turizm sezonunu iyi yönetemezsek okullar açılmaz. 4 bin 500 yurdu kaybederiz. n 1000 TL kira desteği ve 750 lira hibe desteği çıktı, bundan sadece esnaf kefalet kaydı olanlar ve normal işletmeciler yararlandı. Bizler ağırlıklı olarak ticaret odalarına bağlı limitet şirketiz ve faydalanamadık. n Cumhurbaşkanı, tek seferde ödenmek üzere 2 bin liradan az ve 40 bin liradan fazla olmamak kaydıyla ciro desteği verileceğini açıkladı. Belki büyük bir rakam değil ama alabilirsek en azından faturalar ödenir. ARTIŞ YÜZDE 22.3 Krediler banka kârlarını patlattı Türk bankacılık sektörü, Covid19 salgınının yoğun olarak yaşandığı 2020’de yaklaşık 60 milyar lira ile tüm zamanların en yüksek yıllık kârını elde etti. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerinden derlediği bilgilere göre Türk bankacılık sektörü, geçen yıl 59 milyar 973 milyon TL net dönem kârına ulaştı. 2019 yılı ile karşılaştırıldığında kârdaki artış yüzde 22.3’e işaret etti. Böylece tüm zamanların en yüksek yıllık kârına ulaşıldı. Bankalar, 12 aylık dönemde kredilerden 308.1 milyar lira faiz geliri sağladı. KİBAR’DAN GLOBAL ADIM Assan, Azerbaycanlı STP ile ortak oldu Kibar Holding grup şirketlerinden sandviç panel sektöründe faaliyet gösteren Assan Panel, Ürdün’den sonra ikinci yurtdışı yatırımını Azerbaycan’a yapıyor. Azerbaycan’ın teknoloji ve sanayi merkezi STP’nin iştirakiyle planladığı ortaklık ile başta Türki Cumhuriyetler olmak üzere Rusya ve Asya pazarlarına ihracat hedefleniyor. Kibar Holding CEO’su Haluk Kayabaşı, “Grubumuz, Cumhuriyet tarihinin yarısına tanıklık eden misyonuyla bugün global bir marka haline gelmiştir” dedi. EKONOMİYE 383 MİLYAR TL ‘Öncelik ülkemizi desteklemek’ Yapı Kredi’nin, ekonomiye geçen yıl 382.7 milyar liralık kaynak sağladığı, nakdi kredi hacminin 2019 sonuna kıyasla yüzde 23 artışla 281.8 milyar liraya yükseldiği açıklandı. 2020’yi 486.5 milyar liralık aktifle kapatan bankanın, mevduatı yüzde 15 yükselerek 259.3 milyar lira olurken dönemsel net kârı yüzde 41 artarak 5.1 milyar TL’ye çıktı. Sermaye yeterlilik rasyosu da yüzde 16.7. Yapı Kredi Üst Yöneticisi Gökhan Erün, “Türkiye’nin en köklü finansal kuruluşlarından biri olmanın verdiği sorumluluk bilinciyle, bu dönemde de en büyük önceliğimiz ülkemiz ekonomisini desteklemek oldu” dedi. AMAZON TÜRKİYE MÜDÜRÜ: Teslimat süreçlerimizi iyileştirmeye devam ettik Amazon Türkiye’nin “satış ortağı” toplantısında konuşan Amazon. com.tr Ülke Genel Müdürü Richard Marriott, salgına atıfla “2020 asla unutamayacağımız bir yıl oldu. Tüm bu zorluklara rağmen müşterilerimize yatırım yapmaya, teslimat süreçlerini iyileştirmeye ve sosyal projelere yatırımlar yapmaya devam ettik” dedi. Marriott, İstanbul, Bursa ve Kocaeli’nde aynı gün teslimat hizmetini başlattıklarını, içerisinde briçok özellik bulunan Prime hizmetini 7.90 TL fiyatla müşterilerine sunduklarını belirtti. Kırmızı et son bir ayda yüzde 5, son bir yılda en az yüzde 16 zamlandı ETE YÜZDE 5 ZAM Tarımsal girdilerdeki dışa bağımlılık yüksek döviz kuruyla birleşince zam üstüne zam geliyor. Kırmızı et fiyatları son bir ayda yüzde 5 zamlandı. Kırmızı et aylık bazda 3 ila 5 TL arasında gelen zam, kasaplar tarafından normal karşılandı. Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanvekili Osman Yardımcı, “1 yıldır dünyada her şeye zam gelirken ete gelmemişti. Ete 1 yıl sonunda 3 TL geldi, bu zam yüzde 5 bile etmiyor. Kıyma 57 liraydı, 60 lira oldu. 1 kilo kuşbaşı et de 62 lirayken 65 liraya çıktı” dedi. Ancak Et ve Süt Kurumu’nun (ESK) güncel verilerine bakıldığında 2021 Ocak’ta yıllık bazdaki zamların yüzde 16’yı bulduğu görülüyor. Kıyma 60 TL Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2019 Aralık’ta 46.2 TL olan dana etinin kilosu, 2020 Aralık’a kadar yüzde 10.3 zamlanarak 51 TL’ye çıktı. Son bir ayda ise yüzde 3 artışla 52.5 TL’ye yükseldi. Et ve Süt Kurumu (ESK) verilerine göre de perakende kıyma fiyatları İstanbul’da 2021 Şubat’ta yıllık bazda yüzde 15.5 zamlanarak 49.1 TL’ye çıktı. Ancak İstanbul’da kasap ya da marketlerde satılan kıyma fiyatları 6065 TL’ye kadar yükseliyor. Bunu tetikleyen girdi maliyetlerinde artış ise şöyle seyretti: ESK verilerine göre yine 2021 Şubat’ta yıllık bazda besi yemi fiyatları yüzde 40, süt yemi yüzde 43.7 zamlandı. Yüksek döviz kuruna bağlı olarak değişen bu girdi maliyetleri, en çok çiftçinin sırtında yük olmayı sürdürüyor. Üretiminden satış noktalarına kadar tüm maliyetler arttıkça tüketici de zamma boğuluyor. Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanvekili Osman Yardımcı da girdilerdeki bu artıştan dolayı “etin pahalı olmadığını” savunuyor. “Zam bizim için her zaman zarardır. Bence gelen 3 TL zam çok normal” diyen Yardımcı, şöyle devam etti: “35 lira arası iyi, ondan fazlasının gelmesini istemiyoruz. Çünkü vatandaşın alım gücü olmalı. Biz sadece kendimizi değil, tüketiciyi de düşünüyoruz. Geçen gün 4 tane erik, 60 TL idi. Bir kilo kıyma da 60 TL. Et yine ucuz.” l Ekonomi Servisi Erken çiçek açan meyve ağaçları, dökülme tehlikesiyle karşı karşıya ‘İklim’ meyveyi vuracak İklim değişikliğinin etkisiyle badem ve erik ağaçları erken çiçek açtı. Özellikle yaz aylarında meyvede büyük sıkıntılar yaşanabilir. Mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklığı nedeniyle erken çiçek açan badem ve erik gibi meyve ağaçlarının, havaların tekrar soğumasıyla üşüyüp dökülmeye başlaması, bu yıl meyvede zarara yol açabilir. Amasya’nın Taşova ilçesinde mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklığı nedeniyle badem ve erik gibi meyve ağaçları çiçek açtı. Ziraat sektöründeki temsilciler, iklim değişikliğinin etkisiyle yaşanan bu olayın, çiftçiye özellikle yaz aylarında büyük sıkıntılar yaşatabileceğine dikkat çekiyor. Kota sevinci Öte yandan Rusya’nın Türkiye’ye uyguladığı yıllık 200 bin ton domates kotası 2 ay önce dolunca, iki ülkenin karşılıklı görüşmelerinin ardından kota 50 bin ton daha artırıldı. 10 gün içinde Türkiye’den Rusya’ya domates sevkıyatı yeniden başlayacak. Antalya milletvekilleri ile yaptığı görüşmelerin ardından kotanın artırıldığı haberini aldığını belirten Antalya Ziraat Odası Başkanı Nazif Alp, “Antalya olarak hem Türkiye’yi hem de dünyayı doyuracak güce sahibiz. Heyetler arası anlaşmalar ile 10 güne kadar yeniden domates göndermeye başlayacağız” dedi. Şu anda domatesin fiyatının toptancı halinde 2.80 TL olduğunu kaydeden Alp, ihracatın önünün açılmasıyla çiftçinin yeniden toparlanacağını ve para kazanmaya başlayacağını dile getirdi. l Ekonomi Servisi Kutuplaşmış toplumda siyaset Trump’ı hem suçlu bulan hem de kurmaca bir teknik gerekçeyle aklayan garip “azil duruşması”nı izlerken “süreç olarak faşizmin” acı gerçeğini bir kez daha gördüm: Toplum, “kültür savaşlarında” kutuplaşınca, büyük parçaları farklı “gerçeklikler” içinde yaşamaya başlayınca, “siyaset”, parlamenter sistemin “pazarlıkuzlaşma” pratiklerinin sınırlarını aşmaya başlıyor. Aynı gerçekliği paylaşmıyorlar Trump, seçimlerden çok önce “Ancak çalınırsa kaybederiz” söylemini yerleştirmeye, yeni bir “gerçeklik” inşa etmeye başlamıştı (ne de olsa “Reality Show” gerçeklik şovusunucusu değil miydi?). Seçimlerden sonra, hiçbir kanıt sunmadan, “Herkesin bildiği gibi biz, silme kazandık ama seçimleri çaldılar”, “Şimdi ülke elden gidiyor” demeye devam etti. Duruşmada, Demokrat Parti’nin sözcüleri, Trump’ın, yalnızca 6 Ocak kalkışmasını “hırsızlığı önle”, “ülkeni kurtar” sloganlarıyla kışkırttığını örneklerle göstermekle kalmadı; 2016 yılından bu yana, taraftarlarının şiddet eğilimini sürekli teşvik ettiğini, beyaz üstünlüğünü savunan terörist grupları onayladığını gösteren konuşmalarını, Twitter mesajlarını da sergilediler. Kimi Cumhuriyetçi Parti (GOP) temsilci ve senatörlerinin, 6 Ocak faşist kalkışmasında linç edilme riskiyle burun buruna geldikten sonra, doğrudan Trump’ı sorumlu tutan konuşmaları da anımsatıldı. Son olarak, Beyaz Saray personelinden o gün istifa eden 16 görevliden kimilerinin “Trump’ın gelişmeleri keyifle izlediğine” ilişkin izlenimleri ve “Taraftarlarını geri çağır” diyen Senator (GOP) Kevin McCharty ile yaptığı küfürlü telefon konuşması aktarıldı. Trump’ın avukatları, kendilerine sunulan kanıtlara cevap vermediler. Trump’ın, başkan yardımcısı Pence’i ve Demokratların Grup Başkanı Pelosi’yi hedef gösteren sözlerini, silahlı faşist grupların temsilcilerinin “Başkan çağırdı, geldik” gibisinden ifadelerini yok saydılar. Jüri üyeleri konumundaki GOP senatör ve temsilcilerinin kimilerinin, duruşma sırasında telefonlarıyla oynadıkları, gazete, kitap okudukları, salondan çıkıp “yandaş” medyaya demeç verdikleri de görülüyordu. Teknik bir gerekçeyle aklama olanağının mimarı, GOP Grubu Başkanı Mitch MacConnel, aklama oylamasından sonra Trump’ı Demokratlarınkinden daha sert dille suçlayan bir konuşma yaptı; “Daha kurtulmadı, yasal yollar açık” dedi. ABD’de iki partili sistemin partileri artık aynı gerçekliği paylaşmıyorlar. GOP taraftarlarının yüzde 70’i hâlâ seçimlerin çalındığına inanıyor; yüzde 40’ı gerektiğinde şiddet kullanmaktan yana. FBI kayıtlarına göre yasal silah satışları 20192020 döneminde yüzde 43, Ocak 2020Ocak 2021 arasında da yüzde 59 oranında artmış. Beyaz Protestan (Evanjelik) akımın yüzde 40’ı, QAnon akımının en temel savlarına inanmaya devam ediyor. Bu kesim, önerilen politikalar kendi ekonomiksağlık çıkarlarına olsa bile Demokratları dinlemiyor. GOP’nin temsilcileri de Trump’ın arkasında durmaya devam ediyor. Aslında GOP’nin temsilcileri bu denklemde “bağımlı değişkendir”; Trump 70+ milyon seçmenin yaklaşık yüzde 70’inin “özdeşleşme nesnesi” olmaya devam ettiği müddetçe, kaderleri bu hareketin onayına bağlıdır. Biden ve Demokrat Parti, GOP temsilcilerinin onayını almaya, taraftarlarını, maddi çıkarlarına işaret ederek ikna etmeye çalıştıkça, vakit kaybedecek, “süreç olarak faşizmin” ilerlemesine, en azından gücünü korumasına katkıda bulunacaktır. Ayrılık, karşıtlık, teslimiyet İki kişi, bir şeye “beyaz” diyorsa, beyazın farklı tonlarını tartışarak konuşmaya devam edebilirler. Yok eğer biri siyah diğeri beyaz diyorsa aralarında görüş ayrılığı değil, karşıtlığı var demektir; artık konuşmaya devam edemezler. “Azil duruşmasını” izlerken, Jacques Ranciére’in bu uyarısını anımsadım; Türkiye’de gündeme gelmeye başlayan “yeni anayasa” projesini düşündüm. Rejim, anayasa projesiyle “süreç olarak faşizm” içinde, “totaliter çemberi” kapatmayı planlıyor. Bu durumda, “Gelin birlikte yapalım” ya da “Tartışmayı halka açalım” çağrıları, “Laikliğin anayasadan çıkarılacağını tahmin etmiyorum” açıklamaları, bugün egemen olan “görüş karşıtlığı” (Ya yalnızca bir “görüş ayrılığı” ise?) ortamında hem anlamsızdır hem de direnmek yerine, tartışmaya katılmak, “süreç olarak faşizmi” kabullenmek anlamına gelecektir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle