25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 8 OCAK 2021 CUMA SÖYLEŞİ Ne darbeler gördüm zaten yoktular Büyük şair Attilâ İlhan’a şapka çıkararak bir saygı duruşu ile başlayalım söze. Ne yararlı bir kavram, ne yararlı ve kullanışlı bir klişe bıraktı bize. Şair’in dediği gibi: “Hayır, sanmayın ki beni unuttular Hâlâ, ara sıra mektupları gelir Gerçek değildiler, birer umuttular Eski bir şarkı, belki bir şiir Ne kadınlar sevdim, zaten yoktular...” Ülkeyi yönetemeyen ama yönetememesine sürekli bir mazeret, bir özür arayanların hep sarıldıkları bahaneye, artık bayatlamış can simidine, “darbe umacısı”na getireceğim sözü. Ne zaman sıkışsalar (ki antidemokratik rejimlerin alametifarikası bu sıkışıklık hali, 19 senedir hiç bitmiyor) hemen bu sözde darbe tehlikesine dair bir balon uçurmak için fırsat kolluyorlar. En son da Sayın İlker Başbuğ’un kitabı üzerine Cumhuriyet’te yayımlanan söyleşiden cımbızladıkları bir sözü “Bakın. Bunlar, bugünle 1960 darbesi arasında paralellik kurarak Erdoğan’a parmak sallıyorlar” şeklinde akıl fukaralığı içeren bir paranoya gösterisine başvurmaktalar. Aynı günlerde, gazeteci Can Ataklı’nın “Bugün artık darbenin koşulları yoktur. Kimse yapamaz” mealindeki sözlerini de “Hah.. Bak.. Gönüllerinden geçiyor ama yapamayacakları için hayıflanıyorlar” mealinde yorumlayarak, yine bu “Darbe de darbe, darbe de darbe” terennümüne, nakaratına başvuruyorlar. Oysa sanki bu toplum, asıl darbecilerin hem de “damardan Cumhuriyet düşmanı FETÖ’cü darbenin yollarına birinci sınıf kaymak asfalt döşeyenlerin” bizzat kendileri olduğunu unuttu sanıyorlar. ATATÜRK Cumhuriyeti’ni yıkmaya yönelik dinci faşist, özgürlük düşmanı akımların, Cumhuriyeti “100 yıllık bir parantez” olarak gören kapkara kafalı gericiliğin gerçekleştirdiği “gerçek darbe”nin müelliflerini, mühendislerini, müteahhitlerini, bilmiyormuşuz gibi yapıyorlar. Neredeyse, domatesi ortadan ikiye böldüklerinde içinden “D” harfine benzer bir şekil çıkması, havada uçan kuşların veya gökteki bulutların “D” harfi çizmesi için dua edecekler yakında. “Bakın.. Demiştik biz. Darbe geliyor” diye hoplayıp zıplayabilmek için. Bizde beklenirken ABD’de Tam da bizimkilerin “DarboFobi” hastalıkları depreştiği günlere denk geldi, ABD’deki faşist kalkışma. Dünyanın başına gelmiş (Hitler, Mussolini, Franko dahil) en büyük belalardan biri olan“Sarışın Ruh Hastası” Trump’ın, “Seçim sonuçlarını tanımam. Gitmem. Koltuğu bırakmam” krizlerinin artık “suyunu” çıkararak taraftarlarını sokağa dökmesi sonucu, çarşamba gecesi Washington D.C’den dünyaya yansıyan utanılacak görüntüleri kastediyorum. Bizdeki “Kuruluş, Diriliş, Silkiniş, Uyanış, Çırpınış vb.” dizileri anımsatan kostümlerle Capitol Hill’e (Kongre Binası) hücum eden faşist çetelerin ortalığı kırıp döktüğü anlarda buralarda da hükümet yandaşı bazı çapsız beslemeler “Trump’a haksızlık edildi. Zaten Twitter’da sesini kısmaya çalışıyorlar. Zaten yarın bizde de olursa böyle şeyler ona hazırlık mı yapılıyor?” mealinde kendi açılarından bir altyapı hazırlığına giriştiler bile. Allah’tan, daha önce bunun provasını 2019 Mart ve haziran ayında iki kez yapıp hüsrana uğramışlardı da belki ders çıkarmışlardır diye umuyorum. Zaten ortalıkta yaygın biçimde dolaşan (aslında kendileri tarafından kasten dolaştırılan) “Bir daha seçim yapmaz bunlar. Yaparlarsa da yenilgiyi kabul edip hır çıkarmadan gitmezler” yollu endişeleri körüklemekten başka bir şeye yaramaz bunlar. Halkın, demokratik iradesi ve kitlelerin tertemiz oylarının arkasında durarak geçmişte sergiledikleri kararlı duruşunun, her tür faşist ayak diremenin karşısında dikileceğini anlamıyorlar hâlâ. Zaten tam da bu yüzden, Boğaziçi Üniversitesi’ne yapılmak istenen Kayyım Darbesi’ne, yani Prof. Melih Bulu’nun haksız ve hoyratça tayinine sahip çıkarak, bu karara direnen öğrenci ve akademisyenlerin tavırlarını “Şeytanlaştırma” çabasına girişiyorlar. “Sokağa dökülmenin ve barışçıl protestonun” adeta “terör eylemi” sayılması, gösterilmesi için ellerinden gelen çakallıkları artlarına koymuyorlar. Slogan atmanın, pankart açmanın, saf tutup yürüyüş yapmanın “yasadışı bir eylem” olduğu “çirkin algısını” yaratmaya çalışıyorlar. Anayasanın 34’üncü maddesi ile 2911 sayılı yasanın verdiği, dahası İnsan Hakları Evrensel Bildirisi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin tanıdığı hakları ayaklar altına almaya çalışıyorlar. “Polisimin arkasındayım” gibi bir etiketle, polisi vatandaşın karşısında bir güç gibi konumlandırıyorlar. Oysaki polisin, aslında vatandaşın gösteri ve protesto hakkını (ya da herhangi bir anayasal hakkını) kullanırken “Ona yardımcı olmak” gibi bir görevi bulunduğunu da unutturmak istiyorlar... Nafile çabalar bunlar. Darbe heveslileri ve darbe kışkırtıcılarına, darbefobisi ile beslenenlere inat bu halk, faşizmi de yitirdiği halde koltuğa yapışmak isteyenleri ve istemeye yeltenecekleri de geçmişte olduğu gibi gelecekte de hüsrana uğratacaktır. Şaşmaz bir kaidedir çünkü: Demokrasi, faşizme er geç galebe çalar. ESKI TRABZON MILLETVEKILI, ‘YENIDEN CHP HAREKETI’ LIDERI HALUK PEKŞEN: Atatürk ve yurtseverlik ortak paydamız CPkadeHukarPyuş’enıltnoian,lya‘deYcsaaekğnpiıiandmrıetinailnlçeCiıtnkHvlelıPiykdoHielrari.,lrPiheğekuikekişçtuiei’knnyçlaieuldeiHalykyaolluak çıkış hikâyesini konuştuk... İPEK ÖZBEY n ‘Yeniden CHP’ diye bir hareket başlattınız. Nasıl tarif ediyorsunuz? Türkiye’de bütün siyasi yapılar iktidar olmak istiyor. Ve seçmenlere “Şu ideolojiyi temsilen iktidara gelmek istiyoruz. Bize oy verirseniz, size şu standartta bir yaşam vaat ediyoruz” diyorlar. Bu vaatlerde bulunurken de geriye dönüp ülkenizin, bölgenizin, insanlarınızın, dünyanın mevcut durumunu değerlendiriyorsunuz. Bir analiz yapıyorsunuz, onun üzerine en akla yatkın projeksiyonu oluşturuyor ve buna göre hareket ediyorsunuz. Ben dünyayı sıkı takip eden bir hukuk insanıyım. Türkiye’nin 2007’den sonra nereye gittiğini fark ettim. 2007’de bizzat Sayın Erdoğan’a mektup yazdım. Sıcak para dünyada bol miktarda dağıtılıyor. Bu sıcak para ekonomisini bazı ülkeler doğru bir şekilde planladılar. Üretimi tetikleyen büyük yatırımlar yaptılar. Ama Türkiye tam tersini yapıyor. Sıcak parayı üretim üzerinden değil tüketim üzerinden kullanıyor. Tüketimin yaygın bir şekilde kullanılması başka ülkelerdeki üreticileri destekleyecektir. Bizim ülkemizde de çok ciddi bir şekilde gelir eşitsizliğine, yoksullaşmaya sebep olacak, faiz yükü vatandaşın sırtına binecektir. Sıcak paranın tuzağına düşürdüğü ülkeler çok ağır süreçlere sürüklenir. Ülkenin milli birliği dahi risk altına girer. CHP’yi hiç tanımıyorlar n Evet Haluk Bey, saydıklarınız Türkiye’nin meseleleri ama siz ‘Yeniden AKP değil, ‘Yeniden CHP’ hareketi başlattınız. CHP muhalefette... 2012’de bir kitap yazdım. Türkiye’nin mevcut kurumlarını koruyamayacağını fark ettim. İktidar sıcak parayla birlikte hızlı bir şekilde çürümenin tuzağına düşmüştü. Bu çürüme iktidarın karşısına bir Yüce Divan süreci getirebilir, onlar da bunu fark edecekler ve bundan kaçınmak için kurumları etkisiz hale getirmenin yollarını arayacaklardı. Onun için yeniden, Türkiye’nin kurumlarıyla, meslek kuruluşlarıyla, sivil toplum kuruluşlarıyla inşa edilmesi gerekiyor. Bunu yapabilecek en uygun akıl cumhuriyet ilk kurulduğunda Mustafa Kemal Atatürk’ün siyasal irade olarak belirlediği cumhuriyet aklıdır, yani Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Onun için ‘Yeniden CHP’ dedik. Benim için CHP, dünyada ilk kez ulus devleti siyasal olarak inşa etmiş rol model bir partidir. n Muharrem İnce bir taraftan muhalif bir siyaset yürütüyor, bir taraftan ‘Gelecek İçin Biz Hareketi’, şimdi siz... Bu tür girişimler CHP’yi yıpratmıyor mu? Bu eleştiriyi yapanların tamamının aslında CHP’nin tarihini hiç bilmediklerini ve CHP’yi hiç tanımadıklarını çok iyi anlıyorum. CHP’nin özellikle iktidara en yakın olduğu dönemleri analiz edelim. 70’li yıllarda CHP’de İnönü’nün karşısında Ecevit hareketi başlıyor. O zaman da aynı eleştiriler yapılıyor ama CHP Ecevit ile birlikte yüzde 37’leri yakalıyor. Arkasından yüzde 42.5’lere kadar yükseliyor. O zaman partide Ali Topuzcular, Orhan Eyüboğulları, Deniz Baykallar var, farklı görüşte ama temel Paydası yurtseverlik, Atatürkçülük olan akımlar var. Biz iktidardayız İNCE’YE ÜÇ ŞEY SÖYLEDIM n Yani siz demokratik buluyorsunuz... CHP’nin kendisini yenileyen, parti içinde rekabeti artıran bir siyasi anlayışı vardır. Liderlerinin de farklı düşünen insanları yönetme kabiliyeti olmuştur. Keşke CHP’de bugün n Peki neden Muharrem İnce ile birlikte hareket etmediniz? Çünkü bir kadrosu yoktu. Muharrem Bey’in imza toplama süreci içerisinde kendisine üç şey söyledim. Birincisi “Çıkın kamuoyunun Muharrem İnceler, Haluk Pekşenler, önüne ben bu tüzüğü değiştireİlhan Cihanerler’in sayısı 5060’lara ceğim diye açıklama yapın” dedim. çıksa da toplumda daha geniş karşılık bulsalar. Bambaşka akıllar, fikirler parti içinde yeşerse. Bunları yönetecek bir siyasi anlayış Türkiye’yi yönetebilir. İktidar olmak için bunu söylüyor ama parti içinde bu farkİkincisi “bir program çıkarın, ben genel başkan olduğumda tarımda şu, sanayide şu, yargıda bu diye bir program ortaya koyun...” Üçüncüsü, “Bir kadro ortaya koyun” dedim. Olmadı. lı söylemleri kucaklayamıyorsanız o zaman samimiyet sorgulaması yapıl gerçek kurucu değerlerine tekrar dö nı ekmiyor, 7.5 milyon insan tarımdan ması gerekir. Partinin içinde şu anda nüşü ve Türkiye’nin yeniden inşası uzaklaşmış. bunların yaşama şansı yok, temel so hareketidir” diyorsunuz. CHP lider n Anlıyorum ama Haluk Bey, siz run burada. “Kime oy verelim” soru liğine aday mısınız? iktidar değilsiniz ki... su üzerinde durulmalıdır, işte Evet, aday adayı olacağım. Bu İktidarda değiliz cümlesini kabul etbu sorunun cevabı Yenigün CHP örgütünün bir parden CHP Hareketi’dir. “Dünya ‘green deal’ı tisi yoktur. Bugün hiçbir n AKP’nin kemik seçmen kitlesinin oranı nedir? konuşuyor, biz başörtüsünü, darbeyi konuşuyoruz. Covid19 sonrası hayatımız nasıl olacak? Benim partim de bunları il başkanı kendi ilinde belediye başkanı, belediye meclis üyesi, Türkiye’nin üç say konuşmalı. Halk “ben üniversiteli ço milletvekili adayı segın anket şirketine cuğuma ne söyleyeceğim” diye düşü çemez. Çünkü tüzükmiyorum. İki iktidar var, biri merkezi yönetim, diğeri yerel yönetim. Şu anda güçlü olan yerel yönetimler ve biz orada iktidarız. Ama hâlâ yerel yönetimde iktidar olduğumuzun da farkında değiliz. Biz iktidardayız. Bu insanlar gelip yerel yönetimleri teslim et“Seçmenler eğilimle nüyor. AKP, “Ya göç edeceksin ya da le bu yetki alındı. Ba mişler, o halde neden ülkeyi teslim etrini hangi koşullarda gel seni partili yapalım, polis olur kın CHP’nin oyu yüz miyorlar? İstanbul Belediyesi 50 bin değiştirirler” diye an sun, olamadın bekçi yaparız” di de 25’tir diyen kimket yaptırdım. Yüzde yor. Ama ben CHP olarak genç se CHP’ye yapılan en 67’si üç temel parametre söyledi. Birincisi ‘daha lerin önüne bambaşka bir vizyon koymalıyım.” büyük ihanetin müsebbibidir. gence istihdam sağlayabilir. Parti üretim ekonomisinden uzaklaştığı için bunu yapamıyor. Başka bir şey söyleyeyim. CHP’nin tarihinde ilk kez seniyi bir ekonomik modelle den Kaç peki? dikacı yok. Taşıyıcı sektörden kimse ğiştirebiliriz”, iki “gelecek planlaYüzde 42’nin altında değil. yok. Bana seçmen niye oy vermiyor diması”, üç “en kapsayıcı siyasi anlayış”... Ama oy alamıyorsunuz, o sizin prob yorsunuz... Sol, kadroyla iktidar olur. Bakın bu yüzde 67’nin cevaplarında ide leminizdir. Biz CHP olarak çok uzun Türkiye’yi yeniden inşa edecekseniz, oloji yok, dini değerler yok. süre üreten ekonominin partisiydik. bu inşayı gerçekleştirebilecek bir kadn “Yeniden CHP Hareketi, CHP’nin Bundan vazgeçtik. Türkiye, toprakları roya ihtiyacınız var. BIZDEN 34 BAKANLAR KURULU ÇIKAR n Yol arkadaşlarınızda aradığınız özellikler?.. İki özellik arıyorum. Bir Atatürkçü, iki yurtsever olacak. n Kimler var şimdi? İzinleri olmadan hepsinin isimlerini açıklamayı uygun bulmam. Ancak dış politikada Onur Öymen’den Osman Korutürk’e, Fatih Ceylan’a önemli isimlerle beraberiz. Sedef Kabaş’tan Ali Tatar’ın ağabeyi Ahmet Tatar’a, Süheyl Batum’dan Metin Lütfi Baydar’a, Tolga Yarman’dan Prof. Yalçın Karatepe’ye, Atilla Kezek’ten Umut Oran’a pek çok isim bizimle. Çok önemli kurumların başındaki yöneticilerle yola çıktık. 70’in üzerinde profesör bizimle birlikte. Kadromuzdan 34 bakanlar kurulu çıkar. Dünyanın en büyük fonlarını yöneten, AB’nin başdanışmanlığını yapan arkadaşlarımız var. n Tam bu noktada şunu sormak isterim: Ali Babacan’ın kadrosuna baktığımızda da benzer özellikler görüyoruz. Ama bir yandan da başka türlü bir siyaset iktidarda. Türkiye’nin kodları hangi tür siyasetçiyi istiyor sizce? Türkiye aslında bunu bir harmoni haline getirebilen siyasi hareketlerle yolunda yürümeye gayret ediyor. İstanbul’daki seçimde Ekrem İmamoğlu’nun ikinci kez kazanmasında, 800 bin fark atmasındaki temel gelenekçilerdi. Anadolu’nun kadim insanlarıydı. Siyasetin ana taşıyıcısı bunlar. Kararsız yüzde 22 diyebiliriz. Onlar gerilim istemiyor, en büyük beklentileri güven. AKP’yi çökerten de güven unsurunun çürümesidir. Biz o güveni inşa edeceğiz. Pandemi koşullarında yapılan kurultayı CHP örgütü hazmetmedi. Bugün o kurultayın sancıları hissedilir hale geldi. CHP’nin pandemi koşulları ortadan kalktığı anda kendine yakışır bir iktidar kurultayına hazırlanması gerekir. Bizim yaptığımız Türkiye’yi yeniden inşa edecek kadroyu genişletmek. T.C. GERZE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2020/32 Esas Davacı Şakir Şahin tarafından davalı Kahramaneli Köyü Tüzel Kişiliğine izafeten Kahramaneli Köyü Muhtarlığı ile dahili davalı Gerze Mal Müdürlüğü aleyhine Kahramaneli köyü çalışma alanında bulunan ve 2010 yılında yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümü hakkında kazandırıcı zamanışımı zilyetliğine dayanarak tescil davası nedeniyle; Mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonunda davaya konu edilentescili istenen taşınmaz; Sinop ili, Gerze ilçesi, Kahramaneli köyünde kain ve tapuda 150 ada 75 nolu parselin tescili istenilen kısmına ilişkin Türk Medeni Kanunu’nun 713/4 maddesi gereğince yapılan ilandır. Tarafları ve nitelikleri belirtilen dava konusu parsel hakkında hak iddia edenlerin 3 aylık yasal süre içinde Mahkememize başvurmaları gerektiği ilan olunur Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1289787) T.C. MANAVGAT 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2017/339 Esas DAVALILAR:1RECEP DİKER TC.: 23143938542 Altınkolye Sitesi A Blok No:9 Side Manavgat/ ANTALYA 2GIVI MUSHKUDIANI Yüksekalan Mah. Şadan Apt. N. 32Merkez/ANTALYA 3EMEL UYULMUŞ 4MİLDRED ELENOR 5TİMOTHYT DEİGHTONDavacı Dürdani Kaya tarafından aleyhinize açılanTapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan yargılamasında; Mahkememizce yapılan tüm araştırmalara rağmen adınıza tebligat yapılamadığından ön inceleme duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiştir. Ön İnceleme Duruşma Günü: 12/03/2021 günü saat: 14:00’da duruşmada bizzat hazır bulunmanız, veya kendinizi bir vekille temsil ettirmeniz, duruşmaya gelmediğiniz veya gelip de davayı takip etmediğiniz takdirde diğer tarafın yargılamaya devam etmek istemesi durumunda yokluğunuzda yapılan işlemlere itiraz edemeyeceğiniz, davetiyenin tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içinde cevap dilekçesi sunmanız, dilekçenizde göstereceğiniz delilleri Mahkememize sunmanız veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmanız, bu hususları verilen süre içinde yerine getirmemeniz halinde o delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağınız, duruşma günü yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur.24/12/2020 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1289801) T.C. ADALET BAKANLIĞI’NDAN İstanbul Anadolu 1. İcra (Eski Kadıköy 1. İcra) Müdürlüğünün 2004/12954 Esas sayılı dosyasının imha edilmiş olduğu anlaşıldığından, 4473 sayılı Yangın, Yersarsıntısı, Seylâp veya Heyelân Sebebiyle Mahkeme ve Adliye Dairelerinde Ziyaa Uğrayan Dosyalar Hakkında Yapılacak Muamelelere Dair Kanun hükümlerinin söz konusu dosyaiçin uygulanmasına ve anılan Kanun hükümleri gereğince işlem yapılmasına karar verildiği ilân olunur. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1289836)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle