03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR NICOLE KIDMAN THE GUARDIAN’A YAZDI ‘İstismara karşı ses çıkarmaya yemin ettim’ “The Undoing” adlı dizi ile adından bir kez daha söz ettiren Oscar ödüllü Avustralyalı aktris Nicole Kidman, geçen haftalarda İngiltere’de yayımlanan The Guardian gazetesi için bir köşe yazısı kaleme aldı. Kidman tüm yazısında kadına şiddete karşı mücadeleye dikkat çekti. Kidman, “Hayal edilemez bir yıl geçirdik. Ailemizden ve sevdiğimiz insanlardan ayrı kaldık. Hayallerimizi beklemeye aldık. Covid19 pandemisinin yanı sıra gölgede kalan bir pandemi daha açığa çıktı: Kadına şiddet. Pandeminin ilk haftalarında, kadına şiddete karşı yardım istemek için oluşturulan telefon hatları normalden beş kat daha fazla arandı” diyerek kadına karşı şiddetin artışını gözler önüne serdi. Kidman, “Evin kendisi güvenli bir ortam değilken, hepimiz gibi Covid19’dan korunmak için eve sığınan kadın ya da kızlar için hayat nasıldır, hayal edin” diye yazdı. Karantinanın devam ettiği her üç ay için dünyada 15 milyon kadının daha Nicole Kidman şiddet göreceğini söyleyen Kidman üç kadından birinin hayatı boyunca en az bir kez şiddete maruz kaldığını belirtti. “Big Little Lies” dizisinde oynadığı şiddet kurbanı Celeste rolüyle kadına karşı şiddeti daha iyi anladığını söyleyen Kidman, “Oynadığım roller kadına şiddet belasını evime kadar getirdi” ifadelerini kullandı. Zorlu PSM’den 5 saatlik konser serisi Zorlu PSM’nin yeni dijital serileri sanatseverlerle buluşmaya devam ediyor. Join & Blend’in katkılarıyla hayata geçirilen seri kapsamında; besteleriyle ve çaldığı setlerle bir müzikal hikâye anlatıcısı olarak kabul edilen Londra merkezli Türk DJ Thousand Fingers, Gus Emmett ve Bedük, 8 Ocak’ta 5 saat boyunca konser verecek. Konserler saat 20.00’de Emmett ile başlayacak ve Zorlu PSM YouTube kanalından yayımlanacak. Walt Disney’den anlamlı destek The Walt Disney Company Türkiye, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nın “Yeni Dünya Projesi”ne destek verdi. Destek sayesinde köy okullarında eğitim gören 250 çocuk internet erişimli tabletlerle buluşacak. egemSaennalitğienrdkeek?mi tayraEihzrbkidnoeıiğkzkılaeascradainnkınaltar Akbank Sanat’ın İngilizceden çevirtip yayımladığı “Büyük Kadın SaKONUK YAZAR rakanları görmezden gelmek neden? Tüm bu listelerin, etiketlemelerin hiçbir değeri yok natçılar” kitabının açtığı tarGILA bence; özünü bilen biliyordur tışma Türkiye’nin önde geBENMAYOR zaten. Bu tip başlıklar ve lislen kadın sanatçılarının ilgiteler altında sınırlandırma hasini çekti. Sanat erkek egemenliğin li maalesef yeni bir şey değil ama en de mi, Büyük Kadın Sanatçı ne de acı olan kısmı kitap dediğimiz nesnemek konusunda Türk kadın sanatçı nin sonradan gelen nesiller için bir larının görüşleri tartışmaya katkı su kayıt değeri taşıması ve tarih okumanuyor. Pera Müzesi’nde devam eden larını birilerinin yazımı üzerinden Minyatür Sergisi sanatçılarından Ca yapacakları gerçekliği. nan, Şükran Moral ve Hera Büyüktaşcıyan, yurtdışı müzelerde eserleŞükran Moral ri olan, uluslararası sergilere katılmış “Büyük Kadın Sanatçılar” kitaisimler. Sanatçı kimliğinin kategorize bı neden şimdi yayımlandı? Şu anedilmesinin ciddiye alınmaması ge da dünyada çağdaş sanat çevrelerinrektiğini düşünüyorlar. Bu üç sanat de kadın sanatçıların müzelerde daçıyla da Gila Benmayor görüştü. ha az yer almalarıyla ilgili bir tartışHera Büyüktaşçıyan ma sürüyor. Me Too hareketinin etkisi büyük. Bazı müzeler kadın sanatçılara kota koydu, koymayı tasarlıyor. Dolayısıyla “moda bir kitapla” karşı karşıyayız. Başlık zaten ayrımcı. Ben hiç “büyük erkek sanatçılar” kitabına rastlamadım. Kadın sanatçılar ikinci sınıf mı? Çağdaş sanatın evrensel dilini yakalamak için yayımlanan bu “moda” kitap aslında kadınlardan yana tavır alması gerekirken Türkiyeli sanatçıları görmezden gelerek tam aksini yapmış. Öte yandan bizdeki Batı hayranlığının da bir belirtisi. Kendi ülkesinin sanatçısını yok sayarak evrenHera Büyüktaşçıyan Belirli etiketler altına sıkıştırarak sanatçıların tanımlanması, bölünmesi ve sınıflandırılması çok sınırlayıcı. Kadın sanatçı cinsiyetinin altı çizilmeyince veya “büyük” ya da “önemli” gibi kelimelerle süslenmeyince sanatçı olmuyor mu? Veya sanatı daha mı az değerli oluyor? Sanatın ve yaratımın değeri sadece birilerinin tarafından belirlenince ya da listelere sıkıştırılınca mı tarihe geçiyor? Zamana ve ortak inşa edilen belleğe iz bıŞükran Moral sel bir dile ulaşılamaz. Sanat dünyası beyazların, erkeklerin ve sermayenin elinde. Öyle ki müzelerde kişisel sergi açan kadın sayısı az, satışlarda da erkeklere göre daha az kazanıyor. Rönesans döneminden kaç tane kadın sanatçı bize; ulaştı neredeyse hiç. Canan Şenol Canan Şenol Ben kendimi kadın sanatçı olarak görmüyorum. Sanatçıyım. Çünkü erkekler kendilerini erkek sanatçı olarak tanımlamıyor. Cinsel kimliğimden gurur duyarak sanatımı yapıyorum. Yapanların emeğini küçümsediğim için değil ama kitapları da çok ciddiye almıyorum. Herkes istediği kitabı yayımlayıp istediği kişiyi daha önde görebilir. Kategorize edilmeyi ciddiye almıyorum. Ürettiğim işin kıymetli olduğunu düşünüyorum. Önemli olan bu. Algımızda hep erkek sanatçı var. Önemli sanatçı olmak erkeklikten geçiyor. Örneğin tarihin ilk resmi diye bildiğimiz duvar resmini hep bir erkek yaptı diye düşünüyoruz. Neden kadın yapmış olmasın? Sanat tarihi erkekler tarafından yazılmış olabilir ama kadınlar tarafından bozulacaktır. Bu kesin, geri dönüşü yok. Akbank Sanat’ın tercih ettiği kitap belli ki araştırmasını kısıtlı tutmuş; Türkiye’yi fazla dikkate almamış. CUNDA’YA BEKIR COŞKUN H KÜTÜPHANESI ümanist, hayvansever gazeteci Bekir Coşkun geçen yılın ekim ayında sevdikleri ve okurlarına veda etmişti. Dosları onun adına bir kütüphane kurulması için çalışmaya başladı. Çok sevdiği Ayvalık Ali Bey Adası’nda adına bir kütüphane kurulması kararı Ayvalık Belediyesi Meclisi’nin ocak ayı toplantısında Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin’in projesi olarak gündeme getirildi. Bir tek AKP’li üyenin ret oyuyla oyçokluğuyla onay Andree landı. Bekir Coşkun Kütüp Coşkun hanesi için bir çalışma ekibi kurulacak, uzman desteği alınacak, yazarın eşi Andree Coşkun da katkı sağlayacak. Cunda’da, eski belediye başkaBekir Coşkun len belediyeye ait yapının alt katı kültür salonu, üst katı ise kütüphane olarak kullanılacak. Cunda Kültür Mernı Ahmet Tüfekçi döneminde restokezi ve Bekir Coşkun Kütüphanesi’nin bure edilen, Rumlardan kalma tarihi yapı yeniden düzenlenecek. Dışı olduğu gibi korunan, içi uzmanlar tarafından modernize edilunduğu yapı 110 metrekarelik zemine oturuyor. Yapının yaklaşık 200 metrekarelik bahçesi de bulunuyor. ALTYAZI’NIN YENI SAYISINDA George Clooney söyleşisi Netflix yapımı “The Midnight Sky” filminin yönetmeni ve başrol oyuncusu George Clooney, Altyazı’nın ocak sayısı için Ali Deniz Şensöz’ün sorularını yanıtladı. Altyazı’nın son sayısına altyazi.net/dergi üzerinden erişilebiliyor. Bu sayıda ayrıca, “evimiz dünya” fikri etrafında şekillenen filmden yola çıkarak ev kavramının sinemadaki farklı yansımalarını ele alan bir dosya yer alıyor. Nilüfer’de ocak ayı etkinlikleri Nilüfer Belediyesi’nin ocak ayında çevrimiçi düzenleyeceği etkinlikler arasında sergi, söyleşi ve atölyeler var. Pera Müzesi işbirliğiyle 9 Ocak’ta saat 17.00’de “Minyatür 2.0: Güncel Sanatta Minyatür” sergisi dijital ortamda gezilecek. Sergiyi dijital ortamda rehberli tur ile gezecek olan katılımcılar eserler hakkında bilgi de edinebilecek. Yine Pera Müzesi işbirliğiyle ilkokul öğrencileri için düzenlenecek olan “Pera Müzesi Çevrim içi Sergi Turu ve Baskıyla Parlak Desenler Atölyesi” 12 Ocak Salı günü saat 17.00’de yapılacak. 16 Ocak Cumartesi günü saat 17.00’de ise yetişkinler için “Pera Müzesi Kesişen Dünyalar: Elçiler ve Ressamlar Çevrimiçi Sergi Turu” atölyesi çevrimiçi yapılacak. 13 8 OCAK 2021 CUMA Gençlere sayfa açmak Hava kurşun gibi ağır! Bağır         bağır                 bağır                         bağırıyorum. Koşun          kurşun                 erit                    meğe                             çağırıyorum... O diyor ki bana: Sen kendi sesinle kül olursun ey!                                               Kerem                                           gibi                                                           yana yana... Nâzım Hikmet’in, “Kerem Gibi” adlı şiirinin dizeleriyle, gençlere de seslendiği kanısındayım. Dizeleri okurken, 80’ini yaşayan Victor Hugo’nun “Boaz Uykuda” şiirinde geçen “İnsan genç oldu mu geceden sıyrılan günler zaferle doludur!” dizesini, beyinlerine yerleştirsinler diye gençlere de duyuruyorum. O çağrışımla, Hugo’nun özgürlük yeşerterek insanlığı ölümsüz kıldığı romanı Sefiller’deki kadınlı erkekli gençlerin aralarında güç birliği kurarak bağımsızlığı köstekleyen nice kurşunları erittiğini görür gibiyim. Sefiller deyince, bir din adamının konuk ettiği kürek mahkumu Jean Valjean’ın, kilisenin gümüş şamdanlarını çalışını, polise yakalandığında, papazın, şamdanları ona kendisinin armağan ettiğini söylediği sahneyi, kürek mahkumunun yıllar sonra Paris Belediye Başkanı oluşunu unutur muyum hiç! Kurşun eritmek Gençler, gelişen toplumlarda, tarih boyunca, “kurşun” gibi ağır baskılara, düzensizliğe, insan kıyımına karşı çıkmayı göze almıştır. Yalnızca coşkulara kapılmakla kalmamış, bilimde, sanatta, yaratıcılıkta kendilerini geliştirdikleri birikimle kurşunları eritecek güce ermişlerdir. Atatürk, gençlere duyduğu inançla ülkenin geleceğini onlara emanet etmiştir. TBMM’de bir hafta boyunca okuduğu Söylev’in sonunda, gençliğe yüklenmeleri gereken sorumlulukları duyurmakla kalmamış, karşılaşılabilecek kötü durumları, onların beynine yerleştirmiştir: “Gelecekte de yurtiçinde ve dışında, seni bundan yoksun bırakacak kötüler çıkacaktır. Bir gün, bağımsızlığını ve Cumhuriyetini savunmak zorunda kalırsan, göreve atılmak için, içinde bulunduğun olanak ve koşulları düşünmeyeceksin! Bütün bu durumlardan daha acı, daha korkunç olmak üzere, yurtta yönetimin başında bulunanlar aymazlık ve sapkınlık ve üstelik hainlik içinde bulunabilirler. Dahası, böyleleri, kişisel çıkarlarını, yurduna girip yayılmış olan düşmanların siyasal erekleriyle birleştirebilirler. Ulus yoksulluk ve sıkıntı içinde ezgin ve bitkin düşmüş olabilir. Birinci görevin Türk bağımsızlığını, Türk Cumhuriyetini, sonsuza değin korumak ve savunmaktır!” Önemli bir girişim Cumhuriyet, gazetenin Eğitim Editörü Figen Atalay’ın üniversiteli gençlerle hazırlayacağı sayfayla hem Atatürk’ün dileğini yerine getiriyor hem öyküşiirdeneme yazmaya yönelterek onların yazın dünyasına katılmasını sağlıyor. Bu bağlamda Işık Kansu’nun eşgüdümünde; öyküleri Özcan Karabulut, şiirleri Ferruh Tunç, denemeleri Öner Yağcı değerlendirecek. Atatürk’ün gazetesi Cumhuriyet, böylece gençlerin düşünme gücüne, yaratıcılığın kaynağı sayılan yazınsal dünyanın kapısını aralamış oluyor. Yazar olmaya koyulanlar, öncelikle dünya klasiklerini, bilimsanatfelsefe alanlarına yönelik kitapları okuyup bilgi alanlarını genişleterek “Kerem gibi” yanarcasına, kendi varlığının bilincine varıp yazın alanında yer tutabilir. Gençler, yazdıkları şiiröyküdenemelerle, Atatürk’ün söylemini, Nâzım’ın “bağır bağır bağıran” sesini duyup kendi yaratıcı güçlerinden beslenirlerse amaçlarına varabilirler. DAYANIŞMA Basın İlan Kurumu’nun belgel haberler neden yle Cumhur yet Gazetes ’ne uyguladığı resm lan kısıtlamasını kınıyoruz. Basın özgürlüğünü yok sayan kararı protesto ed yoruz. Haber alma özgürlüğümüz ç n C’ n yanındayız. İSTANBUL ERKEK LİSESİ 1973 MEZUNLARI FEN C ŞUBESİ DAYANIŞMA Basın İlan Kurumu’nun belgeli haberleri nedeniyle Cumhuriyet Gazetesi’ne uyguladığı resmi ilan kısıtlamasını kınıyoruz. Basın özgürlüğünü yok sayan kararı protesto ediyoruz. Haber alma özgürlüğümüz için C’in yanındayız. İOSNTAURNBKUARLAECRAKEK LİSESİ ‘6CU7MHMURİEYEZT OUKUNRULARINDAN BİR GRUP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle