03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 3 8 OCAK 2021 CUMA 200/8 0 220/7 0 140/5 0 190/130 180/7 0 120/30 20/100 100/40 140/80 130/4 0 150/4 0 210/1 2 0 20/1 0 210/1 4 0 30/ 1 0 30/ 8 0 40/ 2 0 30/ 1 0 50/20 110/4 0 70/20 90/0 0 Bilim insanları Çin aşısıyla ilgili merak edilenleri yanıtladı: 10 bin 32 kişide 1855 yan etki 7 OCAK PERŞEMBE 183 BIN 3 12 BIN 171 1370 194 8211 25 MILYON 681 BIN 213 22 BIN 264 %4.3 2 MILYON 296BIN 102 3201 2 MILYON 172 BIN 251 TÜRKIYE’DE KAÇ KIŞIYE AŞI YAPILDI? l Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Murat Akova, “Türkiye’de 10 bin 32 kişiye 17 bin 105 doz aşı uygulandı. Bunlardan 997 kişide toplam 1855 advers olay (yan etki) görüldü. Bunların içinde sadece 1 tanesinde anaflaksi (alerjik reaksiyon) benzeri bir tablo vardı. O kişi bir gece hastanede yattı ve taburcu edildi. Onun dışındaki 1855 olay baş ağrısı, kol ağrısı gibi beklenebilir etkilerdi” bilgisini paylaştı. FAZ 3 BITMEDEN IZIN NEDEN? l İstanbul Üniversitesi Farmakoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Yağız Üresin, Çin aşısıyla ilgili en çok sorulan “Faz 3’ü tamamlanmadan aşının kullanım izni nasıl verildi” sorusuna, “ClinicalTrials.gov adresine göre BionTech aşısının faz çalışmalarının bitirme tarihi olarak 30 Temmuz 2021 deniyor. Tamamının bitmesine 27 Ocak 2023 diyor. Sinovac aşısı için nihai tamamlanma Ekim 2021 deniyor. Yani ikisinin de faz 3 çalışmaları tamamlanmamış durumda. Bu nedenle bu konuda ikisinin bir farkı yok” yatını verdi. “Aşılar nasıl hızlı üretildi” sorusunu yanıtlayan Üresin, aşıların faz çalışmalarından önce de uzun bir inceleme süreci geçirdiğini vurguladı. “Bu süreci asıl hızlandıran Rolling Review” diyen Üresin, “Bunun tanımı, klinik deneyde elde edilen verilerin, deney sonunda değil de veriler geldikçe devamlı Avrupa İlaç Ajansı’na aktarılarak incelemeye tutulmasıdır. Halk sağlığını içeren acil durumda, yararı riskten üstün tutan bir veri varsa, onay verilir deniyor” dedi. MRNA AŞISI NE KADAR ETKİLİ? l Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, mRNA aşılarına ilişkin bir sunum yaptı. Yavuz, “BionTech aşısında bütün yaş grupları için yüzde 95 gibi bir etkinlik bildirildi. Güvenlik oranı da yüzde 90 ve 97 aralığında. 55 yaş üstüne yüzde 93.7, 65 yaş üstüne 94.7 olarak bildirildi” dedi. Yavuz, “12. günden sonra BionTech’in aşısının koruyuculuğunun başladığı görülüyor. BionTech aşısında en fazla kolda ağrı görülmüş. 2. dozdan sonra da yüzde 50 gibi kırıklık hissi yapmış” dedi. Yavuz, ayrıca, dünyadan aşının alerjik yan etkilerine de örnekler gösterdi. YENİ GÖNÜLLÜLER ARANACAK MI? l Prof. Dr. Murat Akova: “Bizdeki faz 3 çalışması sonlanmak üzere. TİTCK’den yeni gönüllü almamamız gerektiğini söyleyen bir yazı aldık. Yeni gönüllü kaydetmeyeceğiz, verilerimizi analiz etmeye başlayacağız. Sağlık Bakanlığı aşılamaya başladığında biz de plesebo (boş aşı) kolundakilere aşı uygulamaya başlayacağız” dedi. İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü’nün pandemi seminerinde Endonezya’nın acil kullanım onayı verdiğini açıklayan Akova, “Bu aşı 29 Haziran’da Çin’de acil kullanım onayı aldı. Çin’de 390 binden fazla kişiye 633 binden fazla aşı yapıldı” dedi. AŞI OLUP DA COVID19’A YAKALANANLAR VAR MI? l Bilim Kurulu’nun açıkladığı verileri anımsatan Akova, “1322 kişi 2. doz aşısını olmuş ve bunun üzerinden 14 gün geçmiş. Bunlar içinde toplam 29 kişi pozitif çıkmış. Bunların 26’sı plasebo (boş aşı), 3’ü de aşı grubunda. Bu 3 kişi de son derece hafif bir tablo içindeydi. Boş aşı yapılan 26 kişiden 6’sı ciddi hastalık geçirdi. 1 tanesi entübe edildi. Ama yaşamını yitiren olmadı” dedi. Aşı etkinliğinin yüzde 91.25 olduğunu söyleyen Akova, “Hangi aşının daha etkili olduğuna dair elimizde bir kanıt yok. Etkililik ne kadar sürecek, aşı tekrarı gerekecek mi, bunu henüz bilmiyoruz. Aşılar bulaşmayı önleyecek mi, bunları da henüz bilemiyoruz. Beklenmeyen etkiler ne, bilemiyoruz” ifadelerini kullandı. l ANKARA/ Cumhuriyet İpucu var ama ALEYNA ÇAKIR’IN OTOPSİ araştıran yok RAPORU AÇIKLANDI Olayın baş şüphelisi Ümitcan U’nun annesi de şüpheli şekilde hayatını kaybetmişti. Avukat Umur Yıldırım, Aleyna Çakır olarak bilinen Sema Esen’in asılı halde ölü bulunmasına ilişkin adli tıp raporunda, Aleyna’nın otopsisinde rastlanan sperm ve tırnak parçasında çıkan YSTR’nin aynı erkeğe ait olduğunun tespit edildiği ancak bunların şüpheli Ümitcan U’ya ait olup olmadığının araştırılmadığını belirtti. Yıldırım, “Bu noktada sulh ceza hâkimliğinden halen izin talep edilmemiştir” dedi. Çakır, 3 Haziran 2020’de Keçiören’deki evinde ölü bulundu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturma kapsamında daha önce Aleyna’ya şiddet uyguladığı anlara ait görüntüleri ortaya çıkan erkek arkadaşı Ümitcan U. gözaltına aldı. Ümitcan U., savcılık ifadesinin ardından serbest bırakıldı. Rapora ilişkin Yıldırım, Aleyna’nın bedeninde asılma haricinde doku bozukluğu bulunduğunu ancak öldürücü olmadığını belirterek “Ölüm sebebinin asılma olduğu belirlenmiştir fakat asılmanın kendisi mi yoksa başkası tarafından mı gerçekleştiği noktasında bir tespit yapılmamıştır” dedi. l ANKARA İSTANBUL’DA CİNAYET Sultanbeyli’de Adnan S. isimli erkek, eşi Hatice S’yi bıçaklayarak öldürdükten sonra intihar girişiminde bulundu. Ailenin çocukları daireden polis merkezine kaçarak saldırıdan kurtuldu. Olay, önceki gece saatlerinde meydana geldi. Adnan S. tartıştığı eşi Hatice S’yi bıçakla rehin aldı. Ailenin çocukları evden kaçarak olayı polise bildirdi. İtfaiye ekibinin kapıyı kırmasının ardından içeri giren polis ve sağlık ekipleri, Hatice S’nin bıçakla öldürüldüğünü tespit etti. l Haber Merkezi BAKAN KOCA: 1 EKIBE 1 HASTA BİLE DÜŞMÜYOR Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, DSÖ Avrupa Bölge Direktörü Dr. Hans Kluge ile yaptığı görüşmede, “Filyasyon ekip sayımız her biri 3 kişiden oluşan toplam 16 bin ekipten oluşuyor. Şu an günlük 16 bin vakamız yok. Yani 1 ekibe 1 hasta bile düşmüyor. Bu sayıyı da azaltmak istemiyoruz çünkü önümüzdeki 23 ayın önemli olduğunu düşünüyoruz” dedi. Koca ayrıca, BionTech aşılarının doz sayısını arttırmak için Prof. Dr. Uğur Şahin ile görüştüğünü duyurdu. DSÖ’den teşekkür C Koca, DSÖ Avrupa Bölge Direk M törü Dr. Hans Kluge ile video konY ferans üzerinden bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmede Avrupa’daCM ki vaka artışları, mutasyon, Türki MY ye’deki durum ve aşı çalışmaları ele alındı. Kluge, DSÖ’nün tavsiyeCY lerini izlediği için Türkiye’ye teşekCMY kür etti. Koca, “Avrupa’da vaka sayısının artışı, bizde tersine azaldığıK bir döneme girdik. Hızlı test, izolasyon ve temaslı takibinden taviz vermiyoruz” dedi. Yerli aşı çalışmaları hakkında Koca, “Ülkede yürütülen 13 aşı çalışması DSÖ’nün yayımladığı listelerde de yer almaktadır. İlk yerli aşının geliştirilmesini çok kısa zamanda tamamlayacağımızı düşünüyorum” dedi. İngiltere’de ortaya çıkan mutasyonun Türkiye’ye gelmesini geciktirmek için gerekli tüm çalışmaları yürüttüklerini vurgulayan Koca, “Şu ana kadar karantinada tuttuğumuz kişilerden 15’inde bu mutasyona rastladık” dedi. BionTech aşısının geliştiricilerinden Prof. Dr. Uğur Şahin ile de görüştüğünü açıklayan Koca, “Toplantımızda bize ayrılan aşı dozlarının sayısını nasıl artırabileceğimizi görüştük” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet lerini hımarın sarkan bölümünü kullanarak örtmelerini buyurmuştur. Bu tartışılmaz bir gerçek ve doğru! Ancak din adamları ve iktidarlar kadınları baskı altına almak için ayetin anlamını tahrif etmişler. Çok ayıp! Hımardan Soutiens HHH Gorge’a (*) ‘Soutiensgorge’ nedir ya da Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Nur suresi 31. ayetiyle ilgili tefsirinde şöyle bir bölüm var: “İslam öncesinde kadınların ‘baş, boyun, gerdan ve kısmen göğüsü’ açık bırakmaları âdet olduğu halde bu yerlerin kapatılmasının emredilmiş bulunmasıdır; yani hâkim örf, iffeti korumak bakımından uygun bulunmamış ve değiştirilmiştir.” Diyanet İşleri Başkanlığı’nın tefsirinde çok ayıplı bir tahrif ve yalan var: İslam öncesi dönemde Arap kadınların boyun, gerdan ve göğüsleri açıktı ama coğrafi bölge ve iklim koşulları nedeniyle başları “hımar” adı verilen örtüyle zaten kapalıydı. Geleneksel hımarın İslam dininin bir buyruğu olması gerçekdışıdır, tahrif ve kuyruklu yalandır! Ben bu yalanı bozmaya çalışıyorum. Kadınların başını örtmesi Kuran kaynaklı değildir, siyasal İslamcı bir dayatmadır. Türban, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletini yıkmanın aracı olarak kullanılmaktadır. Öyle ki AKP kendi saflarında olmayan türbanlıyı düşman saymaktadır. HHH Bu konuda epeyce hadis ve rivayet var. Bunlardan aklıma en yatanını bilginize sunuyorum: İbni Kesir, Mukatil bin Hayyan’dan, o da Cabir bin Abdullah elEnsari’den rivayet eder: “Esma binti Mirsed’in Beni Harise mevkiinde bir hurmalığı vardı. Kadınlar oraya etek giymeden, göğüsleri, saçları ve ayaklarındaki halhalları açık olarak giderlerdi. Esma ‘Bu görünüşünüz ne kadar çirkindir’ derdi. Bunun üzerine, ‘Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) sakınsınlar...’ (Nur suresi / 31. ayet) ayeti nazil oldu.” ‘ikizlere takke’nin tarihçesi: Günümüzde sutyen, kadınların göğüslerini örtmek, desteklemek ve kaldırmak için kullandıkları bir giyecektir. Artık Müslüman kadınların göğüslerini örtmek için hımara gereksinimleri yoktur. Genelde iç çamaşırı sayılan temel bir giyecektir. 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başında geliştirilerek korsenin yerini almıştır. Dünyanın hemen her yerinde üst vücut parçası için en yaygın kullanılan iç çamaşırıdır. Sutyen, günlük işler sırasında göğüsleri biçimlendirmek ve desteklemek için kullanılır. Spor sutyeni gibi özel sutyenler egzersiz sırasında fazladan destek sağlamak amacı ile tasarlanmıştır. Kimi kullanıcılar sutyen kullanmanın göğüsleri ilerki yaşamda sarkmadan koruyacağına inanmaktadır. HHH Mısır Panislamistlerinin (Müslüman Kardeşler’in) izleyicisi ve taklitçisi olan Türkiye siyasal İslamcıları, Kuran ayetini tahrif ve tahrip ederek propaganda malzemesi yaptılar. İlk örneği 1950 yılında ortaya çıkan siyasal türbanı, karşıdevrimci İslami İrtica’dan ayrı düşünmek mümkün değil. AKP’nin bunun sayesinde iktidara gelmiş olduğu toplumsal bir gerçek ama onun sayesinde iktidarda kalması mümkün değil artık. Önümüzdeki yıllarda AKP iktidardan düşse, siyasal etkisi sönümlense bile kadınların bir bölümü, sayıları azalsa da türban takmayı sürdürecekler. Dahası birkaç on yıl içinde siyasal anlamını, mürteci simgeselliğini yitirecek ve bazı kadınların giyim malzemesi olarak kalacak. Bu arada, meğer türbanın da aklı ve vicdanı varmış, ama bunlar, AKP Başkanı Erdoğan’a göre “konu mankeni” HHH imiş. Türban da mutasyona uğra“Hımar” adı verilen örtü İslam öncesinde Arabistan’da yaşayan putperest, Musevi ve Hıristiyan yabilirmiş, koyun da kurdu kovalayabilirmiş!.. HHH erkek ve kadınların başlarından Şair, filozof ve İslam âlimi Adoaşağı sarkan geleneksel bir örtü nis (Ali Ahmad Esber) yeni yıdür. İslamı kabul eden bölge in lı kutlamak için telefon etti. Kutsanlarının zaten başındadır bu ör lama faslından sonra hımarın botü. O olmasa başlarına güneş ge yutlarını sordum. Geleneksel hıçer; ağızlarına, burunlarına, göz marın İslamdan yüzlerce yıl önce lerine, kulaklarına kum ve toz do de Arapların başında gezindiğini, lar. Eni ve boyu en azından 150 değişik boyda olduğunu ve salıncm. kadardır. İslam gelince, gö dığı zaman omuzdan aşağı indiğüs bölgesi çıplak olan kadınğini söyledi. Son cümlesi şu olların buralarını hımarla örtmeleri du: “İslamdan önce Arap kadınlabuyrulmuş. O örtü zaten kadınla rı özgürdü.” rın başlarındadır. Söz konusu Nur suresi 31. ayet kadınların göğüs(*) Sutıyengorj = Sutyen
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle