02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 8 OCAK 2021 CUMA l Murat Sayın YÜKSEK YERİLİM HATTI / Erdinç UTKU Boğaziçi Üniversitesi’nin logosu kelepçe, adı da Albusfur Medresesi olsun! H Elektrik, doğalgaz, köprü, pasaport, ehliyet.... 2021’e zamla girdik. ZAMan tüneli! H Türkiye’de 7.7 milyon emekli açlık sınırı altında yaşıyor. “Açlıktan emeklilik” uygulamasına geçilsin hemen... H İmamoğlu “Su kesintisi yaşanmayacak” diyor ama biz yine de hazırlıklı olalım: İstanbul’u dinliyorum musluklarım kapalı. Önce bir tıs sesi geliyor hafiften... H Alkollü içkilere yüzde 17 ÖTV zammı! N’olacak, kafayı çekip “N’olacak bu memleketin hali!” demenin daha da zorlaştığı, bu memleketin hali! H Ülkemiz demokrasi sınavından geçiyor. Sorular demokrasi yerine din bilgisinden ve bir grup tarafından önceden çalınmış H Asgari yolsuzluk ve hırsızlık rakamları da açıklansın hemen! Resmi alt sınırları bilmek vatandaşın hakkı! H 12 Eylül darbesini yapan beş komutana “beşibiryerde” deniyordu. Şimdi de ekonomiye yolsuzluk darbesi yapan AKP’nin 5 şirketli ihale çetesi var. Yine beşibiryerde! HÜSREV BEY’İN GÜNLÜĞÜ / Günhan AYDIN Alice uyanmak istemiyordu l Murteza Albayrak l Mehmet Selçuk l Cemalettin Güzeloğlu l Kürşat Coşgun l Burak Ergin CUK Günel ALTINTAŞ Boğaziçi Üniversitesine rektör atanmasını anlayabilmek için, Katar’ın Saray’a kayyum atadığını hayal etmek gerekir. H Kütüphane Cemaatleri (!)nin çoğalması için kitap okumanın ibadet sayılması gerekir. H Biz imam hatip okullarının imam yetiştirdiğini sanıyorduk. Meğer ekonomist yetiştiriyorlarmış. Bunu, ülkemizin yarım trilyona varan dolar borcundan anlıyoruz. H Ben idama azbuçuk karşıyımdır, ama kadın katillerinin derilerinin yüzülmesine hayır demem. H İsrafın adını itibar koymuşlar; onun için tasarruf etmiyorlar! 5 OCAK: “Kim takar ki sizi” dedi Alice, “bir dizi iskambil kâğıdından başka bir şey değilsiniz.” Lewis Carroll ALICE’İN HARİKALAR DİYARINDAKİ MACERALARI 7 OCAK: Erkenden uyandım. Hep merak etmişimdir, neden uyanır insan... Sessizliğin içinde, rakı beyazı bulutun içinde, zamansızlığın ve gölgesizliğin içinde, uysal kıpırtılarında suyun tembel bir kayık gibi aldırışsız kalabilseydim biraz daha keşke, yani ninemin avuçlarında, uykumun içinde. “Uyandım. Uyanıyorum. Zihnin oyunu bitti. Şimdi kendi kapımdayım. Biraz sonra içeriye, oradan dünyaya gireceğim.” Böyle başlıyordu Aydaki Kadın. Açılışından başka tek bir hayal olsun kalmamış aklımda Aydaki Kadın’dan. Gerisin geri fırlatıldığımız masal bahçeleri, emsali görülmemiş hayvanlar, envai çeşit bitkiler, yılankavi tüneller, bilinmez ki nereye inen tırmanan merdivenler... Birazdan dünyaya gireceğim. Dünyadan Çıkış Yolları’nı yazmıştı Sami Baydar. “Dünya Bana Aynısını Anlatacak.” Deniz Bilgin’e adamış. Deniz Bilgin ya da Alice’in Harikalar Diyarındaki Maceraları. ‘Ama nerede yalnız bir adam görsem’ uykuyla uyanıklık arasında, o eşikte... “Ey insanlar, göklerin ve yerin sınırlarını aşıp öteye geçebilirseniz hadi geçin! Ama geçemezsiniz...” Rahman suresinin 33. ayetini hatırlatmıştı, talihsiz mucit Roket Nuri. Ne güzel olurdu birazcık daha kalsaydı aklımda Aydaki Kadın fakat, uyanıyorsun, zihnin oyunu bitti. 8 OCAK: Roket Nuri ve Mikrop Rıza ile peynirli poğaçalarımızı yiyip çaylarımızı içtikten sonra üç de simit alıp kuğulara paylaştırdık. “Şu serçeler ne kadar atak, güvercinlerin önünden kapıyorlar kırıntıları, güvercinlere de simit alalım mı” dedi Mikrop, “Boşver” dedi Roket, “Her yer güvercin, önünü alamayız...” Güvercinler tanıyorlar, hatırlıyorlar insanları, Oktay Rifat’ın anlattığı San Marco’daki o güvercin sanki; her sabah arkadaşlarından ayrılıp yanıma geliyordu içlerinden biri. Sonra bir sabah içim ferah seyretmiştim uçuşunu. “Roket haklı” dedim, “ama keşke bize de küçük meyhaneler, cam kenarları paylaştırsalar ... cama çarpan yağmur, buğusu masada... bize de alaturka bir kırıntı düşse, bir duble daha, sonra kalkarız...” Alice uyanmak istemiyordu, “Uyan Alice’çiğim, ne kadar çok uyudun.” “Öyle tuhaf bir rüya gördüm ki” diyordu Alice. Eşikteyken, tam eşikte... Buğday Sokak köşesinde Roket bizden ayrıldı. “Kestane şekeri alalım mı” diye sordu Mikrop. “Durmuyor oğlum boğazın” dedim. Alice’in Harikalar Diyarındaki Maceraları’nda Yalancı Tosbağa “Ekmek kırıntıları akar gider” diyordu. Küçük bir şarkı kırıntısı ne güzel olurdu. Masada aşinası olduğumuz buğu. l Kadir Doğruer l İsmet Lokman l Akdağ Saydut l İbrahim Tuncay l Zafer Temoçin l Ahmet Öztürklevent l Erdoğan Başol l Raşit Yakalı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle