05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR 15 31 OCAK 2021 PAZAR ! Osmanlı Mküazdea, r15üŞcurebtasti’za Resimleri Müzesi Yazarımız yıllık izninin bir bölümünü kullandığı için yazılarına bu hafta ara vermiştir. Devlet Resim Heykel Müzesi, yıllar içinde önce Mimar Sinan Üniversitesi’nde sonra da Milli Saraylar bünyesinde olduğu için Cumhurbaşkanlığı’na bağlanıp 7 yıl restore edildikten sonra yeniden açıldı. Osmanlı dönemi resimleri müzesinin içeriğinde resimleri kadar içinde yer aldığı “Veliaht Dairesi” de gezilmeyi hak ediyor. “Milli Saraylar Resim Müzesi” açıldı diye bir haber ilişti gözüme, nasıl atladık derken Milli Saraylar, en ünlüsü Rus ressam Ayvazovski ve İtalyan Zonaro, bir kısmı da bildiğimiz yaver ressamlar Şeker Ahmet Ali Paşa, Osman Nuri Paşa, Osman HamGÜVENLIK ZAYIF Halil Paşa 20. yy. Cumhurbaşkanlığı’na bağlandı ta di Bey, Hoca Ali Rıza gibi dönemin bii, Cumhuriyet gazetesini de davet edecek değiller ya, 15 Ocak’ta kendi aralarında açmışlar, ama tanıtımını da yapmamışlar. AsYAZGÜLÜ lında bu müze yeni değil, ALDOĞAN en eski haliyle bildiğimiz Devlet Resim Heykel Müzesi. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ne bağlı iken binası da eskimiş, bakımsız kalmış, kapanmış, hatırlarsanız resimleri kayboldu deünlü Osmanlı ressamları. 19. ve 20. yüzyılda yaşamış ressamların eserlerinden anlaşıldığı kadarıyla Osmanlı sultanlarının o dönemde resme karşı bir tavırları ve alerjileri yok. Hatta soyağacı kütükleri, padişah resimleri, özellikle poz verilip yaptırılmış portreler, (ki çoğu Topkapı Sarayı’ndan getirtilmiş) Batı ve Rus saraylarında gördüklerimi aratmıyor. Padişahların hemen hepsinin portreleri var. Bunları daha önce Topkapı Sarayı’nda görOrtalıkta dolaşan görevliler sadece güvenlikçi, fotoğraf çekilmesi yasak, bunu denetliyorlar. Bu arada Covid konusunda yeterli önlemin alınmamış olduğunu da söylemeliyim. İstiklal Caddesi’nde alışveriş yapmaya kalkın, her dükkâna girişinde ateşiniz ölçülüyor. Müzeye girişte galoş giyiyorsunuz ama İBB otobüsüne binerken sorulan HES kodunu ya da dükkâna girerken ölçülen ateşinizi kimse merak etmiyor! Ev hanımı titizliğinde aman halılar kirlenmesin, yüzlerce kişinin gezeceği yere halı döşeme fikri kimden çıktıysa? Resimler hakkında bilgi almak için elektronik rehberlik sistemi uygulandığını ise sonradan öğreniyorum, kimsede yoktu, belki de Covid yüzünden elden ele dolaşmasın diye kaldırdılar. Broşür yetersiz. Kitap varmış, onu da görmedim. Benim anlattıklarımla yetineceksiniz! Aklınızda olsun, pazartesi hariç 09.0016.00 arası gezebilir, çıkışta deniz manzaralı kafede oturup çeşitli çayların tadına bakabilirsiniz, güzel havalarda bahçesi de çok keyifli olacaktır. Ne de olsa saraydasınız! dikoduları da dolaşmıştı. Sonra Ab müş olmalıyım, tanıdık geliyor. Midullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı’nda yeniden toparlanıp açılmış, resim koleksiyonu bir süre Dolmabahçe Sarayı’nda sergilenmiş, sonra eserler bir antrepoya taşınmış, beklemiş. 2014’ten bu yana Dolmabahçe Sarayı bahçesindeki “Veliaht Dairesi”nin bir bölümünü 7 yıl süren çok ayrıntılı bir restorasyon süreci sonunda çağdaş bir müze tasarımıyla hazırlayıp “Cumhurbaşkanı’nın teşrifleriyle” açmışlar! “Şahsımın Müzesi” ya, kapıdaki görevlinin söylemesiyle Sayın Cumhurbaşkanı, “Herkes görsün diye 15 Şubat’a kadar da ücretsiz olsun” demiş. Okullar da yarıyıl tatilindeyken Osmanlı dönemi ve resimleri hakkında bilgi edinmeleri için çocuklarımar Sinan Üniversitesi kendi koleksiyonundaki bazı tabloları da haklı olarak yeni açılacak müzesi için geri almış. Dolayısıyla buraya neredeyse sadece Osmanlı saray resimleri kalmış. Ayvazovski Salonu En çok etkilendiğim salonun İstanbul âşığı, sık sık şehrimize gelmiş ve kalmış ünlü Rus ressamın adını alan Ayvazovski Salonu (eski Tören Salonu) olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Ressamın denize olan sevgisi, İstanbul Boğazı ve deniz manzaralarında iyice belirginleşiyor. Devasa boyutlu tablolarından görmeye değer ciddi bir koleksiyon sergileniyor. Bu nedenle müzenin Rus müşterileri de çok. Osmanlı saray yaşamını gösteren tabloların da sosyolojik önemi var. Hele biri çok etkileyici; sultanlardan birinin tahttan indirilme sahnesi: Beş bürokratın önünde hayli düşünceli bir yüz ifadesiyle dinliyor yüzüne karşı okunan fermanı. Bu resim bir fotoğraftan bakılarak yapılmış. Fatih Sultan Mehmet tabloları Sultanların veliahtlarına resim dersi aldırdıkları, atölyeler açtırdıkları ve hatta bazılarını Batı’ya yolladıklarını da görüyoruz. Onun dışında ressamların çoğu asker kökenli, Harbiye’den çıkma. Şaşırtıcı değil, o dönem, Batı’da da resim sanatı askerlerin elinde. Fotoğraf olmadığı dönemde harita subaylığı ve askeri bilgi için kullanılmış. Dolayısıyla savaş resimleri de hayli yaygın. Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethine özel bir bölüm ayrılmış. Kadırgaların Haliç’e nasıl geçtikleri sahnesi çok etkileyici. Zonaro imzalı. Ressamın bir başka çok ünlü resmi de yine Fatih Sultan Mehmet’in tarih kitaplarından ezbere bildiğimiz iki portresi, ki biri gül kokladığı. Koleksiyoner Sultan Sultan Abdülaziz döneminde Paris’teki Goupil Galerisi’nden bol bol resim alınmış. Çoğunlukla natürmort ve manzara resimleri. Böylece ilk nızı da götürebilirsiniz, gerçi çok koleksiyoner Abdülaziz olmuş. fazla değil ama resimlere konu olSultanlar dışında Mustafa Kemuş saraylı kadınların kılık kıyamal Atatürk’ün de büyük boy bir fetleri, sergiyi gezen kadınların resmi yer alıyor. Evet, Türkiye kılık kıyafetleriyle karşılaştırılaCumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşmayacak kadar Batılı. Başka mükanı olarak, neyse ki unutulmaze ve sergilerde hiç rastlamadığım mış, koridorun bir kenarına yerleşsiyah çarşaflı genç kadınlar bitiriliverilmiş bir tek resimle de olsa le gördüm gezenler arasında; işin içinde saray ve Osmanlı olunca izleyicisi de farklılaşıyor. anılmış. Keşke bu kadar belli edilmeseydi Atatürk alerjisi, özel bir odada sergilenseydi, tek de olsa, o O dönemin eserleri “Tematik bütünlük içinde 11 bölümden oluştuğu” belirtilen müze, iki kat üzerine değişik salonlarda sergilenen 500’ü aşkın yağlıboya resimlerden oluşuyor. Bu resimlerin bir kısmı anonim, yani ressamı belirsiz, bir kısmı İstanbul hayranı ve saraya beğendirip tablo satmak isteyen oryantalist yabancıların, ki içlerinde Binadaki en büyük resim ise bir av sahnesi, Fransız ressam FelixAuguste Clement’in “Çölde Av” resmi, büyük salonlardan birinin bir duvarını boydan boya kaplıyor. Kanlar içinde bir karacayı yırtıcı kuşlar parçalarken av köpekleri dinlenmede. güzelim resmi! Binanın tavan süslemeleri ise inanılmaz! Herhalde 7 yıl bunun için geçti, altın varaklar, desenler, o kadar süslü ki gezerken uzunca bir süreyi de sadece tavanlara ve kristal avizelere bakmak için ayırmalı. Bu arada sallanırsanız deprem oldu zannetmeyin, bina neden bilmem, arada bayağı sallanıyor! Görevlilere sordum, ahşap diye dediler... Dijital platformlarda 10’ar dakikalık dizi dönemi! Pandemi ile dijital platformun ağırlığı kendini iyice hissettiriyor. Bu platformlardan Gain’in konuşulan ve uyarlama olmayan yapımlarından mini dizi “Terapist”i büyütecimize aldık. Zeynep Dadak’ın yönetmenliğindeki filmin senaryo KONUK ekibi, O.F.İ.SOrtak Fikir SaYAZAR natElçin E. Karaahmet, SüEMEL SEÇEN leyman Karahmet, Özgür Yamacı ve Derya Debrişan’dan oluşuyor. Önemli karakterleri ise Muhammet Uzuner, Murat Kılıç, Zeynep Camcı, Çağdaş Onur Öztürk, Dolunay Soysert ve İlayda Alişan canlandırıyor. Richard Schenkman’in yönettiği Man from Earth/Dünyalı türü Terapist’in de büyük çoğunluğu tek plan ve tek kamerayla tiyatral çekilmiş. Ve yine örneğine ABD yapımı Monk (TR’de Galip Derviş adıyla uyarlanmıştır) gibi dizilerde de rastlayacağınız, toplu terapi seansındaki danışanlarından birinin işlediği cinayeti, psikiyatristin, “flasback”ler ve beyin fırtınası ile çözme çabası işlenmiş. Sıra dışı karakterler Zeynep Camcı’nın doğallığı, Dolunay Soysert’in ağdalı oyunculuğu gibi her bir oyuncu temiz iş çıkarmış. Ve film, bu güçlü oyunculukların lokomotifinde, sıra dışı karakterlerin yakası açılmadık sırlarıyla ilerliyor. Her ne kadar Terapist, uyarlama bir film değilse de ABD filmlerinden fazlaca etkilenmiş(!). Çağdaş Onur Öztürk’ün canlandırdığı ve terapiste danışanlardan, doktor karakterinin “Annem de içiyor, sabahtan ona içki alıyor, onu evin bir köşesinde sızmış buluyordum” betimlemesini, memleketimdeki annelere uyarlarken zorlandım! Altını bezleyen iş insanı karakteri gibi (Murat Kılıç), kamyon şoförlerine otostop çekerek onlarla seks yapma fantezisini anlatan üniversite öğrencisi (İlayda Alişan), Türkiye’de yapılacak olası bir toplu terapi için fazlaca cesur. Belki de filmin büyüsü, cinayeti aydınlatmaya çalışırken her biri birbirinden ilginç karakterlerin yakası açılmadık, yok artık dedirten öykülerinde gizli. Bakanlıktan sinema salonlarına destek Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada 74 ildeki 159 sinema salonuna 15.9 milyon lira destek sağlanacağı belirtildi. Destek, koronavirüs salgını nedeniyle kapılarını kapatmak zorunda kalan sinema salonu işletmecilerine “Yerli Film Gösterim Desteği” kapsamında verilecek. Destekten, başvuru yapılan tüm illerdeki sinema salonu işletmecilerinin faydalanacağı açıklandı. Bu desteği alan sinema salonlarının listesi, Sinema Genel Müdürlüğü’nün “https://sinema.ktb.gov.tr/TR281515/20211sayilisinemadesteklemekurulukarariaciklandi. html” internet adresinde yayımlandı. l Cumhuriyet / Ankara Barış Manço anısına çevrimiçi konser Barış Manço, ölümünün 22. yılında pandemi nedeniyle her yıl olduğundan farklı anılacak. Manço, Moda 81300 adresi ile hafızalara kazınan kendi evinde, kendi piyanosu ve silikondan yapılan heykelinin yanı başında düzenlenen çevrimiçi bir konserle seyirci ile buluşacak. Konser, yarın (1 Şubat) saat 17.00’de Kadıköy Belediyesi’nin YouTube, Facebook ve Twitter hesaplarından yayımlanacak. Barış Manço’nun kendi piyanosunda Kurtalan Ekspres’in üyesi olan ve Barış Manço’nun Mançoloji albümünün de aranjörlüğünü üstlenen Eser Taşkıran yer alıyor. Barış Manço’nun her ölüm yıldönümünde ziyaretçi akınına uğrayan ve bu yıl pandemi nedeniyle ziyarete kapalı olan evi ise http://www.barismanco.kadikoy. bel.tr adresinden sunulan sanal turla dijital ortamda gezilebilecek. Anılar, unutulmaktan kurtarılanlardır. Bu amaçla yola çıkan Kurman Adiloğlu, Jandarma, Komando ve mesleğinin ilerleyen dönemlerinde Jandarma Pilot olarak görev yapan bir Türk subayı… Böyle olunca muazzam bir tecrübe birikimi ve anılarla dolu bir yaşam karşımıza çıkıyor. Kendisi “Kaf Dağı’ndan Hakkâri’ye” adlı kitabında anılarını ve başından geçenleri siz okuyucularımızla paylaşıyor. İyi de yapıyor, kısaca anılarını unutulmaktan kurtarıyor… Asia Minor ‘Points of Libration’ (Rainbow45 Records) [email protected] Kent Ozanları 1 (Ada Müzik) 18 Kesinlikle azımsanacak bir durum değil elbette; ancak Asia Minor topluluğunun asıl büyük ehemmiyet arz eden tarafı 41 yıl aradan sonra albüm çıkarmış olması değil, 41 yıl sonra çıkan albümde sahip oldukları, bağlandıkları müzik tarzına duydukları yüksek sadakat. Pekâlâ onlar da moda sound’lara, anlayışlara ayak uydurmaya yeltenebilirlerdi, pekâlâ onlar da güncel teknolojik dokunuşlarda bulunabilirdi. Ancak tercihlerinin halen o geri gelmeyecek güzel günlerden yana oluşu; işta Asia Minor’ün yeni albümü “Points of Libration”u kıymetli yapan şeylerin başında bu var. Yılların birikiminin meyvesi olan üçüncü stüdyo albümünde ilk kadrodan iki kişi var: Gitar ve vokalde Setrak Bakırel, flüt ve gitarda Eril Tekeli. Basçı Evelyne Kandel, klavyeci Micha Rousseau ve davulcu Julien Tekeyan sonraki elemanlar. Asia Minor, bu tarzın zirvede olduğu günlerdeki kadar güçlü armoniler ve ritimler yazabiliyor; içinde kendinizi Alice’in harikalar diyarında gibi hissedeceğiniz fantastik atmosferler oluşturabiliyor halen. Birileri demode bulabilir, İngilizcelerini yadırgayabilir; kulak asmayın, kulağınızdan içeri giren sesleri muhatap alın, sahip çıkın... Albüm iyi bir grafikle, çift kapak ve 180 gr. olarak plak formatında yayımlandı. “Kent Ozanları 1” adını taşıyan derleme albüm 1997 yılında yayımlandığı zaman şüphesiz dönemin ve dönem gençliğinin ruhunu yakalayan en güzel çalışmalardan biriydi. Gerek yıllarını müziğe vermiş emektarlar, gerek adı ilk kez duyulan genç müzisyenler olsun; burada yer alan 15 şarkının sahibinin ortak duruşu, albümün konseptini kapı gibi ayakta tutan taşıyıcı kolonlardı. Albüm adını doksanlı yıllarda Eko TV’de yayımlanan, Güven Erkin Erkal tarafından sunulan bir müzik programından almış, program ise adını Mutlu Tönbekici’nin Bulutsuzluk Özlemi ile yaptığı bir röportajdan esinlenmişti. Bu kült albüm, yerli rock topluluklarının patlama yaptığı günlere denk gelmiş; bu da bilhassa dönemin ifadesi güçlü genç müzisyenlerini, keşifçi dinleyicilerle buluşturmuştu. Kapaktaki Ara Güler’in bir sonbahar günü çekilmiş Tarlabaşı yıkımını anlatan ünlü fotoğrafı ile müziklerin içeriği de bire bir örtüşmüştü. “Kent Ozanları 1” o esnada öğrenciliğini yapmakta bulunan bir kuşak için çok ayrı bir yere sahip olmuş, ancak birtakım aksiliklerden dolayı maalesef serinin devamı gelmemişti. “Kent Ozanları 1”, 23 yılın ardından şimdi ilk kez plak formatında basıldı. Çift plak, açılır kapak ve 180 gram olarak. 20 TEK KİTAP ÇAĞHAN UYAR ALTAN ABİ İBRAHİM GÜNDÜZ ALTIN ÖLÜM PROF. DR. CİHAN DURA TÜRKİYE’YE BATI SALDIRISI N. ERHAN PATIR MAVİ BEREM 55 3 ÇOCUK KİTABI SERRA MENEKAY ADINI ARAYAN ÇOCUK 1 SERRA MENEKAY ADINI ARAYAN ÇOCUK 2 HALİL AÇIKGÖZ UMAY ve PEGASUS www.galeatiyayinevi.com galeatiyayincilik gletiyayincilik galeati2017
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle