02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 29 OCAK 2021 CUMA HABER Hakkındaki FETÖ soruşturması takipsizlikle sonuçlanan Mustafa Beldağ’ın ‘korunduğu’ iddia edildi Kendi projesine inanmak Koronaya yakalanmış, talihsiz vatandaş bir soluk, aylık geliriyle artık sürünme olanağını dahi yakalayamayan emekçi, pazar artığı çürükler içinden, kimseye çaktırmadan alıp evine götüreceği sebze meyve kalıntısı, iki üniversite bitirmiş biçare genç, kendini geçindirecek değil, ancak süründürebilecek iş, egemenin hışmına uğramış aydın bir tutam adalet, artık bunalan yurttaş bir nefes özgürlük derdindeyken, AKP’nin uyanık Tekirdağ İl Başkanı Mestan Özcan bir elinde Tekirdağ Süleyman Paşa Anadolu Lisesi öğrencilerinin karneleri, bir elinde hediye paketleri kapı kapı dolaşıyor. Yanındaki müzik kutusundan bangır bangır bir “hizmete devam ediyoruz!” şarkısı taşan Mestan Özcan bu görüntüsüyle önce sosyal medyadan sonra ulusal TV kanallarından tebessüm ediyor. Kamuoyu olaya tepki gösteriyor. Birleşik Kamuİş Sendikası ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu, öğrencilerin kişisel bilgilerini üçüncü kişilere verdiği gerekçesiyle Süleyman Paşa İmam Hatip Lisesi Müdürü Abdullah Şenol hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunuyor. HHH 2012 Türkiyesi’nde kimilerine bu olaya gösterilen tepkinin gerekçesini anlatmak zor. Ne olmuş yani! Süleyman Paşa İmam Hatip Lisesi devlet, AKP Tekirdağ İl Başkanlığı da devlet, devletin Tekirdağ bölümü. Şimdi bilgiyi isteyen devlet, veren devlet, bu hariçten gazelcilere ne oluyor, değil mi efendim? Şaka bir yana, AKP’nin MEB aracılığıyla öğretmeni imamlaştırma, imam hatipler aracılığıyla laik eğitimi şeriatçılaştırma projesine nasıl bel bağladığını herkes biliyor. Aydınlanmacı laik Cumhuriyeti ortadan kaldırmak isteyenlerin formülü basit: Okulun yerine medreseyi, öğretmenin yerine imamı ikame ederek laik Cumhuriyetin sonunu ilan etmek. Cumhuriyette de bunun tersi olmuştu. Her devrimci hareket düzeninin yeni insanını, kurumlarını oluşturmak, kavramlarını olgunlaştırmak için girişimleri olur. Rönesansı ve geç, eksik, kısıntılı yaşamış bir toplumun genç Cumhuriyeti, Sanayi Devrimi’ni tüm sonuçlarıyla ıskalamış olmak gibi yapısal eksiklerini aydınlanmacı yeni insanı yaratmaya öncelik vererek aşmayı düşünmüş ve bunu yaşama geçirmek üzere kolları sıvamıştı. Türkiye’nin, laik eğitimin yetiştirdiği üretken aydınlanmacı her yeni insanı bir Cumhuriyet projesi olarak yaşamda yerini almıştır. Cumhuriyetin karşıtları da bu gelişmeyi doğru okumuş ve biat kültürü temeline dayalı kendi karşı projelerini oluşturmuş ve aydınlanmacı projenin ürünleriyle kendi ürünlerinin kapışmasında imamdan yana saf tutmuşlardır. HHH Türkiye, her ikisi de Milli Eğitim örgütü içinde filizlenmiş bu iki karşıt projenin çatışma alanıdır şu anda. Bunlardan hangisinin kazanacağını söylemek şu an için güç görünüyor. Özellikle, aydınlanma karşıtlarının başlangıçta düşlenmesi bile düşünülemeyen son zamanlardaki başarıları öngörüde bulunmayı zorlaştıran bir etkendir. Bu amansız kapışmayı izlerken, gözden uzak tutmamamız gereken husus Cumhuriyetin aydınlanmacı öncülerinin, zamanında çocuklarını kendi kurup geliştirmekte oldukları laik eğitim kurumlarına göndererek kendi projelerine inandıklarını ortaya koymalarına karşılık, karşıtlarının şimdi kendi çocuklarını kendi eğitim sistemlerinin okullarının hiçbirine göndermemeye özen gösterirken, kendi projelerine kendilerinin bile inanmadıklarını kanıtlamış olmalarıdır. Bu alanda, bilim adamı olan oğlunu, ilkokuldan üniversiteye laik aydınlanmacı Cumhuriyetnin öz kurumlarına göndermiş olan İnönü, kendi projesine inandığı için böyle davranıyordu. Şimdilerde, çocuklarını kendi projelerinin ürünü imam hatiplere gönderen bir iktidar mensubu örneği gösterebilir misiniz? Burcu Körsal Meclis’te hırkalı, mumlu zam protestosu CHP Afyonkarahisar Milletvekili Burcu Körsal, elektriğe ve doğalgaza gelen zamları Meclis’te hırka giyerek ve kürsüye mum koyarak protesto etti. TBMM Genel Kurulu’nda Köksal, son 3 yılda elektriğe yüzde 70, doğalgaza yüzde 80 zam yapıldığını belirterek, “Cengiz İnşaat’ın 422 milyon dolarlık vergi borcunu sildiniz ama esnafın gözünün yaşına bakmadınız. Elektrik dağıtım şirketlerine bile esnafa verilen desteğin otuz bir katı kaynak ayırdınız. Vatandaş 100 liralık elektrik tükettiğinde 191 lira ödüyor” dedi. CHP’li Utku Çakırözer ise partili rektörleri eleştirerek “Bilim üretemiyor olmamızın bir nedeni, üniversitelere atanan, bilimden uzak, partili rektörlerdir. Uluslararası yayını olmayan rektör sayısı 68, yayınlarına hiçbir atıf yapılmayan rektör sayısı ise 71” ifadelerini kullandı. l ANKARA/CUMHURİYET Adliyeyi karıştıran iddia FETÖ soruşturmasın kapsamında hakkında “gizli tanık” ifadesi bulunan Ordulu iş insanı Mustafa Beldağ’ın dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili tarafından “korunduğu” iddiaları soru işaretlerine neden oldu. Gizli tanığın araştırılmasını istediği iddiaların üzerine gidilmediği ve soruşturmanın kapatıldığı ileri sürüldü. “Korunduğu” iddialarını reddeden Mustafa Beldağ, “İrfan Fidan benim SEYHAN AVŞAR ortaokul yıllarından beri arkadaşımdır. İrfan Fidan, beni 1725 Aralık sonrası arayarak FETÖ’nün bir terör örgütü olduğu konusunda uyardı” dedi. Mustafa Beldağ hakkında takipsizlik kararını veren savcının, “Bazı pislikleri temizledim” dediği iddia edildi. İrfan Fidan ise sorularımızı yanıtlamadı. Öz’ün sağ kolu FETÖ firarisi dönemin özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz’ün sağ kolu olduğu, işadamlarıyla tanışmasını sağladığı ve yurtdışına çıkmasına yardımcı olduğu belirtilen Aytaç Ocaklı, “Sultan” ismi ile gizli tanık yapıldı. Ocaklı, ifadelerinde işadamlarının, polis ve yargı mensuplarının yurtdışı bağlantılarını anlattı. Bu ifadeler daha sonra birçok gazetede haberleştirildi. Aytaç Ocaklı, 16 Mart 2016 tarihinde ek bir ifade daha vermek isteFirari FETÖ savcısı Zekeriya Öz’ün bir dönem yakınında bulunan daha sonra “Sultan” ismiyle gizli tanık olan firari Aytaç Ocak’ın iddialarının üzerine gidilmediği ortaya çıktı. CEVAPSIZ KALAN SORULAR l Mustafa Beldağ hakkında soruşturma açılması için neden gizli tanık ifadesinin üzerinden 2 yıl geçmesi beklendi? l Aytaç Ocaklı’nın ifadesine itibar edilmediyse Ocaklı’nın ifadesiyle bugüne kadar kaç kişiye soruşturma açıldı ya da kaç soruşturma davaya dönüştü? l Beldağ hakkındaki takipsizlik belgesinde soruşturmanın 2018’de açıldığı belirtiliyor. Takipsizlik kararı ise Temmuz 2018’de verilmiş. Bu kadar önemli bir soruşturma nasıl bu kadar çabuk sonuçlandırıldı? l Aytaç Ocaklı gibi bir isim nasıl oldu da firar edebildi? diğini belirtti. İfadesinde, “İlk ifadem nından 2 yıl sonra 2018 yılında, “Silahde siz görevlilere Öner Ocak ve Musta lı terör örgütüne üye olma” suçundan fa Beldağ isimli örgüt yöneticilerinden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca bahsettim. Eksik bilgi kalmaması açı soruşturma açıldı. Ancak kısa bir süsından bazı öğrendiklerimden bahset re sonra şu an halen İstanbul Cumhumek istiyorum. Mustafa Beldağ himmet riyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçparalarının koordinasyonunun yanı sı lar Bürosu’nda görevli bir savcı tarafınra eski SSBC yapısındaki ülkelerde bu dan Beldağ hakkında takipsizlik kararalardaki toplantılarda ve sohbetlerde rı verildi. Takipsizlik kararında gizli takendinin okul ve gençlik arkadaşı olan nık “Sultan” mahlaslı şahsın “FETÖ/ İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndaki PYD lehine ikili oynadığı anlaşılınca bir başsavcı vekilinin olduğunu, kendi yurtdışına kaçan Aytaç Ocaklı olduğu siyle ilgili dosyalara bu suretle ulaştı ve ifadesine itibar edilemeyeceği” belirğını, başına bir şey gelirse de bu şahıs tildi. Beldağ’ın ise 1725 Aralık operastarafından kollanacağını söylemektey yonlarından önce FETÖ’nün çatı yönetidi. Bu hususun siz tarafından araştırıl minde olan iki isimle bir kez görüştüğü masını istiyorum” dedi. Ocaklı’nın ifa öne sürüldü. desinde Mustafa Beldağ’ı koruduğu iddia edilen başsavcı vekili araştırılmadı. ‘Temizledim!’ Beldağ hakkında ise gizli tanık beyaBeldağ hakkında takipsizlik kararını veren savcının, “Bazı pislikleri temizledim” diyerek koltuk beklentisini dile getirdiği ileri sürülürken, söz konusu savcının “baskıya uğradığı” da ileri sürüldü. ‘Beni uyardı’ İddialara ilişkin Cumhuriyet’e konuşan Beldağ ise “1725 Aralık öncesi ülkenin yüzde 80’inin FETÖ ile bağlantısı bulunmaktaydı. İrfan Fidan benim ortaokul yıllarından beri arkadaşımdır. Fidan, beni 1725 Aralık sonrası arayarak FETÖ’nün bir terör örgütü olduğu konusunda uyardı. Sadece beni değil, birçok kişiyi uyardı. Zaten hakkımdaki takipsizlik kararını okuduysanız Fidan’ın beni koruması gereken bir husus yok. Hakkımda ifade veren Sultan kod adlı kişiyi tanımam. Ama bu insanın Ukranya’da ticaret yapan FETÖ’cü olmayan ya da yollarını ayıran insanlar hakkında beyanlarda bulunduğunu duydum” dedi. Gizli tanığın ifade verdiği 16 Mart 2016 tarihinde Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu’ndan sorumlu başsavcı vekili olarak görev yapan İrfan Fidan, 26 Temmuz 2016 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’na getirilmişti. HSK Genel Kurulu tarafından 27 Kasım 2020’de Yargıtay üyeliğine seçilen Fidan, 23 Ocak’ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Anayasa Mahkemesi üyesi olmuştu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçen hakkında hazırlanan iddianame kabul edildi Kitapçıktan ‘fiili saldırı’ çıkardılar ‘TÜRBE’ OPERASYONLA ENGELLENDİ IĞNELI FIRÇA ZAFER TEMOÇIN Kocaeli’nde yandaşları tarafından “şeyh” olarak kabul edilen ve geçen kasım ayında yaşamını yitiren Yusuf Haşimi’nin konut arazisine defnedilen cenazesi polis operasyonuyla mezarlığa nakledildi. Kartepe ilçesinde Gülzarı Hacegan İlim, İrfan Derneği üyelerinin “şeyh” olarak kabul ettiği Yusuf Haşimi (56) geçen yıl 6 Kasım’da hayatını kaybetti. Haşimi’nin cenazesi, türbe yapılacağı gerekçesiyle dergâh adı verilen yapının karşısında bulunan konut alanına defnedildi. Şikâyet üzerine olay adli makamlara taşındı. Savcılık tarafından cenazenin bulunduğu alandan çıkarılıp mezarlığa defYusuf Haşimi nedilmesine karar verildi. Kararın ardından polis ve cenaze hizmetleri ekipleri, önceki gün akşam saatlerinde mezarın bulunduğu alana gelerek cenazeyi çıkardı. Mezarın açılıp, cenazenin taşınmasına tepki gösteren müritleri ile polis arasında arbede yaşandı. Bu sırada çok sayıda kişi gözaltına alındı. Arbade sırasında bir dernek üyesinin çektiği görüntüler sosyal medyada yayımlandı. Dernek üyesi bir kişi sosyal medyada Kartepe Belediye Başkanı Mustafa Kocaman’ın cenazenin alana gömülmesine izin verdiğini ileri sürerek “Ama şu an bizi sattılar. İzin vermedik diyorlar ama kamera görüntülerimiz var. O gün hepsi taziyemize geldiler” diyerek tepki gösterdi. Cenaze Kartepe Fatih Sultan Mehmet Mezarlığı’na nakledildi. Yusuf Haşimi’nin arazideki mezarının türbeye dönüştürülmek istendiği belirtildi. l Haber Merkezi TÜRKİYE, ROMANYA’NIN GERİSİNDE KALDI Yolsuzluk endişe verici boyutta Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün Yolpuanı alan Romanya’nın gerisinde kaldı. suzluk Algı Endeksi’nde, Uluslararası Şeffaflık Türkiye’nin son sekiz Örgütü Yönetim Kuyılda en çok gerileyen rulu üyesi ve Uluslarabeş ülke arasındaki yerası Şeffaflık Derneği ri değişmedi. Türkiye, Başkanı E. Oya Özars180 ülke arasında 86’ncı lan, “Türkiye yolsuzluksırada yer aldı. Uluslala mücadele konusunrarası Şeffaflık Derneği Başkanı E. Oya ÖzarsOya Özarslan da endişe verici durumunu koruyor. Temellan, “Türkiye yolsuzlukla li bir adım atmadığımücadele konusunda endişe verici mız sürece de böyle olmaya dedurumunu koruyor” dedi. vam edecektir. Küresel bir salgıUluslararası Şeffaflık Örgütü nı yaşadığımız bugünlerde sağlık, (Transparency International), 2020 eğitim gibi temel ihtiyaçlara gitYolsuzluk Algı Endeksi’ni açıkla mesi gereken ülke kaynaklarının dı. Türkiye geçen yıl yayımlanan korunması herkesin derdi olmaendekste, 39 puan ile 91’inci sıra lı” dedi. Yolsuzluk Algı Endeksi’nin da yer almıştı. 2020 yılı endeksin ilk sıralarında, 88’er puan alan Dade, Türkiye ile aynı puanı paylaşan nimarka ve Yeni Zelanda yer aldı. ülkeler, Trinidad ve Tobago, Do Bu iki ülkeyi 85’er puanla Finlandiğu Timor, Fas, Hindistan ve Burki ya, Singapur, İsveç ve İsviçre tana Faso oldu. Endekse göre Türki kip etti. Almanya, 2019’da olduye, AB üyesi ülkelerle karşılaştırıl ğu gibi 80 puanla sekizinci sırada dığında, 44 ile AB içinde en düşük geldi. l Haber Merkezi BELÇIKA’DA GÖREV YAPAN TÜRK İMAM, ERBAŞ’IN VAAZINI DA HATIRLATTI Eşcinsellik karşıtı mesaja sınır dışı Belçika, HouthalenHelchteren kasabasında bulunan Diyanet saj paylaştı. Adı açıklanmayan imam, seniz, örnek bir göreviniz vardır. DeDiyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın tar ğerlerimize uymak istemeyen herkes, İşleri’ne bağlı Yeşil Cami (Groen tışma konusu olan eşcinsellik karşıtı sonuçlarına katlanmak zorunda kalaMoskee) imamının, eşcinsellik kar vaazını da hatırlattı. İmam, “Eşcinsel cak” dedi. Belçika makamları, imam şıtı mesajları nedeniyle oturma iz lik kapitalizm ve demokrasi virüsüdür” hakkında, “kamu düzeni ve ulusal güni uzatılmayarak sınır dışı edilmesini yazan takipçisine de teşekkür etti. venliğe zarar verebileceği” gerekçekararlaştırdı. Flaman hükümeti, Ye Federal hükümetin İltica ve Göçten siyle soruşturma başlattı. Flaman İç şil Cami’nin ruhsatının iptal edilme Sorumlu Devlet Bakanı Sammy Mah İdaresi ve Uyum Bakanı Bart Somers si için yasal işlem başlattı. di, 3 yıldır Belçika’da olduğu belirtilen de Yeşil Cami’nin ruhsatının iptali için BBC Türkçe’de yer alan habere gö imamın oturma iznini uzatmama ka yasal işlem başlattı. re, Yeşil Cami’nin imamı, sosyal med rarı aldıklarını açıkladı. Mahdi “Top Yeşil Cami yönetiminden bir yetyadan, “eşcinselliğin hastalık olduğu lumumuza nefret ekmek için gelenle kili ise şaşkınlık yaşadıklarını belirnu, çürümeye yol açtığını ve İslam ta rin burada yeri yoktur. Bir imam ola terek yasal işlem bayatacaklarını rafından yasaklandığını” anlatan me rak Belçika’da çalışma hakkına sahip söyledi. l Haber Merkezi SEFA UYAR CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen hakkında “21 Soruda FETÖ’nün Siyasi Ayağı” kitapçığı nedeniyle hazırlanan iddianamede “cumhurbaşkanına suikast ve fiili saldırı” suçu kapsamında cezalandırılmasının istendiği ortaya çıktı. Gökçen, “Bu suçlamayla kendilerini daha da gülünç duruma düşürüyorlar” tepkisini gösterdi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 11 Şubat’ta TBMM’de yaptığı konuşmaları içeren “FETÖ’nün Siyasi Ayağı” kitapçığına, 2020’nin ekim ayında, mahkeme kararı ile basım, dağıtım ve satış yasağı getirilmiş ve kitapçığın toplatılmasına karar verilmişti. CHP Sözcüsü Faik Öztrak, 18 Ocak’ta MYK’nin en genç ve milletvekili olmayan iki isminden biri olan Gökçe Gökçen’e dava açıldığını duyurmuştu. Gökçen’e, kitapçık nedeniyle 7 ayrı suçlamayla 3 ayrı dava açıldığı öğrenildi. Bu kapsamda, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu tarafından Gökçen hakkında hazırlanan iddianamede, mağdur olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gösterildi. Ceza istenen maddelerin ise “İftira” ve “Cumhurbaşkanına suikast ve fiili saldırı” olarak belirlenmesi dikkat çekti. Söz konusu iddianamenin, Ankara 18. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildiği ancak henüz duruşma tarihi verilmediği; soruşturma sırasında ise Gökçen’in ifadesinin alınmadığı öğrenildi. 5 yıldan az olmayacak İddianamede, Gökçen’in, “kitapçık yoluyla işlenen suçlardan” yayımcı sıfatıyla sorumlu olduğu belirtildi. Kitapçıkta, “Cumhurbaşkanı’nın FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün siyasi ayağı olduğu, devleti FETÖ’ye teslim edenin Cumhurbaşkanı olduğu, Erdoğan’ın orduya kumpas kurma talimatı veren asıl kişi olduğu ve devletin namusu ve mahremi olan Kozmik Oda’nın açılması talimatını bizzat verdiği” gibi ifadelerinin yer aldığı belirtildi. Bu kapsamGökçe Gökçen da, Gökçen’in “iftira” suçunu işlediği ve iftira içeren söylemlerin Türk Ceza Kanunu (TCK) 310. maddesi ile düzenlenen “Cumhurbaşkanına fiili saldırı” kapsamında da olduğu öne sürüldü. TCK 310. maddenin “cumhurbaşkanına fiili saldırı” suçunu düzenleyen ikinci fıkrası, hakaret dışında kalan tüm hareketleri kapsarken, ilgili suça ilişkin cezanın yarı oranında artırılması öngörülüyor. Bu suretle verilen cezanın ise 5 yıldan az olamayacağı kaydediliyor. ‘Baskıyı artırıyorlar’ İddianameyi değerlendiren Gökçen, her üç gençten birinin işsiz olduğunu, özgürlüklerin baskılandığını, kadınlara cins kırımın uygulandığını belirterek “Devleti yönetenler, gençlerin isyanına kulak vermek yerine biz gençlere ve kadınlara baskısını artırıyor. Cumhuriyet Halk Partisi’nin yöneticileri ve örgütlerimiz, halkın sorunlarına samimiyetle çözüm sunduğu, umutsuzluğa karşı bambaşka bir Türkiye’nin mümkün olduğunu gösterdiğimiz için baskı görüyoruz” dedi. Hakkındaki iddianameyi “trajikomik” olarak niteleyen Gökçen, “Saraylardan halka ve bizlere ahkâm kesenler, vaktinde ‘Ne istediler de vermedik’ diyenler, partimizin ‘FETÖ’nün Siyasi Ayağı’ kitapçığı nedeniyle hakkımda açılan 3 davada, 7 ayrı suçlamayla hapisle cezalandırılmamı istiyor. 29 yaşında bir siyasetçiden ciddi ciddi cumhurbaşkanına fiili saldırı suçu ve en az beş yıl hapis cezası çıkarmaya çalışıyorlar. Milyonlarca gencin baskılara karşı özgürlük ve eşitlik talebinin siyasette ve yönetimde yer bulacağı güne kadar özgürlük ve demokrasi mücadelemden bir adım geri atmayacağım” diye konuştu. l ANKARA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle